Öğrencilerinin 'Umut Işığı' Oldu
Maddi zorluklara rağmen üniversiteyi bitirip geçen yıl Harran'a 30 kilometre uzaklıktaki Sıralı İlkokuluna atanan Aydınlı sınıf öğretmeni Işıl Yıldırım, harabe halde bulduğu okulu, bölgede görevli bir grup öğretmenin yardımıyla ve Milli Eğitim Müdürlüğünün desteğiyle neredeyse yeniden inşa etti Bir bölümü Suriyeli 21 öğrencisi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak, onların hayatlarına ışık saçmaya çalışan genç öğretmen, trafik kazası sonucu belden aşağısı tutmayan bir öğrencisinin de adeta eli ayağı oldu Sabahın erken saatinde geldiği okulunda sobayı yakarak öğrencilerini bekleyen Yıldırım, her gün keyifle geldiği okulunda 'çiçeklerini' eğitiyor.
HALİL FİDAN - Memleketine yaklaşık bin 400 kilometre uzaklıktaki Şanlıurfa'nın Harran ilçesi Sıralı Mahallesi'ndeki ilkokula geçen yıl atanan, geldiğinde harabe halde bulduğu okulu kısa sürede bambaşka bir hale büründüren Aydınlı öğretmen Işıl Yıldırım, güzel bir hikayenin kahramanlığını üstleniyor.
Henüz çiçeği burnunda 25 yaşındaki genç öğretmen, kırsal bir mahallede binbir güçlükle okuyan 21 öğrencisinin yaşamına adı gibi ışık oldu. Konik kubbeli evleriyle meşhur tarihi Harran ilçesine yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Sıralı Mahallesi'ne büyük umutlarla gelen Işıl öğretmen, okula geldiğinde hiç ummadığı bir görüntüyle karşılaşmasının ardından kolları sıvadı.
Çatısı yağmurda akan, sıra ve masaları eskimiş, boyası rutubet nedeniyle solan, yer yer kabaran okula, civarda görevli öğretmenlerin yardımıyla ve Milli Eğitim Müdürlüğünün desteğiyle yeniden hayat veren genç öğretmen, eski boyaları kazıyıp yeniden boyadığı okulu ve sınıfını resimlerle süsledi.
Çatısını onardığı, sıra, masa ve tahtasını yenilediği, sıralarına örtüler bile diktiği okulunda kendi deyimiyle 'çiçeklerini' yetiştiren Harran'ın 'topuklu efesi', geçirdiği kaza nedeniyle belden aşağısı tutmayan bir öğrencisinin de adeta eli ayağı oldu.
Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk döneminde maddi anlamda sıkıntılar yaşadığını ve babasının borçları nedeniyle zor bir öğrencilik dönemi geçirdiğini belirtti.
Öğretmenliğin hayalindeki meslek olduğunu vurgulayan Yıldırım, bunu gerçekleştirdiği için çok mutlu olduğunu dile getirdi.
Çocukken dayısının bakkalında çıraklık yaptığını, bu nedenle zorluğun ne olduğunu da iyi bildiğini anlatan genç öğretmen, bu sayede öğrencilerinin yaşamına daha kolay dokunabildiğini ifade etti.
- 'Harran'a atandığım için sevinçten ağladım'
Afyon Kocatepe Üniversitesinden mezun olduktan bir yıl sonra Sıralı'ya atandığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
'Birleştirilmiş sınıf çıktı diye üzülmedim. İsteyerek geldim. Hele Harran çıktı diye çok sevindim hatta ailemle sevinçten ağlamıştık. Başta çok zorluklar çektim. Hiç bilmediğim bir yer, tek başımayım, yol gösterecek kimse yok ama yavaş yavaş alıştım. Bu yıl kendimi daha tecrübeli hissediyorum. Arkadaşlarıma 'Harran nasıl bir yer' diye sorduğumda 'köy gibi' dediler. Ben de bizim oradaki köyler gibi düşünmüştüm ama gördüğümde burası çok farklıymış. İlçede bir ev tuttum. İlçeden buraya ulaşım çok zordu. Taksiyle gidip geliyordum ve bayağı masraflı oluyordu. Her ay 500 lira falan gidiyordu. Bu beni zorlamaya başladı. Dönüşü artık yoldan araç çevirerek yapmaya başladım. Burası sapa bir yer arabalar geç geliyordu. Allah razı olsun insanlar almamazlık yapmadı. Kimi zaman ana yola kadar yaya olarak yürüyüp sonra arabaya biniyordum. Özellikle kışın zor oluyordu.'
Sadece ulaşımda değil, okulda da ilk sene pek çok konuda sıkıntı yaşadıklarını, yağmur yağdığında çatısı akan, sınıfı su dolan, rutubetli okulu evine gidip gelirken yolda tanıştığı bir grup öğretmenin yardımıyla onardığını anlatan genç öğretmen, şu anda okulunun tam da istediği gibi olduğunu söyledi.
Yıldırım, 'Duvarları kazıp yeniden boyadık, boyalar tutsun diye. Tahtamızı değiştirdik, panolarımızı yeniledik. Sıra örtüsü diktirdim. Masalar, sıralar değişti. Çatımız onarıldı. Yağmur yağdığında çatı akacak mı diye bir derdimiz yok artık. Okulumu çok seviyorum, güzelleştiğine inanıyorum. Boyadık, renkli resimler yaptık, açıkçası istediğimiz okul haline getirdik. Öğrencilerimin daha çok beğenebileceği, benim de içeri girdiğimde sınıf havasını teneffüs ettiğim bir yere dönüştü çok şükür.' diye konuştu.
- Engelli öğrencisi için rampa yaptırdı
Milli Eğitim Müdürlüğünün de kendilerine onarımda destek verdiğini aktaran Işıl öğretmen, '6'sı Suriyeli 21 öğrencim var ve hepsini çok seviyorum. Sabah erkenden gelip sobayı yakıyorum. Çünkü şimdilerde havalar bayağı soğudu. Bazen zorlanıyorum. Yakamadığım zamanlar oluyor. Bazen tutuşmuyor inatçı odunlar ama ben 9 yaşımdan beri yakıyorum sobayı. Annem hastaydı, babam çalışıyordu, o yüzden ben kırardım odunu ve sobayı da ben yakardım.' dedi.
Üçüncü sınıf öğrencisi bedensel engelli İzzet Gündoğan'la ayrıca ilgilendiğini anlatan Yıldırım, onun daha rahat hareket etmesi için okul kapısına engelli rampası yaptığını belirtti.
Öğrencisinin diğer arkadaşlarından soyutlanmaması için çalıştığını belirten fedakar öğretmen, 'İzzet küçükken trafik kazasında silindirin altında kalmış. O yüzden belden aşağısı tutmuyor. Tekerlekli sandalyede yaşamını sürdürüyor. Beraberce aşağı teneffüslere iniyoruz, bahçede birlikte oynuyoruz. Sabah gelince bağırır 'Öğretmenim ben geldim' diye. Hemen iner onu alırım. Çıkışta da evine gitmesine yardımcı olurum. Onun mutlu olmasını istiyorum. Geçen yıl okula çıkarırken zorlanıyordum, bu yıl rampayı yaptık rahat oldu. Bu şekilde mutluyuz.' diye konuştu.
- Öğrencileri onu çok seviyor
Öğrencilerine öğretmen kimliğinin yanı sıra bazen anne, bazen de bir abla gibi yaklaşan Işıl öğretmeni, yaşamlarına renk kattığı öğrencileri de çok seviyor.
Engelli 9 yaşındaki İzzet Gündoğan, Işıl öğretmen sayesinde okulu sevmeye başladığını belirterek, 'Birinci sınıftayken okula gelmek istemiyordum, şimdi herkesten önce ben geliyorum, çünkü öğretmenim benimle çok ilgileniyor.' dedi.
Suriyeli 3. sınıf öğrencisi Esma Hıdır da ülkelerindeki iç savaş nedeniyle 4 yıl önce Türkiye'ye geldiklerini, akrabaları bulunan Sıralı Mahallesine yerleştiklerini anlattı.
Okula gittiği için mutlu olduğunu dile getiren Hıdır, 'Işıl öğretmenle anlaşmaya çalışıyoruz. O biraz Arapça, biz biraz Türkçe konuşuyoruz ve güzel vakit geçiriyoruz. Öğretmenimizi çok seviyoruz. Bize karşı çok iyi, anlayışla yaklaşıyor, bizi hiç üzmüyor.' diye konuştu.
Kaynak: AA
Henüz çiçeği burnunda 25 yaşındaki genç öğretmen, kırsal bir mahallede binbir güçlükle okuyan 21 öğrencisinin yaşamına adı gibi ışık oldu. Konik kubbeli evleriyle meşhur tarihi Harran ilçesine yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Sıralı Mahallesi'ne büyük umutlarla gelen Işıl öğretmen, okula geldiğinde hiç ummadığı bir görüntüyle karşılaşmasının ardından kolları sıvadı.
Çatısı yağmurda akan, sıra ve masaları eskimiş, boyası rutubet nedeniyle solan, yer yer kabaran okula, civarda görevli öğretmenlerin yardımıyla ve Milli Eğitim Müdürlüğünün desteğiyle yeniden hayat veren genç öğretmen, eski boyaları kazıyıp yeniden boyadığı okulu ve sınıfını resimlerle süsledi.
Çatısını onardığı, sıra, masa ve tahtasını yenilediği, sıralarına örtüler bile diktiği okulunda kendi deyimiyle 'çiçeklerini' yetiştiren Harran'ın 'topuklu efesi', geçirdiği kaza nedeniyle belden aşağısı tutmayan bir öğrencisinin de adeta eli ayağı oldu.
Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk döneminde maddi anlamda sıkıntılar yaşadığını ve babasının borçları nedeniyle zor bir öğrencilik dönemi geçirdiğini belirtti.
Öğretmenliğin hayalindeki meslek olduğunu vurgulayan Yıldırım, bunu gerçekleştirdiği için çok mutlu olduğunu dile getirdi.
Çocukken dayısının bakkalında çıraklık yaptığını, bu nedenle zorluğun ne olduğunu da iyi bildiğini anlatan genç öğretmen, bu sayede öğrencilerinin yaşamına daha kolay dokunabildiğini ifade etti.
- 'Harran'a atandığım için sevinçten ağladım'
Afyon Kocatepe Üniversitesinden mezun olduktan bir yıl sonra Sıralı'ya atandığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
'Birleştirilmiş sınıf çıktı diye üzülmedim. İsteyerek geldim. Hele Harran çıktı diye çok sevindim hatta ailemle sevinçten ağlamıştık. Başta çok zorluklar çektim. Hiç bilmediğim bir yer, tek başımayım, yol gösterecek kimse yok ama yavaş yavaş alıştım. Bu yıl kendimi daha tecrübeli hissediyorum. Arkadaşlarıma 'Harran nasıl bir yer' diye sorduğumda 'köy gibi' dediler. Ben de bizim oradaki köyler gibi düşünmüştüm ama gördüğümde burası çok farklıymış. İlçede bir ev tuttum. İlçeden buraya ulaşım çok zordu. Taksiyle gidip geliyordum ve bayağı masraflı oluyordu. Her ay 500 lira falan gidiyordu. Bu beni zorlamaya başladı. Dönüşü artık yoldan araç çevirerek yapmaya başladım. Burası sapa bir yer arabalar geç geliyordu. Allah razı olsun insanlar almamazlık yapmadı. Kimi zaman ana yola kadar yaya olarak yürüyüp sonra arabaya biniyordum. Özellikle kışın zor oluyordu.'
Sadece ulaşımda değil, okulda da ilk sene pek çok konuda sıkıntı yaşadıklarını, yağmur yağdığında çatısı akan, sınıfı su dolan, rutubetli okulu evine gidip gelirken yolda tanıştığı bir grup öğretmenin yardımıyla onardığını anlatan genç öğretmen, şu anda okulunun tam da istediği gibi olduğunu söyledi.
Yıldırım, 'Duvarları kazıp yeniden boyadık, boyalar tutsun diye. Tahtamızı değiştirdik, panolarımızı yeniledik. Sıra örtüsü diktirdim. Masalar, sıralar değişti. Çatımız onarıldı. Yağmur yağdığında çatı akacak mı diye bir derdimiz yok artık. Okulumu çok seviyorum, güzelleştiğine inanıyorum. Boyadık, renkli resimler yaptık, açıkçası istediğimiz okul haline getirdik. Öğrencilerimin daha çok beğenebileceği, benim de içeri girdiğimde sınıf havasını teneffüs ettiğim bir yere dönüştü çok şükür.' diye konuştu.
- Engelli öğrencisi için rampa yaptırdı
Milli Eğitim Müdürlüğünün de kendilerine onarımda destek verdiğini aktaran Işıl öğretmen, '6'sı Suriyeli 21 öğrencim var ve hepsini çok seviyorum. Sabah erkenden gelip sobayı yakıyorum. Çünkü şimdilerde havalar bayağı soğudu. Bazen zorlanıyorum. Yakamadığım zamanlar oluyor. Bazen tutuşmuyor inatçı odunlar ama ben 9 yaşımdan beri yakıyorum sobayı. Annem hastaydı, babam çalışıyordu, o yüzden ben kırardım odunu ve sobayı da ben yakardım.' dedi.
Üçüncü sınıf öğrencisi bedensel engelli İzzet Gündoğan'la ayrıca ilgilendiğini anlatan Yıldırım, onun daha rahat hareket etmesi için okul kapısına engelli rampası yaptığını belirtti.
Öğrencisinin diğer arkadaşlarından soyutlanmaması için çalıştığını belirten fedakar öğretmen, 'İzzet küçükken trafik kazasında silindirin altında kalmış. O yüzden belden aşağısı tutmuyor. Tekerlekli sandalyede yaşamını sürdürüyor. Beraberce aşağı teneffüslere iniyoruz, bahçede birlikte oynuyoruz. Sabah gelince bağırır 'Öğretmenim ben geldim' diye. Hemen iner onu alırım. Çıkışta da evine gitmesine yardımcı olurum. Onun mutlu olmasını istiyorum. Geçen yıl okula çıkarırken zorlanıyordum, bu yıl rampayı yaptık rahat oldu. Bu şekilde mutluyuz.' diye konuştu.
- Öğrencileri onu çok seviyor
Öğrencilerine öğretmen kimliğinin yanı sıra bazen anne, bazen de bir abla gibi yaklaşan Işıl öğretmeni, yaşamlarına renk kattığı öğrencileri de çok seviyor.
Engelli 9 yaşındaki İzzet Gündoğan, Işıl öğretmen sayesinde okulu sevmeye başladığını belirterek, 'Birinci sınıftayken okula gelmek istemiyordum, şimdi herkesten önce ben geliyorum, çünkü öğretmenim benimle çok ilgileniyor.' dedi.
Suriyeli 3. sınıf öğrencisi Esma Hıdır da ülkelerindeki iç savaş nedeniyle 4 yıl önce Türkiye'ye geldiklerini, akrabaları bulunan Sıralı Mahallesine yerleştiklerini anlattı.
Okula gittiği için mutlu olduğunu dile getiren Hıdır, 'Işıl öğretmenle anlaşmaya çalışıyoruz. O biraz Arapça, biz biraz Türkçe konuşuyoruz ve güzel vakit geçiriyoruz. Öğretmenimizi çok seviyoruz. Bize karşı çok iyi, anlayışla yaklaşıyor, bizi hiç üzmüyor.' diye konuştu.