İspanya'nın Büyük Belediyelerinde 'Yeni Dönem' Başladı
İspanya'da 24 Mayıs'ta yapılan yerel seçimler sonrasında ülkenin en önemli büyükşehirlerinde tarihi değişimler yaşandı.
Nüfusun en yoğun olduğu, ekonomik ve siyasi açıdan önemli kentlerden Madrid, Barcelona, Zaragoza, Cadiz ve Coruna kentlerinde, ekonomik krizin etkisiyle ortaya çıkan ve ilk defa seçimlere katılan Podemos'un (Yapabiliriz) destek verdiği siyasi halk hareketleri yönetime geldi.
Mevcut durumda İspanya'da iktidarda bulunan muhafazakar sağ görüşlü Halk Partisi (PP), 2011 yılındaki yerel seçimlerde yakaladığı İspanyol belediyelerindeki üstünlüğü, tek başına yönetime gelecek yeterli çoğunluğu yakalamayınca 24 Mayıs'taki seçimlerde kaybetti.
PP aralarında Madrid, Valencia, Sevilla, Valladolid ve Cadiz'in de bulunduğu 20 kadar belediyede muhalefete düştü.
- Madrid belediye meclisinde "evet yapılabilir" tezahüratları
PP, en büyük kalesi olarak bilinen başkent Madrid'i 24 yıl sonra kaybetti.
Yerel seçimlerden sonra ilk defa toplanan Madrid belediye meclisinde yapılan oylamada, Podemos'un desteklediği "Ahora Madrid" adlı halk hareketinin adayı, 71 yaşındaki emekli kadın hakim Manuela Carmena belediye başkanı oldu.
Podemos'un lideri Pablo İglesias ve partinin diğer kurucu üyelerinin de halk tribününden izlediği oturumunda Carmena'nın belediye başkanı ilan edilmesinin ardından salonda büyük bir alkış kopup, "evet, yapılabilir" sloganı atıldı.
Sosyalist İşçi Partisi'nin (PSOE) dış desteğini alarak Madrid'de azınlık hükümeti kuran "Ahora Madrid"in lideri Carmena'nın belediye başkanı olarak vadettiği icraatların başında, ekonomik krizin etkisiyle ipotek mağduru olarak evlerini kaybeden vatandaşların evlerinden çıkartılmalarını önlemek ve kreş ile okullardaki 0-13 yaş arası çocuklara gıda yardımını garanti etmek geliyor.
"Gerçek bir değişim yapacağız. Gerçek bir demokrasiyi vatandaşlara getirmeye çalışacağız. Ve bunları yaparken şeffaflık ve rakamlarla, uzmanlarla hareket etmek esas olacak" diyen Carmena'nın vaatleri arasında ekonomik krizden dolayı elektrik veya suyu kesilen ailelere destek verilmesi, gençlere uzun vadeli istihdam yaratılması, kamu hizmetlerinde özelleştirmenin durdurulması ve herkese sağlık hizmeti verilmesinin garanti edilmesi yer alıyor.
- Colau, Audi marka resmi makam araçlarını kabul etmedi
Barcelona kentinde ise yine Podemos'un destek verdiği "Barcelona en comu" adayı Ada Colau, belediye başkanı oldu.
Katalonya'nın bağımsızlığını savunan Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) ve Katalonya Halk Birliği (CUP) ile Katalonya Sosyalist Partisi'nin (PSC) dışarıdan desteğini alan 41 yaşındaki Colau, özellikle İpotek Mağdurları Derneği'nin yöneticisi olduğu dönemde aktivist kişiliği ile ön plana çıkmıştı.
Belediye başkanı olarak verilen Audi marka resmi makam aracı kabul etmeyen, kendisinin ve ekibinin Seat marka araçları kullanacağını belirten Colau, korumalarından da kravat takmayıp, takım elbise giymemelerini istedi.
Colau'nun vaatleri arasında "ipotek mağdurlarının mahkeme kararı ile evlerinden çıkarılmalarını önlemek, sosyal konutlar inşa etmek, belediye bütçelerinde tam şeffaflığı sağlayıp, vatandaşların direkt olarak başvurabileceği Belediye Yolsuzlukla Mücadele ofisi kurmak, turistlere kiralanan evlerin kontrollerini sıklaştırmak, bu konutların turistlerden daha çok vatandaşlara kiralanmasını teşvik etmek" bulunuyor.
İspanya'nın diğer önemli kentlerinden Valencia'da ise 1991 yılından bu yana belediye başkanı olan PP'nin adayı Rita Barbera, çoğunluğu kaybedince 24 yıl sonra muhalefet koltuğuna oturdu.
"Valencia da Compromis" adlı Valencia milliyetçiliğini savunan koalisyonun adayı Joan Ribo yeni belediye başkanı oldu.
Öte yandan ülkenin kuzeyindeki Navarra özerk yönetiminin önemli kentlerinden Pamplona'da tarihi bir değişiklik yaşandı. ETA yanlısı olarak bilinen sol görüşlü siyasi partilerin oluşturduğu Bildu koalisyonu ilk kez Pamplona'da belediye başkanlığı aldı.
Son 16 yıldır "Navarra için Birlik" (UPN) partisi tarafından yönetilen Pamplona'nın yeni belediye başkanı Bildu'nun adayı Joseba Asiron oldu.
Kaynak: AA
Mevcut durumda İspanya'da iktidarda bulunan muhafazakar sağ görüşlü Halk Partisi (PP), 2011 yılındaki yerel seçimlerde yakaladığı İspanyol belediyelerindeki üstünlüğü, tek başına yönetime gelecek yeterli çoğunluğu yakalamayınca 24 Mayıs'taki seçimlerde kaybetti.
PP aralarında Madrid, Valencia, Sevilla, Valladolid ve Cadiz'in de bulunduğu 20 kadar belediyede muhalefete düştü.
- Madrid belediye meclisinde "evet yapılabilir" tezahüratları
PP, en büyük kalesi olarak bilinen başkent Madrid'i 24 yıl sonra kaybetti.
Yerel seçimlerden sonra ilk defa toplanan Madrid belediye meclisinde yapılan oylamada, Podemos'un desteklediği "Ahora Madrid" adlı halk hareketinin adayı, 71 yaşındaki emekli kadın hakim Manuela Carmena belediye başkanı oldu.
Podemos'un lideri Pablo İglesias ve partinin diğer kurucu üyelerinin de halk tribününden izlediği oturumunda Carmena'nın belediye başkanı ilan edilmesinin ardından salonda büyük bir alkış kopup, "evet, yapılabilir" sloganı atıldı.
Sosyalist İşçi Partisi'nin (PSOE) dış desteğini alarak Madrid'de azınlık hükümeti kuran "Ahora Madrid"in lideri Carmena'nın belediye başkanı olarak vadettiği icraatların başında, ekonomik krizin etkisiyle ipotek mağduru olarak evlerini kaybeden vatandaşların evlerinden çıkartılmalarını önlemek ve kreş ile okullardaki 0-13 yaş arası çocuklara gıda yardımını garanti etmek geliyor.
"Gerçek bir değişim yapacağız. Gerçek bir demokrasiyi vatandaşlara getirmeye çalışacağız. Ve bunları yaparken şeffaflık ve rakamlarla, uzmanlarla hareket etmek esas olacak" diyen Carmena'nın vaatleri arasında ekonomik krizden dolayı elektrik veya suyu kesilen ailelere destek verilmesi, gençlere uzun vadeli istihdam yaratılması, kamu hizmetlerinde özelleştirmenin durdurulması ve herkese sağlık hizmeti verilmesinin garanti edilmesi yer alıyor.
- Colau, Audi marka resmi makam araçlarını kabul etmedi
Barcelona kentinde ise yine Podemos'un destek verdiği "Barcelona en comu" adayı Ada Colau, belediye başkanı oldu.
Katalonya'nın bağımsızlığını savunan Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) ve Katalonya Halk Birliği (CUP) ile Katalonya Sosyalist Partisi'nin (PSC) dışarıdan desteğini alan 41 yaşındaki Colau, özellikle İpotek Mağdurları Derneği'nin yöneticisi olduğu dönemde aktivist kişiliği ile ön plana çıkmıştı.
Belediye başkanı olarak verilen Audi marka resmi makam aracı kabul etmeyen, kendisinin ve ekibinin Seat marka araçları kullanacağını belirten Colau, korumalarından da kravat takmayıp, takım elbise giymemelerini istedi.
Colau'nun vaatleri arasında "ipotek mağdurlarının mahkeme kararı ile evlerinden çıkarılmalarını önlemek, sosyal konutlar inşa etmek, belediye bütçelerinde tam şeffaflığı sağlayıp, vatandaşların direkt olarak başvurabileceği Belediye Yolsuzlukla Mücadele ofisi kurmak, turistlere kiralanan evlerin kontrollerini sıklaştırmak, bu konutların turistlerden daha çok vatandaşlara kiralanmasını teşvik etmek" bulunuyor.
İspanya'nın diğer önemli kentlerinden Valencia'da ise 1991 yılından bu yana belediye başkanı olan PP'nin adayı Rita Barbera, çoğunluğu kaybedince 24 yıl sonra muhalefet koltuğuna oturdu.
"Valencia da Compromis" adlı Valencia milliyetçiliğini savunan koalisyonun adayı Joan Ribo yeni belediye başkanı oldu.
Öte yandan ülkenin kuzeyindeki Navarra özerk yönetiminin önemli kentlerinden Pamplona'da tarihi bir değişiklik yaşandı. ETA yanlısı olarak bilinen sol görüşlü siyasi partilerin oluşturduğu Bildu koalisyonu ilk kez Pamplona'da belediye başkanlığı aldı.
Son 16 yıldır "Navarra için Birlik" (UPN) partisi tarafından yönetilen Pamplona'nın yeni belediye başkanı Bildu'nun adayı Joseba Asiron oldu.