Yasin Börü'nün Annesinden 'Sorumlular Cezalandırılsın' Çağrısı
Diyarbakır'da geçen Kurban Bayramı'nda ihtiyaç sahiplerine kurban dağıtırken vahşice öldürülen Yasin Börü'nün annesi Hatice Börü, sorumluların cezalandırılması çağrısında bulunarak, "Devlete, hükümete soruyorum, anladık Demirtaş'ın dokunulmazlığı var. Zübeyde Zümrüt'ün dokunulmazlığı var mı? Gülten Kışanak'ın dokunulmazlığı var mı? Niye sokağa emri verenler yargılanmıyor?" dedi.
Börü'nün annesi Hatice Börü ve babası Fikri Börü, Ülke TV'de katıldıkları programda soruları yanıtladı.
Kimseye zararı olmayan oğlunun zalimce katledildiğini ve faillerin cezalandırılamadığını belirten Hatice Börü, "Özellikle devlete, hükümete soruyorum, anladık Demirtaş'ın dokunulmazlığı var. Zübeyde Zümrüt'ün dokunulmazlığı var mı? Gülten Kışanak'ın dokunulmazlığı var mı? Niye sokağa emri verenler yargılanmıyor? O sokakta 500 kadar kişi vardı. Yasin'in bedenine dokunan herkesin cezalandırılmasını istiyorum. Tek tek salıveriliyorlar. Dışarı çıkarlarsa ben daha çok kahrolurum" ifadesini kullandı.
Hatice Börü, sessiz ve kendi halinde bir çocuk olan oğlu ile ilgili öğretmenlerinin hiçbir zaman şikayette bulunmadığını dile getirerek, "Yasin ağırbaşlı, efendi, sessiz bir çocuktu. Soruyorum buradan Demirtaş ve avanelerine, Yasin'i tanıyorlar mıydı? Bu hale getirilmesi için insanın ne yapması gerekir ki Yasin'i tanınmayacak hale getirmişler. Babası, Yasin'i ayağındaki benden tanımış" dedi.
Oğullarının vefatının ardından CNN Türk Televizyonu'nda konuk oldukları Cüneyt Özdemir'in programında kendilerine "Yasin'in IŞİD ile bağlantısı var mıydı?" sorusunun yöneltildiğini anımsatan Börü, "Biz IŞİD'i daha dün duyduk. Yasin ile televizyonda IŞİD'in yaptıklarını izliyorduk. 'İnsanlar bu hale getirilir mi' diye birlikte duygulanıyor, ağlıyorduk. Bir de utanmadan kalkıp bana 'Oğlunuz IŞİD'çi miydi?' diyorlar. 16 yaşındaki bir öğrenci nasıl IŞİD'çi olur? O günlerin şokuyla bir şey diyemedim. Ben onu buradan kınıyorum. Zaten söyleyecek söz bile bulamıyorum" diye konuştu.
-"Bilgisayar mühendisi olmak istiyordu"
Oğlunun öldürülmesiyle hayallerinin yıkıldığını anlatan Börü, "Yasin bilgisayar mühendisi olmak istiyordu. 'Geleceğin parlak mesleği bilgisayardır' diyordu. O yönde dergiler alıyordu. Teknolojiyle arası çok iyiydi. Çocukluğundan beri evde bir şey bozulsa yapmaya çalışırdı. Teknoloji tasarım dersinde kendi kendine icatlar yapardı. Bunlar hayal oldu işte" ifadesini kullandı.
Bu olaydan önce kimseye beddua etmediğini dile getiren Börü, şunları kaydetti:
"Ama şimdi elimde değil, çıkıyorum onlara beddua ediyorum. Ben Yasin'i 3 gün o balkonda bekledim. Balkona çıkıyorum onların zılgıt seslerini duyuyorum. Onların sesini duyduğumda hemen beddua ediyorum. Elimde değil. Eğer yanlış yapıyorsam Allah'ım beni bundan arındır. Onlara sabah akşam lanet ediyorum. Dilime gelen bütün bedduaları ediyorum, elimden ancak bu geliyor çünkü bu dünyada yapabileceğim başka bir şey yok."
Programa katılan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük de olaylarda sadece Yasin Börü'nün değil birçok kişinin öldürüldüğünü ve bu işe ayna tutan herkesin katil olduğunu söyledi.
Elibüyük, "Yasin'in katilleri 6 Ekim 2014 tarihinde bu işin talimatını veren Abdullah Öcalan'dır. Yasin'in katlinin faili bu emri alıp sözde eş başkanlarına ileten Mehmet Öcalan'dır. Yasin'in katilleri KCK Eş Başkanları'dır. Yasin'in katilleri ağızlarının salyaları aka aka insanları sokağa salan Selahattin Demirtaş'tır. Yasin'in failleri 'Diyarbakır'da 400 tane IŞİD'e destek veren dernek var' diyen Zübeyde Zümrüt'tür. Yasin'in katilleri bunu görmeyen medyadır" diye konuştu.
Kaynak: AA
Kimseye zararı olmayan oğlunun zalimce katledildiğini ve faillerin cezalandırılamadığını belirten Hatice Börü, "Özellikle devlete, hükümete soruyorum, anladık Demirtaş'ın dokunulmazlığı var. Zübeyde Zümrüt'ün dokunulmazlığı var mı? Gülten Kışanak'ın dokunulmazlığı var mı? Niye sokağa emri verenler yargılanmıyor? O sokakta 500 kadar kişi vardı. Yasin'in bedenine dokunan herkesin cezalandırılmasını istiyorum. Tek tek salıveriliyorlar. Dışarı çıkarlarsa ben daha çok kahrolurum" ifadesini kullandı.
Hatice Börü, sessiz ve kendi halinde bir çocuk olan oğlu ile ilgili öğretmenlerinin hiçbir zaman şikayette bulunmadığını dile getirerek, "Yasin ağırbaşlı, efendi, sessiz bir çocuktu. Soruyorum buradan Demirtaş ve avanelerine, Yasin'i tanıyorlar mıydı? Bu hale getirilmesi için insanın ne yapması gerekir ki Yasin'i tanınmayacak hale getirmişler. Babası, Yasin'i ayağındaki benden tanımış" dedi.
Oğullarının vefatının ardından CNN Türk Televizyonu'nda konuk oldukları Cüneyt Özdemir'in programında kendilerine "Yasin'in IŞİD ile bağlantısı var mıydı?" sorusunun yöneltildiğini anımsatan Börü, "Biz IŞİD'i daha dün duyduk. Yasin ile televizyonda IŞİD'in yaptıklarını izliyorduk. 'İnsanlar bu hale getirilir mi' diye birlikte duygulanıyor, ağlıyorduk. Bir de utanmadan kalkıp bana 'Oğlunuz IŞİD'çi miydi?' diyorlar. 16 yaşındaki bir öğrenci nasıl IŞİD'çi olur? O günlerin şokuyla bir şey diyemedim. Ben onu buradan kınıyorum. Zaten söyleyecek söz bile bulamıyorum" diye konuştu.
-"Bilgisayar mühendisi olmak istiyordu"
Oğlunun öldürülmesiyle hayallerinin yıkıldığını anlatan Börü, "Yasin bilgisayar mühendisi olmak istiyordu. 'Geleceğin parlak mesleği bilgisayardır' diyordu. O yönde dergiler alıyordu. Teknolojiyle arası çok iyiydi. Çocukluğundan beri evde bir şey bozulsa yapmaya çalışırdı. Teknoloji tasarım dersinde kendi kendine icatlar yapardı. Bunlar hayal oldu işte" ifadesini kullandı.
Bu olaydan önce kimseye beddua etmediğini dile getiren Börü, şunları kaydetti:
"Ama şimdi elimde değil, çıkıyorum onlara beddua ediyorum. Ben Yasin'i 3 gün o balkonda bekledim. Balkona çıkıyorum onların zılgıt seslerini duyuyorum. Onların sesini duyduğumda hemen beddua ediyorum. Elimde değil. Eğer yanlış yapıyorsam Allah'ım beni bundan arındır. Onlara sabah akşam lanet ediyorum. Dilime gelen bütün bedduaları ediyorum, elimden ancak bu geliyor çünkü bu dünyada yapabileceğim başka bir şey yok."
Programa katılan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük de olaylarda sadece Yasin Börü'nün değil birçok kişinin öldürüldüğünü ve bu işe ayna tutan herkesin katil olduğunu söyledi.
Elibüyük, "Yasin'in katilleri 6 Ekim 2014 tarihinde bu işin talimatını veren Abdullah Öcalan'dır. Yasin'in katlinin faili bu emri alıp sözde eş başkanlarına ileten Mehmet Öcalan'dır. Yasin'in katilleri KCK Eş Başkanları'dır. Yasin'in katilleri ağızlarının salyaları aka aka insanları sokağa salan Selahattin Demirtaş'tır. Yasin'in failleri 'Diyarbakır'da 400 tane IŞİD'e destek veren dernek var' diyen Zübeyde Zümrüt'tür. Yasin'in katilleri bunu görmeyen medyadır" diye konuştu.