Eski TBMM Başkanı Şahin Açıklaması
'Avrupa Birliği'nin şuanda bulunduğu nokta teröre destek noktasıdır, terör örgütlerine destek noktasıdır. Türkiye teröre teslim olmayacaktır. Arkasında kimi Avrupa Birliği ülkeleri olsa bile bu terör sorununu Türkiye alt edecektir' 'Bir milletvekili hakkında bir dava açılabilir ancak kesinleşene kadar milletvekillerinin milletvekilliklerini yapması gerekli'
Eski TBMM Başkanı ve AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, 'Avrupa Birliği'nin şuanda bulunduğu nokta teröre destek noktasıdır, terör örgütlerine destek noktasıdır. Türkiye teröre teslim olmayacaktır. Arkasında kimi Avrupa Birliği ülkeleri olsa bile bu terör sorununu Türkiye alt edecektir.' dedi.
Şahin, Safranbolu ilçesinde bir restoranda düzenlediği basın toplantısında, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde PKK'lı teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan sözleşmeli er Coşkun İşleyen'e Allah'tan rahmet, ailesine de başsağlığı diledi.
Türkiye'nin her türlü terör örgütleriyle gerek yurt içinde gerek yurt dışında kapsamlı bir mücadele ettiğinin altını çizen Şahin, bir taraftan da ülkenin temel sorunlarını, halkın beklediği hizmetlerin yerine getirilmesi çalışmalarını yürüttüğünü belirtti.
Türkiye'de yapılan terörle mücadelenin sadece ismi bilinen terör örgütleriyle mücadele olmadığını, bu terör örgütlerini Türkiye'ye karşı maşa olarak kullanan odaklarla, ülkelerle de mücadele ettiklerini vurgulayan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Avrupa Birliği ülkelerinden birinin meclisi geçtiğimiz gün karar alıyor; 'Türkiye'ye silah ambargosu uygulayacağız.' diye. Eğer gerçekten bu ülke ve tabi ki Avrupa Birliği ülkeleri, Avrupa Birliği'nin temel değerlerine sahipse, samimi olarak bağımsız ve Avrupa Birliği'yle müzakere yapan bir ülkeye değil, o ülkenin yıllardır mücadele ettiği terör örgütlerine karşı bu ambargoyu uygulaması lazım. Fakat onlar terörle mücadele eden bir ülkeye silah ambargosu uygulama kararı alıyorlar. Bu onların iki yüzlülüğünü, samimiyetsizliğini gösteren çok çarpıcı bir tablodur.'
- 'Türkiye, vatanseverler için bir cennettir'
Ülkenin bağımsızlığı, halkın huzuru için terörle mücadelenin bütün şiddetiyle devam edeceğini anlatan Şahin, 'Terör örgütü mensubu olup da Avrupa'da cirit atanlara kol kanat geriyorlar. Hatta onları Cumhurbaşkanlığı saraylarında karşılıyorlar, vatandaşlık veriyorlar, 'iyi yapıyorsunuz' diyorlar. 'Türkiye'ye karşı bu mücadeleniz iyi bir mücadeledir, Türkiye'ye zarar verin' anlamına gelen sırt sıvazlıyorlar.' diye konuştu.
'Onlardan biri dün ya da önceki gün 'Türkiye cehennem oldu.' diyor, açıklama yapmış' ifadesini kullanan Şahin, 'Evet Türkiye cehennemdir. Ancak vatan hainleri için cehennemdir ve cehennem olmaya devam edecektir. Türkiye vatan dostları için, vatanseverler için bir cennettir, cennet olmaya devam edecektir.' dedi.
- 'Türkiye teröre teslim olmayacaktır'
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, Avusturya'nın Türkiye'ye karşı silah ambargosu uygulama kararına ilişkin Şahin, şu değerlendirmeyi yaptı:
'Bize ne veriyor Avusturya? Sadece insansız hava araçlarının motorunu oradan alıyormuşuz. Aynı motoru başka yerden temin ederiz. O nedenle onların kararı tamamen siyasi karardır, teröre destektir. Avrupa Birliği'nin şuanda bulunduğu nokta teröre destek noktasıdır, terör örgütlerine destek noktasıdır. Türkiye teröre teslim olmayacaktır. Arkasında kimi Avrupa Birliği ülkeleri olsa bile bu terör sorununu Türkiye alt edecektir.'
- 'Avrupa Birliği üyesi olmak da şart değil'
Avrupa Birliğinin 53 yıldır Türkiye'yi oyaladığına dikkati çeken Şahin, şöyle devam etti:
'Hala kapıda tutuyorlar ve en önemli ülkelerin yetkilileri de 'sizi biz ortak olarak almayacağız.' diye açıksa yüzümüze söylüyorlar. Biz dilenci gibi onların kapısında uzun süre bekleyecek miyiz? Sayın Cumhurbaşkanımız dedi ki, 'Biz Avrupa kriterlerini Ankara kriterleri yapar yolumuza devam ederiz.' Ne demektir? O kriterleri alır Türkiye’de uygularız. İsviçre AB üyesi mi? Değil. Peki Avrupa Birliğinden geride mi insan hakları, demokrasi açısından? Değil. Demek ki, Avrupa kriterlerine sahip olmak için Avrupa Birliği üyesi olmak da şart değil. Yeter ki siz o kriterleri ülkenizde alın, benimseyin ve uygulayan. Bizim şuandaki yaklaşımımız budur. Sayın Cumhurbaşkanımız 'Almazsanız almayın, bizim nezdimizde sizin almış olduğunuz o kararın hükmü yoktur.' şeklinde açıklamalar yaptı. Bana göre de doğru yaptı, milletimiz de idarecilerinden zaten öylesine bir emrivaki, tehdit karşısında idarecilerinden böyle bir duruş bekler. Cumhurbaşkanımızda, Başbakanımızda, Dışişleri Bakanımızda bu duruşu sergiliyor milletimiz adına.'
- 'Parlamento aritmetiğinin değişmesinin yargı organlarının eline vermemeliyiz'
Bir gazeteci, daha önce HDP'li milletvekilleriyle ilgili 'tutuklanmasalar daha iyi olurdu' diye söylediğini hatırlatmasına Şahin, 'HDP'li milletvekillerinin tutuklanmasıyla ilgili 'tutuklanmasalar daha iyi olurdu.' dedim. Hala aynı fikirdeyim. Niçin? Çünkü, ben Meclis Başkanlığı yapmış biri olarak şunu düşünürüm; Gerçekten demokratik bir ülkede parlamento aritmetiği ölüm ve kesinleşmiş mahkeme kararıyla ancak değişmelidir. Parlamentodaki 550 milletvekili var. Bu aritmetik zaman zaman değişebilir, azalabilir, ölüm ve kesinleşmiş mahkeme kararıyla. Aksi halde ne olur.? Yargı organlarının yasama organı üzerinde çok rahatlıkla vesayet kullanmasını doğru bulmam. Yani parlamento aritmetiğinin değişmesini yargı organlarının eline vermemeliyiz.' karşılığını verdi.
- 'Milletvekillerinin milletvekilliklerini yapmasını gerekli'
'Diyelim ki şuanda iş başında bulunan hükumet bir kaç oyla güvenoyu almış bir hükumet olsaydı ve iktidar partisine mensup bazı milletvekilleri tutuklanmış olsaydı, parlamentoda muhalefet bir gensoru önergesi verseydi, parlamentoda kimi milletvekilleri tutuklu olduğu için azınlığa düşmüş olan bu hükumet düşerdi.' diyen Şahin, şunları söyledi:
'Geçmişte parlamentoda bulunduğum dönemlerde bir-iki oyla güvenoyu almış olan hükumetler gördüm. Dolayısıyla bir milletvekili hakkında bir dava açılabilir ancak kesinleşene kadar milletvekillerinin milletvekilliklerini yapması gerekli. Mehmet Haberal kararında Anayasa Mahkemesi'nin bir görüşü var. Diyor ki, 'Milletvekilleri cezaevinde tutuklu. Ancak bu kişi cezaevindeyken milletvekili seçilmiş parlamenterlik yapamıyor.' Bir milletvekilinin parlamenterlik yapması önüne bir engel konmamalıdır, kesinleşmemişse hakkında ki hüküm. Şimdi Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkında bulundular. Muhtemelen Anayasa Mahkemesi, Mehmet Haberal kararında olduğu gibi bunlarla ilgili, bu kişiler, 'henüz milletvekilidir, dolayısıyla milletvekilliği yapmaları asıldır.' diyerek bir karar verirse tahliye edilirler.'
- 'Yapılan işlemleri son derece doğru buluyorum'
'Bu kişiler teröre destek veren kişilerdir, terörün arkasındaki kişilerdir ve bu kişiler dokunulmazlığı bazı dosyalardan dolayı kaldırıldığında 'biz gidip ifade vermeyeceğiz.' dediler ve devlete açıkça meydan okudular. Tabii ki devlet, ilgili kurumlar, savcılıklar, mahkemeler kendilerine meydan okuyan bu kişileri alıp, ifadelerini almalıdır.' denileceğinin altını çizen Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
'Nitekim öyle yapılmıştır. O noktaya kadar yapılan işlemleri son derece doğru buluyorum. Bu tamamen yargı kararı, mahkemenin vermiş olduğu karar. Siyasi iradenin vermiş olduğu karar değil. Hukukçu ve eski Meclis Başkanı olarak parlamentoların üzerinde hiçbir vesayet olmaması, parlamentoların her türlü dış etkiden kurtulmuş olarak görevini rahat bir şekilde yapmalarının gerekli olduğuna inandığım için o beyanda bulundum.'
Kaynak: AA
Şahin, Safranbolu ilçesinde bir restoranda düzenlediği basın toplantısında, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde PKK'lı teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan sözleşmeli er Coşkun İşleyen'e Allah'tan rahmet, ailesine de başsağlığı diledi.
Türkiye'nin her türlü terör örgütleriyle gerek yurt içinde gerek yurt dışında kapsamlı bir mücadele ettiğinin altını çizen Şahin, bir taraftan da ülkenin temel sorunlarını, halkın beklediği hizmetlerin yerine getirilmesi çalışmalarını yürüttüğünü belirtti.
Türkiye'de yapılan terörle mücadelenin sadece ismi bilinen terör örgütleriyle mücadele olmadığını, bu terör örgütlerini Türkiye'ye karşı maşa olarak kullanan odaklarla, ülkelerle de mücadele ettiklerini vurgulayan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Avrupa Birliği ülkelerinden birinin meclisi geçtiğimiz gün karar alıyor; 'Türkiye'ye silah ambargosu uygulayacağız.' diye. Eğer gerçekten bu ülke ve tabi ki Avrupa Birliği ülkeleri, Avrupa Birliği'nin temel değerlerine sahipse, samimi olarak bağımsız ve Avrupa Birliği'yle müzakere yapan bir ülkeye değil, o ülkenin yıllardır mücadele ettiği terör örgütlerine karşı bu ambargoyu uygulaması lazım. Fakat onlar terörle mücadele eden bir ülkeye silah ambargosu uygulama kararı alıyorlar. Bu onların iki yüzlülüğünü, samimiyetsizliğini gösteren çok çarpıcı bir tablodur.'
- 'Türkiye, vatanseverler için bir cennettir'
Ülkenin bağımsızlığı, halkın huzuru için terörle mücadelenin bütün şiddetiyle devam edeceğini anlatan Şahin, 'Terör örgütü mensubu olup da Avrupa'da cirit atanlara kol kanat geriyorlar. Hatta onları Cumhurbaşkanlığı saraylarında karşılıyorlar, vatandaşlık veriyorlar, 'iyi yapıyorsunuz' diyorlar. 'Türkiye'ye karşı bu mücadeleniz iyi bir mücadeledir, Türkiye'ye zarar verin' anlamına gelen sırt sıvazlıyorlar.' diye konuştu.
'Onlardan biri dün ya da önceki gün 'Türkiye cehennem oldu.' diyor, açıklama yapmış' ifadesini kullanan Şahin, 'Evet Türkiye cehennemdir. Ancak vatan hainleri için cehennemdir ve cehennem olmaya devam edecektir. Türkiye vatan dostları için, vatanseverler için bir cennettir, cennet olmaya devam edecektir.' dedi.
- 'Türkiye teröre teslim olmayacaktır'
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, Avusturya'nın Türkiye'ye karşı silah ambargosu uygulama kararına ilişkin Şahin, şu değerlendirmeyi yaptı:
'Bize ne veriyor Avusturya? Sadece insansız hava araçlarının motorunu oradan alıyormuşuz. Aynı motoru başka yerden temin ederiz. O nedenle onların kararı tamamen siyasi karardır, teröre destektir. Avrupa Birliği'nin şuanda bulunduğu nokta teröre destek noktasıdır, terör örgütlerine destek noktasıdır. Türkiye teröre teslim olmayacaktır. Arkasında kimi Avrupa Birliği ülkeleri olsa bile bu terör sorununu Türkiye alt edecektir.'
- 'Avrupa Birliği üyesi olmak da şart değil'
Avrupa Birliğinin 53 yıldır Türkiye'yi oyaladığına dikkati çeken Şahin, şöyle devam etti:
'Hala kapıda tutuyorlar ve en önemli ülkelerin yetkilileri de 'sizi biz ortak olarak almayacağız.' diye açıksa yüzümüze söylüyorlar. Biz dilenci gibi onların kapısında uzun süre bekleyecek miyiz? Sayın Cumhurbaşkanımız dedi ki, 'Biz Avrupa kriterlerini Ankara kriterleri yapar yolumuza devam ederiz.' Ne demektir? O kriterleri alır Türkiye’de uygularız. İsviçre AB üyesi mi? Değil. Peki Avrupa Birliğinden geride mi insan hakları, demokrasi açısından? Değil. Demek ki, Avrupa kriterlerine sahip olmak için Avrupa Birliği üyesi olmak da şart değil. Yeter ki siz o kriterleri ülkenizde alın, benimseyin ve uygulayan. Bizim şuandaki yaklaşımımız budur. Sayın Cumhurbaşkanımız 'Almazsanız almayın, bizim nezdimizde sizin almış olduğunuz o kararın hükmü yoktur.' şeklinde açıklamalar yaptı. Bana göre de doğru yaptı, milletimiz de idarecilerinden zaten öylesine bir emrivaki, tehdit karşısında idarecilerinden böyle bir duruş bekler. Cumhurbaşkanımızda, Başbakanımızda, Dışişleri Bakanımızda bu duruşu sergiliyor milletimiz adına.'
- 'Parlamento aritmetiğinin değişmesinin yargı organlarının eline vermemeliyiz'
Bir gazeteci, daha önce HDP'li milletvekilleriyle ilgili 'tutuklanmasalar daha iyi olurdu' diye söylediğini hatırlatmasına Şahin, 'HDP'li milletvekillerinin tutuklanmasıyla ilgili 'tutuklanmasalar daha iyi olurdu.' dedim. Hala aynı fikirdeyim. Niçin? Çünkü, ben Meclis Başkanlığı yapmış biri olarak şunu düşünürüm; Gerçekten demokratik bir ülkede parlamento aritmetiği ölüm ve kesinleşmiş mahkeme kararıyla ancak değişmelidir. Parlamentodaki 550 milletvekili var. Bu aritmetik zaman zaman değişebilir, azalabilir, ölüm ve kesinleşmiş mahkeme kararıyla. Aksi halde ne olur.? Yargı organlarının yasama organı üzerinde çok rahatlıkla vesayet kullanmasını doğru bulmam. Yani parlamento aritmetiğinin değişmesini yargı organlarının eline vermemeliyiz.' karşılığını verdi.
- 'Milletvekillerinin milletvekilliklerini yapmasını gerekli'
'Diyelim ki şuanda iş başında bulunan hükumet bir kaç oyla güvenoyu almış bir hükumet olsaydı ve iktidar partisine mensup bazı milletvekilleri tutuklanmış olsaydı, parlamentoda muhalefet bir gensoru önergesi verseydi, parlamentoda kimi milletvekilleri tutuklu olduğu için azınlığa düşmüş olan bu hükumet düşerdi.' diyen Şahin, şunları söyledi:
'Geçmişte parlamentoda bulunduğum dönemlerde bir-iki oyla güvenoyu almış olan hükumetler gördüm. Dolayısıyla bir milletvekili hakkında bir dava açılabilir ancak kesinleşene kadar milletvekillerinin milletvekilliklerini yapması gerekli. Mehmet Haberal kararında Anayasa Mahkemesi'nin bir görüşü var. Diyor ki, 'Milletvekilleri cezaevinde tutuklu. Ancak bu kişi cezaevindeyken milletvekili seçilmiş parlamenterlik yapamıyor.' Bir milletvekilinin parlamenterlik yapması önüne bir engel konmamalıdır, kesinleşmemişse hakkında ki hüküm. Şimdi Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkında bulundular. Muhtemelen Anayasa Mahkemesi, Mehmet Haberal kararında olduğu gibi bunlarla ilgili, bu kişiler, 'henüz milletvekilidir, dolayısıyla milletvekilliği yapmaları asıldır.' diyerek bir karar verirse tahliye edilirler.'
- 'Yapılan işlemleri son derece doğru buluyorum'
'Bu kişiler teröre destek veren kişilerdir, terörün arkasındaki kişilerdir ve bu kişiler dokunulmazlığı bazı dosyalardan dolayı kaldırıldığında 'biz gidip ifade vermeyeceğiz.' dediler ve devlete açıkça meydan okudular. Tabii ki devlet, ilgili kurumlar, savcılıklar, mahkemeler kendilerine meydan okuyan bu kişileri alıp, ifadelerini almalıdır.' denileceğinin altını çizen Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
'Nitekim öyle yapılmıştır. O noktaya kadar yapılan işlemleri son derece doğru buluyorum. Bu tamamen yargı kararı, mahkemenin vermiş olduğu karar. Siyasi iradenin vermiş olduğu karar değil. Hukukçu ve eski Meclis Başkanı olarak parlamentoların üzerinde hiçbir vesayet olmaması, parlamentoların her türlü dış etkiden kurtulmuş olarak görevini rahat bir şekilde yapmalarının gerekli olduğuna inandığım için o beyanda bulundum.'