Opera Perdesi Güldürmek İçin Açılacak
Ünlü İtalyan besteci Gioacchino Rossini'nin komik operanın başyapıtları arasında sayılan 'İl Signor Bruschino'su İstanbul’da ilk sahnelenişinden yaklaşık 25 yıl sonra Ankara'da yapacağı prömiyerle sanatseverlerle buluşacak.
YILDIZ AKTAŞ - Ünlü İtalyan besteci Gioacchino Rossini'nin komik operanın başyapıtları arasında sayılan 'İl Signor Bruschino'su İstanbul’da ilk sahnelenişinden yaklaşık 25 yıl sonra Ankara'da yapacağı prömiyerle sanatseverleri güldürecek.
Yönetmenliğini Aydın Buğra Güven'in yaptığı 'Il Signor Bruschino'nun Ankara prömiyeri, 8 Kasım'da Leyla Gencer Sahnesinde gerçekleştirilecek.
Güven, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rossini'nin opera dağarcığına kazandırdığı 'Il Signor Bruschino'nun, önemli komik opera başyapıtları arasında yer aldığını belirtti.
Rossini'nin bestelediği 4 komik operadan ilkinin “Evlilik Sözleşmesi” sonuncusunun ise 1813'te kaleme aldığı İl Signor Bruschino olduğunu ifade eden Güven, Gioacchino Rossini'nin henüz 21 yaşında iken bestelediği eserin librettosunun Venedikli şair Giuseppe Maria Foppa tarafından, Alissan de Chazet'nin ' Le Fils Par Hasard’' adlı oyununudan esinlenerek yazıldığına işaret etti.
Operanın başlangıcında, ikinci kemanların arşeleri ile nota sehpalarına vurarak çıkardıkları ritmlerin yeni bir müzikal efekt olarak Kabul ediliğini ve dünyada oldukça ilgi gördüğünü belirten Güven, 'Günümüzden tam 203 yıl önce ilk defa seyirci ile buluşan eser ilk olarak Türkiye'de 90'lı yıllarda sahnelendi ve oldukça ilgi gördü. Komik operanın başyapıtları arasında yer alan eser, bu tarihten sonra ilk defa Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından Ankara'da sahnelenecek' diye konuştu.
Güven, tek perdelik operanın konusunun güncelliğini kaybetmediğine dikkati çekerek, eserde insan egosunun düşmanlık, kinin ise aşk karşısında her zaman kaybetmeye mahkum olduğunun anlatıldığını bildirdi.
Eserin önemli karakteri Gaudenzio'nun şarkısında dünya denilen bu tiyatro sahnesinde, insanın asla elindeki ile yetinmeyeceğini söylediğini aktaran Güven, şunları kaydetti:
'Başlangıç noktası aslında Sheakspeare ile aynıdır. Bütün dünya bir sahnedir...Ve bütün erkekler ve kadınlar sadece birer oyuncudur... Bir ölüden nefret edebilecek kadar kinini ve nefretini kontrol edemeyen, artık hayatta olmayan Senatör Florville ile hesabını kapatmayı bile becerememiş Gaudenzio; nefret ettiği ölünün oğlu ile evlatlığının aşkı karşısında yenilmiş ve diz çökmek zorunda kalmıştır yani aşk kazanmıştır.
Konusu ve mesajları günümüzde bile tam yerini bulan bu 'zamansız opera'yı biz 1970'lere taşıdık. İnsanlarda geçmişe bir özlem var, 70'leri, 80'leri özlüyor herkes. Bu nedenle,kostümleri 70'lerden uyarladık. Seyircilerimizin bir saat de olsa eğlenirken geçmişe gitmelerini, o yıllara hasretini dindirmelerini istedik, o günlerin dokusunu ve renklerini sunup tebessüm ettirmeyi hedefledik. Seyircimize, inanılmaz güzel bir müzik, dehanın yazdığı bir eser, güzel bir görsellik ve bol kahkaha vaat ediyoruz. '
Kaynak: AA
Yönetmenliğini Aydın Buğra Güven'in yaptığı 'Il Signor Bruschino'nun Ankara prömiyeri, 8 Kasım'da Leyla Gencer Sahnesinde gerçekleştirilecek.
Güven, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rossini'nin opera dağarcığına kazandırdığı 'Il Signor Bruschino'nun, önemli komik opera başyapıtları arasında yer aldığını belirtti.
Rossini'nin bestelediği 4 komik operadan ilkinin “Evlilik Sözleşmesi” sonuncusunun ise 1813'te kaleme aldığı İl Signor Bruschino olduğunu ifade eden Güven, Gioacchino Rossini'nin henüz 21 yaşında iken bestelediği eserin librettosunun Venedikli şair Giuseppe Maria Foppa tarafından, Alissan de Chazet'nin ' Le Fils Par Hasard’' adlı oyununudan esinlenerek yazıldığına işaret etti.
Operanın başlangıcında, ikinci kemanların arşeleri ile nota sehpalarına vurarak çıkardıkları ritmlerin yeni bir müzikal efekt olarak Kabul ediliğini ve dünyada oldukça ilgi gördüğünü belirten Güven, 'Günümüzden tam 203 yıl önce ilk defa seyirci ile buluşan eser ilk olarak Türkiye'de 90'lı yıllarda sahnelendi ve oldukça ilgi gördü. Komik operanın başyapıtları arasında yer alan eser, bu tarihten sonra ilk defa Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından Ankara'da sahnelenecek' diye konuştu.
Güven, tek perdelik operanın konusunun güncelliğini kaybetmediğine dikkati çekerek, eserde insan egosunun düşmanlık, kinin ise aşk karşısında her zaman kaybetmeye mahkum olduğunun anlatıldığını bildirdi.
Eserin önemli karakteri Gaudenzio'nun şarkısında dünya denilen bu tiyatro sahnesinde, insanın asla elindeki ile yetinmeyeceğini söylediğini aktaran Güven, şunları kaydetti:
'Başlangıç noktası aslında Sheakspeare ile aynıdır. Bütün dünya bir sahnedir...Ve bütün erkekler ve kadınlar sadece birer oyuncudur... Bir ölüden nefret edebilecek kadar kinini ve nefretini kontrol edemeyen, artık hayatta olmayan Senatör Florville ile hesabını kapatmayı bile becerememiş Gaudenzio; nefret ettiği ölünün oğlu ile evlatlığının aşkı karşısında yenilmiş ve diz çökmek zorunda kalmıştır yani aşk kazanmıştır.
Konusu ve mesajları günümüzde bile tam yerini bulan bu 'zamansız opera'yı biz 1970'lere taşıdık. İnsanlarda geçmişe bir özlem var, 70'leri, 80'leri özlüyor herkes. Bu nedenle,kostümleri 70'lerden uyarladık. Seyircilerimizin bir saat de olsa eğlenirken geçmişe gitmelerini, o yıllara hasretini dindirmelerini istedik, o günlerin dokusunu ve renklerini sunup tebessüm ettirmeyi hedefledik. Seyircimize, inanılmaz güzel bir müzik, dehanın yazdığı bir eser, güzel bir görsellik ve bol kahkaha vaat ediyoruz. '