Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "idam" ve "AP" açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, idam tezahüratlarına "Bu konuyla ilgili düşüncelerimi söyledim. Ben Hans'ın George'un ağzına bakarak karar vermem. Ben Hakk'a ve halka yönelerek cevabımı veririm." dedi. Erdoğan'ın gündeminde AP'nin Türkiye kararı da vardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Dört Adet Yeni İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi ile Çevre Yatırımları Toplu Açılış Töreni'nde konuştu.
Cumurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların idam tezahüratlarına 'Bu konuyla ilgili düşüncelerimi söyledim. Ben Hans'ın George'un ağzına bakarak karar vermem. Ben Hakk'a ve halka yönelerek cevabımı veririm.' diyerek cevap verdi.
AP'nin Türkiye kararına da değinen Erdoğan, 'Her gün terör eyleme yapılan bir ülkeye terörle mücadele yapma demek dükkanı kapatıp git demek. Ey AP siz terör örgütüne çanak mı tuttunuz hayır olsun. Hani PKK terör örgütüydü, siz nasıl böyle karar alırsınız, yardım yataklık yaptığınızın farkında mısınız? Fransa OHAL 3+3+6 ay şeklinde uzattı. Ona böyle bir karar aldınız mı? Seçimler sebebi ile Fransa yeniden uzatmayı düşünüyor. Belki 3 ay daha size ne ya? Bunun kararını hükümet parlamento verir size ne? Bu ülkeyi AP mi yönetiyor, hükümet mi yönetiyor. Size ne! Haddinizi bilin, haddinizi!' ifadesini kullandı.
Sözlerinin bir bölümünde ise AP'nin 'Basın Özgürlüğü Mücadelesinde Türkiye' konulu koferansında konuşma yaparak Türkiye'yi cehenneme benzeten Can Dündar'a seslenen Erdoğan 'Türkiye'yi açıkhava gazeteci hapishanesine benzetiyor. Peki sen nasıl kaçıp gittin?' diye sordu.
İşte o konuşmadan satır başları:
Arıtma tesislerindeki su park ve bahçelerle sanayide kullanacak. Arıtma sonucu çıkan bu ürünlerde ayrıca İstanbul'umuza katkı sağlanacak. Şehir genelinde 67 kilometreyi bulan dere ıslahı, sterilasyon tesisi de pek çok sorunun çözümüne vesile olacak.Açılışını yaptığımız 19 çöp aracı, 26 yol süpürme aracı, 2 çevre kontrol botu da İstanbul'u daha temiz hale getirecek. Toplam yatırım bedeli 1 milyar 873 milyon lira olan bu tesis ve hizmetleri şehrimize kazandıran Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve ekibini tebrik ediyorum.
DEVRİM NİTELİĞİNDE YENİLİKLER YAPTIK
Selçuklu'dan Osmanlı'ya oradan Cumhuriyet'e uzanan tarihimizde biz de çalıştık, çabaladık. Önce İstanbul gibi bir dünya şehrine 4,5 yıl belediye başkanlığı yaptım. Haksız adaletsiz bir şekilde ayrılmak zorunda kalınca Türkiye'nin tamamı için yeniden milletimizin karşısına çıktık Bizi milletimiz ezici bir çoğunluk yüzde 63'le başa getirdi. 19 Kasım, 14. yılı geride bıraktık. Bir yandan içeride dışarıda tuzak ve engellerle mücadele ederken, bir yandan hizmetler getirmenin çabası içinde olduk. Eğitim, sağlık, enerji, tarımda, savunma sanayide, her alanda devrim niteliğinde reformlar yaptık. Cumhuriyet tarihinde yapılanların kat kat fazlasını yaptık. Biz ülkemize, milletimize hizmet için çalışırken birileri de bize çelme takmaya çalışıyor. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi ardından gelen kapatma davası. Ardından yapılanlar da aynı amaca yönelik.
90 YIL SONRA KURTULUŞ SAVAŞI VERİYORUZ
Amaç neydi Türkiye'yi hızlı büyüme amacından tüm dostlarına, mağdurlara el uzatan bir ülke yolundan alıkoymak. Nerede garip var, biz oradayız. Neresi olursa olsun. Biz oradayız. Kardeşlerim Türkiye özellikle son 3 yıldır bir ateş çemberinden geçiyor. Bu mücadelenin adını doğru koymak lazım. Cumhuriyet'ten sonra yeni bir Kurtuluş Savaşı veriyoruz. Üstelik bu savaşı tek bir cephede değil askeri, siyasi, ekonomik veriyoruz. Gezi ile çevre hassasiyetini tehdit algısı ile kaos çıkarmak istediler. Bu ahlaksızlara sorun bu ülkeye kaç ağaç diktiniz?Biz milyonlarca değil, milyarlarca diktik.
AP'YE SERT CEVAP: SANA NE!
(İdam tezahüratları sonrası) Bu konuyla ilgili düşüncelerimi söyledim. Ben Hans'ın George'un ağzına bakarak karar vermem. Ben Hakk'a ve halka yönelerek cevabımı veririm. Halkım idam mı diyor, parlamentoya gelir. Parlamento idam diyorsa bana gelir ben de onaylarım, bunu açıkladım. Şimdi Avrupa Birliği'ndeki birileri niye idam istiyorsunuz, sana ne! Demokrasi milli irade değil mi? Milli irade bunu istiyorsa vekillerde bunu istiyorsa yasalara göre Cumhurbaşkanına gelir ben de bu istikamette veririm. Benim 248 tane şehidim var. Bekara karı boşamak kolaydır. Bunlar rahat. Biz dertliyiz dertli.Parlamento yakılıp yıkılacak. Binamız bombalanacak, Boğaz Köprüsü bombalanacak. 36 şehidimiz olacak. Utanmadan sıkılmadan böyle bir şey isteyemezsin diyecek.Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz onlar diridir, siz bilemezsiniz. Onların şöyle ya da böyle demesi önemli değil, siz ne diyorsunuz?
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Milli irade ne diyorsa odur. Anayasa değişikliği hazırlanıyor. Şu anda da görüldüğü kadarıyla iktidar ile MHP ortaklama çalışma sürdürüyorlar. Temmeni ederim ki isabetli adım atılır. Adımla da tabii sayı yeterli değil. Ama ana muhalefetin içinden de destek gelirse hallolur. İktidar ve MHP biz yine de milletimize götürelim. Milletimiz ne der ben biliyorum. Kamuoyu araştırmalarında da görüyorum. Yüzde 72 ile nasıl anayasa değişikliği yaptıysa burada da destek vererek değişikliği yapacaktır. 2014 mali seçimlerinde yine aynı yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Gezi ile 17-25 Aralık'ın siyasi kısmını yapmak istediler. Milletimiz izin vermediler.
BUNLAR BÖYLE ALÇAK
Önce Güneydoğu Anadolu'da çukur eylemleri yaptılar. Vatandaş ve güvenlik görevlilerimizin şahadetiyle sonuçlandı. Artık bunlara gereken dersi ilk yapılacak seçimlerde vermemiz lazım. Suriye ve Irak'taki eylemleri DEAŞ ile ülkemize bulaştırmak istediler. 56 kardeşimizi canlı bomba ile Gaziantep'te şehit ettiler. Bunlar aynı akraba. Bunlar bizim üyelerimiz dediler, alakası yok. 6 yaşındaki yavrunun kolu kopmuş bunlar böyle alçak. Bizler dik duracağız.
15 TEMMUZ BİR İŞGAL GİRİŞİMİYDİ
İstihbarat teşkilatlarımızın çalışmalarıyla terör örgütü bekleneni vermedi. Mücadele alanını Türkiye sınırları dışına taşıdı. Celabrus'u DEAŞ'dan kurtardık. Rai'yi kurtardık. El Bab'ı kuşattık. 15 Temmuz saldırıların en alçakçasıydı. FETÖ ihanet çetesi çocuğun çocuğun rızkından keserek namuslarına emanet edilen tankları, topları milletin üzerine sürdü. Türkiye 2 fiili darbe, 2 de darbe operasyonu yaşamıştır. Bunlar halkımızın gönlünde derin izler bıraktı. 15 Temmuz kadar ihanet değildi. Türkiye'nin iradesini dış güçlere peşkeş çekmiş güruhun işiydi. 15 Temmuz aynı zamanda bir işgal girişimidir. Devletin silahlarıyla millet katledilmemişti.
BEDELİNİ ÖDEYECEKLER
15 Temmuz TSK içindeki asker elbiseli hainler tarafından gerçekleştiğinden cunta girişimidir. 15 Temmuz günü güneş batarken herkesin bir hesabı vardı. Öngörülmeyen bir hesap devreye girdi. Tüm hesapları bozdu. Milletlerden millet olmadığını şanına şöhretine boşuna sahip olamadığını gösterdi. Tanklara, helikopterlere meydan okudu. Nur mağarasının kapısındaki örümcek ağının gücünü unutmayın. Allah bizimle beraber. Gören gözler bir anda görmüyor. Şair ne diyor; İmandır o cevher ki,ilahi ne büyüktür İmansız olan paslı yürek,sinede yüktür, imanlı yürekler imansız yürekleri bitirdi. Pelsinvanya'ya da göstermiştir. Ya yurtdışına kaçtılar ya da cezaevlerindeler. Hukuk, yasa ne emrediyorsa bunun bedelini ödeyecekler.Kopyalarla, kamu personel sınavlarındaki yolsuzlukların bedelini ödeyecekler. İnsanlar hakkı olduğu halde devlet dairelerine giremediler.
SİZE NE HADDİNİZİ BİLİN!
İçerde PKK, DEAŞ teröristleriyle mücadelemizi sürdürüyoruz. Dışarıda da mücadelemizi sürdürüyoruz. AP'nin aldığı son kararı gördünüz değil mi? Milletime sesleniyorum; şimdi onlar da tekrar izlesin, neymiş efendim Türkiye'de olağanüstü hal varmış, teröristlerin üzerine çok sert gidiyormuş, görevden alınıyormuş, idam cezası tartışılıyormuş, medyaya kısıtlama varmış, vize serbestisinde 72 şarttan 7'si yapılmamış, gümrükle ilgili ekonomi ile ilgili tehdit ediyorlar. Silah veriyorlarmış da silah verilmemesi konusunda karar alacakmış. Her gün terör eyleme yapılan bir ülkeye terörle mücadele yapma demek dükkanı kapatıp git demek. Ey AP siz terör örgütüne çanak mı tuttunuz hayır olsun. Hani PKK terör örgütüydü, siz nasıl böyle karar alırsınız, yardım yataklık yaptığınızın farkında mısınız? Fransa OHAL 3+3+6 ay şeklinde uzattı. Ona böyle bir karar aldınız mı? Seçimler sebebi ile Fransa yeniden uzatmayı düşünüyor. Belki 3 ay daha size ne ya? Bunun kararını hükümet parlamento verir size ne? Bu ülkeyi AP mi yönetiyor, hükümet mi yönetiyor. Size ne! Haddinizi bilin, haddinizi!
BİR KÖŞE YAZARI MÜSVETTESİ...
En son mülteci sonunda Avrupa ülkeleri ne kadar insanlıktan uzaklığa düşeceklerini sayısız gazete arşivinde mevcuttur. Türkiye'yi hizaya sokacaklarını zannedenler büyük bir yanlış peşindeler. Bir gün silahlarının namlularını size de doğrultacak. Bir tane terörist köşe yazarı. Köşe yazarı müsvettesi. 5 yıl 10 aya mahkum oluyor, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıyor. Almanya'ya kaçıyor. Alman Cumhurbaşkanı ağırlıyor. Ne menem iştir. İngiltere'de yaptığı konuşmada Türkiye'yi açıkhava gazeteci hapishanesine benzetiyor. Peki sen nasıl kaçıp gittin? Seni hukuk hapishaneye koymuyor, serbest bırakıyor sen de kaçıp gidiyorsun. Hadi kalsaydın ya niye kaçtın? Karakter meselesi bu. Diktatör adı başlığını attı, sen kaçıp gidebilir misin ya? Sen diktatör olsaydı hangi zindanlarda olacaktın? Batı bu koynunda bunları besliyor. Bunlara yaptırdıkları konuşmalarla Türkiye değişmez, daha da güçlenecek Allah'ın izniyle.
AP 23 KASIM'DA BİR KARAR ALDI...
Avrupa Birliği'nin ve Parlamentosu'nun ikiyüzlülüğü için örnek: AP 23 Kasım tarihinde, yani ülkemizle ilgili oylama öncesi karar aldı. Propogandaya karşı AB stratejik iletişim kararı. Bu karar önemli. Bu karar medya özgürlüğü açısından tam tersi tespit ve tavsiyelerle dolu. AP kendi çıkarları olunca ne kadar kısıtlayıcı olabileceğini bu kararla ortaya koymuştur. Özellikle AB'yle ilişkilerimiz konusunda konuşanlara kararı okusun diyorum. Kararda nefret, şiddet, savaşın kışkırtılması ifade özgürlüğüne girmez deniyor. Sizde olunca olmuyor, bizde olunca niçin kılıf uyduruyorsunuz? Biz terör örgütleri için hukuk kullanınca ifade özgürlüğü, size dokununca ölçüleriniz değişiyor. Dezarfonmasyon, propoganda savaşın bir parçası, bizde olanlar ne? Bu kavramlar bizi ne güzel ifade ediyor. Bu propogandaya karşı geliştirilen çalışmalarda savunmacı değil, saldırgan olunması isteniyor kim diyor bunu Avrupa. AB'nin gerçekliği çarptırmayı üye ülkeleri bölmeyi Rusya ile stratejik işbirliğini parçalamayı birlik değerlerini oluşturmakla karşı karşıya kalmasıymış.
SİZ KENDİNİZİ CİDDİYE ALMIYORSUNUZ Kİ BEN ALAYIM
Rusya'ya yönelik bu ithamlar. Biz AB ülkelerinden bize yönelik isabetli buluyoruz. Terörün propogandalarına karşı savunma değil, saldırı konumunda bulunmasını gayet yerinde buluyoruz. Bir gün önce karara imza atıyorlar, ertesi gün Türkiye'yi sert kısıtlamalardan dolayı eleştiriyor. Biz de bu kararı veren parlamentoyu ciddiye almadığımızı söyleyince morali bozuluyor beyfendilerin. Siz kendinizi ciddiye almıyorsunuz ki ben ciddiye alayım. Sonuç böyle fiyasko olur. Biz kendi yolumuzda ilerlemeye devam edeceğiz. Bu yıl da AB bizimle olursa hem o hem biz kazanırız. AB illa başka istikamete gideceğim derse yeni yol arkadaşları bulur ya da gerekirse tek başımıza yolumuza devam ederiz. Türkiye'yi mutlaka 2023 hedeflerine ulaştıracağız.'
Cumurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların idam tezahüratlarına 'Bu konuyla ilgili düşüncelerimi söyledim. Ben Hans'ın George'un ağzına bakarak karar vermem. Ben Hakk'a ve halka yönelerek cevabımı veririm.' diyerek cevap verdi.
AP'nin Türkiye kararına da değinen Erdoğan, 'Her gün terör eyleme yapılan bir ülkeye terörle mücadele yapma demek dükkanı kapatıp git demek. Ey AP siz terör örgütüne çanak mı tuttunuz hayır olsun. Hani PKK terör örgütüydü, siz nasıl böyle karar alırsınız, yardım yataklık yaptığınızın farkında mısınız? Fransa OHAL 3+3+6 ay şeklinde uzattı. Ona böyle bir karar aldınız mı? Seçimler sebebi ile Fransa yeniden uzatmayı düşünüyor. Belki 3 ay daha size ne ya? Bunun kararını hükümet parlamento verir size ne? Bu ülkeyi AP mi yönetiyor, hükümet mi yönetiyor. Size ne! Haddinizi bilin, haddinizi!' ifadesini kullandı.
Sözlerinin bir bölümünde ise AP'nin 'Basın Özgürlüğü Mücadelesinde Türkiye' konulu koferansında konuşma yaparak Türkiye'yi cehenneme benzeten Can Dündar'a seslenen Erdoğan 'Türkiye'yi açıkhava gazeteci hapishanesine benzetiyor. Peki sen nasıl kaçıp gittin?' diye sordu.
İşte o konuşmadan satır başları:
Arıtma tesislerindeki su park ve bahçelerle sanayide kullanacak. Arıtma sonucu çıkan bu ürünlerde ayrıca İstanbul'umuza katkı sağlanacak. Şehir genelinde 67 kilometreyi bulan dere ıslahı, sterilasyon tesisi de pek çok sorunun çözümüne vesile olacak.Açılışını yaptığımız 19 çöp aracı, 26 yol süpürme aracı, 2 çevre kontrol botu da İstanbul'u daha temiz hale getirecek. Toplam yatırım bedeli 1 milyar 873 milyon lira olan bu tesis ve hizmetleri şehrimize kazandıran Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve ekibini tebrik ediyorum.
DEVRİM NİTELİĞİNDE YENİLİKLER YAPTIK
Selçuklu'dan Osmanlı'ya oradan Cumhuriyet'e uzanan tarihimizde biz de çalıştık, çabaladık. Önce İstanbul gibi bir dünya şehrine 4,5 yıl belediye başkanlığı yaptım. Haksız adaletsiz bir şekilde ayrılmak zorunda kalınca Türkiye'nin tamamı için yeniden milletimizin karşısına çıktık Bizi milletimiz ezici bir çoğunluk yüzde 63'le başa getirdi. 19 Kasım, 14. yılı geride bıraktık. Bir yandan içeride dışarıda tuzak ve engellerle mücadele ederken, bir yandan hizmetler getirmenin çabası içinde olduk. Eğitim, sağlık, enerji, tarımda, savunma sanayide, her alanda devrim niteliğinde reformlar yaptık. Cumhuriyet tarihinde yapılanların kat kat fazlasını yaptık. Biz ülkemize, milletimize hizmet için çalışırken birileri de bize çelme takmaya çalışıyor. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi ardından gelen kapatma davası. Ardından yapılanlar da aynı amaca yönelik.
90 YIL SONRA KURTULUŞ SAVAŞI VERİYORUZ
Amaç neydi Türkiye'yi hızlı büyüme amacından tüm dostlarına, mağdurlara el uzatan bir ülke yolundan alıkoymak. Nerede garip var, biz oradayız. Neresi olursa olsun. Biz oradayız. Kardeşlerim Türkiye özellikle son 3 yıldır bir ateş çemberinden geçiyor. Bu mücadelenin adını doğru koymak lazım. Cumhuriyet'ten sonra yeni bir Kurtuluş Savaşı veriyoruz. Üstelik bu savaşı tek bir cephede değil askeri, siyasi, ekonomik veriyoruz. Gezi ile çevre hassasiyetini tehdit algısı ile kaos çıkarmak istediler. Bu ahlaksızlara sorun bu ülkeye kaç ağaç diktiniz?Biz milyonlarca değil, milyarlarca diktik.
AP'YE SERT CEVAP: SANA NE!
(İdam tezahüratları sonrası) Bu konuyla ilgili düşüncelerimi söyledim. Ben Hans'ın George'un ağzına bakarak karar vermem. Ben Hakk'a ve halka yönelerek cevabımı veririm. Halkım idam mı diyor, parlamentoya gelir. Parlamento idam diyorsa bana gelir ben de onaylarım, bunu açıkladım. Şimdi Avrupa Birliği'ndeki birileri niye idam istiyorsunuz, sana ne! Demokrasi milli irade değil mi? Milli irade bunu istiyorsa vekillerde bunu istiyorsa yasalara göre Cumhurbaşkanına gelir ben de bu istikamette veririm. Benim 248 tane şehidim var. Bekara karı boşamak kolaydır. Bunlar rahat. Biz dertliyiz dertli.Parlamento yakılıp yıkılacak. Binamız bombalanacak, Boğaz Köprüsü bombalanacak. 36 şehidimiz olacak. Utanmadan sıkılmadan böyle bir şey isteyemezsin diyecek.Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz onlar diridir, siz bilemezsiniz. Onların şöyle ya da böyle demesi önemli değil, siz ne diyorsunuz?
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Milli irade ne diyorsa odur. Anayasa değişikliği hazırlanıyor. Şu anda da görüldüğü kadarıyla iktidar ile MHP ortaklama çalışma sürdürüyorlar. Temmeni ederim ki isabetli adım atılır. Adımla da tabii sayı yeterli değil. Ama ana muhalefetin içinden de destek gelirse hallolur. İktidar ve MHP biz yine de milletimize götürelim. Milletimiz ne der ben biliyorum. Kamuoyu araştırmalarında da görüyorum. Yüzde 72 ile nasıl anayasa değişikliği yaptıysa burada da destek vererek değişikliği yapacaktır. 2014 mali seçimlerinde yine aynı yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Gezi ile 17-25 Aralık'ın siyasi kısmını yapmak istediler. Milletimiz izin vermediler.
BUNLAR BÖYLE ALÇAK
Önce Güneydoğu Anadolu'da çukur eylemleri yaptılar. Vatandaş ve güvenlik görevlilerimizin şahadetiyle sonuçlandı. Artık bunlara gereken dersi ilk yapılacak seçimlerde vermemiz lazım. Suriye ve Irak'taki eylemleri DEAŞ ile ülkemize bulaştırmak istediler. 56 kardeşimizi canlı bomba ile Gaziantep'te şehit ettiler. Bunlar aynı akraba. Bunlar bizim üyelerimiz dediler, alakası yok. 6 yaşındaki yavrunun kolu kopmuş bunlar böyle alçak. Bizler dik duracağız.
15 TEMMUZ BİR İŞGAL GİRİŞİMİYDİ
İstihbarat teşkilatlarımızın çalışmalarıyla terör örgütü bekleneni vermedi. Mücadele alanını Türkiye sınırları dışına taşıdı. Celabrus'u DEAŞ'dan kurtardık. Rai'yi kurtardık. El Bab'ı kuşattık. 15 Temmuz saldırıların en alçakçasıydı. FETÖ ihanet çetesi çocuğun çocuğun rızkından keserek namuslarına emanet edilen tankları, topları milletin üzerine sürdü. Türkiye 2 fiili darbe, 2 de darbe operasyonu yaşamıştır. Bunlar halkımızın gönlünde derin izler bıraktı. 15 Temmuz kadar ihanet değildi. Türkiye'nin iradesini dış güçlere peşkeş çekmiş güruhun işiydi. 15 Temmuz aynı zamanda bir işgal girişimidir. Devletin silahlarıyla millet katledilmemişti.
BEDELİNİ ÖDEYECEKLER
15 Temmuz TSK içindeki asker elbiseli hainler tarafından gerçekleştiğinden cunta girişimidir. 15 Temmuz günü güneş batarken herkesin bir hesabı vardı. Öngörülmeyen bir hesap devreye girdi. Tüm hesapları bozdu. Milletlerden millet olmadığını şanına şöhretine boşuna sahip olamadığını gösterdi. Tanklara, helikopterlere meydan okudu. Nur mağarasının kapısındaki örümcek ağının gücünü unutmayın. Allah bizimle beraber. Gören gözler bir anda görmüyor. Şair ne diyor; İmandır o cevher ki,ilahi ne büyüktür İmansız olan paslı yürek,sinede yüktür, imanlı yürekler imansız yürekleri bitirdi. Pelsinvanya'ya da göstermiştir. Ya yurtdışına kaçtılar ya da cezaevlerindeler. Hukuk, yasa ne emrediyorsa bunun bedelini ödeyecekler.Kopyalarla, kamu personel sınavlarındaki yolsuzlukların bedelini ödeyecekler. İnsanlar hakkı olduğu halde devlet dairelerine giremediler.
SİZE NE HADDİNİZİ BİLİN!
İçerde PKK, DEAŞ teröristleriyle mücadelemizi sürdürüyoruz. Dışarıda da mücadelemizi sürdürüyoruz. AP'nin aldığı son kararı gördünüz değil mi? Milletime sesleniyorum; şimdi onlar da tekrar izlesin, neymiş efendim Türkiye'de olağanüstü hal varmış, teröristlerin üzerine çok sert gidiyormuş, görevden alınıyormuş, idam cezası tartışılıyormuş, medyaya kısıtlama varmış, vize serbestisinde 72 şarttan 7'si yapılmamış, gümrükle ilgili ekonomi ile ilgili tehdit ediyorlar. Silah veriyorlarmış da silah verilmemesi konusunda karar alacakmış. Her gün terör eyleme yapılan bir ülkeye terörle mücadele yapma demek dükkanı kapatıp git demek. Ey AP siz terör örgütüne çanak mı tuttunuz hayır olsun. Hani PKK terör örgütüydü, siz nasıl böyle karar alırsınız, yardım yataklık yaptığınızın farkında mısınız? Fransa OHAL 3+3+6 ay şeklinde uzattı. Ona böyle bir karar aldınız mı? Seçimler sebebi ile Fransa yeniden uzatmayı düşünüyor. Belki 3 ay daha size ne ya? Bunun kararını hükümet parlamento verir size ne? Bu ülkeyi AP mi yönetiyor, hükümet mi yönetiyor. Size ne! Haddinizi bilin, haddinizi!
BİR KÖŞE YAZARI MÜSVETTESİ...
En son mülteci sonunda Avrupa ülkeleri ne kadar insanlıktan uzaklığa düşeceklerini sayısız gazete arşivinde mevcuttur. Türkiye'yi hizaya sokacaklarını zannedenler büyük bir yanlış peşindeler. Bir gün silahlarının namlularını size de doğrultacak. Bir tane terörist köşe yazarı. Köşe yazarı müsvettesi. 5 yıl 10 aya mahkum oluyor, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıyor. Almanya'ya kaçıyor. Alman Cumhurbaşkanı ağırlıyor. Ne menem iştir. İngiltere'de yaptığı konuşmada Türkiye'yi açıkhava gazeteci hapishanesine benzetiyor. Peki sen nasıl kaçıp gittin? Seni hukuk hapishaneye koymuyor, serbest bırakıyor sen de kaçıp gidiyorsun. Hadi kalsaydın ya niye kaçtın? Karakter meselesi bu. Diktatör adı başlığını attı, sen kaçıp gidebilir misin ya? Sen diktatör olsaydı hangi zindanlarda olacaktın? Batı bu koynunda bunları besliyor. Bunlara yaptırdıkları konuşmalarla Türkiye değişmez, daha da güçlenecek Allah'ın izniyle.
AP 23 KASIM'DA BİR KARAR ALDI...
Avrupa Birliği'nin ve Parlamentosu'nun ikiyüzlülüğü için örnek: AP 23 Kasım tarihinde, yani ülkemizle ilgili oylama öncesi karar aldı. Propogandaya karşı AB stratejik iletişim kararı. Bu karar önemli. Bu karar medya özgürlüğü açısından tam tersi tespit ve tavsiyelerle dolu. AP kendi çıkarları olunca ne kadar kısıtlayıcı olabileceğini bu kararla ortaya koymuştur. Özellikle AB'yle ilişkilerimiz konusunda konuşanlara kararı okusun diyorum. Kararda nefret, şiddet, savaşın kışkırtılması ifade özgürlüğüne girmez deniyor. Sizde olunca olmuyor, bizde olunca niçin kılıf uyduruyorsunuz? Biz terör örgütleri için hukuk kullanınca ifade özgürlüğü, size dokununca ölçüleriniz değişiyor. Dezarfonmasyon, propoganda savaşın bir parçası, bizde olanlar ne? Bu kavramlar bizi ne güzel ifade ediyor. Bu propogandaya karşı geliştirilen çalışmalarda savunmacı değil, saldırgan olunması isteniyor kim diyor bunu Avrupa. AB'nin gerçekliği çarptırmayı üye ülkeleri bölmeyi Rusya ile stratejik işbirliğini parçalamayı birlik değerlerini oluşturmakla karşı karşıya kalmasıymış.
SİZ KENDİNİZİ CİDDİYE ALMIYORSUNUZ Kİ BEN ALAYIM
Rusya'ya yönelik bu ithamlar. Biz AB ülkelerinden bize yönelik isabetli buluyoruz. Terörün propogandalarına karşı savunma değil, saldırı konumunda bulunmasını gayet yerinde buluyoruz. Bir gün önce karara imza atıyorlar, ertesi gün Türkiye'yi sert kısıtlamalardan dolayı eleştiriyor. Biz de bu kararı veren parlamentoyu ciddiye almadığımızı söyleyince morali bozuluyor beyfendilerin. Siz kendinizi ciddiye almıyorsunuz ki ben ciddiye alayım. Sonuç böyle fiyasko olur. Biz kendi yolumuzda ilerlemeye devam edeceğiz. Bu yıl da AB bizimle olursa hem o hem biz kazanırız. AB illa başka istikamete gideceğim derse yeni yol arkadaşları bulur ya da gerekirse tek başımıza yolumuza devam ederiz. Türkiye'yi mutlaka 2023 hedeflerine ulaştıracağız.'