Anne Adaylarına Hurafe Uyarısı
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük, hamile kalmayı planlayanlar ve anne adaylarının 'Çift canlıyım, 2 kişilik yemem lazım' ve 'Mutlaka sol yanıma yatmalıyım' gibi hurafelerden uzak durması gerektiğini belirtti
Acıbadem Maslak Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük, hamile kalmayı planlayanlar ve anne adaylarının uzak durması gereken hurafeleri sıralayarak, önerilerde bulundu.
Hastaneden yapılan açıklamada, Küçük'ün hurafelere ilişkin uyarı ve önerilerine yer verildi. 'Çift canlıyım, 2 kişilik yemem lazım' sözünün yanlış olduğunu ifade eden Küçük, gebelik boyunca büyüyen fetusun tüm ihtiyaçlarını anneden aldığını kaydetti. Küçük, gebeliğin ilk 3 ayında kalori artışına gerek olmadığını, ikinci üç ay için günlük 350 kalori, son üç ay için de günlük 450 kalori artışın yeterli olduğunu vurguladı.
'Mutlaka sol yanıma yatmalıyım'ın da yanlış olduğunu vurgulayan Küçük, rahat uyku uyunabilen her pozisyonda yatılabileceğini belirtti.
Yanlış olan bir başka inanışın da, gebelik sırasında zehirli maddelerden kaçınmak için köylerden süt, peynir ve et alınması, balık tüketmekten kaçınılması gerektiği düşüncesi olduğunu ifade eden Küçük, 'Kontrolsüz tavuk eti ve köy yumurtası da tehlikeli olabilir, tüberküloz bile bulaşabilir. Pastörize edilmemiş süt ve ürünlerinden brusella, tifo gibi çok tehlikeli hastalıklar kapılabilir. Yeni sağılmış sütü sadece kaynatmak da yeterli olmayacağından hamilelikte günlük şişe süt tüketilmelidir' dedi.
'Tüp bebek yaptırırsam genelde ikiz-üçüz bebeğim olur' düşüncesinin doğru olmadığını belirten Küçük, 2'den fazla embriyo transferinin yasak, tek embriyo verildiğinde ikiz gebelik olma şansının az olduğunu kaydetti.
Küçük, 'Tüp bebek gebelikleri risklidir ve mutlaka sezaryen ile doğmalıdır' düşüncesinin de yanlış olduğunu ifade ederek, riskli gebeliklerin anne ya da bebeğe bağlı çeşitli nedenlerle oluştuğunu, normal giden ve tek bir bebek olan gebeliğin tüp bebekle oluşmasının yüksek risk taşımadığını, diğer gebeler gibi uygun hallerde ve istenirse normal doğum yapılabildiğini anlattı.
- En yüksek gebelik şansı 5-6 ayda
'İlk 3 ay hamile kalınamazsa ciddi sorun vardır' anlayışının da doğru olmadığını belirten Küçük, şöyle devam etti:
'Yapılan çalışmalar yeni evlenen ve hamilelikten korunmayan bir çiftin 12 ayda gebelik şansının yüzde 85 olduğunu ortaya koyuyor. En yüksek gebelik şansı ilk 5-6 ayda olsa da, sonraki 6 ayda da önemli oranda gebelik oluyor. Bir yıl geçmesine rağmen gebelik yoksa o zaman araştırmaya başlamak gerekiyor. Kadının yaşının 35’ten büyük olduğu durumlarda bir yıl yerine 6 ay beklemek yeterli. 35 yaşından sonra azalan yumurta rezervi nedeniyle araştırmaya ve gerekli ise tedaviye başlanıyor. Bazı hallerde ise gebelik için hiç beklenmeden araştırma yapmak gerekebiliyor.'
Prof. Dr. Tansu Küçük, 'Çocuğunun olmasını isteyen erkekler cinsel perhiz yapmalı' düşüncesinin de yanlış olduğunu vurgulayarak, testislerde sperm üretiminin sürekli olup sperm yapımının yaklaşık 90 gün sürdüğünü kaydetti.
'İlişki sonrası yataktan kalkmamak, kalça altına yastık koyarak beklemek hamilelik şansını artırır' düşüncesinin de doğru olmadığını ifade eden Küçük, sperm hücrelerinin ilk anda rahim ağzından içeri girdiğini dile getirdi.
Küçük, belirli bir diyet, ilişki günü ve pozisyonuyla bebeğin cinsiyetini ayarlamanın mümkün olmadığının altını çizdi. Yüzyıllardır tutulan doğum kayıtlarından çıkarılan istatistiklere göre her 100 kız bebeğe karşın 110 erkek bebek doğduğunu ifade eden Küçük, bebeğin cinsiyetini erkekten gelen spermin belirlediğini hatırlattı.
'Kanser tedavisi görenler çocuk sahibi olamaz' düşüncesinin doğru olmadığını vurgulayan Küçük, 'Kanser tedavisi genellikle cerrahi, kemoterapi, radyoterapi şeklinde yapılıyor. Kemoterapi ve radyoterapi erkekte testislere, kadında rahim ve yumurtalıklara etki ederek kısırlığa sebep olabiliyor. Ergenliğe erişmiş bir erkek kanser tedavisi başlamadan önce sperm dondurarak ileride çocuk sahibi olabiliyor. Ergenlikten önce ise henüz sperm üretimi olmadığından, testisten biopsi yapılarak alınan doku saklanıyor. Kadınlarda ise yumurta dondurma ya da döllenmiş yumurta (embriyo) dondurma seçenekleri var. Ergenlik çağına ulaşmamış kız çocuklarında da yumurtalık dokusu dondurmak onları gelecekte anne yapmaya ve menopozu geciktirmeyi mümkün kılıyor' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Hastaneden yapılan açıklamada, Küçük'ün hurafelere ilişkin uyarı ve önerilerine yer verildi. 'Çift canlıyım, 2 kişilik yemem lazım' sözünün yanlış olduğunu ifade eden Küçük, gebelik boyunca büyüyen fetusun tüm ihtiyaçlarını anneden aldığını kaydetti. Küçük, gebeliğin ilk 3 ayında kalori artışına gerek olmadığını, ikinci üç ay için günlük 350 kalori, son üç ay için de günlük 450 kalori artışın yeterli olduğunu vurguladı.
'Mutlaka sol yanıma yatmalıyım'ın da yanlış olduğunu vurgulayan Küçük, rahat uyku uyunabilen her pozisyonda yatılabileceğini belirtti.
Yanlış olan bir başka inanışın da, gebelik sırasında zehirli maddelerden kaçınmak için köylerden süt, peynir ve et alınması, balık tüketmekten kaçınılması gerektiği düşüncesi olduğunu ifade eden Küçük, 'Kontrolsüz tavuk eti ve köy yumurtası da tehlikeli olabilir, tüberküloz bile bulaşabilir. Pastörize edilmemiş süt ve ürünlerinden brusella, tifo gibi çok tehlikeli hastalıklar kapılabilir. Yeni sağılmış sütü sadece kaynatmak da yeterli olmayacağından hamilelikte günlük şişe süt tüketilmelidir' dedi.
'Tüp bebek yaptırırsam genelde ikiz-üçüz bebeğim olur' düşüncesinin doğru olmadığını belirten Küçük, 2'den fazla embriyo transferinin yasak, tek embriyo verildiğinde ikiz gebelik olma şansının az olduğunu kaydetti.
Küçük, 'Tüp bebek gebelikleri risklidir ve mutlaka sezaryen ile doğmalıdır' düşüncesinin de yanlış olduğunu ifade ederek, riskli gebeliklerin anne ya da bebeğe bağlı çeşitli nedenlerle oluştuğunu, normal giden ve tek bir bebek olan gebeliğin tüp bebekle oluşmasının yüksek risk taşımadığını, diğer gebeler gibi uygun hallerde ve istenirse normal doğum yapılabildiğini anlattı.
- En yüksek gebelik şansı 5-6 ayda
'İlk 3 ay hamile kalınamazsa ciddi sorun vardır' anlayışının da doğru olmadığını belirten Küçük, şöyle devam etti:
'Yapılan çalışmalar yeni evlenen ve hamilelikten korunmayan bir çiftin 12 ayda gebelik şansının yüzde 85 olduğunu ortaya koyuyor. En yüksek gebelik şansı ilk 5-6 ayda olsa da, sonraki 6 ayda da önemli oranda gebelik oluyor. Bir yıl geçmesine rağmen gebelik yoksa o zaman araştırmaya başlamak gerekiyor. Kadının yaşının 35’ten büyük olduğu durumlarda bir yıl yerine 6 ay beklemek yeterli. 35 yaşından sonra azalan yumurta rezervi nedeniyle araştırmaya ve gerekli ise tedaviye başlanıyor. Bazı hallerde ise gebelik için hiç beklenmeden araştırma yapmak gerekebiliyor.'
Prof. Dr. Tansu Küçük, 'Çocuğunun olmasını isteyen erkekler cinsel perhiz yapmalı' düşüncesinin de yanlış olduğunu vurgulayarak, testislerde sperm üretiminin sürekli olup sperm yapımının yaklaşık 90 gün sürdüğünü kaydetti.
'İlişki sonrası yataktan kalkmamak, kalça altına yastık koyarak beklemek hamilelik şansını artırır' düşüncesinin de doğru olmadığını ifade eden Küçük, sperm hücrelerinin ilk anda rahim ağzından içeri girdiğini dile getirdi.
Küçük, belirli bir diyet, ilişki günü ve pozisyonuyla bebeğin cinsiyetini ayarlamanın mümkün olmadığının altını çizdi. Yüzyıllardır tutulan doğum kayıtlarından çıkarılan istatistiklere göre her 100 kız bebeğe karşın 110 erkek bebek doğduğunu ifade eden Küçük, bebeğin cinsiyetini erkekten gelen spermin belirlediğini hatırlattı.
'Kanser tedavisi görenler çocuk sahibi olamaz' düşüncesinin doğru olmadığını vurgulayan Küçük, 'Kanser tedavisi genellikle cerrahi, kemoterapi, radyoterapi şeklinde yapılıyor. Kemoterapi ve radyoterapi erkekte testislere, kadında rahim ve yumurtalıklara etki ederek kısırlığa sebep olabiliyor. Ergenliğe erişmiş bir erkek kanser tedavisi başlamadan önce sperm dondurarak ileride çocuk sahibi olabiliyor. Ergenlikten önce ise henüz sperm üretimi olmadığından, testisten biopsi yapılarak alınan doku saklanıyor. Kadınlarda ise yumurta dondurma ya da döllenmiş yumurta (embriyo) dondurma seçenekleri var. Ergenlik çağına ulaşmamış kız çocuklarında da yumurtalık dokusu dondurmak onları gelecekte anne yapmaya ve menopozu geciktirmeyi mümkün kılıyor' ifadelerini kullandı.