Yerli Ve Milli Portre Dergisi 'Milli Hikaye'
Genel Yayın Yönetmeni Uçar: 'Milli Hikaye aslında bu yüzyılda yapayalnız bırakılmış bir ülkenin hikayelerini anlatıyor' 'İnsanlara bir nefes aralığı olmak istiyoruz. Okurumuza portre tabağında, milli soslu yemekler servis ediyoruz' Yazı İşleri Müdürü İncegül: 'Farklı insanların biyografilerini değil, bizlere mal olmuş şahsiyetlerin biyografileriyle sokak veya objeleri, kültürü veya edebiyatı anlatabileceğimizi düşündük' 'Bu sayıda örneğin Mehmet Akif'i işledik, 'onun İstanbul'u'nu insanlar bilmiyorlar. Okçuluk yaptığını, güreşçi olduğunu veya Boğaz'ı yüzerek geçtiğini bu dergide okuyacaklar'
SAMET DOĞAN - Portre dergisi Milli Hikaye, Mehmet Akif Ersoy gibi milli şahsiyetlerin hayatlarını, yaşam biçimlerini, sevdiği mekanları ve kişisel hobilerini okurlarıyla buluşturacak.
Milli Hikaye dergisi, ilk sayısıyla 1 Aralık'ta okurlarının karşısına çıktı.
İlk sayısını Mehmet Akif Ersoy'a ayıran derginin Yazı İşleri Müdürü Mehmed Arif İncegül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, derginin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan alınan ilhamla oluşturulduğunu söyledi.
'Milli irade' kelimesinden yola çıkılarak derginin adının 'Milli Hikaye' olduğunu ifade eden İncegül, 'Portre dergisi Türkiye'de pek yok. Biz de kimleri anlatabileceğimizi düşündük. Farklı insanların biyografilerini değil, bizlere mal olmuş şahsiyetlerin biyografileriyle sokak veya objeleri, kültürü veya edebiyatı anlatabileceğimizi düşündük.' dedi.
Dergide evrensel konulara da yer verildiğini aktaran İncegül, 'Millilik kavramı bizi kısıtlamadı daha da önümüzü açtı. Bize dokunan her şeyi konu ediniyoruz. Bu dergide Türkiye vatandaşı olmasa da bizimle hemhal olmuş, her alandaki insanların portreleri yer alacak. Bu sayıda örneğin Mehmet Akif'i işledik, 'onun İstanbul'u'nu insanlar bilmiyorlar. Okçuluk yaptığını, güreşçi olduğunu veya Boğaz'ı yüzerek geçtiğini bu dergide okuyacaklar.' şeklinde konuştu.
İncegül, Türkiye'nin geçtiği zorlu dönemde derginin normalleşme adına büyük bir misyonu üstlendiğini aktararak, milli değerleri anlatarak insanlara asker ve polislerin yanı sıra sanat ve edebiyat dünyasında da mücadelenin devam ettiğini göstermek ve ülkedeki ifade özgürlüğüne dikkati çekmek istediklerini dile getirdi.
Okur kitlesinin bir süre sonra oturacağına inandığını belirten İncegül, derginin hedeflediği kitlenin organik şekilde oluşmasını istediklerini ve çalışmalarının bir dergiye dönüşmesinin özellikle Cumhurbaşkanı danışmanlarının desteğiyle mümkün olduğunu ifade etti.
- 'Dergi yapayalnız bırakılmış bir ülkenin hikayelerini anlatıyor'
Genel Yayın Yönetmeni Esra Uçar ise dergiyle nitelikli okur oluşturma çabası içerisinde olduklarını belirterek, 'Derginin bir diğer özelliği, ismiyle de bir dönemin işaretlerini taşıyor olması. Milli Hikaye aslında bu yüzyılda yapayalnız bırakılmış bir ülkenin hikayelerini anlatıyor. Yıllar sonra insanlar bu dergiyi gördüklerinde şaşıracaklar. Neden böyle bir isim kullandığımızı düşünecekler.' değerlendirmesinde bulundu.
'Öze dönüş hareketinin dip dalgası' diye nitelendirdiği Milli Hikaye dergisinin, Anadolu'ya ait ne kadar hikaye varsa bir araya getirmeye çalıştığını anlatan Uçar, arşiv çalışmaları yaptıklarını, geçmiş döneme ait fotoğrafların dönemine dair izlerin peşinde mikro tarihlerini fotoğraftaki objelerden veya giyiminden yola çıkarak yorumladıklarını aktardı.
Uçar, 'Dil ve üsluba dikkat ederek, kurum, kuruluş, eşya, mekan hikayeleri anlatıyoruz. İnsanlara bir nefes aralığı olmak istiyoruz. Okurumuza portre tabağında, milli soslu yemekler servis ediyoruz, diyebiliriz. İnsanlardan ilk sayıda etkileşim almaya başladık.' ifadesini kullandı.
Dergiyi geleceğe bırakılan bir vesika olarak gördüklerini vurgulayan Uçar, 'Seyahat dosyasında da yine yerlilik üzerinden devam ediyoruz. Örneğin bu sayıdaki seyahat dosyamızda Abdülhamid'in saray ressamının çizdiği Venedik portresiyle günümüz Venedik'inin karşılaştırılmasını yaptık. Konularımız, her şeyde yerlilik ve millilik üzerine.' dedi.
Kaynak: AA
Milli Hikaye dergisi, ilk sayısıyla 1 Aralık'ta okurlarının karşısına çıktı.
İlk sayısını Mehmet Akif Ersoy'a ayıran derginin Yazı İşleri Müdürü Mehmed Arif İncegül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, derginin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan alınan ilhamla oluşturulduğunu söyledi.
'Milli irade' kelimesinden yola çıkılarak derginin adının 'Milli Hikaye' olduğunu ifade eden İncegül, 'Portre dergisi Türkiye'de pek yok. Biz de kimleri anlatabileceğimizi düşündük. Farklı insanların biyografilerini değil, bizlere mal olmuş şahsiyetlerin biyografileriyle sokak veya objeleri, kültürü veya edebiyatı anlatabileceğimizi düşündük.' dedi.
Dergide evrensel konulara da yer verildiğini aktaran İncegül, 'Millilik kavramı bizi kısıtlamadı daha da önümüzü açtı. Bize dokunan her şeyi konu ediniyoruz. Bu dergide Türkiye vatandaşı olmasa da bizimle hemhal olmuş, her alandaki insanların portreleri yer alacak. Bu sayıda örneğin Mehmet Akif'i işledik, 'onun İstanbul'u'nu insanlar bilmiyorlar. Okçuluk yaptığını, güreşçi olduğunu veya Boğaz'ı yüzerek geçtiğini bu dergide okuyacaklar.' şeklinde konuştu.
İncegül, Türkiye'nin geçtiği zorlu dönemde derginin normalleşme adına büyük bir misyonu üstlendiğini aktararak, milli değerleri anlatarak insanlara asker ve polislerin yanı sıra sanat ve edebiyat dünyasında da mücadelenin devam ettiğini göstermek ve ülkedeki ifade özgürlüğüne dikkati çekmek istediklerini dile getirdi.
Okur kitlesinin bir süre sonra oturacağına inandığını belirten İncegül, derginin hedeflediği kitlenin organik şekilde oluşmasını istediklerini ve çalışmalarının bir dergiye dönüşmesinin özellikle Cumhurbaşkanı danışmanlarının desteğiyle mümkün olduğunu ifade etti.
- 'Dergi yapayalnız bırakılmış bir ülkenin hikayelerini anlatıyor'
Genel Yayın Yönetmeni Esra Uçar ise dergiyle nitelikli okur oluşturma çabası içerisinde olduklarını belirterek, 'Derginin bir diğer özelliği, ismiyle de bir dönemin işaretlerini taşıyor olması. Milli Hikaye aslında bu yüzyılda yapayalnız bırakılmış bir ülkenin hikayelerini anlatıyor. Yıllar sonra insanlar bu dergiyi gördüklerinde şaşıracaklar. Neden böyle bir isim kullandığımızı düşünecekler.' değerlendirmesinde bulundu.
'Öze dönüş hareketinin dip dalgası' diye nitelendirdiği Milli Hikaye dergisinin, Anadolu'ya ait ne kadar hikaye varsa bir araya getirmeye çalıştığını anlatan Uçar, arşiv çalışmaları yaptıklarını, geçmiş döneme ait fotoğrafların dönemine dair izlerin peşinde mikro tarihlerini fotoğraftaki objelerden veya giyiminden yola çıkarak yorumladıklarını aktardı.
Uçar, 'Dil ve üsluba dikkat ederek, kurum, kuruluş, eşya, mekan hikayeleri anlatıyoruz. İnsanlara bir nefes aralığı olmak istiyoruz. Okurumuza portre tabağında, milli soslu yemekler servis ediyoruz, diyebiliriz. İnsanlardan ilk sayıda etkileşim almaya başladık.' ifadesini kullandı.
Dergiyi geleceğe bırakılan bir vesika olarak gördüklerini vurgulayan Uçar, 'Seyahat dosyasında da yine yerlilik üzerinden devam ediyoruz. Örneğin bu sayıdaki seyahat dosyamızda Abdülhamid'in saray ressamının çizdiği Venedik portresiyle günümüz Venedik'inin karşılaştırılmasını yaptık. Konularımız, her şeyde yerlilik ve millilik üzerine.' dedi.