Tekirdağ'da 'Hayvancılığın Geleceği' Semineri
Tekirdağ’da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Türkiye-Hollanda İş Konseyi iş birliğinde "Hayvancılığın Geleceği" semineri düzenlendi.
Muratlı ilçesinde AKSA Tarım’a ait bir çiftlikte düzenlenen seminerde, Türkiyeli ve Hollandalı uzmanlar bir araya gelerek, tarım ve hayvancılık sektörünün geleceğini şekillendirecek çözümleri ve araştırmaları sektör yetkilileri ile paylaştı.
Seminere, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, Tekirdağ Valisi Mehmet Ceylan, Kazancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yağmur Şatana, Hollanda Kraliyeti İstanbul Başkonsolosu Robert Schuddeboom, DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan ile Türkiye-Hollanda İş Konseyi Başkanı Murat Özyeğin ve hayvancılık sektörünün yetkilileri katıldı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, tarımda Türkiye’nin ciddi fırsatları olduğunu, bunu belli seviyede ticari ilişkileri olan ülkelerle daha da büyütmeyi amaçladıklarını belirterek, "Yine Hollanda gibi sıkı partnerimiz olan ülkelerle de, üçüncü ülkelere taşımayı düşünüyoruz. Bu ihtiyaç nerden kaynaklandı, malumunuz tarım açık havada yapılıyor, özellikle bitkisel üretim, tabi hayvansal üretimde bitkisel üretime dayanıyor. Dolayısıyla, risklere, krizlere açık bir sektör. Dolayısıyla bizim üreticimiz bir sıkıntı yaşadığında bu bakanlığımızın hemen hemen bütün birimlerini ilgilendiriyor. O zaman biz de bakanlık olarak dedik ki, bizim pazara da eğilmemiz lazım. Pazar bizim hangi ürünü ne kalitede, ne kadar üretmemizi istiyor, bunu bizim yakinen takip etmemiz gerektiğini düşündük ve özellikle dış pazarlar konusunda hem iç pazarda sektörel toplantılarımıza başladık, hemen her hafta bir sektörle aynı masa etrafında toplantılarımızı yapıyoruz ve hemen hemen her ayda bir ülke ile yurt içinde veya yurt dışında iş forumlarımızı düzenliyoruz. İran ile yapılan toplantımızdan çok olumlu sonuçlar aldık, Gürcistan ile hakeza, Ukrayna’dan çok ümitliyiz, çünkü Ukrayna ile yapmış olduğumuz tarım yürütme kurulu toplantısında onlar bizden ısrarla ve çok kısa bir sürede böyle bir iş forumu yapmamızı istediler" diye konuştu.
"2005 yılından beri Avrupa’nın en büyük tarımsal hasılasını biz üretiyoruz"
Seminerde Türkiye ve Hollanda bağlamında, hayvancılığın geleceğinin konuşulacağını belirten Bakan Yardımcısı Daniş, "Hollanda, gerçekten de tarımda AR-GE’ye dayalı inovatif ıslah çalışmalarını çok ileriye götürmüş hem bitkisel üretim hem hayvansal üretim anlamında dünyada kendini ispatlamış bir ülke bir marka, biz de çok ciddi tarımsal potansiyeli olan bir ülkeyiz. 2005 yılından beri Avrupa’nın en büyük tarımsal hasılasını biz üretiyoruz. 147-148 milyar tarımsal hasılamız var. Dolayısıyla bizim hedefimiz 2023 hedeflerine ülkemizi taşıyabilmek. Onun için şu an her ne kadar atılım ve büyüme içindeysek de bunun yeterli olmadığını düşünüyoruz. Katma değeri daha yüksek daha inovatif çalışmalar yapmanın ihtiyacını hissediyoruz, bu anlamda da ’Milli Tarım Projesi’ diye bir projeyi hayata geçirdik. Sayın Başbakanımızın İzmir’de açıklamalarıyla, yine geçen hafta Külliye’de çiftçilerimizle Cumhurbaşkanımız buluştu ve yine orada da aynı konulara değindik. Bunun içerisinde de Türkiye’de ilk defa bitkisel üretimde Türkiye’yi 941 havzaya ayırdık. Buralarda 19 stratejik ürün tespit edip desteklemeleri bunların üzerinden yönlendirip arz talep dengesini oluşturmaya çalışacağız ama sadece bitkisel üretimle bunu sınırlı tutmadık aynı şekilde hayvancılık anlamında da havza çalışması yaptık. Türkiye’nin meralarının daha yoğun olduğu Doğu Anadolu Bölgemiz başta olmak üzere buralarda mera hayvancılığı için bir kaynak ayırdık ciddi bir destek vereceğiz. Yine Tekirdağ başta olmak üzere Trakya yöremiz burası aşılı ari bölge, Trakya illerimiz başta olmak üzere damızlık düve yetiştirici merkezi ilan ettik 30 ilimizi ve buralarda hem hayvan anlamında hem de tesis anlamında yüzde 50’ye varan desteklerimiz olacak yine Tekirdağ bunlardan bir tanesi. Küçük başta da ıslah adına daha ileriye taşıyabilmek adına koç-teke istasyonlarını oluşturacağız. Yine manda yetiştiriciliği anlamında, 10 ilimizi destekleyeceğiz ki Trakya bunların içerisinde yine var. Buradaki amacımız her ne kadar ciddi anlamda tarımsal hasılamız hayvancılık olsa da, aynı zamanda biz ithal eden bir ülkeyiz. Hem damızlık düve anlamında hem de besi materyal anlamında, dolayısıyla bu program ile ithalatımızı daha azaltıp üretimimizi kendi üreticimizin üretmesi anlamında bu adımları attık. Muhakkak ki ticaret devam edecek biz yine ithalata devam edeceğiz ama damızlık anlamında ithalata devam etmek hedefimiz, yani ithalatımızı azaltmak daha doğrusu ve kendi yerli üreticimizden bunları karşılayabilmek" ifadelerini kullandı.
"Tekirdağ ayçiçeği, kanola, buğday üretimi yönünden Türkiye’nin önemli bir üreticisi"
Tekirdağ Valisi Mehmet Ceylan da toplantının Türkiye-Hollanda ilişkileri açısından da faydalı olması temennisinde bulunarak, "İnşallah bu toplantı Türk hayvancılığını ve Türkiye-Hollanda ile ilgili olarak gelişen ilişkilere katkı sağlar ve hayvancılığımızın daha ileri gitmesi için önemli bir vesile olur. Tekirdağ biliyorsunuz önemli bir sanayi şehri ve önemli bir sanayi şehri olmasıyla birlikte aynı zamanda tarım ve hayvancılık açısından da Türkiye’nin çok önemli ve önde gelen illerinden birisi. İlimiz gerek büyükbaş hayvancılık, gerekse küçük baş hayvancılıkta ve günlük bin tonun üzerinde süt üretimiyle gerçekten önemli bir merkez. Yine, ayçiçeği, kanola, buğday üretimi yönünden Türkiye’nin önemli bir üreticisi. Yine çeltik ve zeytin üretiminde de yavaş yavaş hak ettiği noktaya ulaşmaya gayret ediyor. Ama bunların ötesinde, bizim için önemli olan ari bir bölge olması ve önemli bir potansiyel olması nedeniyle hayvancılığın ve damızlık hayvancılığın özellikle küçükbaş hayvancılıkta kıvırcık denen cinsinde bu bölgede bulunması dolayısıyla, bu çalışmanın Tekirdağ’da olmasından ve sizleri ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğumu da belirtmek istiyorum. Hollanda ile ilişkiler açısından da ayrı bir katkı sağlayacağını, özellikle tarım açısından birlikteliğin gerçekten ayrı bir güç meydana getireceği bir sinerji meydana getireceği ümidiyle ben bu çalışmayı düzenleyenlere teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan ise, Hollanda’nın Avrupa Birliği (AB) içindeki ülkelerden en önemlilerinden biri olduğunu ifade ederek, "Avrupa Birliği ülkelerinden önemli olanlarından biri ile bugün bir program gerçekleştiriyoruz, hepsi bizim için çok değerli ve genel manada Türkiye ihracatının yarıya yakınını AB ülkelerine yapıyoruz. Türkiye’ye gelen yatırımlarında yaklaşık yüzde 70’ininde AB ülkelerinden geldiğini görüyoruz. Bizim hakikaten AB ülkeleriyle ilişkimizin son derece derin olduğunu söyleyebilirim. Tabi bunu da derinleştirmek için daha fazla efor sarf etmemiz gerekiyor. İnşallah Türkiye’nin 50 yılı aşan bir zamandır girmeye çalıştığı AB ile ilgili olarak, son ülkemiz çevresinde yaşanan olayların, bize getirmiş olduğu sıkıntıları da AB’deki dostlarımız derinden anlayacaklardır hassasiyetimizi diye düşünüyorum. Burada biz bir tampon vazifesi görüyoruz, 80 milyonluk bir nüfusuz bunun kendi içinde ihtiyaçları var, artı bizim buradan verebileceklerimiz var, AB’ye verebileceklerimiz ve bölgeye verebileceklerimiz var, bunu çalışmamız lazım. Potansiyeli düşünmemiz lazım. Sorun oluşturmadan mevcut sorunları çöze çöze gitmemiz lazım diye düşünüyorum ve bu ölçekte bugün yapmış olduğumuz çalışma gibi birçok çalışmanın çok değerli olduğunu benzeri çalışmaların mutlaka ilerde de yapılması gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Konuşmaların ardından toplantı, Türk ve Hollandalı yetkililerin hayvancılığın geleceği konulu sunumlarıyla devam etti.
Kaynak: İHA
Seminere, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, Tekirdağ Valisi Mehmet Ceylan, Kazancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yağmur Şatana, Hollanda Kraliyeti İstanbul Başkonsolosu Robert Schuddeboom, DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan ile Türkiye-Hollanda İş Konseyi Başkanı Murat Özyeğin ve hayvancılık sektörünün yetkilileri katıldı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, tarımda Türkiye’nin ciddi fırsatları olduğunu, bunu belli seviyede ticari ilişkileri olan ülkelerle daha da büyütmeyi amaçladıklarını belirterek, "Yine Hollanda gibi sıkı partnerimiz olan ülkelerle de, üçüncü ülkelere taşımayı düşünüyoruz. Bu ihtiyaç nerden kaynaklandı, malumunuz tarım açık havada yapılıyor, özellikle bitkisel üretim, tabi hayvansal üretimde bitkisel üretime dayanıyor. Dolayısıyla, risklere, krizlere açık bir sektör. Dolayısıyla bizim üreticimiz bir sıkıntı yaşadığında bu bakanlığımızın hemen hemen bütün birimlerini ilgilendiriyor. O zaman biz de bakanlık olarak dedik ki, bizim pazara da eğilmemiz lazım. Pazar bizim hangi ürünü ne kalitede, ne kadar üretmemizi istiyor, bunu bizim yakinen takip etmemiz gerektiğini düşündük ve özellikle dış pazarlar konusunda hem iç pazarda sektörel toplantılarımıza başladık, hemen her hafta bir sektörle aynı masa etrafında toplantılarımızı yapıyoruz ve hemen hemen her ayda bir ülke ile yurt içinde veya yurt dışında iş forumlarımızı düzenliyoruz. İran ile yapılan toplantımızdan çok olumlu sonuçlar aldık, Gürcistan ile hakeza, Ukrayna’dan çok ümitliyiz, çünkü Ukrayna ile yapmış olduğumuz tarım yürütme kurulu toplantısında onlar bizden ısrarla ve çok kısa bir sürede böyle bir iş forumu yapmamızı istediler" diye konuştu.
"2005 yılından beri Avrupa’nın en büyük tarımsal hasılasını biz üretiyoruz"
Seminerde Türkiye ve Hollanda bağlamında, hayvancılığın geleceğinin konuşulacağını belirten Bakan Yardımcısı Daniş, "Hollanda, gerçekten de tarımda AR-GE’ye dayalı inovatif ıslah çalışmalarını çok ileriye götürmüş hem bitkisel üretim hem hayvansal üretim anlamında dünyada kendini ispatlamış bir ülke bir marka, biz de çok ciddi tarımsal potansiyeli olan bir ülkeyiz. 2005 yılından beri Avrupa’nın en büyük tarımsal hasılasını biz üretiyoruz. 147-148 milyar tarımsal hasılamız var. Dolayısıyla bizim hedefimiz 2023 hedeflerine ülkemizi taşıyabilmek. Onun için şu an her ne kadar atılım ve büyüme içindeysek de bunun yeterli olmadığını düşünüyoruz. Katma değeri daha yüksek daha inovatif çalışmalar yapmanın ihtiyacını hissediyoruz, bu anlamda da ’Milli Tarım Projesi’ diye bir projeyi hayata geçirdik. Sayın Başbakanımızın İzmir’de açıklamalarıyla, yine geçen hafta Külliye’de çiftçilerimizle Cumhurbaşkanımız buluştu ve yine orada da aynı konulara değindik. Bunun içerisinde de Türkiye’de ilk defa bitkisel üretimde Türkiye’yi 941 havzaya ayırdık. Buralarda 19 stratejik ürün tespit edip desteklemeleri bunların üzerinden yönlendirip arz talep dengesini oluşturmaya çalışacağız ama sadece bitkisel üretimle bunu sınırlı tutmadık aynı şekilde hayvancılık anlamında da havza çalışması yaptık. Türkiye’nin meralarının daha yoğun olduğu Doğu Anadolu Bölgemiz başta olmak üzere buralarda mera hayvancılığı için bir kaynak ayırdık ciddi bir destek vereceğiz. Yine Tekirdağ başta olmak üzere Trakya yöremiz burası aşılı ari bölge, Trakya illerimiz başta olmak üzere damızlık düve yetiştirici merkezi ilan ettik 30 ilimizi ve buralarda hem hayvan anlamında hem de tesis anlamında yüzde 50’ye varan desteklerimiz olacak yine Tekirdağ bunlardan bir tanesi. Küçük başta da ıslah adına daha ileriye taşıyabilmek adına koç-teke istasyonlarını oluşturacağız. Yine manda yetiştiriciliği anlamında, 10 ilimizi destekleyeceğiz ki Trakya bunların içerisinde yine var. Buradaki amacımız her ne kadar ciddi anlamda tarımsal hasılamız hayvancılık olsa da, aynı zamanda biz ithal eden bir ülkeyiz. Hem damızlık düve anlamında hem de besi materyal anlamında, dolayısıyla bu program ile ithalatımızı daha azaltıp üretimimizi kendi üreticimizin üretmesi anlamında bu adımları attık. Muhakkak ki ticaret devam edecek biz yine ithalata devam edeceğiz ama damızlık anlamında ithalata devam etmek hedefimiz, yani ithalatımızı azaltmak daha doğrusu ve kendi yerli üreticimizden bunları karşılayabilmek" ifadelerini kullandı.
"Tekirdağ ayçiçeği, kanola, buğday üretimi yönünden Türkiye’nin önemli bir üreticisi"
Tekirdağ Valisi Mehmet Ceylan da toplantının Türkiye-Hollanda ilişkileri açısından da faydalı olması temennisinde bulunarak, "İnşallah bu toplantı Türk hayvancılığını ve Türkiye-Hollanda ile ilgili olarak gelişen ilişkilere katkı sağlar ve hayvancılığımızın daha ileri gitmesi için önemli bir vesile olur. Tekirdağ biliyorsunuz önemli bir sanayi şehri ve önemli bir sanayi şehri olmasıyla birlikte aynı zamanda tarım ve hayvancılık açısından da Türkiye’nin çok önemli ve önde gelen illerinden birisi. İlimiz gerek büyükbaş hayvancılık, gerekse küçük baş hayvancılıkta ve günlük bin tonun üzerinde süt üretimiyle gerçekten önemli bir merkez. Yine, ayçiçeği, kanola, buğday üretimi yönünden Türkiye’nin önemli bir üreticisi. Yine çeltik ve zeytin üretiminde de yavaş yavaş hak ettiği noktaya ulaşmaya gayret ediyor. Ama bunların ötesinde, bizim için önemli olan ari bir bölge olması ve önemli bir potansiyel olması nedeniyle hayvancılığın ve damızlık hayvancılığın özellikle küçükbaş hayvancılıkta kıvırcık denen cinsinde bu bölgede bulunması dolayısıyla, bu çalışmanın Tekirdağ’da olmasından ve sizleri ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğumu da belirtmek istiyorum. Hollanda ile ilişkiler açısından da ayrı bir katkı sağlayacağını, özellikle tarım açısından birlikteliğin gerçekten ayrı bir güç meydana getireceği bir sinerji meydana getireceği ümidiyle ben bu çalışmayı düzenleyenlere teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan ise, Hollanda’nın Avrupa Birliği (AB) içindeki ülkelerden en önemlilerinden biri olduğunu ifade ederek, "Avrupa Birliği ülkelerinden önemli olanlarından biri ile bugün bir program gerçekleştiriyoruz, hepsi bizim için çok değerli ve genel manada Türkiye ihracatının yarıya yakınını AB ülkelerine yapıyoruz. Türkiye’ye gelen yatırımlarında yaklaşık yüzde 70’ininde AB ülkelerinden geldiğini görüyoruz. Bizim hakikaten AB ülkeleriyle ilişkimizin son derece derin olduğunu söyleyebilirim. Tabi bunu da derinleştirmek için daha fazla efor sarf etmemiz gerekiyor. İnşallah Türkiye’nin 50 yılı aşan bir zamandır girmeye çalıştığı AB ile ilgili olarak, son ülkemiz çevresinde yaşanan olayların, bize getirmiş olduğu sıkıntıları da AB’deki dostlarımız derinden anlayacaklardır hassasiyetimizi diye düşünüyorum. Burada biz bir tampon vazifesi görüyoruz, 80 milyonluk bir nüfusuz bunun kendi içinde ihtiyaçları var, artı bizim buradan verebileceklerimiz var, AB’ye verebileceklerimiz ve bölgeye verebileceklerimiz var, bunu çalışmamız lazım. Potansiyeli düşünmemiz lazım. Sorun oluşturmadan mevcut sorunları çöze çöze gitmemiz lazım diye düşünüyorum ve bu ölçekte bugün yapmış olduğumuz çalışma gibi birçok çalışmanın çok değerli olduğunu benzeri çalışmaların mutlaka ilerde de yapılması gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Konuşmaların ardından toplantı, Türk ve Hollandalı yetkililerin hayvancılığın geleceği konulu sunumlarıyla devam etti.