'Tatlı Sularda Yüzmek Denizden Daha Riskli'
Yaz aylarında artan boğulma vakalarında çok iyi yüzme bilenlerin dahi hayatını kaybettiği, tatlı sularda yüzmenin daha zor olduğu bildirildi.
Tokat Afet ve Acil Durum İl Müdürü Turan Uzun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaz aylarında boğulma vakalarının arttığını, özellikle insanların tatil için memleketlerine gittiklerinde su sporları yapmak, avlanmak ve serinlemek amacıyla tatlı sulara girdiklerini söyledi.
Deniz suyunun tuzlu olduğunu ve baraj, nehir, gölet gibi tatlı sulara göre kaldırma kuvvetinin yüksek olduğunu anımsatan Uzun, "Sıvılar, içerisine düşen herhangi bir cisme kaldırma kuvveti uyguluyor ve gerek alttan gerek yanlardan yukarı doğru kaldırıyor. Tuzlu suyun kaldırma özelliği tatlı suya göre daha yüksek ama tatlı suyun kaldırma kuvveti daha düşük. Dolayısıyla içine düşen cismi ya da kişiyi öncelikli olarak dibe doğru çekiyor. Kişinin mahareti ya da yüzmeyle ilgili olan bilgisi ne kadar kuvvetliyse o dibe çekmeyi daha aza indiriyor ya da tatlı suyun uyguladığı daha az kaldırma kuvvetine destek oluyor" diye konuştu.
İnsanların denizde yaptığı hareketlerin aynısını tatlı suda da yapabileceği düşüncesinde olduklarına dikkati çeken Uzun, bu nedenle denizde iyi yüzenlerin tatlı sularda boğularak hayatlarını kaybedebildiğini kaydetti. Uzun, şöyle devam etti:
"Buradaki temel fark kişilerin tuzlu suyun kaldırma kuvvetinin tatlı suya göre daha yüksek olduğunu bilmeden ya da unutarak tatlı suda hareket etmeleri. Deniz suyuna girdiğinde yüzeyde olan kişi tatlı suya girdiğinde derinliklere doğru inmeye başlayınca bu sefer hakimiyetini kaybediyor, telaşlanıyor, endişeleniyor, daha çok çırpınmaya başlıyor. Bu yüzden nefesini daha hızlı tüketiyor, oksijeni verimli olarak kullanmıyor ve bu da boğulmaya neden oluyor."
Barajlar, sulama kanalları ve enerji üretilen suların kar sularıyla beslendiğini ifade eden Uzun, bu sularda yüzeyden 1-2 metre aşağı inildiğinde anormal derecede soğuma başladığını ve sudaki ani ısı değişiminin vücut ısısının 35 derecenin altına düşmesiyle oluşan Hipotermi hastalığına yol açarak kişinin hareketlerini sınırladığını söyledi. Uzun, bu nedenle yüzmeyi çok iyi bilenlerde bile boğulma vakası görüldüğünü söyledi.
Tokat'ta boğulma vakalarına sık rastlandığını kaydeden Uzun, "Tokat'ın içerisinden 3 akarsu geçiyor. Yeşilırmak'ın iki kolu, Tozanlı, Kelkit, Çekerek Tokat'tan geçiyor. 100'e yakın sulama ve enerji amaçlı kurulmuş irili ufaklı göletleri var. Bu suların dönemsel olarak debilerinin yüksekliği, tatlı su oldukları için ve üzerilerinde sanayi anlamında kum ocakları bulunması sebebiyle görünmeyen derinliklerin olması, kişilerin tatlı su tuzlu ayrımını da bilmemeleri ve dikkate almadıkları için boğulma vakalarıyla sıkça karşılaşıyoruz" dedi.
Tatlı suyun yüzmek ve serinlemek için uygun olmadığının altını çizen Uzun, tatlı sulara girmek yerine kontrollü havuzlara girilmesi gerektiğini söyledi.
- Yüzme bilmeyenler zaten suya girmiyor
Tatlı sularda boğulma vakalarının yüzme bilenlerin, bilmeyenlere göre daha fazla olduğunu dile getiren Uzun, "Tatlı sularda boğulanlar sanmayın ki yüzme bilmeyenler. Çok iyi yüzme bilenleri, hatta Türkiye'de derecesi olan insanları bile sudan boğulmuş olarak çıkardık. Yüzme bilmeyenler zaten o suya girmiyor. Sıkıntımız orada. Tatlı sularda en çok yüzme bilenler boğuluyor. 'Ben yüzme biliyorum' diyenler giriyor sulara. Belki yüzme biliyor ama denize göre biliyor, tatlı suya göre bilmiyor" dedi.
Kaynak: AA
Deniz suyunun tuzlu olduğunu ve baraj, nehir, gölet gibi tatlı sulara göre kaldırma kuvvetinin yüksek olduğunu anımsatan Uzun, "Sıvılar, içerisine düşen herhangi bir cisme kaldırma kuvveti uyguluyor ve gerek alttan gerek yanlardan yukarı doğru kaldırıyor. Tuzlu suyun kaldırma özelliği tatlı suya göre daha yüksek ama tatlı suyun kaldırma kuvveti daha düşük. Dolayısıyla içine düşen cismi ya da kişiyi öncelikli olarak dibe doğru çekiyor. Kişinin mahareti ya da yüzmeyle ilgili olan bilgisi ne kadar kuvvetliyse o dibe çekmeyi daha aza indiriyor ya da tatlı suyun uyguladığı daha az kaldırma kuvvetine destek oluyor" diye konuştu.
İnsanların denizde yaptığı hareketlerin aynısını tatlı suda da yapabileceği düşüncesinde olduklarına dikkati çeken Uzun, bu nedenle denizde iyi yüzenlerin tatlı sularda boğularak hayatlarını kaybedebildiğini kaydetti. Uzun, şöyle devam etti:
"Buradaki temel fark kişilerin tuzlu suyun kaldırma kuvvetinin tatlı suya göre daha yüksek olduğunu bilmeden ya da unutarak tatlı suda hareket etmeleri. Deniz suyuna girdiğinde yüzeyde olan kişi tatlı suya girdiğinde derinliklere doğru inmeye başlayınca bu sefer hakimiyetini kaybediyor, telaşlanıyor, endişeleniyor, daha çok çırpınmaya başlıyor. Bu yüzden nefesini daha hızlı tüketiyor, oksijeni verimli olarak kullanmıyor ve bu da boğulmaya neden oluyor."
Barajlar, sulama kanalları ve enerji üretilen suların kar sularıyla beslendiğini ifade eden Uzun, bu sularda yüzeyden 1-2 metre aşağı inildiğinde anormal derecede soğuma başladığını ve sudaki ani ısı değişiminin vücut ısısının 35 derecenin altına düşmesiyle oluşan Hipotermi hastalığına yol açarak kişinin hareketlerini sınırladığını söyledi. Uzun, bu nedenle yüzmeyi çok iyi bilenlerde bile boğulma vakası görüldüğünü söyledi.
Tokat'ta boğulma vakalarına sık rastlandığını kaydeden Uzun, "Tokat'ın içerisinden 3 akarsu geçiyor. Yeşilırmak'ın iki kolu, Tozanlı, Kelkit, Çekerek Tokat'tan geçiyor. 100'e yakın sulama ve enerji amaçlı kurulmuş irili ufaklı göletleri var. Bu suların dönemsel olarak debilerinin yüksekliği, tatlı su oldukları için ve üzerilerinde sanayi anlamında kum ocakları bulunması sebebiyle görünmeyen derinliklerin olması, kişilerin tatlı su tuzlu ayrımını da bilmemeleri ve dikkate almadıkları için boğulma vakalarıyla sıkça karşılaşıyoruz" dedi.
Tatlı suyun yüzmek ve serinlemek için uygun olmadığının altını çizen Uzun, tatlı sulara girmek yerine kontrollü havuzlara girilmesi gerektiğini söyledi.
- Yüzme bilmeyenler zaten suya girmiyor
Tatlı sularda boğulma vakalarının yüzme bilenlerin, bilmeyenlere göre daha fazla olduğunu dile getiren Uzun, "Tatlı sularda boğulanlar sanmayın ki yüzme bilmeyenler. Çok iyi yüzme bilenleri, hatta Türkiye'de derecesi olan insanları bile sudan boğulmuş olarak çıkardık. Yüzme bilmeyenler zaten o suya girmiyor. Sıkıntımız orada. Tatlı sularda en çok yüzme bilenler boğuluyor. 'Ben yüzme biliyorum' diyenler giriyor sulara. Belki yüzme biliyor ama denize göre biliyor, tatlı suya göre bilmiyor" dedi.