Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar Açıklaması
Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Yenibosna’da gerçekleştirilen terör saldırısının sembol ve ardışık gün bağlantıları olabileceğini açıkladı.
6 Ekim’de İstanbul Yenibosna’da motosikletli terör eylemine ilişkin “PKK’nın bu eylemde bir kez daha sembol ve ardışık gün hastalığıyla hareket ettiği görülüyor” açıklamasında bulunan Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, terör eyleminin 6-8 Ekim 2014 Ayn-el Arap (Kobani) olaylarının yıldönümünde gerçekleştirilmiş olmasının dikkat çektiğini belirtti.
Yenibosna 75. Yıl Karakolunun 4 yıl önce de hedef alınmış olmasına dikkat çeken Abdullah Ağar, “Hatta durum, bir başka tarafıyla Gaziantep saldırısına atıfta bulunmayı gerekli kılıyor. İhalesi DEAŞ’ta kalan, ama ilginç bir şekilde PKK ve FETÖ’nün hedef ve amaçlarına hizmet eden, PKK’ya müzahir yapılar tarafından istismar ve provoke edilen, etnik kırılganlık, çatışma arzulayan, 20 Ağustos’ta Gaziantep bombalı saldırısı da, benzer şekilde 4 yıl önce bir bayram gününde gerçekleştirilen Şehitkamil saldırısının 4 yıllık zaman aralığıyla örtüşüyor” dedi.
PKK’nın sözde elebaşlarından Cemil Bayık’ın metropol saldırıları yapacakları beyanından sonra yaşanan sürece de dikkat çeken Ağar, motosikletin Türkiye için yeni bir metot olduğunu kaydederek, “Motosiklet uzun zamandan beri Irak’ta ve Suriye’de görülüyor. Irak’ta ortaya çıktı. Eylem bölgesine sızma, dikkat çekmeme, kontrol noktalarından kurtulma, esnek ve hızlı hareket etme gibi avantajlarından yararlanmak üzere tercih edilmiş. Kullanılan patlayıcılar profesyonel. Yakın dönemde alışagelen tonajlı ve yüzlerce kiloluk amonyum nitrat ya da potasyum nitrat gibi gübre türevli patlayıcılardan farklı. Nitelikli patlayıcı. Tahrip etkisinin yüksekliği bunu ispatlıyor. Plastik patlayıcı (c-3, c-4, c-6), RDX, A4 ya da TNT cinsi” diye konuştu.
Yenibosna teröristinin, benzer eylemler yapmak üzere Adana ve İzmir’de yakalanan PKK’lılarla eş güdümlü ve eş zamanlı hareket ettiğinin görüldüğünü belirten Ağar “Patlayıcı yükleri de benzer. 4 gün önce Adana’da hava alanı, kaymakamlık, adliye binası ve bazı polis merkezlerine eş zamanlı bombalı saldırı düzenlemeye hazırlanan 5 kişi yakalanmıştı. Hurda deposunda arama yapan güvenlik güçleri 21 kilo TNT, 1 kilo C4, taarruz tipi 2 el bombası ve çok sayıda ateşleme fünyesi ele geçirmişti. İzmir’de ise 3 gün önce Aliağa Petkim rafinerisine eylem yapmaya hazırlanan ve eylem yapmak için kırsaldan İzmir’e gelen bir terörist yakalanmış, ikisi kaçmıştı. Bu kişiyle birlikte 440 gram A4 tipi bomba olan 3 kilo patlayıcı ele geçmişti” şeklinde konuştu.
PKK’nın sivil halkı hedef alan bu tür terör saldırılarını kendisinin üstlenmeyerek TAK’a havale ettiğini söyleyen Ağar, “Bu tür eylemlerden amaçları; toplumda kırılganlık ve ayrışmayı derinleştirme isteği, aklın devreden çıkartılması, toplumda duygusal travmaların egemen olması, toplumda korku endişe kaygı ve gelecek belirsizliği yaratma isteği, öfke hırs nefret ve eylemin ürediği zannedilen toplumsal tabana karşı saldırma ve yok etme isteği, son dönemde verdiği dağ kadrosu kayıplarının hırsı, tabanına gönderme. Varlık iddiası, güç ve etkisinin merkezindeki dağ kadrosu teröristlerden sadece Hakkari bölgesinde 348’ini kaybetti. Yaralıları başının belası. Morali çok bozuk. Varlık ve güç iddiasını devam ettirmek istiyor. Bölge insanına güç gösterisi yapıyor. Bölgede üzerinde oluşan baskıyı azaltmak ve artmasına engel olmaya çalışıyor. Terörü satha yaymak istiyor. Musul ve Suriye gündeminde konsantrasyon dağıtma, FETÖ mücadelesini sulandırmak istiyor. Devletin ve güvenlik kuvvetlerinin dengesini, insicamını bozma ihtirası, devlete ve güvenlik kuvvetlerine karşı toplumda güvensizlik ve inançsızlık oluşturma hevesi oluşturulmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.
“Bu saldırının Musul ve Başika sorunu ile doğrusal ve eş zamanlı bir bağlantısı var mı?” sorusuna da cevap veren Ağar, “Öncelikle zamansal bir bağlantıyı kurmak mümkün değil. Zira bu tür eylemlerin karar alma, planlama ve keşif, lojistik, ikmal, sızma ve uygulama safhaları için ihtiyaç duyduğu zaman, güncel Başika sorunundan çok daha önceki bir zamandan başlaması gerekiyor. Bununla birlikte çok küçük olsa da uygulama safhasına gelmiş bir eylemin zamanında bir kaç günlük oynamayla çakıştırılmış olabilir. Ancak PKK’nın yaptığı bütün eylemlerde Türkiye’nin başta Suriye ve Irak’ta kendi iradesi ve inisiyatifi dahilinde yaptığı her şeyin mutlaka bir etkisi var. Aynı FETÖ darbe girişimde ve DEAŞ varlığında olduğu gibi. Bu terör örgütleriyle Üst İrade bağlantısıdır. Adı da ‘non-lınear war’ yani doğrusal olmayan savaştır” açıklamasında bulundu.
Kaynak: İHA
Yenibosna 75. Yıl Karakolunun 4 yıl önce de hedef alınmış olmasına dikkat çeken Abdullah Ağar, “Hatta durum, bir başka tarafıyla Gaziantep saldırısına atıfta bulunmayı gerekli kılıyor. İhalesi DEAŞ’ta kalan, ama ilginç bir şekilde PKK ve FETÖ’nün hedef ve amaçlarına hizmet eden, PKK’ya müzahir yapılar tarafından istismar ve provoke edilen, etnik kırılganlık, çatışma arzulayan, 20 Ağustos’ta Gaziantep bombalı saldırısı da, benzer şekilde 4 yıl önce bir bayram gününde gerçekleştirilen Şehitkamil saldırısının 4 yıllık zaman aralığıyla örtüşüyor” dedi.
PKK’nın sözde elebaşlarından Cemil Bayık’ın metropol saldırıları yapacakları beyanından sonra yaşanan sürece de dikkat çeken Ağar, motosikletin Türkiye için yeni bir metot olduğunu kaydederek, “Motosiklet uzun zamandan beri Irak’ta ve Suriye’de görülüyor. Irak’ta ortaya çıktı. Eylem bölgesine sızma, dikkat çekmeme, kontrol noktalarından kurtulma, esnek ve hızlı hareket etme gibi avantajlarından yararlanmak üzere tercih edilmiş. Kullanılan patlayıcılar profesyonel. Yakın dönemde alışagelen tonajlı ve yüzlerce kiloluk amonyum nitrat ya da potasyum nitrat gibi gübre türevli patlayıcılardan farklı. Nitelikli patlayıcı. Tahrip etkisinin yüksekliği bunu ispatlıyor. Plastik patlayıcı (c-3, c-4, c-6), RDX, A4 ya da TNT cinsi” diye konuştu.
Yenibosna teröristinin, benzer eylemler yapmak üzere Adana ve İzmir’de yakalanan PKK’lılarla eş güdümlü ve eş zamanlı hareket ettiğinin görüldüğünü belirten Ağar “Patlayıcı yükleri de benzer. 4 gün önce Adana’da hava alanı, kaymakamlık, adliye binası ve bazı polis merkezlerine eş zamanlı bombalı saldırı düzenlemeye hazırlanan 5 kişi yakalanmıştı. Hurda deposunda arama yapan güvenlik güçleri 21 kilo TNT, 1 kilo C4, taarruz tipi 2 el bombası ve çok sayıda ateşleme fünyesi ele geçirmişti. İzmir’de ise 3 gün önce Aliağa Petkim rafinerisine eylem yapmaya hazırlanan ve eylem yapmak için kırsaldan İzmir’e gelen bir terörist yakalanmış, ikisi kaçmıştı. Bu kişiyle birlikte 440 gram A4 tipi bomba olan 3 kilo patlayıcı ele geçmişti” şeklinde konuştu.
PKK’nın sivil halkı hedef alan bu tür terör saldırılarını kendisinin üstlenmeyerek TAK’a havale ettiğini söyleyen Ağar, “Bu tür eylemlerden amaçları; toplumda kırılganlık ve ayrışmayı derinleştirme isteği, aklın devreden çıkartılması, toplumda duygusal travmaların egemen olması, toplumda korku endişe kaygı ve gelecek belirsizliği yaratma isteği, öfke hırs nefret ve eylemin ürediği zannedilen toplumsal tabana karşı saldırma ve yok etme isteği, son dönemde verdiği dağ kadrosu kayıplarının hırsı, tabanına gönderme. Varlık iddiası, güç ve etkisinin merkezindeki dağ kadrosu teröristlerden sadece Hakkari bölgesinde 348’ini kaybetti. Yaralıları başının belası. Morali çok bozuk. Varlık ve güç iddiasını devam ettirmek istiyor. Bölge insanına güç gösterisi yapıyor. Bölgede üzerinde oluşan baskıyı azaltmak ve artmasına engel olmaya çalışıyor. Terörü satha yaymak istiyor. Musul ve Suriye gündeminde konsantrasyon dağıtma, FETÖ mücadelesini sulandırmak istiyor. Devletin ve güvenlik kuvvetlerinin dengesini, insicamını bozma ihtirası, devlete ve güvenlik kuvvetlerine karşı toplumda güvensizlik ve inançsızlık oluşturma hevesi oluşturulmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.
“Bu saldırının Musul ve Başika sorunu ile doğrusal ve eş zamanlı bir bağlantısı var mı?” sorusuna da cevap veren Ağar, “Öncelikle zamansal bir bağlantıyı kurmak mümkün değil. Zira bu tür eylemlerin karar alma, planlama ve keşif, lojistik, ikmal, sızma ve uygulama safhaları için ihtiyaç duyduğu zaman, güncel Başika sorunundan çok daha önceki bir zamandan başlaması gerekiyor. Bununla birlikte çok küçük olsa da uygulama safhasına gelmiş bir eylemin zamanında bir kaç günlük oynamayla çakıştırılmış olabilir. Ancak PKK’nın yaptığı bütün eylemlerde Türkiye’nin başta Suriye ve Irak’ta kendi iradesi ve inisiyatifi dahilinde yaptığı her şeyin mutlaka bir etkisi var. Aynı FETÖ darbe girişimde ve DEAŞ varlığında olduğu gibi. Bu terör örgütleriyle Üst İrade bağlantısıdır. Adı da ‘non-lınear war’ yani doğrusal olmayan savaştır” açıklamasında bulundu.