'Yeni Türkiye İçin Koalisyon Çözüm Değil'

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun, farklı siyasal temsil noktasındaki CHP, MHP ve HDP'nin bir araya gelerek Türkiye'nin temel meselelerine ilişkin ortak kanaat belirtebilmelerinin kolay olmadığını ifade ederek, "Burada mesele bir kağıda imza atarak bir koalisyon hükümeti kurulması değil, yeni Türkiye'nin yönetilmesi meselesidir" dedi.

Altun, seçim sonuçlarına ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, AK Parti'nin önceki milletvekili genel seçimine oranla yaşadığı oy kaybının nedenlerine değindi.

HDP'nin bu seçime bir parti olarak girmesiyle Kürt kesimlerinin HDP'ye neredeyse bir blok olarak destek verdiğini belirten Altun, daha önce AK Parti'nin aldığı Kürt oylarının HDP'ye kaydığını söyledi.

HDP'nin yükselişine bağlı olarak bir yükseliş yaşayan MHP'nin de yine AK Parti'den oy aldığının gözlenebildiğini aktaran Altun, "Burada bir anlamda AK Parti'ye bir mesajın olduğunu belirtebiliriz. Yani yüzde 49-50'lik AK Parti seçmeni, partilerinin belli noktalardaki politikalarına bir dizi eleştiride bulundu. Fakat AK Parti'nin iktidar olmasını arzu etmeye de devam etti" diye konuştu.

Diğer taraftan AK Parti'nin bu seçim sürecine, önceki seçimlerden farklı olarak bir hikaye ile gitmediğini ve sınırlı oranda bir heyecan uyandırabildiğini savunan Altun, şunları kaydetti:

"AK Parti sadece bir parti olarak değerlendirilmemesi gereken bir siyasi hareket. Aslında Türkiye toplumunda ciddi bir alan kaplayan bu hareketin, siyasal bir temsil imkanı bulduğunda siyaset sahnesinde başarılı bir yüzdeyi elde edebileceğini görüyoruz. Bu seçimlerde AK Parti'de daha sınırlı oranda bir dayanışma havası oluştu. Yine AK Parti liderliğinde bir bölünme algısı oluştu. Bu da aslında seçim sonuçlarına yansıdı.

AK Parti tek başına iktidar olamıyor. Fakat 13 yıldır siyaset sahnesinde olan, kurulduğu günden itibaren iktidarda kalan bir parti yine seçimlerden birinci çıkmış durumda. Yani siyaset sahnesinde bu tür bir heyecan eksikliğinin oluşması normal. Burada esas konuşulması gereken, AK Parti'nin 13 yıllık iktidarında aldığı oyu alamayan, ana muhalefet partisi başta olmak üzere diğer partilerin durumlarıdır."

- "Koalisyon fetişizmi ortaya çıktı"

Fahrettin Altun, seçime giderken daha cılız bir şekilde konuşulurken sonuçlar açıklandıktan sonra ciddi bir "koalisyon fetişizmi"nin ortaya çıktığını dile getirdi.

Pek çok siyasi aktör ve siyaset yorumcusu tarafından "teorik olarak koalisyonların da çok yararlı olduğu" şeklinde yorumlar yapıldığına değinen Altun, "Bunun pratikte bir karşılığı yok. Çünkü Türkiye'de siyasetin ve toplumun ciddi yapısal dönüşüm ihtiyaçları var. Bu değişim ve dönüşüm ihtiyacını karşılamak için de güçlü bir siyasi aktöre ihtiyaç var" dedi.

"Koalisyon fetişizmi" yapanların aslında AK Parti ile MHP'nin ya da AK Parti ile HDP'nin koalisyonundan bahsetmediğini belirten Altun, şöyle konuştu:

"Bu aktörler 'Koalisyon iyidir' derken, belki HDP'nin de dışarıdan desteklediği CHP ve MHP koalisyonundan bahsediyor. Fakat diğer taraftan, bu aktörler farklı siyasal temsil noktasındalar. Yani eğer CHP Kemalistleri temsil ediyorsa ve buradan yüzde 20'lik bir kemik oyu varsa, HDP Kürt milliyetçilerini temsil ediyorsa ve buradan yüzde 7-8 bir kemik oyu varsa, MHP Türk milliyetçilerini temsil ediyorsa, bunların bir araya gelerek Türkiye'nin temel meselelerine ilişkin ortak kanaat belirtebilmeleri kolay değil. Burada mesele bir kağıda imza atarak bir koalisyon hükümeti kurulması değil, yeni Türkiye'nin yönetilmesi meselesidir. Eski Türkiye'yi bu partiler yönetebilirdi ancak yeni Türkiye'de toplumun siyasetten beklentilerinin arttığı bir ortamda bu partilerin süreci yönetmesi zor."

- "HDP'nin oyunu 'emanet oylar' yükseltti"

Altun, HDP'nin oylarının yüzde 7'den yüzde 12'ye "emanet oylar" sayesinde yükseldiğini belirterek, HDP'nin "Erdoğan karşıtlığı" hatta "Erdoğan düşmanlığı" üzerinden CHP'den bir dizi "emanet oy" topladığını savundu.

HDP'nin şu anda CHP'li seçmenin ve "Kürt milliyetçisi" seçmenin aktığı bir mecraya dönüştüğünü öne süren Altun, şunları anlattı:

"Bu aktörlerin Çözüm Süreci'nin devamı, toplumsal barış ve yeni anayasa için 'HDP'nin seçim barajını geçmesi şart' dediklerini görüyoruz. Şimdi bunlar HDP'nin üstündeki temel sorumluluklar ve yükler. Mesela HDP'nin açık ve net bir biçimde PKK'nın silah bırakma çağrısıyla ilgili derhal bugünden itibaren adım atması gerekiyor. HDP bugünden itibaren silah bırakmayla ilgili bir çağrı yapmazsa aslında bu söylemin ucuz bir söylem olduğunu bütün toplum görmüş olacak. HDP parlamentoya girdiği andan itibaren yeni bir söylem mi kuracak yoksa o klasik düşmanlaştırma ve ötekileştirme söylemini mi kullanacak, hep beraber göreceğiz."

- "Erken seçim olursa tablo AK Parti lehine değişebilir"

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Altun, erken seçim ihtimalinden bahsederek, "Erken seçim ihtimali bugün itibarıyla güçlü bir ihtimal. Erken seçim iki safhalı olarak düşünülmesi gereken bir süreç. Birincisi eğer 45 günlük sürede hükümet kurulamazsa ekim ayında erken seçime gidiyoruz. Bir ihtimal eğer CHP ve MHP koalisyon kurar, HDP de buna dışarıdan destek verirse bu, Türkiye'nin temel meselelerinin çözümü noktasında adım atamayacağı için benim kanaatime göre bu ekimde değil belki ama 2016 ekiminde bir erken seçim anlamına gelir" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin mevcut yapıda bir "sistem krizi" içerisinde olduğunu dile getiren Altun, siyasi sistemin şu anda bir anlamda kilitlenmiş durumda olduğunu, bunun nedenini tartışırken sadece günlük bir krizden değil "parlamenter sistemin krizi"nden bahsetmek gerektiğini söyledi.

Ekim ayında erken seçim olursa tablonun AK Parti lehine değişeceği tahmininde bulunan Altun, şunları kaydetti:

"Çünkü AK Parti seçmeni içerisinde partiye 'Belli mesajları alsın ama yine iktidarda kalsın' diyen bir seçmen kitlesi vardı. Onların şu anda bir öz eleştiri içerisinde olduğunu düşünüyorum. 45 gün içerisinde sürece bağlı olarak eğer hükümet kurulamazsa, yani Türkiye'nin ekonomisinde yaşanacak bir sallanma, siyaset sahnesindeki kaos ve toplumsal süreçlerdeki gerilimler yeni bir muhasebeyi gerektirecek. Burada da güçlü bir ajandayı kuran, bir heyecan uyandırabilen bir parti iktidar olur diye düşünüyorum."

Kaynak: AA