Türk-Alman Medya Forumu

AK Parti İstanbul Milletvekili Külünk: '3 yıldır Alman dostlarımızın medya mahallesinden bu ülkedeki halkın iradesine o kadar çok taciz yapılıyor ki. Şansölye Merkel'i her dönem iktidar yapan milletin egemenliği, Erdoğan'ı da her dönem iktidar yapan milletin egemenliği. Benim ülkemde Şansölye Merkel'e her gün hakaret edilse, siz ne dersiniz' 'Avrupa, çok dinli, çok dilli, çok kültürlü medeniyet esaslı küresel bir medeniyete mi yönelecek, yoksa İslam ve Müslüman karşıtlığı ile kendini içine kapatan, küreselleşemeyen bir Avrupa haline mi gelecek sorusunun cevabı aranıyor aslında'

Antalya'nın Serik Belediye Başkanlığı ile Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) tarafından organize edilen, Türk-Alman Medya Forumu, Belek Turizm Bölgesinde bulunan bir otelde gerçekleştirildi.

Forumun açılışında Alman basın mensuplarına seslenen AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Anadolu'nun dünyanın en önemli medeniyetlerinin merkezi olduğunu, Anadolu topraklarında farklı farklı inançlara sahip insanların yüzyıllarca yan yana yaşadığını söyledi. Külünk, 'Bugün Hatay'a gidin, Mardin'e gidin, cami, kilise ve havra görürsünüz. Yahudi, Müslüman, Hıristiyan vatandaşlar asırlarca bir arada yaşamış. İşte vakit ayırarak teşrif ettiğiniz bu topraklarda böyle bir dünya var, özgürlüğün, hukukun, dostluğun, birlikte yaşamanın en güzel örneklerinin bulunduğu Belek böyle bir dünya.' dedi.

Türkiye ve Almanya'nın asırlara dayanan dostluğu bulunduğunu, 1. Dünya Savaşı'nda Türk-Alman dostluğu ile savaşa girildiğini, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya'nın yeniden inşasında Anadolu'dan gelen insanların da alın terinin bulunduğunu, iki ülke vatandaşlarının birbirleriyle evlilikler yaptığını, akraba olduklarını anlatan Külünk, Almanya'da 50 yılı aşkın süredir bulunan Türklerin de artık göçmen veya yabancı değil birer Alman yurttaşı olduğunu kaydetti.

Alman halkının Türk tekstilini kullandığını, Türkiye'deki insanların rüyalarına giren otomobilleri Almanların yaptığını belirten Külünk, sosyal ve iktisadi temelleri bu kadar güçlü olan iki devletin birbirini çok daha iyi anlaması gerektiği bir süreçte bulunulduğunu dile getirdi. Külünk, 'Türkiye büyük bir devlettir. Biz 5 asır yeryüzünde kuvvet merkezi olmuş bir tarihin çocuklarıyız. 3 din, 20 etnik topluluğun burada bir arada yaşadığını göreceksiniz. 1. Dünya Savaşı'nın ardından yapılan Paris Barış Anlaşması'nda takdim edilen yeni haritanın ortaya çıkardığı sonuçlara bakalım. Son yüzyıldır barış nerede? Ortadoğu'nun hali kan ve diktatörlük, Afrika kan ve gözyaşı, işlemeyen devlet modelleri...' dedi.

- Avrupa'nın kendi değerleri ciddi bir sınav veriyor'

11 Eylül saldırılarından Avrupa'nın kendi değerlerinin ciddi sınav vermeye başladığını söyleyen Külünk, şöyle konuştu:

'Avrupa şu sorunun cevabını aramalı: Avrupa toprakları çok kültürlü, çok dinli bir yapıyı içselleştirecek mi? Yani cami, kilise, sinagog Avrupa'da güvenle bir arada yaşayacak mı, yoksa ötekileştirici, kimi zaman ırkçılık boyutuna dönen politikalara teslim mi olacak? Yoksa 2008 küresel finans krizinin ardından Avrupa toplumunun refah endişesinden yola çıkarak, tüm sorumluluğu Avrupa'ya göç etmiş, Avrupa'nın değerlerine değer katan yabancılara yükleyip bir yabancı düşmanı mı olacak? Avrupa, çok dinli, çok dilli, çok kültürlü medeniyet esaslı küresel bir medeniyete mi yönelecek, yoksa İslam ve Müslüman karşıtlığı ile kendini içine kapatan, küreselleşemeyen bir Avrupa haline mi gelecek sorusunun cevabı aranıyor aslında.'

Külünk, Türkiye'nin bugün geldiği nokta itibarıyla birçok Avrupa ülkesinden daha ileri bir demokrasiye sahip bulunduğunu, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, özgürlük ve milletin egemenliğinin içselleştirildiğini kaydetti.

Almanya'da medya mahallesinden çok fazla taciz yapıldığını da ifade eden Külünk, ifade özgürlüğünün arkasına saklanılarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik, 'karikatürlerle aşağılama, hakaret' edildiğini söyledi. Külünk, 'Saygıya dayalı eleştiri olur, herkesin düşüncesine saygı duymak gerekir. Ama her gün aşağılama, her gün hakaret, her gün tahkir. 3 yıldır Alman dostlarımızın medya mahallesinden bu ülkedeki halkın iradesine o kadar çok taciz yapılıyor ki. Benim gördüğüm bu dostlarımız Türkiye'yi hiç bilmiyor, hiç gelmemişler. Şansölye Angela Merkel'i her dönem iktidar yapan milletin egemenliği, Erdoğan'ı da her dönem iktidar yapan milletin egemenliği. Benim ülkemde Şansölye Merkel'e her gün hakaret edilse, siz ne dersiniz? Ama biz bunu yaptırmayız, çünkü Alman dostlarımızın buna üzüleceğini bilir, izin vermeyiz.' diye konuştu.

15 Temmuz gecesine ait bazı fotoğrafları gösteren Külünk, 16 Temmuz günü Avrupa'daki liderlerin Türkiye'ye gelmesini ve Türkiye'nin yanında olduklarını göstermesini istediklerini, fakat Avrupa'nın Türkiye'nin yanında olmadığını söyledi. Külünk, 'Şu an Türk halkının gözünün önünde şu fotoğraf var, AB terör örgütleriyle aynı safta duruyor. Onun için daha fazla iletişime ihtiyacımız var.' dedi.

Alman toplumu ile Türk toplumu arasında bir problemin bulunmadığını, nüfusu ve ekonomisi ile dünyanın önemli güçlerinden biri olan Türkiye'ye Avrupa'nın ihtiyacı bulunduğunu belirten Külünk, İngiltere AB'den çıktıktan sonra ne yapılacak sorusunun tek cevabının Türkiye Cumhuriyeti olduğunu sözlerine ekledi.

- Başbakanlık Dış İlişkiler Başkanı Dönmez

Başbakanlık Dış İlişkiler Başkanı Gürsel Dönmez de Alman medyasının 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'de neler oluyor sorusunu merak ettiğini, kendilerinin de Almanya'da neler oluyor sorusunun cevabını merak ettiğini söyledi.

Almanya'yı büyük bir endişe içinde izlediklerini ifade eden Dönmez, 2013 yılında kurulan Almanya İçin Alternatif Partisinin çok hızlı şekilde taraftar topladığını, bu partinin Alman yasalarına kurulmuş legal bir parti olduğunu, fakat parti temsilcilerini İslam, mülteciler ve Türkiye hakkında ifade ettikleri cümlelerini endişe ile izlediklerini söyledi. Dönmez, Almanya ile ABD ve Rusya arasında da tam anlamlandıramadıkları bir gerilimin yaşandığını ve bunu da endişe ile izlediklerini de kaydetti.

11 Eylül saldırılarının ardından dünya genelinde bir İslamofobi başladığını, yabancı düşmanlığının Almanya'da da giderek büyüdüğünü ifade eden Dönmez, etnik kökenlerinden dolayı insanların öldürüldüğünü söyledi.

Osmanlı ile Almanya'nın 1. Dünya Savaşı'na birlikte katıldığını, Türkiye ile Almanya'nın kader arkadaşı, savaş arkadaşı, silah arkadaşı olduğunu dile getiren Dönmez, 'Benim neslim Bayern Münih hayranı olarak yaşadı. Almanya ile iyi ilişkilerimiz vardı. Son yıllarda çok sistematik bir şekilde Türkiye düşmanlığı başladı. Spiegel dergisinin 2001'den bu yana kapaklarına baktığınızda bir İslam karşıtlığı, Türk düşmanlığı, dostlar arasında olmaması gereken bir üslup görüyorsunuz. Bütün bunları üzüntüyle takip ediyoruz. Bu tutum yakın gelecekte olumlu sonuçlara yol açmaz.' diye konuştu.

15 Temmuz darbe girişiminin olduğu gece Başbakanlıkta görev yerinde bulunduğunu, bulunduklara yere tankla saldırıldığını, kendisini cemaat olarak takdim eden yapının o gece karşılarına Nazi subayları gibi dikildiğini belirten Dönmez, bunun karşısında devlet olarak hangi tedbirler alınması gerekiyorsa onların alındığını bildirdi.
Kaynak: AA