İstanbul'un 100 Romanı TEK Kitapta Buluştu

İstanbul’un 100 romanı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından hazırlanan kitapta bir araya getirildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Tanzimat’tan günümüze İstanbul’un yüz romanını tek kitapta bir araya getirdi. İstanbul’un Yüzleri Serisi kapsamında kitaplaştırılan İstanbul’un 100 Romanı ile kurguya sinmiş İstanbul’un izleri sürülüyor.

ROMANLARIN PENCERESİNDEN İSTANBUL FOTOĞRAFI

İlk romanlardan olan Taaşşuk- Talat ve Fıtnat ile başlayan kitap, Tanzimat’tan günümüze kadar İstanbul’un romancılar tarafından nasıl ele alındığını tespit ederek romanların penceresinden İstanbul fotoğrafı sunuyor.

Kitaba konu olan romanlarda her yazar İstanbul’un değişik bir cephesine ve devresine odaklanıyor. Halit Ziya Uşaklıgil’de konak yaşantısı, Halide Edib Adıvar’da eski mahalle hayatı, Reşat Nuri’de Türk ailesinin yaprak dökümü, Sermet Muhtar Alus’ta kabadayılık Alemi, Sait Faik Abasıyanık’ta küçük adamın hayatı, Orhan Kemal’de Yeşilçam dünyası, Yusuf Atılgan’da aylaklık, Orhan Pamuk’ta minyatür sanatının gizemi, Buket Uzuner’de farklı İstanbullar göze göze çarpıyor.

Kitabı yayına hazırlayan araştırmacı-yazar Ali Şükrü Çoruk, İstanbul’un yüz romanını tespit ederken şehrin kimliğini, kültürünü, yaşayışını ve zaman içinde geçirdiği değişimi gösteren örneklerden hareket etmiş. Şehrin sosyal hayatındaki değişimi en iyi yansıtan yazarlar arasında başta Ahmet Midhat Efendi, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Peyami Safa, Samiha Ayverdi ve Selim İleri bulunuyor.

İstanbul’un 100 Romanı ile şehrin zaman içerisindeki değişimi, Türk Edebiyatı’na damgasını vuran usta kalemlerin bakış açıları ve gözlemleriyle birlikte okuyucuya sunuluyor.

İşte o romanların penceresinden İstanbul:

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT -1872-İlk romanlardan olan Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat (Talat ve Fıtnat’ın Aşkı) İstanbul ekseninde görücü usulüyle evlilik meselesini, dönemin kadın erkek ilişkilerini sorgulayan bir eser.

İNTİBAH -1874-Namık Kemal tarafından yazılan İntibah, özellikle Çamlıca tasvirleriyle dikkati çeken bir roman.

SİNEKLİ BAKKAL -1936-İstanbul romanları arasında özel bir yere sahip olan ve toplumumuzda Halide Edib Adıvar’ın adıyla birlikte anılan Sinekli Bakkal’da sokak çerçevesinden II. Abdülhamid dönemi İstanbul’u anlatılır.

ARABA SEVDASI -1896-Tanzimat döneminde üst tabakadaki tüketim alışkanlığına işaret eden Araba Sevdası romanında devrin gezinti yerleri hakkında ayrıntılı bilgiler veriliyor.

AŞK-I MEMNU -1900-İnsan ilişkilerine ağırlık vermesi sebebiyle ev içi roman diyebileceğimiz Aşk-ı Memnu’da İstanbul’un kibar tabakasının hayatından kesitler sunuluyor.

ŞIPSEVDİ -1911-Bir İstanbul romancısı olan Hüseyin Rahmi Gürpınar, Şıpsevdi adlı romanında pek çok eserinde olduğu gibi yanlış Batılılaşma konusunu işliyor.

KUYRUKLU YILDIZ ALTINDA BİR İZDİVAÇ -1912-Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç romanı 1910 yılında dünyanın yakınından geçen Halley kuyrukluyıldızının İstanbul halkında uyandırdığı korku ve telaş etrafında yazıldı.

KİRALIK KONAK -1922-Türk edebiyatının usta kalemlerinden Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından yazılan Kiralık Konak’ta Meşrutiyet döneminde bir ailenin fertleri arasında yaşanan kuşak çatışması anlatılıyor.

SODOM VE GOMORE -1928-Mütareke dönemi İstanbul’unu anlatan Sodom ve Gomore’de mekan, ağırlıklı olarak işgal kuvvetlerine mensup subayların ve onlara yakın durmayı kendisine ayrıcalık olarak gören insanların günlük hayatına sahne olan Beyoğlu ve Şişli’dir.

FATİH HARBİYE -1931-Adını İstanbul’da o dönemde faaliyette olan bir tramvay hattından alan Fatih-Harbiye romanı, Batılılaşma macerasının Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki toplumsal yansımaları üzerinde duruyor.

ÜÇ İSTANBUL -1938-Mithat Cemal Kuntay tarafından yazılan Üç İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemini en iyi anlatan romanlardan biri olarak kabul ediliyor.

KADIKÖYÜ’NÜN ROMANI -1938-Kadıköyü’nün Romanı 1930’lu yılların başlarında Kadıköy’de yaşanan sosyal hayatı, başta eğlenceler ve insan ilişkileri olmak üzere bütün yönleriyle vermesi bakımından önemli bir eser.

MESİHPAŞA İMAMI -1948-Eserlerinin merkezinde tasavvufi konulara yer veren, modern insanın sıkıntılarına çare olarak manevi değerleri işaret eden Sâmiha Ayverdi’nin Mesihpaşa İmamı adlı romanında Fatih’te yaşayan bir imamın hayatından acı tatlı kesitler sunuluyor.

HUZUR -1949-Huzur adlı romanda İstanbul alelade bir mekan olmaktan ziyade Türk kültür ve medeniyetinin tarih içinde bütün unsurlarıyla kemal derecesini bulduğu ve bu medeniyetin en yoğun şekilde hissedildiği bir imparatorluk başkenti olarak karşımıza çıkıyor.

KAN KONUŞMAZ -1965-Roman, zaman açısından I. Dünya Savaşı, Mütareke dönemi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarını kapsamaktadır. Ele alınan dönemlere paralel olarak işçilerin yaşam ve çalışma şartlarına, sosyal dengesizliklere dikkat çekmek eserin başlıca yazılış amacı olarak gözüküyor.

FOSFORLU CEVRİYE -1968-1930’lu yılların Galata’sından kesitler sunan, filme alınan ve tiyatroya uyarlanan romanda Cevriye, sözünü kimseden sakınmayan, haksızlığa karşı çıkan, doğru bildiğini yapan bir tip olarak karşımıza çıkıyor.

AĞIR ROMAN -1990-Ağır Roman, İstanbul’un merkezinde yer almakla beraber farklı yaşantılarıyla şehrin hakim kültüründen uzakta kalan yahut bu kültüre uzak durmayı tercih eden Romanların renkli hayatını en çarpıcı şekilde veren önemli bir eser.

BENİM ADIM KIRMIZI -1998-Benim Adım Kırmızı tarih yazımıyla edebiyatın iç içe geçmiş güzel bir örneği. Roman boyunca kendisini başarılı bir şekilde gizleyen yazarın romanın sonunda kahramanlardan biri olarak aniden karşımıza çıkması ise postmodern bir sürpriz örneği.

SUSKUNLAR -2007-İhsan Oktay Anar, modern dönemden farklı olmak üzere ideolojik bir yorum getirmekten ziyade tarihe masal ve efsane aralığından bakmaktan hoşlanır. Dolayısıyla yazdığı romanlar modern bir masal niteliğindedir.
Kaynak: İHA