Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması (2)

“(TSK’ya yönelik 24 Kasım’da Suriye'de düzenlenen hava saldırısı) O süre içerisinde hangi uçakların, hangi hava araçlarının orada olduğunun tespiti var, kayıtları var. Türkiye, bu işin açığa çıkması için peşini bırakmayacaktır. Burada kim tarafından bu operasyonun yapıldığı bir şekilde anlaşılacak, ortaya konulacaktır” “Uluslararası toplumun görevi, özellikle Suriye rejiminin, Halep’e karşı bu barbarca saldırılarını durdurmasını temin etmektir. Oradaki insanların hayatta kalabilecekleri asgari insani yardımların, desteklerin verilmesidir. Türkiye olarak biz, bir taraftan bu sahadaki Türkiye’nin güvenliğini sağlayacak adımları atarken diğer taraftan da Halep’te insani bir durumun ortaya çıkarılması görüşmelerimizi sürdürüyoruz” “Maalesef Suriye’deki barış masasından bir şey çıkmıyor. Çok açık söyleyeyim, barış masasından bir şey çıkmamasının temel nedeni şu, herkes kendisinin yararına olacak barışı Suriye’ye dayatmaya kalkıyor”

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik 24 Kasım’da Suriye'de düzenlenen hava saldırısına ilişkin “O süre içerisinde hangi uçakların, hangi hava araçlarının orada olduğunun tespiti var, kayıtları var. Türkiye, bu işin açığa çıkması için peşini bırakmayacaktır. Burada kim tarafından bu operasyonun yapıldığı bir şekilde anlaşılacak, ortaya konulacaktır.

Kurtulmuş, TRT Haber’de canlı yayınlanan özel programda, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları cevapladı.

Suriye’deki gelişmelere ilişkin değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, Türkiye’nin Suriye tarafındaki DEAŞ, PYD/YPG, PKK gibi terör örgütleri tarafından sürekli taciz edildiğini, Fırat Kalkanı Harekatı'nın adım adım geldiğini söyledi.

Şu anda Suriye’de bulunan bütün devletler ve DEAŞ dışındaki bütün örgütlerin neredeyse tamamının, DEAŞ ile mücadele ettiğini söylediğini, ancak bu örgütle nasıl mücadele edileceğine ilişkin bir ittifakın olmadığını aktaran Kurtulmuş, herkesin, DEAŞ ile mücadeleyi oradaki varlığının meşruiyet aracı olarak gördüğünü ifade etti.

Fırat Kalkanı Harekatı'nın ne kadar doğru bir operasyon olduğunun da süreç içerisinde anlaşıldığını dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Şimdi Türkiye’nin hedefi, El Bab’ın Özgür Suriye Ordusu tarafından alınmasıdır. Bununla ilgili lojistik desteklerimizi veriyoruz. Bu tabii, zor bir mesele. 22 askerimiz, Fırat Kalkanı Operasyonu sürecinde şehit oldu. Bu anlamda, Türkiye’nin, bu ulusal güvenliğiyle ilgili bir meseledir. Hava saldırısıyla şehit olan askerimize dair Ruslar bugün açıklama yaptı. O süre içerisinde hangi uçakların, hangi hava araçlarının orada olduğunun tespiti var, kayıtları var. Türkiye, bu işin açığa çıkması için peşini bırakmayacaktır. Burada kim tarafından bu operasyonun yapıldığı bir şekilde anlaşılacak, ortaya konulacaktır. Havada herkesin uçağı var. Bu operasyondan rahatsız olan birtakım unsurların bu işin içerisinde olduğu anlaşılıyor. Terör örgütlerinin de havada insansız araçlarının olduğu biliniyor. Dolayısıyla bu ortaya çıkar. Ama sonuçta Türkiye, ne olursa olsun bu operasyondan vazgeçecek değildir. Bunun açıkça altını çizmek istiyorum. Bizim kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok. Suriye topraklarındaki şu şehri, bu şehri alalım diye aklımızın ucundan dahi geçmez. Ama güvenli bölgenin, terör örgütlerinden temizlenmesi, Türkiye’nin sınır güvenliğiyle ilgili bir meseledir. Tabii, sadece el Bab, Münbiç meselesi değil, en az onlar kadar önemli konu Halep ve Musul meselesidir. Bu bölgenin iki ana şehri. Buraların dengesi nasıl gelişirse bundan sonra bölgedeki siyasi gelişmeler de o şekilde olacak.”

- “Halep’te insani bir durumun ortaya çıkarılması görüşmelerimizi sürdürüyoruz”

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Halep’te bir insanlık dramı yaşandığını, hastanelerin bombalandığını, çocukların temel ihtiyaçlarının karşılanamadığını ve oraya insani yardımların ulaştırılamadığını dile getirdi.

Uluslararası toplumun önemli hedeflerinden birisinin, bir an evvel Halep’te silahların susturulmasını sağlamak olduğunun altını çizen Kurtulmuş, “Uluslararası toplumun görevi, özellikle Suriye rejiminin, Halep’e karşı bu barbarca saldırılarını durdurmasını temin etmektir. Oradaki insanların hayatta kalabilecekleri asgari insani yardımların, desteklerin verilmesidir. Türkiye olarak biz, bir taraftan bu sahadaki Türkiye’nin güvenliğini sağlayacak adımları atarken diğer taraftan da Halep’te insani bir durumun ortaya çıkarılması görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Ümit ediyoruz ki çok kısa bir süre içerisinde Halep’te önce bir ateşkes, çok acil bir şekilde insani yardımın oraya ulaştırılması ve orada gariban, mazlum, zavallı halkın bir an evvel temel ihtiyaç maddelerine kavuşmasını temin etmek geliyor.” ifadelerine yer verdi.

- “Türkiye herkes ile görüşüyor”

Türkiye’nin, El Bab ve Münbiç’e doğru hareketliliğinin, Halep’teki gelişmelerle ilgisinin olmadığını söyleyen Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Türkiye, bölgedeki dengelerin korunması bakımından, Halep’teki insani durumun bir an evvel sağlanması için de üzerine düşeni yapıyor. Herkes ile görüşüyor. Rusya ile görüşülüyor, Merkel ile İran ile görüşülüyor. Maalesef Suriye’deki barış masasından bir şey çıkmıyor. Çok açık söyleyeyim, barış masasından bir şey çıkmamasının temel nedeni şu, herkes kendisinin yararına olacak barışı, Suriye’ye dayatmaya kalkıyor. Halbuki bırakın bu masada, bu kadar kahır çekmiş en az 600 bin insanını feda etmiş masum bir milletten bahsediyoruz. Bu millet, nasıl bir gelecek tayin etmek istiyorsa, uluslararası camia da barıştan yana samimiyse, Suriye halkının istediği istikamette barışı yönlendirsin.”

Suriye konusunda, Rusya ile Türkiye arasında bazı görüş ayrılıklarının olduğunu dile getiren Kurtulmuş, ancak Halep’teki insani durum konusunda Rusya’nın da ateşkesin sağlanması konusunda bir garantörlük vermesinin önemli olduğunu belirtti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye ile Rusya bunu sağlayabilirse çok kısa bir süre içerisinde Halep’te bir ateşkes ve hemen ardından da bir insani sürecin başlayabileceğini sözlerine ekledi.

(Sürecek)
Kaynak: AA