HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş Açıklaması
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Barış sürecinden asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü barışın, istikrarın, güvenin, huzurun olmadığı yerde ekmek yoktur" dedi.
Demirtaş, Diyarbakır'da bazı sivil toplum kuruluşları ve iş adamlarının katılımıyla düzenlenen toplantıda, seçimde, sandıklardan barışı çıkarmak istediklerini söyledi.
Sadece silahların sustuğu bir halden söz etmediklerini belirterek, "Elbette silahlar kalıcı olarak susmalı, elbetteki silahlar kalıcı olarak gündemden çıkmalı fakat bu tek başına barış demek değildir" diyen Demirtaş, hizmet ve sağlıklı bir büyümeyle demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerin at başı ilerlemesi gerektiğini dile getirdi.
Seçim barajını eleştiren Demirtaş, "Bu sadece HDP'nin sorunu değil. Bizim dışımızda 25 civarında parti parlamentoda temsil edilemiyor. Türkiye'de seçmenin zaten yüzde 15'i sandığa gitmiyor. Bizim dışımızda yüzde 15'i parlamentoya giremiyor. Biz de bu dönem parlamentoya giremezsek yüzde 35 parlamento dışı kalmış olacak" ifadelerini kullandı.
Demirtaş, AK Parti iktidarını iyisi ve kötüsüyle değerlendirebileceklerini, haklıya hakkını da teslim edebileceklerini belirterek, "Ama iyi yaptıklarını bir kenara koyun, seçim barajıyla ilgili söylediklerine bakın. O tek başına bu partinin artık zihniyet olarak faşizme savrulduğunu gösteriyor. Geçen yıla kadar hem Cumhurbaşkanı hem Başbakan, 'Neden parti olarak seçime girmiyorsunuz' diyorlardı. Seçime parti olarak girip baraj altında kalmamızı ve 40 milletvekilini ekleyip Türkiye'de istedikleri yasa ve anayasayı çıkarmayı amaçlıyorlardı. Biz parti olarak seçime girme kararı aldık. Sayın Beşir Atalay, 'Bu olumlu bir karardır, her parti seçime kendi kimliğiyle girebilir, demokrasinin gereğidir' dediler. Çünkü o gün baraj altında kalacağımıza yürekten inanıyorlardı" iddiasında bulundu.
- "Suriye'de hangi örgüt kazandı"
Türkiye'nin tüm ezilenlerle ortak bir mücadele yürüttükleri için panik başladığını öne süren Demirtaş, şöyle devam etti:
"1,5 yıldır sürdürdüğümüz tartışma ve kararı Amerika'da aldığımızı iddia etmeye başladılar. İsrail ile paralel ile ortaklaşmışız, kirli ittifaklar kurmuşuz, asıl derdimiz başkaymış. Bu nedenle parti olarak seçime giriyormuşuz. O kadar çok tekrarladılar ki kendileri de bu yalana inanmaya başladılar. Başkasının akıllı olma, siyaset yapabilme ihtimali kafalarından bile geçmiyor. Herkes sizin gibi aklını, vicdanını yitirmiş olsa idi bu ülke bugün Suriye gibi iç savaşta olurdu. Allah korusun Türkiye Suriye olurdu. Türkiye bugün Suriye değilse Suriye gibi mezheplerin, inançların bir birini katlettiği bir ülke değilse bunu HDP'ye borçludur."
Demirtaş, Suriye'de daha önce bir arada yaşayanların şimdi aynı mahallede yaşama imkanlarının kalmadığını ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Soruyorum, Suriye'de hangi örgüt kazandı? Suriye'de savaş bir gün bitecek. Orada bu savaşı körükleyenler kazanmış olacak. Birbirlerine selam veremeyecek hale gelmiş bir topluluk birkaç yüz kilometre ötemizde o halde iken biz HDP olarak Türkiye'de ne kadar farklı kesim varsa bir araya geldik, parti kurduk aday olduk, 'Türkiye'de hep birlikte yaşayacağız' dedik. Ya Suriye gibi olacağız ya HDP gibi olacağız. İki ayrı uçta iki ayrı gelecek ortada. AKP'nin Türkiye'si Suriye'den farklı değildir. Tekçilik üzerine kurulu."
- "7 Haziran seçimlerinde kardeşliğin kazanması lazım"
Seçim kampanyası başladığı günden bu yana 124 yerde saldırıya uğradıklarını ancak sağduyuyu elden bırakmadıklarını dile getiren Demirtaş, "Öfkeye öfkeyle karşılık verseydik, inanın ki çok farklı bir Türkiye ile karşı karşıya olacaktık" dedi.
HDP'nin barajı aşmasının, bu toplumda, tüm inançların, kimliklerin özgürlüğünün, demokratik siyasete olan inancının artması anlamına geleceğini savunan Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:
"Silah ve şiddet yöntemi olmasın diye siyaset yapıyoruz. Eğer siyasette güçlenirsek barışı sağlamamız kolay olur. Türkiye'yi kucaklayan bir parti olarak parlamentoya daha güçlü girmek Türkiye'de toplumsal barışın da garantisi olur. Böylesine güçlü bir siyasi çizgi parlamento dışında kalsın diye akıl tutulması yaşamışlar, bizimle uğraşıyorlar. Ben Cumhurbaşkanı olsam, Türkiye beni seçmiş olsa idi, sadece HDP'nin değil, Saadet Partisi, Hüda Par'ın diğer partilerin parlamentoya gelmesi için çaba sarf ederdim. Tüm toplumsal kesimlerin orada temsilcisinin olmasıdır önemli olan. Aksi takdirde parlamento dışı kalanlar, ki biz yıllardır kaldık, onun acısını biliyoruz, parlamentoyu kendine ait hissetmezler. Hissetmezlerse başka arayış içerisine girerler. O da işte toplumda gerilim yaratır. "
- "Bizler mükemmel değiliz"
Herkesin eksikliklerini masaya yatırması gerektiğini ifade eden Demirtaş, şöyle dedi:
"Bizler mükemmel değiliz. Mükemmeliz gibi davranırsak hata yaparız. Asıl hata orada başlar. Eleştirileri, önerileri dikkate almadılar. Yıllardır kulaklarını tıkadıkları için geldikleri nokta burasıdır. HDP olarak buradan iyi bir ders çıkarmak zorundayız. Bizler eğer yanlışlarımızı halının altına süpürürsek, bir gün biri o halıyı kaldırır. Yanlışlarını masaya yatırmak erdemdir. 7 Haziran'da inşallah halkın desteği ve Allah'ın izniyle devireceğimiz Hükümet Türkiye'nin sonu, felaketi değil, önünü açacağız. Bu kabul görmezse, başarılamazsa sadece HDP barajın altında kalmış olmayacak, büyük insanlık umudumuz baraj altında kalmış olacak."
Demirtaş, işsizliğin Diyarbakır'da yüksek olduğunu belirterek, "Ancak bunun tek suçlusu Hükümet değil. Biz burada yerel iktidarız. HDP olarak önce iğneyi kendimize batıracağız. Bölge muazzam bir turizm destinasyonu. Kültür ve inanç merkezi. Hiçbir şey yapmasanız, sadece turizmle uğraşsanız tek tohum ekmezseniz dahi bu bölgenin kültür ve inanç turizmi tüm Türkiye'yi besler" diye konuştu.
- "Barış sürecinden asla vazgeçmeyeceğiz"
Dünyanın ilgisinin bölgeye yöneldiğini, Türkiye Seyehat Acentaları Birliğinin (TURSAB) toplantısını Diyarbakır'da yapacağını dile getiren Demirtaş, bu kapsamda 81 il temsilcisinin kente geleceğini aktardı.
Bu toplantıdan önemli kararlar çıkmasını ümit ettiklerini, kendilerinin de buna destek vereceklerini vurgulayan Demirtaş, şunları kaydetti:
"Nasıl destekleyeceğiz? Barış sürecinden asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü barışın, istikrarın, güvenin, huzurun olmadığı yerde ekmek yoktur. Barışı sürecini destekleyerek sizi destekleyeceğiz. Sağlıklı büyüme dediğimiz işçiye, emekçiye değer vererek, çevreye, doğaya zarar vermeyen sağlıklı yatırımlara destek vereceğiz. HDP başarırsa, tahminleriniz tutar ve bu proje Türkiye genelinden büyük destek alırsa önümüzdeki dönemde, 'Türkiye'yi artık biz yöneteceğiz, yönetmeye hazırız' diyeceğiz. Önümüzdeki dönem güçlü, nitelikli, kaliteli bir muhalefetle parlamentoda varlığımızı büyütmek istiyoruz. Asıl hedefimiz ya bir erken seçim ya da 2019 seçimiyle iktidara yürümektir. Türkiye'de bu boşluk var, bunu doldurmak da bizim dışımızda hiçbir parti için mümkün görünmüyor. Biz kötünün iyisi değiliz, mevcutlar içerisindeki en iyiyiz."
Daha sonra Uluslararası Barış Bürosu İtalya Temsilcisi Fulgida Barattoni, "2015 Barış Ödülü"nü Selahattin Demirtaş'a verdi. Demirtaş da ödülü son 40 yılda çatışmalı ortamda yaşamını yitirenlerle Türk ve Kürt anneleri için aldığını söyledi.
Kaynak: AA
Sadece silahların sustuğu bir halden söz etmediklerini belirterek, "Elbette silahlar kalıcı olarak susmalı, elbetteki silahlar kalıcı olarak gündemden çıkmalı fakat bu tek başına barış demek değildir" diyen Demirtaş, hizmet ve sağlıklı bir büyümeyle demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerin at başı ilerlemesi gerektiğini dile getirdi.
Seçim barajını eleştiren Demirtaş, "Bu sadece HDP'nin sorunu değil. Bizim dışımızda 25 civarında parti parlamentoda temsil edilemiyor. Türkiye'de seçmenin zaten yüzde 15'i sandığa gitmiyor. Bizim dışımızda yüzde 15'i parlamentoya giremiyor. Biz de bu dönem parlamentoya giremezsek yüzde 35 parlamento dışı kalmış olacak" ifadelerini kullandı.
Demirtaş, AK Parti iktidarını iyisi ve kötüsüyle değerlendirebileceklerini, haklıya hakkını da teslim edebileceklerini belirterek, "Ama iyi yaptıklarını bir kenara koyun, seçim barajıyla ilgili söylediklerine bakın. O tek başına bu partinin artık zihniyet olarak faşizme savrulduğunu gösteriyor. Geçen yıla kadar hem Cumhurbaşkanı hem Başbakan, 'Neden parti olarak seçime girmiyorsunuz' diyorlardı. Seçime parti olarak girip baraj altında kalmamızı ve 40 milletvekilini ekleyip Türkiye'de istedikleri yasa ve anayasayı çıkarmayı amaçlıyorlardı. Biz parti olarak seçime girme kararı aldık. Sayın Beşir Atalay, 'Bu olumlu bir karardır, her parti seçime kendi kimliğiyle girebilir, demokrasinin gereğidir' dediler. Çünkü o gün baraj altında kalacağımıza yürekten inanıyorlardı" iddiasında bulundu.
- "Suriye'de hangi örgüt kazandı"
Türkiye'nin tüm ezilenlerle ortak bir mücadele yürüttükleri için panik başladığını öne süren Demirtaş, şöyle devam etti:
"1,5 yıldır sürdürdüğümüz tartışma ve kararı Amerika'da aldığımızı iddia etmeye başladılar. İsrail ile paralel ile ortaklaşmışız, kirli ittifaklar kurmuşuz, asıl derdimiz başkaymış. Bu nedenle parti olarak seçime giriyormuşuz. O kadar çok tekrarladılar ki kendileri de bu yalana inanmaya başladılar. Başkasının akıllı olma, siyaset yapabilme ihtimali kafalarından bile geçmiyor. Herkes sizin gibi aklını, vicdanını yitirmiş olsa idi bu ülke bugün Suriye gibi iç savaşta olurdu. Allah korusun Türkiye Suriye olurdu. Türkiye bugün Suriye değilse Suriye gibi mezheplerin, inançların bir birini katlettiği bir ülke değilse bunu HDP'ye borçludur."
Demirtaş, Suriye'de daha önce bir arada yaşayanların şimdi aynı mahallede yaşama imkanlarının kalmadığını ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Soruyorum, Suriye'de hangi örgüt kazandı? Suriye'de savaş bir gün bitecek. Orada bu savaşı körükleyenler kazanmış olacak. Birbirlerine selam veremeyecek hale gelmiş bir topluluk birkaç yüz kilometre ötemizde o halde iken biz HDP olarak Türkiye'de ne kadar farklı kesim varsa bir araya geldik, parti kurduk aday olduk, 'Türkiye'de hep birlikte yaşayacağız' dedik. Ya Suriye gibi olacağız ya HDP gibi olacağız. İki ayrı uçta iki ayrı gelecek ortada. AKP'nin Türkiye'si Suriye'den farklı değildir. Tekçilik üzerine kurulu."
- "7 Haziran seçimlerinde kardeşliğin kazanması lazım"
Seçim kampanyası başladığı günden bu yana 124 yerde saldırıya uğradıklarını ancak sağduyuyu elden bırakmadıklarını dile getiren Demirtaş, "Öfkeye öfkeyle karşılık verseydik, inanın ki çok farklı bir Türkiye ile karşı karşıya olacaktık" dedi.
HDP'nin barajı aşmasının, bu toplumda, tüm inançların, kimliklerin özgürlüğünün, demokratik siyasete olan inancının artması anlamına geleceğini savunan Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:
"Silah ve şiddet yöntemi olmasın diye siyaset yapıyoruz. Eğer siyasette güçlenirsek barışı sağlamamız kolay olur. Türkiye'yi kucaklayan bir parti olarak parlamentoya daha güçlü girmek Türkiye'de toplumsal barışın da garantisi olur. Böylesine güçlü bir siyasi çizgi parlamento dışında kalsın diye akıl tutulması yaşamışlar, bizimle uğraşıyorlar. Ben Cumhurbaşkanı olsam, Türkiye beni seçmiş olsa idi, sadece HDP'nin değil, Saadet Partisi, Hüda Par'ın diğer partilerin parlamentoya gelmesi için çaba sarf ederdim. Tüm toplumsal kesimlerin orada temsilcisinin olmasıdır önemli olan. Aksi takdirde parlamento dışı kalanlar, ki biz yıllardır kaldık, onun acısını biliyoruz, parlamentoyu kendine ait hissetmezler. Hissetmezlerse başka arayış içerisine girerler. O da işte toplumda gerilim yaratır. "
- "Bizler mükemmel değiliz"
Herkesin eksikliklerini masaya yatırması gerektiğini ifade eden Demirtaş, şöyle dedi:
"Bizler mükemmel değiliz. Mükemmeliz gibi davranırsak hata yaparız. Asıl hata orada başlar. Eleştirileri, önerileri dikkate almadılar. Yıllardır kulaklarını tıkadıkları için geldikleri nokta burasıdır. HDP olarak buradan iyi bir ders çıkarmak zorundayız. Bizler eğer yanlışlarımızı halının altına süpürürsek, bir gün biri o halıyı kaldırır. Yanlışlarını masaya yatırmak erdemdir. 7 Haziran'da inşallah halkın desteği ve Allah'ın izniyle devireceğimiz Hükümet Türkiye'nin sonu, felaketi değil, önünü açacağız. Bu kabul görmezse, başarılamazsa sadece HDP barajın altında kalmış olmayacak, büyük insanlık umudumuz baraj altında kalmış olacak."
Demirtaş, işsizliğin Diyarbakır'da yüksek olduğunu belirterek, "Ancak bunun tek suçlusu Hükümet değil. Biz burada yerel iktidarız. HDP olarak önce iğneyi kendimize batıracağız. Bölge muazzam bir turizm destinasyonu. Kültür ve inanç merkezi. Hiçbir şey yapmasanız, sadece turizmle uğraşsanız tek tohum ekmezseniz dahi bu bölgenin kültür ve inanç turizmi tüm Türkiye'yi besler" diye konuştu.
- "Barış sürecinden asla vazgeçmeyeceğiz"
Dünyanın ilgisinin bölgeye yöneldiğini, Türkiye Seyehat Acentaları Birliğinin (TURSAB) toplantısını Diyarbakır'da yapacağını dile getiren Demirtaş, bu kapsamda 81 il temsilcisinin kente geleceğini aktardı.
Bu toplantıdan önemli kararlar çıkmasını ümit ettiklerini, kendilerinin de buna destek vereceklerini vurgulayan Demirtaş, şunları kaydetti:
"Nasıl destekleyeceğiz? Barış sürecinden asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü barışın, istikrarın, güvenin, huzurun olmadığı yerde ekmek yoktur. Barışı sürecini destekleyerek sizi destekleyeceğiz. Sağlıklı büyüme dediğimiz işçiye, emekçiye değer vererek, çevreye, doğaya zarar vermeyen sağlıklı yatırımlara destek vereceğiz. HDP başarırsa, tahminleriniz tutar ve bu proje Türkiye genelinden büyük destek alırsa önümüzdeki dönemde, 'Türkiye'yi artık biz yöneteceğiz, yönetmeye hazırız' diyeceğiz. Önümüzdeki dönem güçlü, nitelikli, kaliteli bir muhalefetle parlamentoda varlığımızı büyütmek istiyoruz. Asıl hedefimiz ya bir erken seçim ya da 2019 seçimiyle iktidara yürümektir. Türkiye'de bu boşluk var, bunu doldurmak da bizim dışımızda hiçbir parti için mümkün görünmüyor. Biz kötünün iyisi değiliz, mevcutlar içerisindeki en iyiyiz."
Daha sonra Uluslararası Barış Bürosu İtalya Temsilcisi Fulgida Barattoni, "2015 Barış Ödülü"nü Selahattin Demirtaş'a verdi. Demirtaş da ödülü son 40 yılda çatışmalı ortamda yaşamını yitirenlerle Türk ve Kürt anneleri için aldığını söyledi.