Prof. Dr. Caner Yenidünya, Şeker Fabrikası'nı Ziyaret Etti, Muhtarlar İle Bir Araya Geldi
Cumhuriyet Halk Partisi Kastamonu Milletvekili Adayı Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, Şeker Fabrikası’nı ve Şeker-İş Kastamonu Şubesini ziyaret etti. Yenidünya daha sonra muhtarlar ile bir araya gelerek sıkıntıları dinledi.
Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, Şeker Fabrikası’nda çalışan işçilerin öğle yemeğine misafir olurken, burada işçilerinin sıkıntılarını dinledi.
İşçilerin fabrikanın akıbeti yönündeki endişelerine kulak verilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Yenidünya, 27 kuruluşa ekonomik yönden destek olan Kastamonu Şeker Fabrikası’nın özelleştirme yöntemiyle satılmasına müsaade etmeyeceklerini belirterek, “Yerli katma değeri en fazla, ilimize ve bölgemize ekonomik katkısı yadsınamayacak derece büyük olan şeker fabrikamızın özelleştirme sonrası mağdur olan işletmelerimizin başına gelenlerin gelmemesi için mücadele vermeye devam edeceğiz. Şeker Fabrikası çiftçilerimize ve pancar üreticilerimize ekonomik destek sağlayan ülkemizin önemli kamu iktisadi teşebbüslerinden bir tanesidir. Şeker daha alternatifi bulunamayan stratejik bir ürün olarak dünyada kabul görüyor. Dünyada bu kadar stratejik bir öneme sahip olan ürünün üretimini yapan, Kastamonu’ya, Kastamonululara ve Kastamonu çiftçisine büyük ekonomik girdi sağlayan fabrikamızı modernize etmek yerine, eksikliklerini tamamlayıp daha fazla ürün işleyen bir fabrika haline getirmek yerine, üretimin arttırılmasına yönelik çalışmalar yapmak yerine neden özelleştirmek için diretiyoruz? Fabrikanın eleman ihtiyacını karşılamayarak, fabrikayı çağın koşullarına göre modernize etmeyerek, üretimi arttıracak önlemler almayarak ne yapmak istiyoruz? Bu durumu ve işi bu noktaya getirenleri bir kere sorgulamamız gerekiyor” dedi.
“ŞEKER FABRİKASININ SORUNLARINI ÇÖZMEK BOYNUMUZUN BORCUDUR”
Şeker Fabrikası konusunda destek olduğunu söyleyenlerin, çiftçinin ve işçinin yanında olduklarını söyleyenlerin söylemlerinin aksi yönünden davranış sergilediklerini ifade eden Prof. Dr. Yenidünya, “Çiftçiye, üreticiye desteğimiz son 13 yılda arttı diye açıklamalar yapılıyor. Nedense yapılan açıklamalar ile görünen uygulamalar gerçeği yansıtmıyor. Çiftçimize, üreticimize, işçimize bir yandan destek verirken verilen desteği fazlasıyla doğrudan ve dolaylı vergilerle geri alıyoruz. Şeker pancarı üretimimiz her geçen sene azalıyor. Bu dönem pancar üretimimiz 210 bin tonda kalmış durumda bulunuyor. Bir zamanlar 500 bin tonun üzerinde olan üretim yüzde 50’den fazla düşmüş durumda. Üretimdeki bu düşüş kimsenin dikkatini çekmiyor mu? Çiftçimiz artan maliyetler nedeniyle neredeyse ürün ekemez duruma gelmiş. Mazot 4 TL olmuş, gübre fiyatları son 13 yılda yüzde 50’den fazla artmış, makine ekipman fiyatları almış başını gitmiş, bu durum görmezden gelinemez. Öncelikle bu sorunlara kalıcı çözümler getirmemiz gerekiyor. Üreticimize, çiftçimize lafla değil uygulamalarla destek olmamız gerekiyor. Çiftçilerimizin üzerinde kambur olmuş maliyetleri en asgari düzeye çekmemiz lazım. Bunu yaptığımız zaman üretim daha fazla olacaktır. Üretim olmadığı zaman işletmeler tek başlarına bir işe yaramaz. Çiftçilerimizin sorunlarını çözdüğümüzde ikinci aşamada fabrikamızın sorunlarını daha kolay çözeriz. Günün her saatinde doğrudan ve dolaylı olarak kullandığımız şekeri daha fazla nasıl üretebilirizin yollarını arayalım. Şeker Fabrikamızın fiziki alt yapısını güçlendirecek, makine ve ekipmanlarını yenileyecek, işçi ihtiyacını karşılayacak çalışmaları acilen hayata geçirmemiz gerekiyor. Fabrikayı özelleştirerek sorunları çözemeyiz. Kapanmayacak denilen SEKA’nın, Et Balık Kurumu’nun, Kendir Fabrikası’nın başına gelenleri herkes biliyor, herkes görüyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdiğim ilk günden itibaren Kastamonu Şeker Fabrikası’nın kapanmaması, özelleştirilmemesi, fiziki imkânlarının iyileştirilmesi için mücadele vereceğim. Cumhuriyet döneminde kurulan, milli değerlerimiz olan Kastamonu ekonomisine ciddi katkı sağlayan şeker fabrikamızın, fabrikada çalışan işçilerimizin sorunlarını çözmek boynumun borcudur. İşçilerimizin feryadına kulak vereceğiz. Kimileri gibi boş sözlerle işçimizi, çiftçimizi umutlandırmayacağız. Sözümüz namusumuzdur” ifadelerini kullandı.
Çiftçinin, işçinin, esnafın, memurun CHP iktidarında rahat nefes alacağına dikkat çeken Yenidünya, 7 Haziran akşamının yaşanacak bir Kastamonu’nun başlangıcı olacağını vurguladı.
Prof. Dr. Yenidünya, ardından Şeker-İ, Sendikası Kastamonu Şubesini ziyaret ederek, burada Şube Başkanı Ali Çuhadaroğlu ile bir süre sohbet etti.
MAHALLE MUHTARLARI İLE TOPLANTI
CHP Kastamonu Milletvekili Adayı Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, Kastamonu’da mahalle muhtarlarıyla bir araya geldi. 7 Haziran’da yapılacak olan genel seçimlere kısa bir süre kala çalışmalarını daha da yoğunlaştıran Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, merkez mahallesinde bulunan 19 mahalle muhtarıyla yemek yedi. Yemekte, mahalle muhtarlarının istek ve taleplerini dinleyen Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, milletvekili seçildiği ilk günden itibaren Kastamonu için hayata geçirmeyi planladığı projeler hakkında muhtarlara bilgiler verdi.
Muhtarların Kastamonu’da halkın yükünü taşıyan yerel temsilciler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, muhtarların yaşadığı bütün sorunların çözüleceğini belirterek, toplumdaki saygınlıklarını yeniden kazanacaklarını söyledi.
Seçimle iş başına gelen muhtarların sorunlarının çözümü için öncelikle muhtarlık kanununda değişiklik yapılmasının şart olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yenidünya, “4541 sayılı kanununa göre muhtarlarımıza birçok görev verilmesine rağmen, bu görevleri gerçekleştirmek adına hiçbir yetki verilmemiştir. Yani birçok konuda yetkili olmamalarına rağmen sorumlu konumunda bulunuyorlar. Mahalle muhtarlarımız mahallelerini tam anlamıyla temsil edemiyorlar. Yapmamız gereken muhtarlık kanununu çağın koşullarına göre revize etmektir. Maaş iyileştirmeleri, sigorta primlerinin devlet tarafından ödenmesi, özlük hakları, prim borları varsa silinmesi, toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanmasının sağlanması, indirimli su ve elektrik kullanabilmesi gibi konularda çalışma yapmamız gerekiyor ve bu çalışmayı yapacağız” dedi.
“TEK BİR SEVDAMIZ VAR; O DA KASTAMONU’DUR”
Çekişmelerin, kısır siyasetin Kastamonu’ya hiçbir şey kazandırmayacağını kaydeden CHP Kastamonu Milletvekili Adayı Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, “Kastamonu’da ülke siyaseti bir tarafa dar siyasi tartışmaların, siyasi çekişmelerin dışında bizim yapmamız gereken şey Kastamonu’da istihdamın önünü açmak, göçü önlemek ve Kastamonu’nun kangren olmuş sorunlarını çözmektir. Bu sorunları çözmek için sizlerle birlikte yol almamız gerekiyor. Vatandaşlarımız hangi ideolojiyi benimserse benimsesin, gönlünde ne olursa olsun bütün insanlarımızı seviyorum. Bizim çıktığımız yolun başlangıcı da sonu da Kastamonu’dur. Kastamonu’nun sorunlarının çözülmesine acil ihtiyaç var. Kastamonu’nun ihtiyaçlarını karşılamamız gerekiyor. Yapacağımız her türlü çalışmanın odağında Kastamonu’ya hizmet etmek var. Her zaman verilenle yetinmek yerine hakkımız olanın daima bir fazlasını alabilmek için daha fazla gayret göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Elimizden geldiğince Kastamonu coğrafyasının her metrekaresinde Kastamonu sevdamızı daha da güçlendireceğiz. Kastamonu merkezimizin 104 bin nüfusu bulunuyor. İlçelerle beraber Kastamonu’nun toplam nüfusu 370 bin sınırına yaklaşmış durumda bulunuyor. Ama İstanbul’a baktığımızda nüfus cüzdanında Kastamonu yazan 500 binden fazla hemşehrimiz olduğunu ilan ediyoruz. İstanbul’da bulunan yarım milyon hemşehrimizi Kastamonu ile buluşturamıyoruz. İstanbul’da yaşayan hemşehrilerimizi Kastamonu ile buluşturacak ciddi adımları da maalesef atamıyoruz. Bu adımları, gönül köprülerini doğru yönlendirmelerle atmamız gerekiyor. Geleceğimiz için, Kastamonu’nun güçlü yarınları için temelleri sağlam atmalıyız. Bunu yaparken de muhtarlarımızın desteğine ihtiyacımız var. Tek bir sevdamız var. O da Kastamonu’dur ve herkes bu sevdanın ışığının altında birleşmelidir” diye konuştu.
“TANITIM GÜNLERİ KASTAMONU’DA YAPILMALIDIR”
Kastamonu’nun kurtuluş reçetesinin turizm olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, “Kastamonu için şu anda gözüken doğa turizmi ve kültür turizmidir. Eğer tesisleşmeyi tam anlamıyla sağlayabilirsek kongre turizmini de yapabiliriz. Ancak Kastamonu’da ciddi anlamda turizmi geliştirmek istiyorsak önce farkındalığı oluşturmamız gerekiyor. Eğer bu farkındalığı yeterince oluşturamazsak turizm tesislerinin işletilmesinde ciddi anlamda sıkıntılar yaşarız. Kastamonu çok önemli bir turizm merkezi olabilir. Biz turizm için birinci olarak kısa vadede neler yapabilirizi iyi düşünmemiz gerekiyor. Ankara’da, İstanbul’da Bursa’da Kastamonu günleri yapmak yerine her değeri ayrı bir konu olan Kastamonu merkezde Kastamonu Günleri yapmamız gerekiyor. Bazen dini değerlerimizi, bazen doğal güzelliklerimizi, bazen geleneksel değerlerimizi öne çıkaracağız. Bazen ise yöresel yemeklerimizi öne çıkaracağız. Bu konu başlıklarını çok iyi kullanarak Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımızı Kastamonu’ya çekmemiz gerekiyor. Her sezona en az iki ya da üç profesyonel etkinlik sığdırabilirsek insanları Kastamonu’ya rahat çekebiliriz. Tanıtım günlerinin emeğine kesinlikle karşı değilim ancak tanıtım günlerinde bir gün Kastamonu, ikinci gün Ordu, üçüncü gün Samsun olursa buradaki farkındalığı nasıl oluşturacağız?” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
İşçilerin fabrikanın akıbeti yönündeki endişelerine kulak verilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Yenidünya, 27 kuruluşa ekonomik yönden destek olan Kastamonu Şeker Fabrikası’nın özelleştirme yöntemiyle satılmasına müsaade etmeyeceklerini belirterek, “Yerli katma değeri en fazla, ilimize ve bölgemize ekonomik katkısı yadsınamayacak derece büyük olan şeker fabrikamızın özelleştirme sonrası mağdur olan işletmelerimizin başına gelenlerin gelmemesi için mücadele vermeye devam edeceğiz. Şeker Fabrikası çiftçilerimize ve pancar üreticilerimize ekonomik destek sağlayan ülkemizin önemli kamu iktisadi teşebbüslerinden bir tanesidir. Şeker daha alternatifi bulunamayan stratejik bir ürün olarak dünyada kabul görüyor. Dünyada bu kadar stratejik bir öneme sahip olan ürünün üretimini yapan, Kastamonu’ya, Kastamonululara ve Kastamonu çiftçisine büyük ekonomik girdi sağlayan fabrikamızı modernize etmek yerine, eksikliklerini tamamlayıp daha fazla ürün işleyen bir fabrika haline getirmek yerine, üretimin arttırılmasına yönelik çalışmalar yapmak yerine neden özelleştirmek için diretiyoruz? Fabrikanın eleman ihtiyacını karşılamayarak, fabrikayı çağın koşullarına göre modernize etmeyerek, üretimi arttıracak önlemler almayarak ne yapmak istiyoruz? Bu durumu ve işi bu noktaya getirenleri bir kere sorgulamamız gerekiyor” dedi.
“ŞEKER FABRİKASININ SORUNLARINI ÇÖZMEK BOYNUMUZUN BORCUDUR”
Şeker Fabrikası konusunda destek olduğunu söyleyenlerin, çiftçinin ve işçinin yanında olduklarını söyleyenlerin söylemlerinin aksi yönünden davranış sergilediklerini ifade eden Prof. Dr. Yenidünya, “Çiftçiye, üreticiye desteğimiz son 13 yılda arttı diye açıklamalar yapılıyor. Nedense yapılan açıklamalar ile görünen uygulamalar gerçeği yansıtmıyor. Çiftçimize, üreticimize, işçimize bir yandan destek verirken verilen desteği fazlasıyla doğrudan ve dolaylı vergilerle geri alıyoruz. Şeker pancarı üretimimiz her geçen sene azalıyor. Bu dönem pancar üretimimiz 210 bin tonda kalmış durumda bulunuyor. Bir zamanlar 500 bin tonun üzerinde olan üretim yüzde 50’den fazla düşmüş durumda. Üretimdeki bu düşüş kimsenin dikkatini çekmiyor mu? Çiftçimiz artan maliyetler nedeniyle neredeyse ürün ekemez duruma gelmiş. Mazot 4 TL olmuş, gübre fiyatları son 13 yılda yüzde 50’den fazla artmış, makine ekipman fiyatları almış başını gitmiş, bu durum görmezden gelinemez. Öncelikle bu sorunlara kalıcı çözümler getirmemiz gerekiyor. Üreticimize, çiftçimize lafla değil uygulamalarla destek olmamız gerekiyor. Çiftçilerimizin üzerinde kambur olmuş maliyetleri en asgari düzeye çekmemiz lazım. Bunu yaptığımız zaman üretim daha fazla olacaktır. Üretim olmadığı zaman işletmeler tek başlarına bir işe yaramaz. Çiftçilerimizin sorunlarını çözdüğümüzde ikinci aşamada fabrikamızın sorunlarını daha kolay çözeriz. Günün her saatinde doğrudan ve dolaylı olarak kullandığımız şekeri daha fazla nasıl üretebilirizin yollarını arayalım. Şeker Fabrikamızın fiziki alt yapısını güçlendirecek, makine ve ekipmanlarını yenileyecek, işçi ihtiyacını karşılayacak çalışmaları acilen hayata geçirmemiz gerekiyor. Fabrikayı özelleştirerek sorunları çözemeyiz. Kapanmayacak denilen SEKA’nın, Et Balık Kurumu’nun, Kendir Fabrikası’nın başına gelenleri herkes biliyor, herkes görüyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdiğim ilk günden itibaren Kastamonu Şeker Fabrikası’nın kapanmaması, özelleştirilmemesi, fiziki imkânlarının iyileştirilmesi için mücadele vereceğim. Cumhuriyet döneminde kurulan, milli değerlerimiz olan Kastamonu ekonomisine ciddi katkı sağlayan şeker fabrikamızın, fabrikada çalışan işçilerimizin sorunlarını çözmek boynumun borcudur. İşçilerimizin feryadına kulak vereceğiz. Kimileri gibi boş sözlerle işçimizi, çiftçimizi umutlandırmayacağız. Sözümüz namusumuzdur” ifadelerini kullandı.
Çiftçinin, işçinin, esnafın, memurun CHP iktidarında rahat nefes alacağına dikkat çeken Yenidünya, 7 Haziran akşamının yaşanacak bir Kastamonu’nun başlangıcı olacağını vurguladı.
Prof. Dr. Yenidünya, ardından Şeker-İ, Sendikası Kastamonu Şubesini ziyaret ederek, burada Şube Başkanı Ali Çuhadaroğlu ile bir süre sohbet etti.
MAHALLE MUHTARLARI İLE TOPLANTI
CHP Kastamonu Milletvekili Adayı Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, Kastamonu’da mahalle muhtarlarıyla bir araya geldi. 7 Haziran’da yapılacak olan genel seçimlere kısa bir süre kala çalışmalarını daha da yoğunlaştıran Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, merkez mahallesinde bulunan 19 mahalle muhtarıyla yemek yedi. Yemekte, mahalle muhtarlarının istek ve taleplerini dinleyen Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, milletvekili seçildiği ilk günden itibaren Kastamonu için hayata geçirmeyi planladığı projeler hakkında muhtarlara bilgiler verdi.
Muhtarların Kastamonu’da halkın yükünü taşıyan yerel temsilciler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, muhtarların yaşadığı bütün sorunların çözüleceğini belirterek, toplumdaki saygınlıklarını yeniden kazanacaklarını söyledi.
Seçimle iş başına gelen muhtarların sorunlarının çözümü için öncelikle muhtarlık kanununda değişiklik yapılmasının şart olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yenidünya, “4541 sayılı kanununa göre muhtarlarımıza birçok görev verilmesine rağmen, bu görevleri gerçekleştirmek adına hiçbir yetki verilmemiştir. Yani birçok konuda yetkili olmamalarına rağmen sorumlu konumunda bulunuyorlar. Mahalle muhtarlarımız mahallelerini tam anlamıyla temsil edemiyorlar. Yapmamız gereken muhtarlık kanununu çağın koşullarına göre revize etmektir. Maaş iyileştirmeleri, sigorta primlerinin devlet tarafından ödenmesi, özlük hakları, prim borları varsa silinmesi, toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanmasının sağlanması, indirimli su ve elektrik kullanabilmesi gibi konularda çalışma yapmamız gerekiyor ve bu çalışmayı yapacağız” dedi.
“TEK BİR SEVDAMIZ VAR; O DA KASTAMONU’DUR”
Çekişmelerin, kısır siyasetin Kastamonu’ya hiçbir şey kazandırmayacağını kaydeden CHP Kastamonu Milletvekili Adayı Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, “Kastamonu’da ülke siyaseti bir tarafa dar siyasi tartışmaların, siyasi çekişmelerin dışında bizim yapmamız gereken şey Kastamonu’da istihdamın önünü açmak, göçü önlemek ve Kastamonu’nun kangren olmuş sorunlarını çözmektir. Bu sorunları çözmek için sizlerle birlikte yol almamız gerekiyor. Vatandaşlarımız hangi ideolojiyi benimserse benimsesin, gönlünde ne olursa olsun bütün insanlarımızı seviyorum. Bizim çıktığımız yolun başlangıcı da sonu da Kastamonu’dur. Kastamonu’nun sorunlarının çözülmesine acil ihtiyaç var. Kastamonu’nun ihtiyaçlarını karşılamamız gerekiyor. Yapacağımız her türlü çalışmanın odağında Kastamonu’ya hizmet etmek var. Her zaman verilenle yetinmek yerine hakkımız olanın daima bir fazlasını alabilmek için daha fazla gayret göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Elimizden geldiğince Kastamonu coğrafyasının her metrekaresinde Kastamonu sevdamızı daha da güçlendireceğiz. Kastamonu merkezimizin 104 bin nüfusu bulunuyor. İlçelerle beraber Kastamonu’nun toplam nüfusu 370 bin sınırına yaklaşmış durumda bulunuyor. Ama İstanbul’a baktığımızda nüfus cüzdanında Kastamonu yazan 500 binden fazla hemşehrimiz olduğunu ilan ediyoruz. İstanbul’da bulunan yarım milyon hemşehrimizi Kastamonu ile buluşturamıyoruz. İstanbul’da yaşayan hemşehrilerimizi Kastamonu ile buluşturacak ciddi adımları da maalesef atamıyoruz. Bu adımları, gönül köprülerini doğru yönlendirmelerle atmamız gerekiyor. Geleceğimiz için, Kastamonu’nun güçlü yarınları için temelleri sağlam atmalıyız. Bunu yaparken de muhtarlarımızın desteğine ihtiyacımız var. Tek bir sevdamız var. O da Kastamonu’dur ve herkes bu sevdanın ışığının altında birleşmelidir” diye konuştu.
“TANITIM GÜNLERİ KASTAMONU’DA YAPILMALIDIR”
Kastamonu’nun kurtuluş reçetesinin turizm olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya, “Kastamonu için şu anda gözüken doğa turizmi ve kültür turizmidir. Eğer tesisleşmeyi tam anlamıyla sağlayabilirsek kongre turizmini de yapabiliriz. Ancak Kastamonu’da ciddi anlamda turizmi geliştirmek istiyorsak önce farkındalığı oluşturmamız gerekiyor. Eğer bu farkındalığı yeterince oluşturamazsak turizm tesislerinin işletilmesinde ciddi anlamda sıkıntılar yaşarız. Kastamonu çok önemli bir turizm merkezi olabilir. Biz turizm için birinci olarak kısa vadede neler yapabilirizi iyi düşünmemiz gerekiyor. Ankara’da, İstanbul’da Bursa’da Kastamonu günleri yapmak yerine her değeri ayrı bir konu olan Kastamonu merkezde Kastamonu Günleri yapmamız gerekiyor. Bazen dini değerlerimizi, bazen doğal güzelliklerimizi, bazen geleneksel değerlerimizi öne çıkaracağız. Bazen ise yöresel yemeklerimizi öne çıkaracağız. Bu konu başlıklarını çok iyi kullanarak Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımızı Kastamonu’ya çekmemiz gerekiyor. Her sezona en az iki ya da üç profesyonel etkinlik sığdırabilirsek insanları Kastamonu’ya rahat çekebiliriz. Tanıtım günlerinin emeğine kesinlikle karşı değilim ancak tanıtım günlerinde bir gün Kastamonu, ikinci gün Ordu, üçüncü gün Samsun olursa buradaki farkındalığı nasıl oluşturacağız?” ifadelerini kullandı.