TBMM Genel Kurulu Bütçe Görüşmeleri

TBMM İdari Amiri ve HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Batılı emperyalist ülkelerin kendi ülkelerindeki refahı sağlamanın bir yolu var, onu yaptılar. Kendi çelişki ve çatışmalarını üçüncü ülkelere ihraç ettiler” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri devam ediyor. TBMM İdari Amiri ve Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, partilerinin eş başkanlarının cezaevinde olduğunu belirterek, “Dokunulmazlığı düzenleyen maddenin bir defa askıya alınmasıyla oldu. Hukukun üstünlüğü, hukukun evrensel normları gözetmek gibi kaygımız olursa, baştan kadük çıkmış bir yasaydı. Anayasa Mahkemesi’nin sarih bir kararı var. Balbay başta olmak üzere orada aynı zamanda seçmenin iradesine gasp olduğu mealinde bir şeyler söylenerek, tutukluluk meselesinin yasama yılının sonuna bırakılması ve vekilin yasama görevinden alıkonulamayacağını belirtiyor. Bizim müracaatımız var. Anayasa Mahkemesi bir türlü gündemine almaya cesaret edemiyor” ifadelerini kullandı.

Türk tarihinin öneminin nizam kurabilme kabiliyeti olduğunu söyleyen Önder, “Türkler sanıldığı gibi Alpaslan ile Anadolu’yu yurt etmediler. Türkler bu sözle Anadolu’yu yurt edindiler. Nizam kurma kabiliyeti ve becerisinin en açıklayıcı vasıflarından bir tanesi, birlikte yaşama hukuku ve kültürüne dair tarihe geçmiş çok önemli pratiklerin sahibiydiler, giderek de bu repertuarlarını geliştirdiler. Biz kavramının içinden konuşuyorlardı. 72 millete bir nazarla bakarız, bu biz kavramının bir eseriydi. Sonra biz kavramı özellikle cumhuriyetin kurulması aşamasında, biz olgusu öyle bir güç kazandı ki, elimizdeki bakiyeyi koruyabildik ve bir yurt edinebildik. Biz kavramının içi boşaltılıp, teke irca edilmeye, tek bir cins, inanç irca edilmesiyle sıkıntılarımız başladı.

Batılı emperyalist ülkelerin kendi ülkelerindeki refahı sağlamanın bir yolu var, onu yaptılar. Kendi çelişki ve çatışmalarını üçüncü ülkelere ihraç ettiler. Batının bütün emperyal devletleri, kendi ülkelerindeki refah, huzur ve benzeri şeyleri sağlayabilmişlerse, bu çatışmaları kendilerinden daha mazlum, gariban, güçsüz ülkelere ihraç ettiklerinden dolayıdır. Biz elimizde kalan bakiye içinde bin bir meşakatle Türkü, Kürdü, Ermenisi, Rumu, Arabı, Süryanisi hep birlikte yurt edindiğimiz bu topraklarda sıkıntılar bir başka yere ihraç edilemediği için başka inançlara ve Kürtlere ihraç edildi. İçinde bulunduğumuz günlerde böyle bir pratiği tekrar tekrar yaşamanın sıkıntılarını yaşıyoruz. Türklüğün nizam kurma kapasitesi ile olan bağı kesilmiştir” dedi.

Bir şehrin haritadan silindiğini iddia eden Önder, Osmanlı’nın böyle davranmadığını ifade etti.

Önder, “Halkların Demokratik Partisi olarak şiddeti hak arama yöntemi veya gerekçesi olarak bulmadık, görmedik, en şiddetli şekilde bu uğurda hayatını kaybeden bütün yurttaşlarımıza rahmet diledik, yapılanı da nefretle kınadık. Halen sadece son hadisede ilk ve içten tepkimizi söyledik” şeklinde konuştu.

HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, 2017 yılı bütçesini görüştüklerini hatırlatarak, “Çok ölüm, çok zulüm, çok yoksulluk, az gelir, yok derecede özgürlük olan bir bütçeyi kapatmak zor. Peki, bu bütçenin özeti nedir diye sorulursa vereceğimiz tek yanıt: 2017 bütçesi, işçinin, kadının, öğrencinin, engellilerin, emeklilerin, farklı kimliklerin, inançların yani Türkiye toplumunu oluşturan halkların içinde kendini göremeyeceği bir bütçedir. Bütçenin toplumun tamamını ilgilendirmesi ve yaşamını doğrudan etkilemesine karşılık siyasi iktidar halkı, sivil toplum örgütlerini, meslek kuruluşlarını ve muhalefet partilerini devre dışı bırakarak bütçeyi tamamen bürokratik ve teknik bir sürece indirgemektedir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA