500 Bin Sağlık Çalışanı Sorunların Çözülmesini Bekliyor
Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci 500 bin sağlık çalışanının özlük hakları, çalışma şartları, mesleki ve sosyal problemleriyle ilgili sorunların çözüme kavuşmasını beklediğini söyledi.
Manisa’ya bir günlük sendikal çalışmalar için gelen Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci Manisa İl Sağlık Müdürlüğüne yeni atanan Dr. Hakan Bayrakcı’yı ziyaret etti. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamuda personel alımlarında uygulanan mülakat sistemine karşı olduklarını belirten Kahveci, “Mülakatla, FETÖ gibi PKK gibi illegal örgütlerin, unsurların devletin içerisine sızmasının engellenmesi amaçlanıyor ancak bu şekilde bu sızmaları önleyemezsiniz” dedi.
Ziyarete genel başkan yardımcıları, Türk Sağlık Sen Manisa Şube Başkanı Rıdvan Mutlu ve yönetim kurulu üyeleri de katıldı.
"Sağlık çalışanları zor şartlarda görev yapıyor"
Kahveci, ziyaretinin ardından sağlık çalışanlarının beklentileri ve kamuda uygulanmaya başlayan mülakat sistemiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye genelinde sağlık çalışanlarının çok zor şartlar altında çalıştığını vurgulayan Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Sağlık çalışanlarının özlük hakları, ücretler ve çalışma şartları açısından birçok çalışma yapıyoruz. Ama önceliğimiz, üzerinde hassasiyetle durduğumuz, geçmişten bugüne kadar uygulama alanı bulan döner sermayeler konusunda ciddi sıkıntılarımız var. Döner sermayelerin artık daha adaletli bir şekilde düzenlenmesine ihtiyaç var. Çalışanlara sorduğumuzda döner sermayelerin adaletli olmadığını ve her geçen gün döner sermaye ödemelerinde eksilmeler meydana geldiğini, son dönem itibariyle de artık hekim dışı sağlık personeli için döner sermayelerden bir pay almanın söz konusu olmadığını yani bir şekilde artık döner sermaye yok hükmünde” dedi.
“500 bin sağlık çalışanı fiili hizmet zammını bekliyor”
Açıklamasında fiili hizmet konusuna da değinen Kahveci, “Sayın Cumhurbaşkanımız, başbakanlığı döneminde ‘Sağlık çalışanları yıpranıyor, işleri zor, iş yükleri fazla, risk altında çalışıyorlar, 5 yıla bir yıl fiili hizmet’ vereceğini ifade etmişti. Bugün üzerinden iki yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen henüz fiili hizmetle ilgili herhangi bir gelişme tesis edemedik. Ortaya kanun düzenlemesiyle ilgili taslaklar çıktı. O taslaklar da aslında bizim beklentilerimize cevap veren taslaklar değildi. Ancak şu an ki beklentimiz Sayın Akdağ’dan bir an önce fiili hizmet zammını sağlık çalışanlarına kazandırmasıdır. Sayın bakanın zaman zaman açıklamaları kamuoyuna yansıyor. ‘Sağlıkta dönüşümün ikinci fazlına geçiyoruz’ diye. Biz temenni ederiz ki sağlıkta dönüşümün birinci fazlında çalışanlarına ciddi iş yükü yüklendi, ikinci fazlında da çalışanların özlük hakları, çalışanların çalışma şartları, mesleki ve sosyal problemleriyle ilgili sorunlar çözüm bulsun. Bu 500 bin sağlık çalışanının sayın bakandan beklentisidir. Bu beklentiler karşılanmadığı sürece de evet biz sağlık çalışanlarının motivasyonunu yükseltemeyiz. Bugün ülkede en az ücreti alan kesimden birisidir sağlık çalışanları. Döner sermayeler öyle, çalışma şartlarının zorluğu, her gün bir de bu çalışanlar şiddetle karşı karşıya kalıyor. Son bir hafta içerisinde en az 10 tane vaka oldu, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet vakası oldu. Bunu çözmek o kadar mı çok zor. Artık dilimizde tüy bitti. Biz söylemekten usandık. ‘Sağlıkta şiddet istemiyoruz. Çalışanlara yönelik, insanımız, vatandaşımız artık şiddet uygulamasın. Bunu bir tedavi yöntemi olarak görmesin’ diye. Bu sorunların hepsinin çözülmesi için sayın bakandan bir çaba ve gayret bekliyoruz” şeklinde konuştu.
“Mülakat demek torpil demektir”
15 Temmuz’da Türkiye’nin ciddi bir süreç yaşadığını kaydeden Kahveci şunları söyledi:
“Bu sürecin içerisinde olanlar tabii ki cezasını çekecek. Onların kurtuluşu yok ama 15 Temmuz’dan sonra ilan edilen OHAL’le birlikte açığa almalar ve ihraçlarda ciddi sıkıntılar yaşandığını biz biliyoruz. Bize müracaat eden arkadaşlardan biliyoruz, tanıdığımız, bildiğimiz insanlar var. Bizim amacımız burada kurunun yanında yaşın da yanmaması. Suçsuz insanları mutlaka bu durumun içerisinden ayıklayalım. Bunu mutlaka bakanlıkların, hükümetin yapması lazım. Hakikaten mazlum durumuna, mağdur durumuna düşen insanlar var. Diğer taraftan bu olağanüstü hal ile birlikte kararnameler biraz fırsata çevriliyor. Öğretmenler mülakatla alınıyor. Sağlık Bakanlığı da aynı süreçte ‘Biz de sağlık çalışanlarını mülakatla alacağız’ dedi.
Peki, mülakat yapmanın ana sebebi nedir? FETÖ gibi PKK gibi illegal örgütlerin, unsurların devletin içerisine sızmasını engellemek. Emin olun bu şekilde mülakatla bu sızmaları önleyemezsiniz. Yapacağınız iş şudur; adam gibi kamu personeli seçme sınavı yapmak. Adaletli bir sınav ama. Eşit şartlarda yarışılacağı, soruların sızdırılmadığı bir sınav yapıp, arkasından da bir güvenlik soruşturması yaparsınız. Kamudaki istihdamı bu şekilde sağlarsınız. Yoksa, devlete olan yöneticiye olan güven sarsılır mülakatla. Biz biliyoruz ki mülakat torpilin yolunun açılmasıdır. Adam kayırmanın yolunun açılmasıdır. Biz Türk Sağlık Sendikası olarak Türkiye Kamu Sen olarak mülakatın doğru olduğu kanaatinde değiliz. Geçmiş yıllarda buna benzer düzenlemeler yapıldı. Hatta Danıştay geçmiş yıllarda mülakatların iptal edilmesiyle ilgili kararlar vermişti. Hükümet bu mülakat konusunu tekrar değerlendirmeli. Bence ilk istihdamda mülakatı kaldırmalıdır. Türkiye Kamu Sen olarak bunu doğru bulmuyoruz.”
Kaynak: İHA
Ziyarete genel başkan yardımcıları, Türk Sağlık Sen Manisa Şube Başkanı Rıdvan Mutlu ve yönetim kurulu üyeleri de katıldı.
"Sağlık çalışanları zor şartlarda görev yapıyor"
Kahveci, ziyaretinin ardından sağlık çalışanlarının beklentileri ve kamuda uygulanmaya başlayan mülakat sistemiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye genelinde sağlık çalışanlarının çok zor şartlar altında çalıştığını vurgulayan Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Sağlık çalışanlarının özlük hakları, ücretler ve çalışma şartları açısından birçok çalışma yapıyoruz. Ama önceliğimiz, üzerinde hassasiyetle durduğumuz, geçmişten bugüne kadar uygulama alanı bulan döner sermayeler konusunda ciddi sıkıntılarımız var. Döner sermayelerin artık daha adaletli bir şekilde düzenlenmesine ihtiyaç var. Çalışanlara sorduğumuzda döner sermayelerin adaletli olmadığını ve her geçen gün döner sermaye ödemelerinde eksilmeler meydana geldiğini, son dönem itibariyle de artık hekim dışı sağlık personeli için döner sermayelerden bir pay almanın söz konusu olmadığını yani bir şekilde artık döner sermaye yok hükmünde” dedi.
“500 bin sağlık çalışanı fiili hizmet zammını bekliyor”
Açıklamasında fiili hizmet konusuna da değinen Kahveci, “Sayın Cumhurbaşkanımız, başbakanlığı döneminde ‘Sağlık çalışanları yıpranıyor, işleri zor, iş yükleri fazla, risk altında çalışıyorlar, 5 yıla bir yıl fiili hizmet’ vereceğini ifade etmişti. Bugün üzerinden iki yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen henüz fiili hizmetle ilgili herhangi bir gelişme tesis edemedik. Ortaya kanun düzenlemesiyle ilgili taslaklar çıktı. O taslaklar da aslında bizim beklentilerimize cevap veren taslaklar değildi. Ancak şu an ki beklentimiz Sayın Akdağ’dan bir an önce fiili hizmet zammını sağlık çalışanlarına kazandırmasıdır. Sayın bakanın zaman zaman açıklamaları kamuoyuna yansıyor. ‘Sağlıkta dönüşümün ikinci fazlına geçiyoruz’ diye. Biz temenni ederiz ki sağlıkta dönüşümün birinci fazlında çalışanlarına ciddi iş yükü yüklendi, ikinci fazlında da çalışanların özlük hakları, çalışanların çalışma şartları, mesleki ve sosyal problemleriyle ilgili sorunlar çözüm bulsun. Bu 500 bin sağlık çalışanının sayın bakandan beklentisidir. Bu beklentiler karşılanmadığı sürece de evet biz sağlık çalışanlarının motivasyonunu yükseltemeyiz. Bugün ülkede en az ücreti alan kesimden birisidir sağlık çalışanları. Döner sermayeler öyle, çalışma şartlarının zorluğu, her gün bir de bu çalışanlar şiddetle karşı karşıya kalıyor. Son bir hafta içerisinde en az 10 tane vaka oldu, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet vakası oldu. Bunu çözmek o kadar mı çok zor. Artık dilimizde tüy bitti. Biz söylemekten usandık. ‘Sağlıkta şiddet istemiyoruz. Çalışanlara yönelik, insanımız, vatandaşımız artık şiddet uygulamasın. Bunu bir tedavi yöntemi olarak görmesin’ diye. Bu sorunların hepsinin çözülmesi için sayın bakandan bir çaba ve gayret bekliyoruz” şeklinde konuştu.
“Mülakat demek torpil demektir”
15 Temmuz’da Türkiye’nin ciddi bir süreç yaşadığını kaydeden Kahveci şunları söyledi:
“Bu sürecin içerisinde olanlar tabii ki cezasını çekecek. Onların kurtuluşu yok ama 15 Temmuz’dan sonra ilan edilen OHAL’le birlikte açığa almalar ve ihraçlarda ciddi sıkıntılar yaşandığını biz biliyoruz. Bize müracaat eden arkadaşlardan biliyoruz, tanıdığımız, bildiğimiz insanlar var. Bizim amacımız burada kurunun yanında yaşın da yanmaması. Suçsuz insanları mutlaka bu durumun içerisinden ayıklayalım. Bunu mutlaka bakanlıkların, hükümetin yapması lazım. Hakikaten mazlum durumuna, mağdur durumuna düşen insanlar var. Diğer taraftan bu olağanüstü hal ile birlikte kararnameler biraz fırsata çevriliyor. Öğretmenler mülakatla alınıyor. Sağlık Bakanlığı da aynı süreçte ‘Biz de sağlık çalışanlarını mülakatla alacağız’ dedi.
Peki, mülakat yapmanın ana sebebi nedir? FETÖ gibi PKK gibi illegal örgütlerin, unsurların devletin içerisine sızmasını engellemek. Emin olun bu şekilde mülakatla bu sızmaları önleyemezsiniz. Yapacağınız iş şudur; adam gibi kamu personeli seçme sınavı yapmak. Adaletli bir sınav ama. Eşit şartlarda yarışılacağı, soruların sızdırılmadığı bir sınav yapıp, arkasından da bir güvenlik soruşturması yaparsınız. Kamudaki istihdamı bu şekilde sağlarsınız. Yoksa, devlete olan yöneticiye olan güven sarsılır mülakatla. Biz biliyoruz ki mülakat torpilin yolunun açılmasıdır. Adam kayırmanın yolunun açılmasıdır. Biz Türk Sağlık Sendikası olarak Türkiye Kamu Sen olarak mülakatın doğru olduğu kanaatinde değiliz. Geçmiş yıllarda buna benzer düzenlemeler yapıldı. Hatta Danıştay geçmiş yıllarda mülakatların iptal edilmesiyle ilgili kararlar vermişti. Hükümet bu mülakat konusunu tekrar değerlendirmeli. Bence ilk istihdamda mülakatı kaldırmalıdır. Türkiye Kamu Sen olarak bunu doğru bulmuyoruz.”