Magid Başkanı Aloğlu, Seçim Sonuçlarını Değerlendirdi Açıklaması
Manisa Girişimciler Derneği (MAGİD) Başkanı Ayberk Aloğlu seçim sonuçlarını değerlendirdi. İş adamları olarak siyasetin durumuna göre değil, ürettikleri ürünlerin haliyle hallenmeleri gerektiğini kaydeden Aloğlu, “Çevremizdeki insanların ağzındaki tek laf ‘Ekonomik Kriz’ Paranın vatanı yok! Kendi kendimizi krize sokmanın da bir manası yok.” dedi.
Geçtiğimiz Pazar günü yapılan 25. dönem milletvekili genel seçimleri sonucunda oluşan tabloyu değerlendiren MAGİD Başkanı Ayberk Aloğlu, “Öncelikle yeni yapılan seçimlerin, vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını dileriz. Şunu Görüyoruz ki; cadde, sokak, ev, şehir, kahve herkes siyaset konuşur olmuş. Hatta Anaokulundaki çocuklar bile az çok konuşur durumdalar. Bu seçimin sonucu zaten güvenilir anket sonuçlarından bir ay önce belliydi. Sürpriz olmadı. Algı operasyonu mu dersiniz, ehlileştirme operasyonu mu dersiniz ne derseniz deyin artık, madem yanlışlığına inanıyorsanız gidişatın önceden müdahale etseydiniz. Biz iş adamları olarak siyasetin durumuna göre değil, ürettiğimiz ürünlerin haliyle hallenmeliyiz. Çevremizdeki insanların ağzındaki tek laf Ekonomik Kriz. Paranın vatanı yok! Kendi kendimizi krize sokmanın bir manası yok. Kötü emelli insanların amacı budur zaten, kaos yaratıp, ülkeyi darlığa düşürmek.” diye konuştu.
KENDİNİN BİLEN BİRİNİN İNAT YAPMA LÜKSÜ OLMAZ
“Kutuplaştırmaktan sıkılmadınız mı artık?” diyerek açıklamasına devam eden Aloğlu, “Lafa göre değil, gerçeklere göre yaşamayı öğrenemedik mi hala! Biri çıkar şükür pilavı dağıtır, biri çıkar her şey hendeğe kadardı der, biri çıkar siyaset yapacağım diye sanatını unutur, diğeri ticaretini. Bana kalırsa sandık başına gelen kimseden önce kimlik kartını daha sonra da okuduğu kitap sayısını sormak ve tatmin olduktan sonra oy kullandırmak lazım. Kendini bilen bir kimsenin zaten inat yapma gibi bir lüksü olmaz. Ortalıkta herkes birbirine düşman olmuş bir de utanmadan TV’lere çıkıp ‘Demokrasi kazandı’ deniliyor. Ülke için tüm hainliği yapanların, şakşakçılarının alkışlanması, demokrasi ise hainlik yapanlar ve kandan beslenenler kahraman mı? Bu millet nasıl bir akıl tutulması yaşıyor yıllardır, anlamak mümkün değil. Önce kendilerini sosyalist diye nitelendiren sonra da diğer tarafta kendilerini İslamcı diye nitelendiren gruplar, ellerinde güllerle, silahlar sussun diye üzerine gidiyorlar. Tarih; gülün silaha galip geldiği tek bir zaferi yazmaz. Ama öyle duruma geliyoruz ki; arsız güçlü olunca, haklı suçlu olurmuş!” dedi.
SİYASETÇİLER DERS ÇIKARMALI
Hayatta en zor işin kültürünü bulmadan, parayı bulan insanlarla uğraşmak olduğuna dikkat çeken Aloğlu açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bu ortamda demokrasi ve ferahlık beklemek, erkek keçiden süt sağmaya benzer. Şimdi çevremizde kimi görseler soruyorlar; ön seçim bekliyor musunuz? Sizce seçim olursa; Oy oranları nasıl değişir? Erken seçim olacak gibi duruyor. Bizim de bir oyumuz var, onu da verir geçer, ertesi günü yine kulaklarımızı kapar, işimize, üretimimize bakarız. Oy oranları değişimi sorusuna ise; Mecliste hal ve hazırda olan yorgun bir siyasetçinin koltuğu bırakması, iktidarın bile değişmesine sebep olabilir. Tavsiyemiz kimse ümidini kaybetmesin, işine gücüne geri dönsün, krize kendi kendileri sokmasın. Yüzyıllar önce Peygamber Efendimizin torunlarını Kerbela’da birbirlerine vurduran zihniyet, şimdi de bizi Anadolu’da birbirimize vurdurmaya çalışıyor. Daha önceki koalisyonları örnek gösterip, başarısızlığını anlatmak, başarısızlığın temelini hazırlamaktır ki, kötüden emsal olmaz arkadaşlar! Bu seçimden iş adamlarının değil, siyasetçilerin bir ders çıkarması gereklidir. Mevcut siyaset arenasındaki partilerin şunu bilmesi lazım ki; hepimizin çoluğuna çocuğuna bırakması gereken bir Türkiye var.”
Kaynak: İHA
KENDİNİN BİLEN BİRİNİN İNAT YAPMA LÜKSÜ OLMAZ
“Kutuplaştırmaktan sıkılmadınız mı artık?” diyerek açıklamasına devam eden Aloğlu, “Lafa göre değil, gerçeklere göre yaşamayı öğrenemedik mi hala! Biri çıkar şükür pilavı dağıtır, biri çıkar her şey hendeğe kadardı der, biri çıkar siyaset yapacağım diye sanatını unutur, diğeri ticaretini. Bana kalırsa sandık başına gelen kimseden önce kimlik kartını daha sonra da okuduğu kitap sayısını sormak ve tatmin olduktan sonra oy kullandırmak lazım. Kendini bilen bir kimsenin zaten inat yapma gibi bir lüksü olmaz. Ortalıkta herkes birbirine düşman olmuş bir de utanmadan TV’lere çıkıp ‘Demokrasi kazandı’ deniliyor. Ülke için tüm hainliği yapanların, şakşakçılarının alkışlanması, demokrasi ise hainlik yapanlar ve kandan beslenenler kahraman mı? Bu millet nasıl bir akıl tutulması yaşıyor yıllardır, anlamak mümkün değil. Önce kendilerini sosyalist diye nitelendiren sonra da diğer tarafta kendilerini İslamcı diye nitelendiren gruplar, ellerinde güllerle, silahlar sussun diye üzerine gidiyorlar. Tarih; gülün silaha galip geldiği tek bir zaferi yazmaz. Ama öyle duruma geliyoruz ki; arsız güçlü olunca, haklı suçlu olurmuş!” dedi.
SİYASETÇİLER DERS ÇIKARMALI
Hayatta en zor işin kültürünü bulmadan, parayı bulan insanlarla uğraşmak olduğuna dikkat çeken Aloğlu açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bu ortamda demokrasi ve ferahlık beklemek, erkek keçiden süt sağmaya benzer. Şimdi çevremizde kimi görseler soruyorlar; ön seçim bekliyor musunuz? Sizce seçim olursa; Oy oranları nasıl değişir? Erken seçim olacak gibi duruyor. Bizim de bir oyumuz var, onu da verir geçer, ertesi günü yine kulaklarımızı kapar, işimize, üretimimize bakarız. Oy oranları değişimi sorusuna ise; Mecliste hal ve hazırda olan yorgun bir siyasetçinin koltuğu bırakması, iktidarın bile değişmesine sebep olabilir. Tavsiyemiz kimse ümidini kaybetmesin, işine gücüne geri dönsün, krize kendi kendileri sokmasın. Yüzyıllar önce Peygamber Efendimizin torunlarını Kerbela’da birbirlerine vurduran zihniyet, şimdi de bizi Anadolu’da birbirimize vurdurmaya çalışıyor. Daha önceki koalisyonları örnek gösterip, başarısızlığını anlatmak, başarısızlığın temelini hazırlamaktır ki, kötüden emsal olmaz arkadaşlar! Bu seçimden iş adamlarının değil, siyasetçilerin bir ders çıkarması gereklidir. Mevcut siyaset arenasındaki partilerin şunu bilmesi lazım ki; hepimizin çoluğuna çocuğuna bırakması gereken bir Türkiye var.”