Teröre Tepki İçin Koyunlarını Kırmızıya Boyadılar
Denizli'nin Çal ilçesinde bir araya gelen çobanlar, terör saldırılarına tepki için koyunlarını kırmızıya boyadı.
Sudan Koyun Geçirme Yarışması'nın saldırılar nedeniyle belediye tarafından iptal edilmesi üzerine çobanlar, gün ağarmadan Aşağıseyit Mahallesi'nde buluştu. Heybelerine "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" yazan çobanlar, her yıl mor renge boyadıkları hayvanlarını, "şehitlere saygı, teröre tepki" amacıyla kırmızıya boyadı.
Sürülerini Çal, Baklan ve Çivril ilçelerinden nehir kenarına getiren 39 çoban, Kangal köpekleri ve koyun sürüleri eşliğinde yürüyerek Yörüklerin göçünü canlandırdı. Daha sonra Aşağıseyit Mahallesi'ndeki Şehit Kurt Ali'nin mezarı ziyaret edildi.
Çobanlar "sadakat" ve "sevgilerini" göstermeleri için koyunlarını Büyük Menderes Nehri'nden geçirmeye çalıştı. Suya giren ve ıslıklarıyla sürülerini çağıran çobanlar, hayvanlarının "elci" olarak adlandırdıkları baş koyunun ardından nehri geçerek kıyıya ulaşması için uğraştı.
Çobanlar, koyunlarının suya atlamalarını teşvik etmek için maniler de söyledi.
- Teröre tepki için kırmızıya boyadılar
Yarışmaya katılan 11 yaşındaki Musa Kol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koyununu sudan atlatmayı başaramadığını fakat gelecek yıl daha çok çalışarak birinci olmayı istediğini söyledi.
Çivril ilçesinden gelen Nurhan Akgündüz de şehitler nedeniyle her yıl şölen havasında geçen etkinliğin resmi programının iptal edildiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Biz çobanlar olarak her yıl geleneksel hale gelen sudan koyun geçirme yarışmasını, bu yıl buruk hava içinde yapıyoruz. Koyunlarımızı gelen şehit haberleri üzerine teröre tepki çekmek için mor yerine kırmızıya boyamayı tercih ettik. Bazı arkadaşlarım heybelerine Türk bayrağının simgesini nakşettirdi. Bazıları ise 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' yazdırdı. Biz artık ana kuzularının ölmesini istemiyoruz."
- Yarışmanın hikayesi
Aşağıseyit köyünde her yıl düzenlenen yarışmaya ilham olan efsane şöyle:
"Karakoyunlu Aşireti'nden bir kişi, Çal yöresine yerleşen Oğuz beylerinin birine çoban olur. Yörede kısa sürede çok sevilen çoban, beyin kızıyla aralarında gelişen aşk üzerine, beyden kızını ister. Kızını vermek istemeyen bey, çobana gerçekleştirmeyeceğini düşündüğü bir görev vermek ister ve evlenmeleri için 'Koyunlara 3 gün boyunca tuz yedireceksin ve Büyük Menderes Nehri'nden su içirmeden karşıya geçireceksin' şartını koşar. Şartı kabul eden çoban, imkansız gibi görüneni başarır ve koyunları su içirmeden nehirden geçirir.
Oğuz beyi, şartı yerine getirmesine rağmen kızını çobana vermez, bunun üzerine kızı hastalanarak yatağa düşer ve ölür. Bey tarafından yöreden kovulan çoban ise ömrünü kaval çalarak dağlarda geçirir. Bu olaydan çok etkilenen yöre halkı, bu büyük aşka saygılarını göstermek amacıyla her yıl kendi aralarında sudan koyun geçirme yarışması düzenler."
Kaynak: AA
Sürülerini Çal, Baklan ve Çivril ilçelerinden nehir kenarına getiren 39 çoban, Kangal köpekleri ve koyun sürüleri eşliğinde yürüyerek Yörüklerin göçünü canlandırdı. Daha sonra Aşağıseyit Mahallesi'ndeki Şehit Kurt Ali'nin mezarı ziyaret edildi.
Çobanlar "sadakat" ve "sevgilerini" göstermeleri için koyunlarını Büyük Menderes Nehri'nden geçirmeye çalıştı. Suya giren ve ıslıklarıyla sürülerini çağıran çobanlar, hayvanlarının "elci" olarak adlandırdıkları baş koyunun ardından nehri geçerek kıyıya ulaşması için uğraştı.
Çobanlar, koyunlarının suya atlamalarını teşvik etmek için maniler de söyledi.
- Teröre tepki için kırmızıya boyadılar
Yarışmaya katılan 11 yaşındaki Musa Kol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koyununu sudan atlatmayı başaramadığını fakat gelecek yıl daha çok çalışarak birinci olmayı istediğini söyledi.
Çivril ilçesinden gelen Nurhan Akgündüz de şehitler nedeniyle her yıl şölen havasında geçen etkinliğin resmi programının iptal edildiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Biz çobanlar olarak her yıl geleneksel hale gelen sudan koyun geçirme yarışmasını, bu yıl buruk hava içinde yapıyoruz. Koyunlarımızı gelen şehit haberleri üzerine teröre tepki çekmek için mor yerine kırmızıya boyamayı tercih ettik. Bazı arkadaşlarım heybelerine Türk bayrağının simgesini nakşettirdi. Bazıları ise 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' yazdırdı. Biz artık ana kuzularının ölmesini istemiyoruz."
- Yarışmanın hikayesi
Aşağıseyit köyünde her yıl düzenlenen yarışmaya ilham olan efsane şöyle:
"Karakoyunlu Aşireti'nden bir kişi, Çal yöresine yerleşen Oğuz beylerinin birine çoban olur. Yörede kısa sürede çok sevilen çoban, beyin kızıyla aralarında gelişen aşk üzerine, beyden kızını ister. Kızını vermek istemeyen bey, çobana gerçekleştirmeyeceğini düşündüğü bir görev vermek ister ve evlenmeleri için 'Koyunlara 3 gün boyunca tuz yedireceksin ve Büyük Menderes Nehri'nden su içirmeden karşıya geçireceksin' şartını koşar. Şartı kabul eden çoban, imkansız gibi görüneni başarır ve koyunları su içirmeden nehirden geçirir.
Oğuz beyi, şartı yerine getirmesine rağmen kızını çobana vermez, bunun üzerine kızı hastalanarak yatağa düşer ve ölür. Bey tarafından yöreden kovulan çoban ise ömrünü kaval çalarak dağlarda geçirir. Bu olaydan çok etkilenen yöre halkı, bu büyük aşka saygılarını göstermek amacıyla her yıl kendi aralarında sudan koyun geçirme yarışması düzenler."