Oruç Tutacak Kalp Hastalarına Uyarı
Dicle Üniversitesi Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Sait Alan, Ramazan ayının başlamasıyla kalp hastası, diyabet ve tansiyonu olanlara uyarılarda bulundu.
Prof. Dr. Alan, kalp yetmezliği veya kalp damar hastalığı olup da gündüz ilaç kullanması gereken hastaların oruç tutmaması gerektiğini söyledi.
Başhekim Prof. Dr. Alan, son bir yıl içinde özellikle de son altı ayda kalp ameliyatı veya kalp krizi geçirenlerin de bir yıl oruç tutmaması gerektiğine dikkat çekerek, oruç tutan hastaların en ufak rahatsızlıkta doktorlarına başvurmalarını dile getirdi. Prof. Dr. Alan, "Bu yıl geçtiğimiz yılın oruç ayı gibi günler uzun havalar da çok sıcak. Sıcak nedeniyle de vücutta aşırı su kaybı olacak. Bu nedenle oruç sırasında kalp hastalarının daha fazla etkileneceği dikkate alınmalıdır. Bu uzun ve sıcak yaz günlerinde oruçluyken hastanın şikayetleri başlar. Hasta kendini iyi hissetmediği anlarda hızla doktoruna danışmalıdır" dedi.
Başhekim Prof. Dr. Alan, Ramazan’da kişinin beslenme düzeninin tamamen değiştiğini, 3 ana öğün beslenmenin 2 ana öğüne düştüğünü, ara öğün sayısının da doğal olarak azaldığını vurgulayarak, bunun beslenme sorunlarına yol açabileceğini belirtti.
Dikkat edilmemesi halinde, mide ve sindirim sistemi sorunları, fazla kilo alımı, kan şekerinin uzun süre açlıktan dolayı düşmesi, halsizlik ve baş dönmesi gibi sağlık sorunlarıyla karşılaşma riskinin yüksek olduğuna işaret eden Prof. Dr. Alan, "Oruç tutulan saatlerde uzun süren açlık nedeniyle kişinin metabolizması yavaşlar. Bu nedenle sahurda özellikle tok tutan, protein içeriği zengin süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinler tüketmeliyiz. Ayrıca glisemik indeksi yüksek beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmeği tüketmemiz daha sağlıklı olacaktır" diye konuştu.
"TATLI YEMEKTEN 1.5 SAAT SONRA TÜKETİLMELİ"
Başhekim Prof. Dr. Alan, iftarın çorba veya hurma ile açılmasını tavsiye ederek, 15-20 dakika dinlendikten sonra ana yemeğe geçmenin doğru olacağını ifade etti.
Ana yemekte çorba, az yağlı etli sebze yemeği, salata ve ayranın tercih edilebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Alan, pirinç pilavı yerine bulgur pilavının tercih edilmesinin daha sağlıklı olacağını kaydetti.
Prof. Dr. Alan, iftardan bir saat sonra yapılacak yürüyüşün sindirime son derece yarar sağlayacağını dile getirerek, "Yürüyüş aynı zamanda yavaşlayan metabolizmayı da hızlandıracaktır. Ramazanı sağlıklı geçirmek için iftardan sahura kadar 1,5 saat ara ile iki ara öğün ve 45 dakikalık hafif tempolu yürüyüş sığdırmalıyız. Tatlı iftar yemeğinden 1,5 saat sonra tüketilmelidir. Şerbetli hamur tatlıları yerine ramazanda güllaç, sütlaç gibi sütlü tatlıların tüketilmesi faydalı olacaktır. İftar ve sahur arasındaki iki ara öğünde ağırlıkla meyve, süt veya yoğur tüketilmesi sağlık için önemli" şeklinde konuştu.
"İFTARDA ÇİĞKÖFTE TÜKETİLMEMELİ"
Ramazan’da kızartmalardan uzak durulması gerektiğini, kızartmanın yemeği ağırlaştırdığını dile getiren Başhekim Alan, bu nedenle tencere yemeklerinin, haşlanmış ve ızgara yemeklerin tüketilmesi gerektiğini ifade etti.
Güneydoğu’da iftar sofralarının vazgeçilmez yiyeceklerinden birinin çiğköfte olduğunu kaydeden Prof. Dr. Alan, çiğ köftenin çiğ etle hazırlanmasından dolayı yaz ayında tüketiminin doğru olmadığını aktardı.
Etin protein içeriğinin zengin olması nedeniyle sıcak havada bozulma riskinin yüksek olduğunu anlatan Prof. Dr. Alan, "İftarda çiğköfte tüketilmemeli. Onun yerine yoğurtlu çorba, peynir ve zeytin gibi ürünlerle iftarı açmak daha doğru olacaktır. Hamilelere de çiğ köfte tüketmelerini önermiyoruz. Ramazan’da Güneydoğu’da meyan şerbeti de sık tüketiliyor. Meyan şerbetinin aşırı tüketimi tansiyon problemlerine yol açıyor. Uzun süre aç kalındığında midede asit oluşuyor. Asitli içecek tüketildiğinde mide yanması gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir" dedi.
Başhekim Prof. Dr. Alan, son bir haftadan bu yana yaklaşan ramazan nedeniyle kendilerine başvuran hasta sayısında artış olduğunu, insanların artık bilinçli beslenerek, ramazanı sağlıklı geçirmek istediğini sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA
Başhekim Prof. Dr. Alan, son bir yıl içinde özellikle de son altı ayda kalp ameliyatı veya kalp krizi geçirenlerin de bir yıl oruç tutmaması gerektiğine dikkat çekerek, oruç tutan hastaların en ufak rahatsızlıkta doktorlarına başvurmalarını dile getirdi. Prof. Dr. Alan, "Bu yıl geçtiğimiz yılın oruç ayı gibi günler uzun havalar da çok sıcak. Sıcak nedeniyle de vücutta aşırı su kaybı olacak. Bu nedenle oruç sırasında kalp hastalarının daha fazla etkileneceği dikkate alınmalıdır. Bu uzun ve sıcak yaz günlerinde oruçluyken hastanın şikayetleri başlar. Hasta kendini iyi hissetmediği anlarda hızla doktoruna danışmalıdır" dedi.
Başhekim Prof. Dr. Alan, Ramazan’da kişinin beslenme düzeninin tamamen değiştiğini, 3 ana öğün beslenmenin 2 ana öğüne düştüğünü, ara öğün sayısının da doğal olarak azaldığını vurgulayarak, bunun beslenme sorunlarına yol açabileceğini belirtti.
Dikkat edilmemesi halinde, mide ve sindirim sistemi sorunları, fazla kilo alımı, kan şekerinin uzun süre açlıktan dolayı düşmesi, halsizlik ve baş dönmesi gibi sağlık sorunlarıyla karşılaşma riskinin yüksek olduğuna işaret eden Prof. Dr. Alan, "Oruç tutulan saatlerde uzun süren açlık nedeniyle kişinin metabolizması yavaşlar. Bu nedenle sahurda özellikle tok tutan, protein içeriği zengin süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinler tüketmeliyiz. Ayrıca glisemik indeksi yüksek beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmeği tüketmemiz daha sağlıklı olacaktır" diye konuştu.
"TATLI YEMEKTEN 1.5 SAAT SONRA TÜKETİLMELİ"
Başhekim Prof. Dr. Alan, iftarın çorba veya hurma ile açılmasını tavsiye ederek, 15-20 dakika dinlendikten sonra ana yemeğe geçmenin doğru olacağını ifade etti.
Ana yemekte çorba, az yağlı etli sebze yemeği, salata ve ayranın tercih edilebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Alan, pirinç pilavı yerine bulgur pilavının tercih edilmesinin daha sağlıklı olacağını kaydetti.
Prof. Dr. Alan, iftardan bir saat sonra yapılacak yürüyüşün sindirime son derece yarar sağlayacağını dile getirerek, "Yürüyüş aynı zamanda yavaşlayan metabolizmayı da hızlandıracaktır. Ramazanı sağlıklı geçirmek için iftardan sahura kadar 1,5 saat ara ile iki ara öğün ve 45 dakikalık hafif tempolu yürüyüş sığdırmalıyız. Tatlı iftar yemeğinden 1,5 saat sonra tüketilmelidir. Şerbetli hamur tatlıları yerine ramazanda güllaç, sütlaç gibi sütlü tatlıların tüketilmesi faydalı olacaktır. İftar ve sahur arasındaki iki ara öğünde ağırlıkla meyve, süt veya yoğur tüketilmesi sağlık için önemli" şeklinde konuştu.
"İFTARDA ÇİĞKÖFTE TÜKETİLMEMELİ"
Ramazan’da kızartmalardan uzak durulması gerektiğini, kızartmanın yemeği ağırlaştırdığını dile getiren Başhekim Alan, bu nedenle tencere yemeklerinin, haşlanmış ve ızgara yemeklerin tüketilmesi gerektiğini ifade etti.
Güneydoğu’da iftar sofralarının vazgeçilmez yiyeceklerinden birinin çiğköfte olduğunu kaydeden Prof. Dr. Alan, çiğ köftenin çiğ etle hazırlanmasından dolayı yaz ayında tüketiminin doğru olmadığını aktardı.
Etin protein içeriğinin zengin olması nedeniyle sıcak havada bozulma riskinin yüksek olduğunu anlatan Prof. Dr. Alan, "İftarda çiğköfte tüketilmemeli. Onun yerine yoğurtlu çorba, peynir ve zeytin gibi ürünlerle iftarı açmak daha doğru olacaktır. Hamilelere de çiğ köfte tüketmelerini önermiyoruz. Ramazan’da Güneydoğu’da meyan şerbeti de sık tüketiliyor. Meyan şerbetinin aşırı tüketimi tansiyon problemlerine yol açıyor. Uzun süre aç kalındığında midede asit oluşuyor. Asitli içecek tüketildiğinde mide yanması gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir" dedi.
Başhekim Prof. Dr. Alan, son bir haftadan bu yana yaklaşan ramazan nedeniyle kendilerine başvuran hasta sayısında artış olduğunu, insanların artık bilinçli beslenerek, ramazanı sağlıklı geçirmek istediğini sözlerine ekledi.