HDP Parti Sözcüsü Bilgen Açıklaması
ANKARA - HDP Parti Sözcüsü ve Kars milletvekili Ayhan Bilgen, "Gerek eş başkanlarımızla ilgili TBMM'den tasfiye arayışlarını gerekse sokaktaki tartışmayı bir şekilde engellemeye dönük girişimleri, gözaltıları, tutuklamaları Türkiye'nin geleceğine yönelik çok ciddi bir tehdit olarak görüyoruz" dedi.
Bilgen, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına verilen arada basın toplantısı düzenledi.
Türkiye'nin yol ayrımında olduğunu, dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmalarıyla "kendilerinin korkutulmaya çalışıldığını" savunan Bilgen, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na dokunulmazlıkların kaldırılması konusunu kendilerinin getirdiğini belirtti. Bilgen, "Bizim açımızdan bu tartışmalar, bu gündem bir korkutma, bir geri adım attırma, bir vazgeçirme, Türkiye'nin demokratikleşmesine yönelik ve tamamen anayasa yapım süreciyle ilgili, ilişkili bir anayasal öneriyi Türkiye kamuoyunun gündemine getirmemizi engellemeye yönelik, psikolojik bir harp olarak görüyoruz" diye konuştu.
Bilgen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın HDP'ye yönelik açıklamalarının suç olduğunu iddia etti.
"Anayasa görüşmelerinin aslında başkanlık sistemi görüşmeleri" olduğunu öne süren Bilgen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anayasa yapım sürecini adeta ikna odası toplantılarına çevirmeye kimse tenezzül edip, bu önemli arayışı, bu değerli tartışmayı, Türkiye'nin can yakıcı ihtiyacını, bir kişinin hevesleri uğruna feda etmeyelim diyoruz. 'Sırf başkanlığa toplumu ikna edeceğiz' diye bir sürecin antidemokratik işlemesine ve özellikle de yerele yetki devriyle ilgili her ülkenin anayasa yapım süreçlerindeki en kritik gündeminin sabote edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Gerek eş başkanlarımızla ilgili TBMM'den tasfiye arayışlarını gerekse sokaktaki tartışmayı bir şekilde engellemeye dönük girişimleri, gözaltıları, tutuklamaları Türkiye'nin geleceğine yönelik çok ciddi bir tehdit olarak görüyoruz. Geçmişte de Türkiye dokunulmazlıkları gündemine aldı, en yakın örnek DEP'li milletvekillerinin 10 yıl hapis yatmasıydı. Yani Türkiye kaybetti. Yine benzer şeylere tenezzül edilirse, yine benzer yollara umut bağlanırsa kaybedecek olan Türkiye'dir çünkü Türkiye toplumu bu anlamda bu baskıya boyun eğme aşamasını, korku eşiğine teslim olma sınırını çoktan aşmıştır. Bu asla Türkiye'nin geri adım atacağı, boyun eğeceği, teslim olacağı ve bu gidişe seyirci kalacağı bir süreç olamaz."
Bilgen, bir soru üzerine, "öz yönetim" ve "özerkliğin" anlatılması için program hazırlandığını ancak mitingleri Demokratik Toplum Kongresi ve Halkların Demokratik Kongresi organize ettiği için henüz resmi programın belli olmadığını söyledi.
Ayhan Bilgen, bir başka soru üzerine, başkanlığın referanduma götürülmek istendiğini, bunun iknayla olmazsa erken seçimle gündeme gelebileceğini ifade etti. Bilgen, partilerin TBMM'den ya yargı yoluyla tasfiye edilebileceğine ya da seçimle baraj altına itilerek devre dışı bırakılabileceğine vurgu yaptı.
HDP Sözcüsü Bilgen, anayasa görüşmeleri konusunda "retçi" bir anlayış sergilemediklerini, tutarlı her türlü çalışmayı desteklediklerini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Türkiye'nin yol ayrımında olduğunu, dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmalarıyla "kendilerinin korkutulmaya çalışıldığını" savunan Bilgen, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na dokunulmazlıkların kaldırılması konusunu kendilerinin getirdiğini belirtti. Bilgen, "Bizim açımızdan bu tartışmalar, bu gündem bir korkutma, bir geri adım attırma, bir vazgeçirme, Türkiye'nin demokratikleşmesine yönelik ve tamamen anayasa yapım süreciyle ilgili, ilişkili bir anayasal öneriyi Türkiye kamuoyunun gündemine getirmemizi engellemeye yönelik, psikolojik bir harp olarak görüyoruz" diye konuştu.
Bilgen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın HDP'ye yönelik açıklamalarının suç olduğunu iddia etti.
"Anayasa görüşmelerinin aslında başkanlık sistemi görüşmeleri" olduğunu öne süren Bilgen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anayasa yapım sürecini adeta ikna odası toplantılarına çevirmeye kimse tenezzül edip, bu önemli arayışı, bu değerli tartışmayı, Türkiye'nin can yakıcı ihtiyacını, bir kişinin hevesleri uğruna feda etmeyelim diyoruz. 'Sırf başkanlığa toplumu ikna edeceğiz' diye bir sürecin antidemokratik işlemesine ve özellikle de yerele yetki devriyle ilgili her ülkenin anayasa yapım süreçlerindeki en kritik gündeminin sabote edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Gerek eş başkanlarımızla ilgili TBMM'den tasfiye arayışlarını gerekse sokaktaki tartışmayı bir şekilde engellemeye dönük girişimleri, gözaltıları, tutuklamaları Türkiye'nin geleceğine yönelik çok ciddi bir tehdit olarak görüyoruz. Geçmişte de Türkiye dokunulmazlıkları gündemine aldı, en yakın örnek DEP'li milletvekillerinin 10 yıl hapis yatmasıydı. Yani Türkiye kaybetti. Yine benzer şeylere tenezzül edilirse, yine benzer yollara umut bağlanırsa kaybedecek olan Türkiye'dir çünkü Türkiye toplumu bu anlamda bu baskıya boyun eğme aşamasını, korku eşiğine teslim olma sınırını çoktan aşmıştır. Bu asla Türkiye'nin geri adım atacağı, boyun eğeceği, teslim olacağı ve bu gidişe seyirci kalacağı bir süreç olamaz."
Bilgen, bir soru üzerine, "öz yönetim" ve "özerkliğin" anlatılması için program hazırlandığını ancak mitingleri Demokratik Toplum Kongresi ve Halkların Demokratik Kongresi organize ettiği için henüz resmi programın belli olmadığını söyledi.
Ayhan Bilgen, bir başka soru üzerine, başkanlığın referanduma götürülmek istendiğini, bunun iknayla olmazsa erken seçimle gündeme gelebileceğini ifade etti. Bilgen, partilerin TBMM'den ya yargı yoluyla tasfiye edilebileceğine ya da seçimle baraj altına itilerek devre dışı bırakılabileceğine vurgu yaptı.
HDP Sözcüsü Bilgen, anayasa görüşmeleri konusunda "retçi" bir anlayış sergilemediklerini, tutarlı her türlü çalışmayı desteklediklerini sözlerine ekledi.