Başbakan Davutoğlu Açıklaması (5)
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, gençlerin kendi iradeleriyle oy kullanmasını isteyerek, "Ben hepsine güveniyorum, en doğru kararları verirler. Bize oy versin, vermesin gençlerimizin oy kullanması lazım" dedi.
Number One FM'de canlı yayına katılan Davutoğlu, bu yıl ilk defa oy kullanacak 1,7 milyon gence Başbakan, hoca ve bir baba olarak önerisini sorulması üzerine "mutlaka oy kullanmalarını" tavsiye etti.
Gençlere kendilerinin ve ülkelerinin gelecekleriyle ilgili söz hakkı tanınması ve gençlerin de bunu kullanması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, 21 olan milletvekili seçme yaşını 18'e indirdiklerini söyledi.
Muhalefet partilerinin bu düzenlemeye direndiğini dile getiren Davutoğlu, "Partilerin kapatılmasını tümüyle imkansız kılma teklifiyle birlikte 'Gençlerimize 18 yaşında seçilme hakkını verelim' diye de teklif getirdik ama muhalefet yaklaşmadı. Hatta bir muhalefet partisinin genel başkan yardımcısı 18 yaşında 2 genci yanına aldı 'Bu çocuklar mı milletvekili olacak' dedi. Ben 18 yaşındaki bir gence 'çocuk' diye bakan bir zihniyeti kabul edemem, hatta 15 yaşındaki. Çocuk çok güzel bir şeydir, masumdur. Ama çocuk ifadesini tahkir ederek, küçülterek kullanmak yanlış bir şey" diye konuştu.
Davutoğlu, 3 yaşındaki bir çocukla ciddi adam gibi konuştuğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doktora tezimi yazıyorum kitaplar, notlar etrafta dağınık. En büyük kızım 1,5 yaşında kitapları karıştırırken biraz sert davranıyor. Eşim de 'Kitapları yırtacak' dedi. 'Bırak yırtarak öğrensin, ne olacak, 2 kitap tekrar alırım ama kitapla yaşamayı öğrensin' dedim. Nihayet şimdi bir kitap kurdudur. Çocuklarımın hepsi sever kitabı. Bunu şunu için zikrediyorum, '5 yaşındaki, 3 yaşındaki kitaptan anlamaz' derseniz bir daha o çocuk kitaptan anlamaz gerçekten. Ama 'Bu çocuk bu kitaptan anlar, bu çocuk kendisine anlatılan şeyi hisseder' dediğinizde o çocuğa aslında onu da öğretmiş oluyorsunuz. Şimdi biz 18 yaşına gelmiş bir gence 'Eğer bu çocuklar mı idare edecek, bu çocuklar mı milletvekili olacak' dersek o çocuklar hiç büyümez."
- "Hastane kuyruklarını, çöp dağlarını bilmiyorlar"
Çocuklara erken yaşlarda sorumluluk vermek ve erken yaşlarda ideal sahibi olmalarını temin etmek gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Gençlerimize 'Sen daha bekle, 5 sene sonra konuşursun' dediğimizde gençlere bir daha konuşma şansı vermeyiz, veremeyiz. Halbuki benim için 5 yaşındaki çocuk da anlayabilecek, algıları açık bir insandır. İnsan yaratılmışların en şereflisidir, hep açıktır. Yeter ki o radarlarına siz girebilesiniz. Benim en fazla gençlerimizden talep ettiğim şey, şimdi seçim geliyor, kendi iradeleriyle oylarını kullansınlar. Ben hepsine güveniyorum, en doğru kararları verirler. Bize oy versin, vermesin gençlerimizin oy kullanması lazım. Ben bize oy vereceklerine de inanıyorum. Buradaki tek dezavantaj gençler 90'lı yılların Türkiyesini, hastane kuyruklarını, çöp dağlarını bilmiyorlar."
Davutoğlu, bugünkü çağdaş Ümraniye'de çöp nedeniyle 1993'te patlama olduğunu ve 38 kişinin hayatını kaybettiğini anımsatarak, "Bu 17'nci, 18'inci ya da 19'uncu yüzyılda değil 1993'te. Biriken çöplerin gazı patladığı için 38 kişi hayatını kaybetti" dedi.
Bu gençlerin o Türkiye'yi bilmedikleri için gelinen noktayı kıyas edemeyebileceklerini belirten Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Ama bu da bizim başarı hikayemiz. O Türkiye'yi tanıtmadık gençlerimize, tanıtmayacağız da. Hava kirliliği olan, doğalgazın olmadığı, evlerde, bacalarda çok gaz salgılayan, düşük kalite kömürlerin yandığı...Gençler bunu bilmiyorlar. Bizim getirdiğimiz kazanımlar üzerinden değerlendirme yapıyorlar. Dolayısıyla burada tercihlerini kullanırken mutlaka kıyas etsinler. Geçmişi ve geleceği birlikte görsünler. Anı yaşamak güzeldir ama anı yaşayanlardan büyük düşünce ya da eylem adamları çıkmaz. Büyük düşünce ve eylem adamları geçmişi bilip, geleceğe vizyon belirleyenlerdir. Onun için bu sürekliliği anlasınlar."
- "Gerçek lezzet, annemizin yaptığı yemeklerdedir"
Özgüvenin her şeyin kilidi olduğunu vurgulayan ve gençlerden özgüven sahibi olmalarını isteyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Kendisine güvenen, kendisiyle barışık olan birisi mutlaka başladığı işi sonuna götürecek gayreti, cesareti gösterir. Bunları hani Başbakan olarak diyelim. 'Siyasete katılın' diye tavsiye ederim. Bir hoca, bir baba olarak tavsiyem bir taraftan hayata erken atılmak için gerekeni yapsınlar. Bir heybe düşünün bir taraftan boşalır ama bir taraftan dolması lazım. 'Ben oldum, ben mükemmeli buldum artık yeni bir şeye öğrenmeye ihtiyacım yok, artık yeni bir şey keşfetmeye ihtiyacım yok' diyen bir insandan daha zavallı birisi olamaz. Bana bazen 'hocam' dediklerinde 'ben hala talebeyim' diyorum. 'Ben İstanbul'un talebesiyim' diyorum. İstanbul'a her baktığımda yeni bir şey öğreniyorum."
Davutoğlu, gençlere kendilerine de siyasetçilere de alan açmalarını tavsiye ederek, "İki televizyon programı seyredip oradan aldığı kırıntılarla sorgulayan değil de bütün bir birikimi elde edip klasiklerden, belgesellerden, gezerek -onun için ben THY'de yüzde 30 indirim için ısrarlı oldum- görerek bir birikim üzerine konuşmak" değerlendirmesinde bulundu.
Wikipedia'dan ulaşılan bilgileri fast fooda benzeten Davutoğlu, "Gerçek lezzet nerededir? Annemizin yaptığı yemekte. Neden? Çünkü annemiz o yemeğe kendi sevgisini katar, pazarlamaz. Şimdi klasikler, temel eserler ya da gerçek bilgi annenin yemeği gibi. Çünkü onu yazan kişi, ona hayatını vermiş. Hz. Mevlana'nın Mesnevi'si, Eflatun'un Devlet'i, Dostoyevski'nin eserleri, Balzac'ın romanları, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın eserleri, Orhan Pamuk'a kadar... Gençlerimizden beklentimiz şu, çabuk ve kolay ulaşılabilir şeylerle yetirmemeleri. O çabuk ve kolay ulaşılabilir şeylerin arkasındaki buz dağını görebilmeleri" ifadelerini kullandı.
- "Hayal etmeyi öğrenirsiniz"
Davutoğlu, gençlerin özgüven üzerine inşa edecekleri birikimle kendi nesillerinin önünü açmaları gerektiğini vurgulayarak, jürisi olduğu bir doçentlik sınavıyla ilgili şunları anlattı:
"Görünüşte çok sayıda eseri var. Fakat sorduğumuzda, bazı bilgilerin eksik olduğunu hissettik. İlk sınavda kaldı, sonra tekrar onları okumuş olarak geldi. Ama hala bir özgün makale yazma konusunda eksiklikleri vardı. Yani değişik atıflarla makale yazmış ama özgünlüğü az.
İki sınavda da kalınca, 'Hocam ben ne yapacağım bu durumda' dedi. Dedim ki 'En son hangi romanı okumuştun, bana söyleyebilir misin', durdu... 'İlk okuduğun romanı söyle', durdu... 'Çok beğendiğin bir filmi söyle', durdu... Dedim ki 'Sen git ve roman oku.' Çünkü roman okumayan bir zihin hayal kurmayı geliştiremez. Çocuk masalları, efsaneler, destanlar önemlidir. Hayal etmeyi öğrenirsiniz. Bunları okumamış birisi siyasete girdi mi küçük hesaplar içine girer, hayal geliştiremez."
Davutoğlu, gençlerin kendilerini güvende hissetmelerini, kendilerine, topluma, ülkelerine güvenmelerini ve iddialı olmalarını arzuladığını belirterek, "Böyle bir genç eminim yolunu, rotasını doğru yönde çizer. Doğru yönde çizeceği zaman da gelir bizi destekler diye ümit ediyoruz" dedi.
(Bitti)
Kaynak: AA
Gençlere kendilerinin ve ülkelerinin gelecekleriyle ilgili söz hakkı tanınması ve gençlerin de bunu kullanması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, 21 olan milletvekili seçme yaşını 18'e indirdiklerini söyledi.
Muhalefet partilerinin bu düzenlemeye direndiğini dile getiren Davutoğlu, "Partilerin kapatılmasını tümüyle imkansız kılma teklifiyle birlikte 'Gençlerimize 18 yaşında seçilme hakkını verelim' diye de teklif getirdik ama muhalefet yaklaşmadı. Hatta bir muhalefet partisinin genel başkan yardımcısı 18 yaşında 2 genci yanına aldı 'Bu çocuklar mı milletvekili olacak' dedi. Ben 18 yaşındaki bir gence 'çocuk' diye bakan bir zihniyeti kabul edemem, hatta 15 yaşındaki. Çocuk çok güzel bir şeydir, masumdur. Ama çocuk ifadesini tahkir ederek, küçülterek kullanmak yanlış bir şey" diye konuştu.
Davutoğlu, 3 yaşındaki bir çocukla ciddi adam gibi konuştuğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doktora tezimi yazıyorum kitaplar, notlar etrafta dağınık. En büyük kızım 1,5 yaşında kitapları karıştırırken biraz sert davranıyor. Eşim de 'Kitapları yırtacak' dedi. 'Bırak yırtarak öğrensin, ne olacak, 2 kitap tekrar alırım ama kitapla yaşamayı öğrensin' dedim. Nihayet şimdi bir kitap kurdudur. Çocuklarımın hepsi sever kitabı. Bunu şunu için zikrediyorum, '5 yaşındaki, 3 yaşındaki kitaptan anlamaz' derseniz bir daha o çocuk kitaptan anlamaz gerçekten. Ama 'Bu çocuk bu kitaptan anlar, bu çocuk kendisine anlatılan şeyi hisseder' dediğinizde o çocuğa aslında onu da öğretmiş oluyorsunuz. Şimdi biz 18 yaşına gelmiş bir gence 'Eğer bu çocuklar mı idare edecek, bu çocuklar mı milletvekili olacak' dersek o çocuklar hiç büyümez."
- "Hastane kuyruklarını, çöp dağlarını bilmiyorlar"
Çocuklara erken yaşlarda sorumluluk vermek ve erken yaşlarda ideal sahibi olmalarını temin etmek gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Gençlerimize 'Sen daha bekle, 5 sene sonra konuşursun' dediğimizde gençlere bir daha konuşma şansı vermeyiz, veremeyiz. Halbuki benim için 5 yaşındaki çocuk da anlayabilecek, algıları açık bir insandır. İnsan yaratılmışların en şereflisidir, hep açıktır. Yeter ki o radarlarına siz girebilesiniz. Benim en fazla gençlerimizden talep ettiğim şey, şimdi seçim geliyor, kendi iradeleriyle oylarını kullansınlar. Ben hepsine güveniyorum, en doğru kararları verirler. Bize oy versin, vermesin gençlerimizin oy kullanması lazım. Ben bize oy vereceklerine de inanıyorum. Buradaki tek dezavantaj gençler 90'lı yılların Türkiyesini, hastane kuyruklarını, çöp dağlarını bilmiyorlar."
Davutoğlu, bugünkü çağdaş Ümraniye'de çöp nedeniyle 1993'te patlama olduğunu ve 38 kişinin hayatını kaybettiğini anımsatarak, "Bu 17'nci, 18'inci ya da 19'uncu yüzyılda değil 1993'te. Biriken çöplerin gazı patladığı için 38 kişi hayatını kaybetti" dedi.
Bu gençlerin o Türkiye'yi bilmedikleri için gelinen noktayı kıyas edemeyebileceklerini belirten Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Ama bu da bizim başarı hikayemiz. O Türkiye'yi tanıtmadık gençlerimize, tanıtmayacağız da. Hava kirliliği olan, doğalgazın olmadığı, evlerde, bacalarda çok gaz salgılayan, düşük kalite kömürlerin yandığı...Gençler bunu bilmiyorlar. Bizim getirdiğimiz kazanımlar üzerinden değerlendirme yapıyorlar. Dolayısıyla burada tercihlerini kullanırken mutlaka kıyas etsinler. Geçmişi ve geleceği birlikte görsünler. Anı yaşamak güzeldir ama anı yaşayanlardan büyük düşünce ya da eylem adamları çıkmaz. Büyük düşünce ve eylem adamları geçmişi bilip, geleceğe vizyon belirleyenlerdir. Onun için bu sürekliliği anlasınlar."
- "Gerçek lezzet, annemizin yaptığı yemeklerdedir"
Özgüvenin her şeyin kilidi olduğunu vurgulayan ve gençlerden özgüven sahibi olmalarını isteyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Kendisine güvenen, kendisiyle barışık olan birisi mutlaka başladığı işi sonuna götürecek gayreti, cesareti gösterir. Bunları hani Başbakan olarak diyelim. 'Siyasete katılın' diye tavsiye ederim. Bir hoca, bir baba olarak tavsiyem bir taraftan hayata erken atılmak için gerekeni yapsınlar. Bir heybe düşünün bir taraftan boşalır ama bir taraftan dolması lazım. 'Ben oldum, ben mükemmeli buldum artık yeni bir şeye öğrenmeye ihtiyacım yok, artık yeni bir şey keşfetmeye ihtiyacım yok' diyen bir insandan daha zavallı birisi olamaz. Bana bazen 'hocam' dediklerinde 'ben hala talebeyim' diyorum. 'Ben İstanbul'un talebesiyim' diyorum. İstanbul'a her baktığımda yeni bir şey öğreniyorum."
Davutoğlu, gençlere kendilerine de siyasetçilere de alan açmalarını tavsiye ederek, "İki televizyon programı seyredip oradan aldığı kırıntılarla sorgulayan değil de bütün bir birikimi elde edip klasiklerden, belgesellerden, gezerek -onun için ben THY'de yüzde 30 indirim için ısrarlı oldum- görerek bir birikim üzerine konuşmak" değerlendirmesinde bulundu.
Wikipedia'dan ulaşılan bilgileri fast fooda benzeten Davutoğlu, "Gerçek lezzet nerededir? Annemizin yaptığı yemekte. Neden? Çünkü annemiz o yemeğe kendi sevgisini katar, pazarlamaz. Şimdi klasikler, temel eserler ya da gerçek bilgi annenin yemeği gibi. Çünkü onu yazan kişi, ona hayatını vermiş. Hz. Mevlana'nın Mesnevi'si, Eflatun'un Devlet'i, Dostoyevski'nin eserleri, Balzac'ın romanları, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın eserleri, Orhan Pamuk'a kadar... Gençlerimizden beklentimiz şu, çabuk ve kolay ulaşılabilir şeylerle yetirmemeleri. O çabuk ve kolay ulaşılabilir şeylerin arkasındaki buz dağını görebilmeleri" ifadelerini kullandı.
- "Hayal etmeyi öğrenirsiniz"
Davutoğlu, gençlerin özgüven üzerine inşa edecekleri birikimle kendi nesillerinin önünü açmaları gerektiğini vurgulayarak, jürisi olduğu bir doçentlik sınavıyla ilgili şunları anlattı:
"Görünüşte çok sayıda eseri var. Fakat sorduğumuzda, bazı bilgilerin eksik olduğunu hissettik. İlk sınavda kaldı, sonra tekrar onları okumuş olarak geldi. Ama hala bir özgün makale yazma konusunda eksiklikleri vardı. Yani değişik atıflarla makale yazmış ama özgünlüğü az.
İki sınavda da kalınca, 'Hocam ben ne yapacağım bu durumda' dedi. Dedim ki 'En son hangi romanı okumuştun, bana söyleyebilir misin', durdu... 'İlk okuduğun romanı söyle', durdu... 'Çok beğendiğin bir filmi söyle', durdu... Dedim ki 'Sen git ve roman oku.' Çünkü roman okumayan bir zihin hayal kurmayı geliştiremez. Çocuk masalları, efsaneler, destanlar önemlidir. Hayal etmeyi öğrenirsiniz. Bunları okumamış birisi siyasete girdi mi küçük hesaplar içine girer, hayal geliştiremez."
Davutoğlu, gençlerin kendilerini güvende hissetmelerini, kendilerine, topluma, ülkelerine güvenmelerini ve iddialı olmalarını arzuladığını belirterek, "Böyle bir genç eminim yolunu, rotasını doğru yönde çizer. Doğru yönde çizeceği zaman da gelir bizi destekler diye ümit ediyoruz" dedi.
(Bitti)