Hurdaya 50 Bin Lira Yatırdı
İzmir'de modifiye araç meraklısı Serdar Türk, 10 bin liraya aldığı hurda araca 50 bin liralık masraf yaparak aracı "yürüyen diskoya" dönüştürdü.
Türk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hurda veya dikkat çekici araçları satın alarak modifiye araç haline getirdiğini, otomobillere yeni kimlik kazandırmanın kendisi için vazgeçilmez bir tutku haline geldiğini belirtti.
Baba mesleği olması nedeniyle doğduğundan bu yana otomobillerin içinde olduğunu anlatan Türk, çok sayıda aracı modifiye ettiğini ancak son projesi olan 1969 model aracın büyük ilgi gördüğünü ifade etti.
Otomobilin zaten dikkat çeken bir tasarımının olduğunu, 6 yıl önce satın aldıkları otomobili, 1 yıllık emek sonrasında bugünkü şekline getirdiklerini anlatan Türk, sıra dışı görünüme kavuşan otomobilin vatandaşların dikkatini çektiğini kaydetti.
Türk, şöyle konuştu:
"Aracı aldığımızda hurda vaziyetteydi. Üzerinde ne yapabileceğimizi tartıştık. Önce kapıları ters yönde açılır hale getirdik. Tavanını keserek uzaktan kumanda ile açılabilen bir sistem koyduk. Kaportayı airbrush yöntemiyle boyadık. Otomobili bir eğlence merkezi haline getirmek için de bazı eklemeler yaptık. Araçta 10 anfi, 32 hoparlör ve 4 LCD ekrandan oluşan 4 bin wattlık bir ses sistemi bulunuyor. DJ kabini, lazer ışık sistemi ve sis makinası bir disko havası veriyor. Araçta ayrıca 3 adet oyun konsolu da bulunuyor. Bu yüzden otomobil, 'yürüyen disko' olarak tanımlanıyor."
Aracın trafiğe çıkış izninin bulunmadığını, reklam ve tanıtım çalışmaları için kullanıldığını dile getiren Türk, aracının çeşitli kentlerdeki otomobil fuarlarında sergilendiğini, halen kendi mağazalarının tanıtımı için kullanıldığını aktardı.
"10 bin liraya aldığımız hurda aracı işçilik hariç 50 bin lira harcayarak yürüyen disko haline getirdik" diyen Türk, araç için lüks araba, arsa ve ev takas etmek isteyenlerin olduğunu ancak kabul etmediğini sözlerine ekledi.
Aracı boyayan airbrush ustası Kaan Seyhan ise normal bir aracı boyatmanın 3 gün sürdüğünü ancak bu aracın yaklaşık bir ayda tamamlanabildiğini söyledi.
Bu tür araçları boyamayı, insan vücuduna yapılan dövmeye benzettiklerini ifade eden Seyhan, "İnsanlara dövme yapmakla araçlara figürler çizmek arasında çok büyük fark yok, araca yapılan işlem de dövme kadar kişisel bir olay. Sahibini yansıtıyor" dedi.
Kaynak: AA
Baba mesleği olması nedeniyle doğduğundan bu yana otomobillerin içinde olduğunu anlatan Türk, çok sayıda aracı modifiye ettiğini ancak son projesi olan 1969 model aracın büyük ilgi gördüğünü ifade etti.
Otomobilin zaten dikkat çeken bir tasarımının olduğunu, 6 yıl önce satın aldıkları otomobili, 1 yıllık emek sonrasında bugünkü şekline getirdiklerini anlatan Türk, sıra dışı görünüme kavuşan otomobilin vatandaşların dikkatini çektiğini kaydetti.
Türk, şöyle konuştu:
"Aracı aldığımızda hurda vaziyetteydi. Üzerinde ne yapabileceğimizi tartıştık. Önce kapıları ters yönde açılır hale getirdik. Tavanını keserek uzaktan kumanda ile açılabilen bir sistem koyduk. Kaportayı airbrush yöntemiyle boyadık. Otomobili bir eğlence merkezi haline getirmek için de bazı eklemeler yaptık. Araçta 10 anfi, 32 hoparlör ve 4 LCD ekrandan oluşan 4 bin wattlık bir ses sistemi bulunuyor. DJ kabini, lazer ışık sistemi ve sis makinası bir disko havası veriyor. Araçta ayrıca 3 adet oyun konsolu da bulunuyor. Bu yüzden otomobil, 'yürüyen disko' olarak tanımlanıyor."
Aracın trafiğe çıkış izninin bulunmadığını, reklam ve tanıtım çalışmaları için kullanıldığını dile getiren Türk, aracının çeşitli kentlerdeki otomobil fuarlarında sergilendiğini, halen kendi mağazalarının tanıtımı için kullanıldığını aktardı.
"10 bin liraya aldığımız hurda aracı işçilik hariç 50 bin lira harcayarak yürüyen disko haline getirdik" diyen Türk, araç için lüks araba, arsa ve ev takas etmek isteyenlerin olduğunu ancak kabul etmediğini sözlerine ekledi.
Aracı boyayan airbrush ustası Kaan Seyhan ise normal bir aracı boyatmanın 3 gün sürdüğünü ancak bu aracın yaklaşık bir ayda tamamlanabildiğini söyledi.
Bu tür araçları boyamayı, insan vücuduna yapılan dövmeye benzettiklerini ifade eden Seyhan, "İnsanlara dövme yapmakla araçlara figürler çizmek arasında çok büyük fark yok, araca yapılan işlem de dövme kadar kişisel bir olay. Sahibini yansıtıyor" dedi.