ATO'dan Üyelerine 1 Milyar Lira Can Suyu Desteği
ATO Yönetim Kurulu Başkanı Baran: 'Üyelerimize, Ankara tüccarına 1 milyar lira can suyu desteği sağlayacağız. 10 binlerce üyemiz bu imkandan istifade etsin istiyoruz. İlk müjdemiz budur' 'Türk lirasına önce bizlerin itibar göstermesi gerekiyor. Şimdi cepte döviz bulundurmak değil elini taşın altına koymak zamanıdır' 'Türk lirası ile ticareti destekliyoruz. Bununla ilgili bizim de uygulamalarımız olacak'
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, 'ATO olarak üyelerimize, Ankara tüccarına 1 milyar lira can suyu desteği sağlayacağız. 10 binlerce üyemiz bu imkandan istifade etsin istiyoruz.' dedi.
ATO Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini dün devralan Gürsel Baran, odanın organizasyonunda ikincisi gerçekleştirilecek Ankara Marka Festivalinin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, küresel ekonominin sancılar yaşadığı bu dönemde ülkeler, şehirler, sektörler ve şirketler için markalaşmanın hem katma değer hem de rekabet gücü açısından önem taşıdığını ifade etti.
ATO olarak bu yıl ikincisini düzenledikleri Ankara Marka Festivali ile markalaşma konusuna dikkati çekmeyi, vizyon oluşturmayı ve Ankara'dan küresel markalar çıkmasına katkı sağlamayı amaçladıklarını belirten Baran, 14-16 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalin ana temasının 'Bilim Ağacının Gölgesinde: Geleceğe Dönüş' olduğunu bildirdi.
Baran, dünyanın geleceğine damga vuracak olan bilim, teknoloji ve markanın ortak yolculuğuna dikkati çekmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
- 'Önceliklerimiz arasına Ankara'dan yurt dışına direkt uçuşları koyduk'
Ankara’nın ihracat odaklı düşünmek ve çalışmak zarureti olduğunu vurgulayan Baran, bu yüzden öncelikleri arasına Ankara'dan yurt dışına direkt uçuşları koyduklarını söyledi.
Baran, 'Ankara birkaç saatlik uçuş mesafesinde ciddi bir pazara erişebilecekken bağlantılı uçuşlar sebebiyle bu pazarlara uzak kalıyor. Ankara devletin de yönetim merkezi olduğu halde İstanbul'a uğramadan uçamayan bir il durumunda. Bu durum hem zaman hem de maliyet açısından bizler için kayıptır.' dedi.
'Memur şehri' olma özelliğini çoktan yitiren ve sanayi işletmeleriyle ön plana çıkan Ankara'da toplam 11 organize sanayi bölgesinin faaliyette olduğu bilgisini veren Baran, uzay, havacılık ve savunma sanayisinde ön plana çıkan şehrin Türkiye'nin savunma ve havacılık sanayisi ihracatında önemli yere sahip olduğunu ve bir milyar dolara yaklaşan rakamla bu alanda gerçekleştirilen ihracatın yüzde 55'ini tek başına sağladığını anlattı.
16 üniversiteye ev sahipliği yapan Ankara'da 7 teknoloji geliştirme bölgesi bulunduğunu aktaran Baran, 'Ankaramız sahip olduğu teknolojik altyapısı ve teknokentleriyle bilişim vadisi olmaya aday bir şehirdir. Eskişehir, Konya, İstanbul hızlı tren seferlerinin yapıldığı Ankara, 29 Ekim'de açılışı yapılan yüksek hızlı tren garı ile yıllık 15 milyon yolcu ağırlama kapasitesine ulaştı. Ankara-Sivas, Ankara-İzmir hızlı trenlerinin faaliyete geçmesiyle de şehrimiz yüksek hızlı tren için Türkiye'nin merkezi haline gelecektir.' diye konuştu.
Baran, Ankara'nın, yapımı devam eden iki dev şehir hastanesinin 2017 ve 2018 yıllarında faaliyete başlamasıyla sağlık sektörünün de başkenti haline geleceğini, Bilkent ve Etlik'te hayata geçirilen hastanelerle şehrin 7 bin yatağa daha kavuşacağını ifade etti.
Gürsel Baran, özellikle Ayaş, Kızılcahamam, Haymana ilçelerinin termal sağlık merkezi olmaya aday yerler olduğunu dile getirdi.
- 'Türk lirasına önce biz itibar göstermeliyiz'
ATO başkanlık mazbatasını alalı daha bir gün olduğunu hatırlatan Baran, şunları kaydetti:
'Kısa bir süre önce olağanüstü bir seçim yaşadık. Bizler yaklaşık 20 yıldır ATO'ya her şeyden önce gönül bağıyla bağlı, oda bünyesinde çeşitli çalışmalara katılmış, şehrimizi, sektörlerimizi, ticareti bilen, vizyonu, hedefi hayalleri olan bir ekibiz. ATO Meclisimizin bize yönetim yetkisi vermesi bizi gerçekten onurlandırdı. Buradan her bir üyemize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Odamızda yürüteceğimiz çalışmaları, acil eylem planımızı ve orta vadeli planımızı ayrı ayrı kamuoyuyla paylaşacağız. ATO Yönetim Kurulu olarak odamız, şehrimiz ve ülkemiz için çalışmalar yapacağız, projeler hayata geçireceğiz. Her şeyi devletten bekleyen değil, sorumluluk üstlenen bir yaklaşım sergileyeceğiz. Devlet disiplinini, özel sektör cesaretini ve gençliğin enerjisini çalışmalarımıza yansıtacağız. Yürüteceğimiz her çalışmada konunun ilgili taraflarıyla istişarelerde bulunacağız.'
Gürsel Baran, ülke olarak çok hassas ve çok çalışılması gereken bir dönem yaşandığını belirterek, “Ekonomideki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Günlerdir dolarda yükseliş devam ediyordu. ATO geçmişte de benzer durumlar yaşandığında üyelerine, kamuoyuna çağrı yaparak Türk lirasına önce bizlerin itibar göstermesi gerektiğini hatırlatmıştı. Ülkemizde iş yeri kiralamalarından tutun da pek çok ödemenin dövizle yapılması zaten kabul edilebilir bir durum değildir. Bu vesileyle yanlıştan da dönülmüş oluyor. Bu konu sadece hükümetin sorumluluğunda değildir. Hepimiz aynı gemideyiz ve bu gemiyi yüzdürmek hepimizin sorumluluğundadır.” değerlendirmesinde bulundu.
'Bu ülkeyi samimi duyguyla seven kardeşlerimiz dövizlerini bozdurup Türk lirasına dönüyor.' diyen Baran, iş dünyasına 'Şimdi cepte döviz bulundurmak değil, elini taşın altına koymak zamanıdır. Vatandaşın gösterdiği duyarlılığa iş dünyamız da katılmalıdır.' çağrısını yaptı.
- “15 Temmuz’da tankla, tüfekle gelenler bugün ekonomik manipülasyonlarla geliyor”
ATO Başkanı Baran, yine bu dönemde İngiltere'nin Avrupa Birliğinden (AB) ayrılma süreci, ABD'de başkanlık yarışı, İtalya referandumu ve sonuçları, Amerikan Merkez Bankasının (Fed) faiz artırıp artırmayacağı konularının gündemi meşgul ettiğine değindi.
Türkiye'nin çevre coğrafyasındaki çalkantılar ve bölgesel sorunların yanında dünya genelindeki ekonomik istikrarsızlık ve kargaşanın yaşattığı belirsizliğin de ekonomileri etkilediğini ve dalgalanmalara yol açtığını kaydeden Baran, Türkiye'nin içeride ve dışarıda yaşanan terör başta olmak üzere tüm sorun ve şoklara karşı dayanıklı hale geldiğini bu süreçte dünyaya gösterdiğini vurguladı.
Bu konuları ele alırken en başta 15 Temmuz darbe girişiminin etkilerine de bakmak gerektiğine dikkati çeken Baran, 'Türkiye tüm bu olumsuz hadiselere rağmen, ekonomik ve siyasi istikrarını sürdürmektedir. 15 Temmuz'da tankla, tüfekle gelenler bugün ekonomik manipülasyonlarla gelmektedir. Millet bunun farkında ve teyakkuzdadır. Yapılan çağrılara vatandaşlarımızın gösterdiği teveccüh bu milletin şuurunu ortaya koymaktadır. ATO üyeleri bu asil milletin birer ferdi olarak ekonomik cephede üzerine düşeni yapacaktır.' dedi.
Gürsel Baran, ATO olarak Türkiye'nin bu süreci selametle atlatması için var güçleriyle çalışacaklarını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde devletin bu süreçteki mücadelesinde canla başla yer alacaklarını söyledi.
Bu süreçte AB ile yaşananları doğru analiz etmek gerektiğine ifade eden Baran, 'Türkiye, AB ile yolculuğuna yaklaşık 53 yıl önce başladı ve bu süre zarfında hep eşikte tutuldu. Türkiye 'alan' taraf olmaktan ziyade 'veren' taraf oldu. Türkiye'nin yanında söz konusu dahi edilemeyecek ülkeler birer birer tam üye yapılırken, ülkemizin anlaşmalardan doğan haklarının her türlü dayanaktan yoksun bir şekilde görmezden gelinmesi hukuk, adalet ve vicdan ölçülerinde kabul edilemez.' yorumunu yaptı.
Türkiye'nin sadece tek bir tarafa bağlı kalmaktan ziyade alternatif pazarlara yönelmesinin bir gereklilik olduğuna işaret eden Baran, dünyanın ağırlık merkezinin Asya-Pasifik'e kaydığını, Türkiye'nin ekonomik perspektifini bu gerçeğe göre ortaya koyduğunu dile getirdi.
Baran, bu doğrultuda AB dışında benzeri organizasyonlarla iş birliğinin çeşitlendirilmesinin yarar sağlayacağına inandıklarını ifade etti.
- 'Ankara tüccarına 1 milyar lira can suyu desteği sağlayacağız'
Türkiye'nin finansal kırılganlığını daha çok üreterek, ticareti merkeze alarak, katma değeri artırarak ve markalaşarak aşacağını belirten Baran, şöyle devam etti:
'Ticaret erbabı olan bizler ekonominin çarklarının ivmesini artırma mesuliyetinin farkındayız. Biz finansal ağırlıklı bir ekonomi yerine üretim ve ticaret ağırlıklı bir ekonomiyi merkeze almayı amaçlıyoruz. Bunun için ATO olarak bu süreçte üyelerimizin yanında olacağız. Üyelerimize, Ankara tüccarına 1 milyar lira can suyu desteği sağlayacağız. 10 binlerce üyemiz bu imkandan istifade etsin istiyoruz. İlk müjdemiz budur. ATO'nun yeni görev alan yönetimi olarak odamız, şehrimiz ve ülkemiz için mesai gözetmeksizin çalışma kararlılığındayız.'
Baran, söz konusu desteğin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) önderliğinde tüm Türkiye'de yapılan bir organizasyon olduğunu ve buraya en büyük katkıyı ATO'nun verdiğini belirterek, 'Bundan faydalanmak isteyen arkadaşlarımız ATO'dan bir evrak almak zorunda. Burada uygulayıcı banka olarak DenizBank ve Ziraat Bankası var. Onlarla yapacağımız görüşmelerle, gelecek mükelleflerin bütün işlemleri odamızda yapabileceği bir ortamı sağlamaya çalışıyoruz. Bugün başladı ama haftaya tam anlamıyla başlamış olur diye düşünüyorum.' diye konuştu.
Ankara Marka Festivalinin önem verdikleri ve sürdürmeye gayret edecekleri bir organizasyon olduğunu dile getiren Baran, amaçlarının marka konusunu 7'den 70'e herkesin fark etmesini sağlamak olduğunu söyledi.
Gürsel Baran, 'Market tezgahındaki elmanın kilosu 2,5 lira ise teknoloji marketindeki telefonun üstündeki elmanın kilosu 23 bin 500 liradır. Yaklaşık 10 bin kat. İşte bunun için bilim, teknoloji ve marka diyoruz.' ifadelerini kullandı.
- 'Türk lirası ile ticareti destekliyoruz'
Türkiye'nin en değerli 100 markası listesinde yer alan firmaların marka değeri toplamının 30 milyar dolar civarında bulunduğunu aktaran Baran, '100 markamızın toplamı, marka değeri 178 milyar dolar olan bir Apple etmiyor. İşte biz bu noktadan hareket ederek ATO olarak misyonumuz gereği Ankara'da bir markalaşma iklimi oluşturmak arzusundayız. İnovasyon, Ar-Ge ve iyi fikir için farkındalık oluşturmak temel hedefimizdir.' diye konuştu.
Markalaşmanın Türkiye'nin gelişmiş ülkeler içerisinde yer almasının en önemli koşullarından birisi olduğuna işaret eden Baran, dünyada son dönemde pazar yapısı, tüketici davranışı ve rekabet koşullarının değiştiğini, bu değişim rüzgarının önüne kattıklarını güçlendirirken ardında bıraktıklarını zayıflattığını dile getirdi.
Yeni şartların işletmelerin küresel ürün ve markalaşmaya her zamankinden daha fazla önem vermek zorunda olduğunu gösterdiğini belirten Baran, 'Eski üretim biçimlerinden katma değeri yüksek ekonomiye geçmeliyiz. Bunun için bilgiye ulaşmanın bütün kanallarını açmalıyız. Gençlerimize dünya ile rekabet edebilecek becerileri kazandırmalıyız. Hantal üretim ekonomisinden bilgi ekonomisine geçmeliyiz. Orta gelir tuzağını aşmak için ucuz turizm, babadan kalma tarım, köhne üretim biçimlerinden sıyrılıp teknoloji ekonomisine yürümeliyiz. Eğitimde ve ekonomide çağ atlamanın yolu bilim, teknoloji, matematik ve mühendislik becerilerinin artırılmasından geçmektedir. Türkiye bilim ve teknoloji ekonomisine yönelmelidir. İşte tüm bu nedenlerle ATO olarak Ankara Marka Festivalini düzenliyoruz.' değerlendirmesini yaptı.
Gürsel Baran, bir soru üzerine, 'Türk lirası ile ticareti tabii ki destekliyoruz. Bizim amacımız Türk lirasının marka değerini artırmak. Burada da Sayın Cumhurbaşkanımıza elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Bununla ilgili bizim de uygulamalarımız olacak.' dedi.
ATO'nun 2017 hedeflerine ilişkin soru üzerine Baran, oda, Ankara esnaf ve tüccarı ile sosyal sorumluluk projelerine yönelik üç aşamalı bir eylem planı üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Toplantıya, ATO Yönetim Kurulu üyeleri Halil İbrahim Yılmaz ve Vecdet Şendil, Marka ve Pazar Geliştirme Özel İhtisas Komisyonu Başkanı Zafer Hacıosmanoğlu, Marka Komisyonu Başkan Yardımcısı Ufuk Akgün, Marka Komisyonu Üyesi Bora Çınar ile Çalık Holding Kurumsal İletişim Direktörü Özlem Yalçın da katıldı.
- 15 bin katılım bekleniyor
Ankara Marka Festivalinde 10 salonda 114 oturum gerçekleştirilecek 132 konuşmacı sahne alacak. Geçen yıl 8 bin 500 kişinin katıldığı festivale bu yıl 15 bin katılım bekleniyor.
Festivalde, kendi alanında bireysel marka haline gelmiş ünlü, ekonomide lider firmaların üst düzey yöneticileri, uluslararası temsilciler, akademisyenler, marka, reklam, iletişim dünyasından uzmanlar, üniversite öğrencileri ve basın mensupları konuşmacı olarak yer alacak.
Konuşmacılar arasında Murat Dalkılıç, Selami Şahin, Cemil Tokel, Ahmet Pura, Mehmet Dinçerler, Sami Kariyo, Abbas Güçlü, Buğra Kazancı, Fatma Turgut, Ferman Akgül, Murat Kolbaşı, Sinan Öncel, Nazım Salur, Hakan Baş, Gamze Cizreli, Ferhat Göçer, Hande Fırat, Şeyda Coşkun, Metin Hara bulunuyor.
Festivalde marka inşası, marka kimliği, marka yaratma, marka stratejileri, marka-patent koruma, Ar-Ge, teknoloji, marka sadakati, marka şahsiyeti, marka ve tüketici hakları, marka ve bilim kurgu ilişkisi, marka yaratmada bilimin rolü konuları ele alınacak.
İlham veren isimler festivalde iyi fikir, inovasyon, yaratıcılık, ilham, bilim, sanatçı ruh, sportmen tavır, hikaye yaratma, eğitim, kişisel gelişim, ekip ruhu, yarışmacı ruh, inanmışlık, deneyim, başarı öyküleri ve gençlik üzerine konuşacak.
Girişlerin ücretsiz olduğu festivalde, '360 Derece Marka, MusicBusiness&Entertainment', 'Doğrudan Pazarlama', 'Marka İletişiminde PR'ın Gücü', 'Türkiye Dijitalde Neler Oluyor?', 'Markalaşmada Dijital İnovasyon', 'Marka Simulatörü: Marka Yaratma Eğitimi', 'Mutfak Magazin' başlıklı eğitim kampları da gerçekleştirilecek.
Kaynak: AA
ATO Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini dün devralan Gürsel Baran, odanın organizasyonunda ikincisi gerçekleştirilecek Ankara Marka Festivalinin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, küresel ekonominin sancılar yaşadığı bu dönemde ülkeler, şehirler, sektörler ve şirketler için markalaşmanın hem katma değer hem de rekabet gücü açısından önem taşıdığını ifade etti.
ATO olarak bu yıl ikincisini düzenledikleri Ankara Marka Festivali ile markalaşma konusuna dikkati çekmeyi, vizyon oluşturmayı ve Ankara'dan küresel markalar çıkmasına katkı sağlamayı amaçladıklarını belirten Baran, 14-16 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalin ana temasının 'Bilim Ağacının Gölgesinde: Geleceğe Dönüş' olduğunu bildirdi.
Baran, dünyanın geleceğine damga vuracak olan bilim, teknoloji ve markanın ortak yolculuğuna dikkati çekmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
- 'Önceliklerimiz arasına Ankara'dan yurt dışına direkt uçuşları koyduk'
Ankara’nın ihracat odaklı düşünmek ve çalışmak zarureti olduğunu vurgulayan Baran, bu yüzden öncelikleri arasına Ankara'dan yurt dışına direkt uçuşları koyduklarını söyledi.
Baran, 'Ankara birkaç saatlik uçuş mesafesinde ciddi bir pazara erişebilecekken bağlantılı uçuşlar sebebiyle bu pazarlara uzak kalıyor. Ankara devletin de yönetim merkezi olduğu halde İstanbul'a uğramadan uçamayan bir il durumunda. Bu durum hem zaman hem de maliyet açısından bizler için kayıptır.' dedi.
'Memur şehri' olma özelliğini çoktan yitiren ve sanayi işletmeleriyle ön plana çıkan Ankara'da toplam 11 organize sanayi bölgesinin faaliyette olduğu bilgisini veren Baran, uzay, havacılık ve savunma sanayisinde ön plana çıkan şehrin Türkiye'nin savunma ve havacılık sanayisi ihracatında önemli yere sahip olduğunu ve bir milyar dolara yaklaşan rakamla bu alanda gerçekleştirilen ihracatın yüzde 55'ini tek başına sağladığını anlattı.
16 üniversiteye ev sahipliği yapan Ankara'da 7 teknoloji geliştirme bölgesi bulunduğunu aktaran Baran, 'Ankaramız sahip olduğu teknolojik altyapısı ve teknokentleriyle bilişim vadisi olmaya aday bir şehirdir. Eskişehir, Konya, İstanbul hızlı tren seferlerinin yapıldığı Ankara, 29 Ekim'de açılışı yapılan yüksek hızlı tren garı ile yıllık 15 milyon yolcu ağırlama kapasitesine ulaştı. Ankara-Sivas, Ankara-İzmir hızlı trenlerinin faaliyete geçmesiyle de şehrimiz yüksek hızlı tren için Türkiye'nin merkezi haline gelecektir.' diye konuştu.
Baran, Ankara'nın, yapımı devam eden iki dev şehir hastanesinin 2017 ve 2018 yıllarında faaliyete başlamasıyla sağlık sektörünün de başkenti haline geleceğini, Bilkent ve Etlik'te hayata geçirilen hastanelerle şehrin 7 bin yatağa daha kavuşacağını ifade etti.
Gürsel Baran, özellikle Ayaş, Kızılcahamam, Haymana ilçelerinin termal sağlık merkezi olmaya aday yerler olduğunu dile getirdi.
- 'Türk lirasına önce biz itibar göstermeliyiz'
ATO başkanlık mazbatasını alalı daha bir gün olduğunu hatırlatan Baran, şunları kaydetti:
'Kısa bir süre önce olağanüstü bir seçim yaşadık. Bizler yaklaşık 20 yıldır ATO'ya her şeyden önce gönül bağıyla bağlı, oda bünyesinde çeşitli çalışmalara katılmış, şehrimizi, sektörlerimizi, ticareti bilen, vizyonu, hedefi hayalleri olan bir ekibiz. ATO Meclisimizin bize yönetim yetkisi vermesi bizi gerçekten onurlandırdı. Buradan her bir üyemize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Odamızda yürüteceğimiz çalışmaları, acil eylem planımızı ve orta vadeli planımızı ayrı ayrı kamuoyuyla paylaşacağız. ATO Yönetim Kurulu olarak odamız, şehrimiz ve ülkemiz için çalışmalar yapacağız, projeler hayata geçireceğiz. Her şeyi devletten bekleyen değil, sorumluluk üstlenen bir yaklaşım sergileyeceğiz. Devlet disiplinini, özel sektör cesaretini ve gençliğin enerjisini çalışmalarımıza yansıtacağız. Yürüteceğimiz her çalışmada konunun ilgili taraflarıyla istişarelerde bulunacağız.'
Gürsel Baran, ülke olarak çok hassas ve çok çalışılması gereken bir dönem yaşandığını belirterek, “Ekonomideki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Günlerdir dolarda yükseliş devam ediyordu. ATO geçmişte de benzer durumlar yaşandığında üyelerine, kamuoyuna çağrı yaparak Türk lirasına önce bizlerin itibar göstermesi gerektiğini hatırlatmıştı. Ülkemizde iş yeri kiralamalarından tutun da pek çok ödemenin dövizle yapılması zaten kabul edilebilir bir durum değildir. Bu vesileyle yanlıştan da dönülmüş oluyor. Bu konu sadece hükümetin sorumluluğunda değildir. Hepimiz aynı gemideyiz ve bu gemiyi yüzdürmek hepimizin sorumluluğundadır.” değerlendirmesinde bulundu.
'Bu ülkeyi samimi duyguyla seven kardeşlerimiz dövizlerini bozdurup Türk lirasına dönüyor.' diyen Baran, iş dünyasına 'Şimdi cepte döviz bulundurmak değil, elini taşın altına koymak zamanıdır. Vatandaşın gösterdiği duyarlılığa iş dünyamız da katılmalıdır.' çağrısını yaptı.
- “15 Temmuz’da tankla, tüfekle gelenler bugün ekonomik manipülasyonlarla geliyor”
ATO Başkanı Baran, yine bu dönemde İngiltere'nin Avrupa Birliğinden (AB) ayrılma süreci, ABD'de başkanlık yarışı, İtalya referandumu ve sonuçları, Amerikan Merkez Bankasının (Fed) faiz artırıp artırmayacağı konularının gündemi meşgul ettiğine değindi.
Türkiye'nin çevre coğrafyasındaki çalkantılar ve bölgesel sorunların yanında dünya genelindeki ekonomik istikrarsızlık ve kargaşanın yaşattığı belirsizliğin de ekonomileri etkilediğini ve dalgalanmalara yol açtığını kaydeden Baran, Türkiye'nin içeride ve dışarıda yaşanan terör başta olmak üzere tüm sorun ve şoklara karşı dayanıklı hale geldiğini bu süreçte dünyaya gösterdiğini vurguladı.
Bu konuları ele alırken en başta 15 Temmuz darbe girişiminin etkilerine de bakmak gerektiğine dikkati çeken Baran, 'Türkiye tüm bu olumsuz hadiselere rağmen, ekonomik ve siyasi istikrarını sürdürmektedir. 15 Temmuz'da tankla, tüfekle gelenler bugün ekonomik manipülasyonlarla gelmektedir. Millet bunun farkında ve teyakkuzdadır. Yapılan çağrılara vatandaşlarımızın gösterdiği teveccüh bu milletin şuurunu ortaya koymaktadır. ATO üyeleri bu asil milletin birer ferdi olarak ekonomik cephede üzerine düşeni yapacaktır.' dedi.
Gürsel Baran, ATO olarak Türkiye'nin bu süreci selametle atlatması için var güçleriyle çalışacaklarını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde devletin bu süreçteki mücadelesinde canla başla yer alacaklarını söyledi.
Bu süreçte AB ile yaşananları doğru analiz etmek gerektiğine ifade eden Baran, 'Türkiye, AB ile yolculuğuna yaklaşık 53 yıl önce başladı ve bu süre zarfında hep eşikte tutuldu. Türkiye 'alan' taraf olmaktan ziyade 'veren' taraf oldu. Türkiye'nin yanında söz konusu dahi edilemeyecek ülkeler birer birer tam üye yapılırken, ülkemizin anlaşmalardan doğan haklarının her türlü dayanaktan yoksun bir şekilde görmezden gelinmesi hukuk, adalet ve vicdan ölçülerinde kabul edilemez.' yorumunu yaptı.
Türkiye'nin sadece tek bir tarafa bağlı kalmaktan ziyade alternatif pazarlara yönelmesinin bir gereklilik olduğuna işaret eden Baran, dünyanın ağırlık merkezinin Asya-Pasifik'e kaydığını, Türkiye'nin ekonomik perspektifini bu gerçeğe göre ortaya koyduğunu dile getirdi.
Baran, bu doğrultuda AB dışında benzeri organizasyonlarla iş birliğinin çeşitlendirilmesinin yarar sağlayacağına inandıklarını ifade etti.
- 'Ankara tüccarına 1 milyar lira can suyu desteği sağlayacağız'
Türkiye'nin finansal kırılganlığını daha çok üreterek, ticareti merkeze alarak, katma değeri artırarak ve markalaşarak aşacağını belirten Baran, şöyle devam etti:
'Ticaret erbabı olan bizler ekonominin çarklarının ivmesini artırma mesuliyetinin farkındayız. Biz finansal ağırlıklı bir ekonomi yerine üretim ve ticaret ağırlıklı bir ekonomiyi merkeze almayı amaçlıyoruz. Bunun için ATO olarak bu süreçte üyelerimizin yanında olacağız. Üyelerimize, Ankara tüccarına 1 milyar lira can suyu desteği sağlayacağız. 10 binlerce üyemiz bu imkandan istifade etsin istiyoruz. İlk müjdemiz budur. ATO'nun yeni görev alan yönetimi olarak odamız, şehrimiz ve ülkemiz için mesai gözetmeksizin çalışma kararlılığındayız.'
Baran, söz konusu desteğin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) önderliğinde tüm Türkiye'de yapılan bir organizasyon olduğunu ve buraya en büyük katkıyı ATO'nun verdiğini belirterek, 'Bundan faydalanmak isteyen arkadaşlarımız ATO'dan bir evrak almak zorunda. Burada uygulayıcı banka olarak DenizBank ve Ziraat Bankası var. Onlarla yapacağımız görüşmelerle, gelecek mükelleflerin bütün işlemleri odamızda yapabileceği bir ortamı sağlamaya çalışıyoruz. Bugün başladı ama haftaya tam anlamıyla başlamış olur diye düşünüyorum.' diye konuştu.
Ankara Marka Festivalinin önem verdikleri ve sürdürmeye gayret edecekleri bir organizasyon olduğunu dile getiren Baran, amaçlarının marka konusunu 7'den 70'e herkesin fark etmesini sağlamak olduğunu söyledi.
Gürsel Baran, 'Market tezgahındaki elmanın kilosu 2,5 lira ise teknoloji marketindeki telefonun üstündeki elmanın kilosu 23 bin 500 liradır. Yaklaşık 10 bin kat. İşte bunun için bilim, teknoloji ve marka diyoruz.' ifadelerini kullandı.
- 'Türk lirası ile ticareti destekliyoruz'
Türkiye'nin en değerli 100 markası listesinde yer alan firmaların marka değeri toplamının 30 milyar dolar civarında bulunduğunu aktaran Baran, '100 markamızın toplamı, marka değeri 178 milyar dolar olan bir Apple etmiyor. İşte biz bu noktadan hareket ederek ATO olarak misyonumuz gereği Ankara'da bir markalaşma iklimi oluşturmak arzusundayız. İnovasyon, Ar-Ge ve iyi fikir için farkındalık oluşturmak temel hedefimizdir.' diye konuştu.
Markalaşmanın Türkiye'nin gelişmiş ülkeler içerisinde yer almasının en önemli koşullarından birisi olduğuna işaret eden Baran, dünyada son dönemde pazar yapısı, tüketici davranışı ve rekabet koşullarının değiştiğini, bu değişim rüzgarının önüne kattıklarını güçlendirirken ardında bıraktıklarını zayıflattığını dile getirdi.
Yeni şartların işletmelerin küresel ürün ve markalaşmaya her zamankinden daha fazla önem vermek zorunda olduğunu gösterdiğini belirten Baran, 'Eski üretim biçimlerinden katma değeri yüksek ekonomiye geçmeliyiz. Bunun için bilgiye ulaşmanın bütün kanallarını açmalıyız. Gençlerimize dünya ile rekabet edebilecek becerileri kazandırmalıyız. Hantal üretim ekonomisinden bilgi ekonomisine geçmeliyiz. Orta gelir tuzağını aşmak için ucuz turizm, babadan kalma tarım, köhne üretim biçimlerinden sıyrılıp teknoloji ekonomisine yürümeliyiz. Eğitimde ve ekonomide çağ atlamanın yolu bilim, teknoloji, matematik ve mühendislik becerilerinin artırılmasından geçmektedir. Türkiye bilim ve teknoloji ekonomisine yönelmelidir. İşte tüm bu nedenlerle ATO olarak Ankara Marka Festivalini düzenliyoruz.' değerlendirmesini yaptı.
Gürsel Baran, bir soru üzerine, 'Türk lirası ile ticareti tabii ki destekliyoruz. Bizim amacımız Türk lirasının marka değerini artırmak. Burada da Sayın Cumhurbaşkanımıza elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Bununla ilgili bizim de uygulamalarımız olacak.' dedi.
ATO'nun 2017 hedeflerine ilişkin soru üzerine Baran, oda, Ankara esnaf ve tüccarı ile sosyal sorumluluk projelerine yönelik üç aşamalı bir eylem planı üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Toplantıya, ATO Yönetim Kurulu üyeleri Halil İbrahim Yılmaz ve Vecdet Şendil, Marka ve Pazar Geliştirme Özel İhtisas Komisyonu Başkanı Zafer Hacıosmanoğlu, Marka Komisyonu Başkan Yardımcısı Ufuk Akgün, Marka Komisyonu Üyesi Bora Çınar ile Çalık Holding Kurumsal İletişim Direktörü Özlem Yalçın da katıldı.
- 15 bin katılım bekleniyor
Ankara Marka Festivalinde 10 salonda 114 oturum gerçekleştirilecek 132 konuşmacı sahne alacak. Geçen yıl 8 bin 500 kişinin katıldığı festivale bu yıl 15 bin katılım bekleniyor.
Festivalde, kendi alanında bireysel marka haline gelmiş ünlü, ekonomide lider firmaların üst düzey yöneticileri, uluslararası temsilciler, akademisyenler, marka, reklam, iletişim dünyasından uzmanlar, üniversite öğrencileri ve basın mensupları konuşmacı olarak yer alacak.
Konuşmacılar arasında Murat Dalkılıç, Selami Şahin, Cemil Tokel, Ahmet Pura, Mehmet Dinçerler, Sami Kariyo, Abbas Güçlü, Buğra Kazancı, Fatma Turgut, Ferman Akgül, Murat Kolbaşı, Sinan Öncel, Nazım Salur, Hakan Baş, Gamze Cizreli, Ferhat Göçer, Hande Fırat, Şeyda Coşkun, Metin Hara bulunuyor.
Festivalde marka inşası, marka kimliği, marka yaratma, marka stratejileri, marka-patent koruma, Ar-Ge, teknoloji, marka sadakati, marka şahsiyeti, marka ve tüketici hakları, marka ve bilim kurgu ilişkisi, marka yaratmada bilimin rolü konuları ele alınacak.
İlham veren isimler festivalde iyi fikir, inovasyon, yaratıcılık, ilham, bilim, sanatçı ruh, sportmen tavır, hikaye yaratma, eğitim, kişisel gelişim, ekip ruhu, yarışmacı ruh, inanmışlık, deneyim, başarı öyküleri ve gençlik üzerine konuşacak.
Girişlerin ücretsiz olduğu festivalde, '360 Derece Marka, MusicBusiness&Entertainment', 'Doğrudan Pazarlama', 'Marka İletişiminde PR'ın Gücü', 'Türkiye Dijitalde Neler Oluyor?', 'Markalaşmada Dijital İnovasyon', 'Marka Simulatörü: Marka Yaratma Eğitimi', 'Mutfak Magazin' başlıklı eğitim kampları da gerçekleştirilecek.