'İstinaf Ve Kanun Yolu' Semineri
Yargıtay Başkanı Cirit: 'Şu anda 2015 darbesinden sonra binlerce, yüz binlerce dava yargının önüne gelmekte, yargılanmanın yenilenmesi istenmekte. İşin içinden çıkılmaz hale gelmemesi için şimdiden bazı tedbirler almamız gerekmektedir' 'İlk derece yargının üzerine önemli bir iş yükü gelecektir, dolayısıyla bunun arkasında da istinaflara önemli iş yükü gelecektir. Bunun için bir kısım alternatif çözüm yöntemlerinin süratle hayata geçirilmesi ve uygulanmaya başlanması gerekmektedir. Yoksa bu sistemin altında kalma ihtimalimiz vardır'
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, 'Şu anda 2015 darbesinden sonra binlerce, yüz binlerce dava yargının önüne gelmekte, yargılanmanın yenilenmesi istenmekte. İşin içinden çıkılmaz hale gelmemesi için şimdiden bazı tedbirler almamız gerekmektedir.' dedi.
Cirit, 'İstinaf ve Kanun Yolu' seminerinde, 15 Temmuz darbe girişiminin tüm kurumlarda olduğu gibi yargıda da sarsıntıya yol açtığını söyledi.
Son yıllarda Yargıtaya temyiz incelemesi için yılda 1 milyonu aşkın dava dosyasının geldiğini ifade eden Cirit, geçen yıl ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına 450 bin dosyanın, hukuk dairelerine ise 650 bin dava dosyasının ulaştığını dile getirdi.
'Yargıtayda 15 Temmuz'da geçirdiğimiz sarsıntıdan sonra şu anda 1 milyon 400 bin civarında dosya bulunuyor.' diyen Cirit, Yargıtayın özverili çalışmayla bu ağır yükün altından kalkmaya çalıştığını söyledi.
Yargı sisteminin içinde bulunduğu ağır şartların, ilk derece mahkemeleri ile Yargıtay arasında istinaf mahkemeleri kurulması ihtiyacı doğurduğunu anlatan Cirit, bu sayede Yargıtayın hukuki denetim işlevini daha iyi yerine getirmek suretiyle 'içtihat mahkemesi olarak' gerçek hüviyetine kavuşacağının altını çizdi.
Cirit, 2015'te ülke genelinde 7 milyon 115 bin 323 ayrı eylem sebebiyle 3 milyon 542 bin 108 soruşturma dosyası açıldığını, soruşturmalar neticesinde 3 milyon 219 bin 415 ayrı eylem sebebiyle 1 milyon 469 bin 410 dava dosyasının ceza mahkemelerinin önüne geldiğini bildirdi. Cirit, bu davaların yüzde 50'sinin takipsizlik ve çeşitli sebeplerle mahkemelere gelmediğini, geri kalanının yüzde 38'ine ilişkin de mahkumiyet, para veya hapis cezası verildiğini, yüzde 17'sinde ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı alındığını kaydetti.
Toplamda ise davaların yüzde 55'inde ceza ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları alındığının altını çizen Cirit, sistemin sağlıklı işlemediğini, bunun 'lekelenmeme hakkının' ihlali sonucunu doğurduğunu vurguladı.
Cirit, Yargıtay'a önündeki 1 milyon 100 bin dosyayı bitirdiğinde, yılda 100 bin dava dosyası gelmesini beklediklerini aktardı.
Yargıtay'ın bu işin üstesinden gelebileceğini kaydeden Cirit, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Şu anda 2015 darbesinden sonra binlerce, yüz binlerce dava yargının önüne gelmekte, yargılanmanın yenilenmesi istenmekte. 'Hakim tarafsızlığı yoktur, bu hakim tutuklanmıştır, kasıtlı karar vermiştir' bundan dolayı, binlerce yüzbinlerce yargılanmanın yenilenmesi dosyası ki, Yargıtayımıza da ilk derece yargı olarak bakan dairelerimize de yine aynı şekilde yargılanmanın yenilenmesi talebi gelmektedir. İşin içinden çıkılmaz hale gelmemesi için şimdiden bazı tedbirler almamız gerekmektedir. İlk derece yargının üzerine önemli bir iş yükü gelecektir, dolayısıyla bunun arkasında da istinaflara önemli iş yükü gelecektir. Bunun için bir kısım alternatif çözüm yöntemlerin süratle hayata geçirilmesi ve uygulanmaya başlanması gerekmektedir. Yoksa bu sistemin altında kalma ihtimalimiz vardır.'
Kaynak: AA
Cirit, 'İstinaf ve Kanun Yolu' seminerinde, 15 Temmuz darbe girişiminin tüm kurumlarda olduğu gibi yargıda da sarsıntıya yol açtığını söyledi.
Son yıllarda Yargıtaya temyiz incelemesi için yılda 1 milyonu aşkın dava dosyasının geldiğini ifade eden Cirit, geçen yıl ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına 450 bin dosyanın, hukuk dairelerine ise 650 bin dava dosyasının ulaştığını dile getirdi.
'Yargıtayda 15 Temmuz'da geçirdiğimiz sarsıntıdan sonra şu anda 1 milyon 400 bin civarında dosya bulunuyor.' diyen Cirit, Yargıtayın özverili çalışmayla bu ağır yükün altından kalkmaya çalıştığını söyledi.
Yargı sisteminin içinde bulunduğu ağır şartların, ilk derece mahkemeleri ile Yargıtay arasında istinaf mahkemeleri kurulması ihtiyacı doğurduğunu anlatan Cirit, bu sayede Yargıtayın hukuki denetim işlevini daha iyi yerine getirmek suretiyle 'içtihat mahkemesi olarak' gerçek hüviyetine kavuşacağının altını çizdi.
Cirit, 2015'te ülke genelinde 7 milyon 115 bin 323 ayrı eylem sebebiyle 3 milyon 542 bin 108 soruşturma dosyası açıldığını, soruşturmalar neticesinde 3 milyon 219 bin 415 ayrı eylem sebebiyle 1 milyon 469 bin 410 dava dosyasının ceza mahkemelerinin önüne geldiğini bildirdi. Cirit, bu davaların yüzde 50'sinin takipsizlik ve çeşitli sebeplerle mahkemelere gelmediğini, geri kalanının yüzde 38'ine ilişkin de mahkumiyet, para veya hapis cezası verildiğini, yüzde 17'sinde ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı alındığını kaydetti.
Toplamda ise davaların yüzde 55'inde ceza ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları alındığının altını çizen Cirit, sistemin sağlıklı işlemediğini, bunun 'lekelenmeme hakkının' ihlali sonucunu doğurduğunu vurguladı.
Cirit, Yargıtay'a önündeki 1 milyon 100 bin dosyayı bitirdiğinde, yılda 100 bin dava dosyası gelmesini beklediklerini aktardı.
Yargıtay'ın bu işin üstesinden gelebileceğini kaydeden Cirit, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Şu anda 2015 darbesinden sonra binlerce, yüz binlerce dava yargının önüne gelmekte, yargılanmanın yenilenmesi istenmekte. 'Hakim tarafsızlığı yoktur, bu hakim tutuklanmıştır, kasıtlı karar vermiştir' bundan dolayı, binlerce yüzbinlerce yargılanmanın yenilenmesi dosyası ki, Yargıtayımıza da ilk derece yargı olarak bakan dairelerimize de yine aynı şekilde yargılanmanın yenilenmesi talebi gelmektedir. İşin içinden çıkılmaz hale gelmemesi için şimdiden bazı tedbirler almamız gerekmektedir. İlk derece yargının üzerine önemli bir iş yükü gelecektir, dolayısıyla bunun arkasında da istinaflara önemli iş yükü gelecektir. Bunun için bir kısım alternatif çözüm yöntemlerin süratle hayata geçirilmesi ve uygulanmaya başlanması gerekmektedir. Yoksa bu sistemin altında kalma ihtimalimiz vardır.'