Ahşaba 40 Yıldır 'Hayat' Veriyor
Adanalı ahşap ustası Nuri Akyıldız, 40 yıldır sürdürdüğü elde ahşap işlemeciliğini makine üretiminin yaygınlaşmasına rağmen devam ettiriyor Getirisi her geçen gün düşse de başka bir iş yapmayı tercih etmeyen Nuri usta, talaş kokulu önlüğünü giyerek ahşap oyma sanatıyla birbirinden farklı eserler ortaya koyuyor Akyıldız: 'Kardeşimden öğrendiğim bu sanatı zevk alarak yapıyorum. Ahşaba hayat verdiğim zaman kendimi çok mutlu hissediyorum'
SEBAHATDİN ZEYREK - Adana'da, kardeşinden öğrendiği ahşap oyma sanatını 40 yıldır devam ettiren 61 yaşındaki Nuri Akyıldız, getirisi her geçen gün düşse bile işinden vazgeçmiyor.
Merkez Seyhan ilçesi Havuzlubahçe Mahallesi'ndeki kum ocağının içinde kiraladığı 30 metrekarelik iş yerinde zanaatını sürdürmeye çalışan Akyıldız, sabah erken saatlerde geldiği dükkanında demir kepenkleri kaldırdıktan sonra önce radyosunu açıyor, ardından duvardaki talaş kokulu önlüğünü üzerine giyip tezgahın başına geçiyor.
Daha sonra hazırlayacağı el işlemelerini önce kağıda çizen ardından da ahşabın üzerine uygulamaya başlayan Nuri usta, ahşabı demir keskiyle yontmaya başlıyor.
Nuri usta, nasır tutan ve zaman zaman tokmak vurmaktan kanayan elleriyle ahşabı, mengene yardımıyla sıkıştırdığı tezgahında oymaya devam ediyor.
Dükkanında yalnız çalışan ve hayatı boyunca sadece bu işi yapan Nuri usta, evinin geçimini ve iki çocuğunun okul ihtiyaçlarını da buradan karşılamaya çalışıyor.
Selçuklu döneminden kalma zanaatını gelişen teknolojiye rağmen sürdürmek için çaba sarf eden Nuri Akyıldız'ın yaptığı ahşap ürünler büyük beğeni toplarken, ustanın tamamen elde yaptığı çerçeveler, insan ve hayvan figürleri ile çeşitli ahşap ürünler alıcısını bekliyor.
Akyıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleği ilkokul sıralarındayken öğrenmeye başladığını, daha sonra ilerleterek bu yaşa kadar geldiğini söyledi.
Bu işle uğraşmanın kendisine mutluluk verdiğini ve kahvehane alışkanlığından da uzak tuttuğunu aktaran Akyıldız, ahşaptan kaşık, kepçe, iş makinesi, ok ve yay gibi çeşitli eserleri bulunduğunu ve elinden geldiği kadar farklı ürünler yapma gayretinde olduğunu ifade etti.
Yaşanan teknolojik gelişmelerle ahşap oymacılığının artık çok azaldığını belirten Akyıldız, şöyle devam etti:
'Çok sevdiğim bu işi bırakmadan devam ediyorum. Kardeşimden öğrendiğim bu sanatı zevk alarak yapıyorum. Ahşaba hayat verdiğim zaman kendimi çok mutlu hissediyorum. Pek para kazandırmamasına rağmen yapıyorum. Genelde sipariş üzerine ve müşterilerimin isteğine göre hazırlıklarımı yapıyorum. Sipariş olmadığı zamanlarda ise kendi hayalini kurduğum şeyleri ahşaba işliyorum. İşe göre ağacımı seçiyorum ondan sonra oyma işlemine başlıyorum. Ihlamur, ceviz ve gürgen ağacını sıklıkla kullanıyorum. İşlerim hazır makineler çıktıktan sonra neredeyse kesilip bitme aşamasına geldi. Ürünlerimin kalitesi ve işçiliğine göre fiyatı değişiyor.'
Akyıldız, ahşap oymacılığı yaparken rahatladığını, bundan başka bir iş yapmayı asla düşünmediğini dile getirerek, makinelerin yaygınlaşmasıyla unutulma noktasına gelen ahşap el işçiliğini gelecek kuşaklara aktarmak istediğini ancak çırak bulamadığını söyledi.
- 'Eti senin kemiği benim diyenler kalmadı'
Bu alanda son temsilciler olmak istemediğini ifade eden Akyıldız, şöyle konuştu:
'Bu işte ben yetiştirecek çırak bulamıyorum. Artık eti senin kemiği benim diyenler kalmadı. Gelenler oluyor ama bazen bir gün bile durmadan kaçıp gidiyorlar. Gelenlere 'Gel seni meslek sahibi yapayım' diyorum. 'Bana ne kadar vereceksin? Ne kadar kazandıracaksın' sorusunu soruyorlar hemen. Önce parayı düşünüyorlar. 'Ben meslek sahibi olmak istemiyorum gelire bakarım' diyorlar. İyi bir zanaatkar bulamıyoruz. Biz istiyoruz ama gelmiyorlar.'
Kaynak: AA
Merkez Seyhan ilçesi Havuzlubahçe Mahallesi'ndeki kum ocağının içinde kiraladığı 30 metrekarelik iş yerinde zanaatını sürdürmeye çalışan Akyıldız, sabah erken saatlerde geldiği dükkanında demir kepenkleri kaldırdıktan sonra önce radyosunu açıyor, ardından duvardaki talaş kokulu önlüğünü üzerine giyip tezgahın başına geçiyor.
Daha sonra hazırlayacağı el işlemelerini önce kağıda çizen ardından da ahşabın üzerine uygulamaya başlayan Nuri usta, ahşabı demir keskiyle yontmaya başlıyor.
Nuri usta, nasır tutan ve zaman zaman tokmak vurmaktan kanayan elleriyle ahşabı, mengene yardımıyla sıkıştırdığı tezgahında oymaya devam ediyor.
Dükkanında yalnız çalışan ve hayatı boyunca sadece bu işi yapan Nuri usta, evinin geçimini ve iki çocuğunun okul ihtiyaçlarını da buradan karşılamaya çalışıyor.
Selçuklu döneminden kalma zanaatını gelişen teknolojiye rağmen sürdürmek için çaba sarf eden Nuri Akyıldız'ın yaptığı ahşap ürünler büyük beğeni toplarken, ustanın tamamen elde yaptığı çerçeveler, insan ve hayvan figürleri ile çeşitli ahşap ürünler alıcısını bekliyor.
Akyıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleği ilkokul sıralarındayken öğrenmeye başladığını, daha sonra ilerleterek bu yaşa kadar geldiğini söyledi.
Bu işle uğraşmanın kendisine mutluluk verdiğini ve kahvehane alışkanlığından da uzak tuttuğunu aktaran Akyıldız, ahşaptan kaşık, kepçe, iş makinesi, ok ve yay gibi çeşitli eserleri bulunduğunu ve elinden geldiği kadar farklı ürünler yapma gayretinde olduğunu ifade etti.
Yaşanan teknolojik gelişmelerle ahşap oymacılığının artık çok azaldığını belirten Akyıldız, şöyle devam etti:
'Çok sevdiğim bu işi bırakmadan devam ediyorum. Kardeşimden öğrendiğim bu sanatı zevk alarak yapıyorum. Ahşaba hayat verdiğim zaman kendimi çok mutlu hissediyorum. Pek para kazandırmamasına rağmen yapıyorum. Genelde sipariş üzerine ve müşterilerimin isteğine göre hazırlıklarımı yapıyorum. Sipariş olmadığı zamanlarda ise kendi hayalini kurduğum şeyleri ahşaba işliyorum. İşe göre ağacımı seçiyorum ondan sonra oyma işlemine başlıyorum. Ihlamur, ceviz ve gürgen ağacını sıklıkla kullanıyorum. İşlerim hazır makineler çıktıktan sonra neredeyse kesilip bitme aşamasına geldi. Ürünlerimin kalitesi ve işçiliğine göre fiyatı değişiyor.'
Akyıldız, ahşap oymacılığı yaparken rahatladığını, bundan başka bir iş yapmayı asla düşünmediğini dile getirerek, makinelerin yaygınlaşmasıyla unutulma noktasına gelen ahşap el işçiliğini gelecek kuşaklara aktarmak istediğini ancak çırak bulamadığını söyledi.
- 'Eti senin kemiği benim diyenler kalmadı'
Bu alanda son temsilciler olmak istemediğini ifade eden Akyıldız, şöyle konuştu:
'Bu işte ben yetiştirecek çırak bulamıyorum. Artık eti senin kemiği benim diyenler kalmadı. Gelenler oluyor ama bazen bir gün bile durmadan kaçıp gidiyorlar. Gelenlere 'Gel seni meslek sahibi yapayım' diyorum. 'Bana ne kadar vereceksin? Ne kadar kazandıracaksın' sorusunu soruyorlar hemen. Önce parayı düşünüyorlar. 'Ben meslek sahibi olmak istemiyorum gelire bakarım' diyorlar. İyi bir zanaatkar bulamıyoruz. Biz istiyoruz ama gelmiyorlar.'