203 Sivil Toplum Kuruluşundan Ortak Bildiri
Ortak Akıl Platformu, yaklaşan genel seçimlerle ilgili, 203 sivil toplum kuruluşunun imza attığı bildiri yayımladı.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Haliç Kongre Merkezi'nden düzenlenen basın toplantısında, bildiriyi platform adına okudu.
Bildiride, millete karşı yapılan düzenli saldırıların sebebinin farkında olunduğu, Türkiye'nin Birinci Dünya Savaşı'nın bütün aşamalarında varını, yoğunu, canını ortaya koyan ecdadın ve milletin özverilerinin eseri olduğunun bilindiği belirtildi.
Ülkenin her ferdinin, tarihin her döneminde olduğu gibi hem bağımsızlığın sağlanmasında hem de korunmasında bir nefer olarak sorumluluk üstleneceğine yürekten inanıldığı vurgulanan bildiride, vesayet zeminlerinin, darbelerin, yasakların, yalancı düzenlerin, milletin egemenliğinin elinden alınması için hayata geçirildiğinin bilindiği vurgulandı.
Menderes'in, 1946'da, "Yeter söz milletindir" itirazıyla başlattığı vesayeti kaldırma yolculuğunun, süreç içinde gerçekleştirilen sessiz devrimlerle ve "Artık söz sadece milletindir" düsturuyla taçlandığı günlerin yaşandığı aktarılan bildiride, "Bu süreçte, merhum Turgut Özal'a yaşatılanları, 54. Hükümetin Başbakanı merhum savunan adam Necmettin Erbakan'a 28 Şubat'ın kirli kararları üzerinden dayatılanları unutmadık. Karar alıcı merci millet olmadan, mücadelenin zaferle sonuçlanamayacağını, istiklalin korunamayacağını, tam bağımsız olunamayacağını bir kez daha hatırlatıyoruz" ifadelerine yer verildi.
- "Vesayetçilere izin vermeyeceğiz"
Bildiride, sivil iradeyi yok saymak için kurulan tezgahlara, hazırlanan kumpaslara izin verilmeyeceği, milletin egemenliğini çalmak isteyen küresel aktörlere ve onların içerdeki işbirlikçilerine fırsat verilmeyeceği vurgulandı.
Milleti ve milletin değerlerini esir alan ve milletin yeniden egemen olmasıyla son bulan vesayet iklimini tekrar hakim kılma çabalarına izin verilmeyeceği aktarılan bildiride, şu görüşlere yer verildi:
"Türkiye'yi IMF'ye muhtaç edenleri ve ülkenin IMF'ye muhtaç edildiği günleri unutmadık. Milletin yükselen sesine karşı saldırılarda bulunan küresel ve yerli odakların aynı şer grubunun mensubu olduğunun farkındayız. Büyük bedeller ödememize, yoksullaşmamıza, özgürlüklerimizden, değerlerimizden yoksun kalmamıza neden olan o kapkara günlere geri dönmeyeceğiz. Bu idrakle, 27 Nisan'da e-muhtıra üzerinden gerçekleştirilen vesayet kalkışmasına karşı dik duran milletimizin yanında olacağız. Dışarıda yazılıp içeride sahneye konan Gezi kalkışması senaryosunu boşa çıkaran milletin kararlı duruşunu devam ettireceğiz. İhanet amacıyla planlanan 17-25 Aralık darbe girişimlerini püskürten, paralel tetikçilere hadlerini bildiren milletimizi yalnız bırakmayacağız. Çözüm Sürecini bitirme amacıyla 6-8 Ekim'de Kobani'de sahaya sürülen barbarlığı ve büyük oyunlarını çökerten çözümün öz ruhuna desteğimizi sürdüreceğiz."
- "Türkiye, bütün mazlumların umut ışığıdır"
Bildiride, istikrar vurgusu yapılarak, siyasi ve ekonomik istikrar ile toplumun bütünlüğünün milletler ve devletlerin varlıklarının devamı noktasında temel parametre olduğunun bilincinde olunduğu belirtildi.
Bu noktada, özgürlüklerin risk olarak algılandığı, iç çekişmelerin ve ötekileştirmenin zirve yaptığı, dışa bağımlı, ekonominin kısır döngüye mahkum edildiği, siyasetin vesayete mecbur bırakıldığı bir Türkiye fotoğrafının artık mazide kalması gerektiğine dikkat çekilen bildiride, şunlar ifade edildi:
"İstikrarını sürdüren Türkiye, sadece kendi halkı için değil Filistin, Suriye, Bosna, Kosova, Makedonya, Somali, Myanmar, Arakan, Doğu Türkistan başta olmak üzere merhamet ve adalet bekleyen batının mağdur ettiği bütün dünya mazlumları için de büyük bir ümit ışığıdır."
Bildiride, çözüm süreci ve yeni anayasaya da değinildi.
Eşit yurttaşlığın hayata geçirilmesi, ötekileştirme zihniyetinin bütünüyle sona ermesi, bin yıllık kardeşliğin pekiştirilmesi, Çanakkale ruhunun yeniden tesis edilmesi fırsatını sunan Çözüm Süreci'ne sahip çıkılmaya devam edileceği aktarılan bildiride, şu görüşlere yer verildi:
"Milletimiz için hayati derecede önemli olan sivil, özgürlükçü, demokratik yeni anayasayı yazmak ve yapmak konusunda son derece kararlı olacak ve bu sorumluluğun takipçisi olacağız. Türkiye'yi ve milletimizi demokratikleşme, özgürleşme ve sivilleşme hamleleriyle insan hakları, eşit vatandaşlık ve insanlık onuru noktasında daha ileri noktalara taşımak için elimizden ne geliyorsa ortaya koymaktan kaçınmayacağız."
- "Kirli zihniyete millet itibar etmeyecek"
Bildiride, eski köhne düzenin hayalini kuranlara, etnik kimlik siyaseti yapanlara, milleti ve değerlerini yok sayanlara itibar edilmediği, istiklal çabalarını yok etmek, istikrar sürecini bitirmek, istikballeri karartmak isteyenlerin tanındığı ve bilindiği vurgulandı.
Kimin mazlumdan, değerlerinden ve medeniyetlerinden yana olduğunu, kimin olmadığının iyi bilindiği, başka şer merkezlerinde toplanarak millete karşı oyunlar içine girmeye çalışan yeni odakların bilincinde olunduğu aktarılan bildiride, şunlar ifade edildi:
"Kutsal beldemiz Kudüs'ü bir Yahudilik mekanı olarak göstermek isteyen, Allah'ın evi Kabe'yi itibarsızlaştırmak isteyen, dine, diyanete, din derslerine haince yaklaşan, imam hatip okullarını kapatan ve yeniden kapatmaya çalışan ve Suriyeli kardeşlerimizden rahatsız olan zihniyetin kodlarının bilincindeyiz. Bu zihniyetin vesayet ettiği dönemlerdeki uygulamaları iyi bilen milletimizin bu kirli zihniyete itibar etmeyeceğini biliyoruz. Biz sivil toplum kuruluşları olarak tüm halkımızın ve sesimizi duyan herkesin, içinde geçmekte olduğumuz kritik sürecin bilincinde olduğuna, davasına, ülkesine ve milletine ve topyekun dönüşümün ruhuna uygun davranıp gerekli sorumlulukları yerine getireceğine yürekten inanıyoruz."
- Bildiriye 203 sivil toplum kuruluşu imza attı
Ortak Akıl Platformu'nun yayınladığı bildiriye 203 sivil toplum kuruluşu imza attı.
İmza atan kuruluşlar arasında, Memur-Sen, Ensar Vakfı, MÜSİAD, Filistin Dostluk Derneği, Anadolu Platformu, İhlas Vakfı, İHH, İlim Yayma Vakfı, KADEM, MTTB, Nur Vakfı, Rabia Platformu, Semerkand Grup, TÜMSİAD, Bilim ve İnsan Vakfı, GİV, TYB, Yeryüzü Doktorları, Akabe Vakfı, Ahıskalılar Vakfı, Deniz Feneri Derneği, Anadolu Öğrenci Birliği, Ankara Eğitim ve Kültür Vakfı, Artvinliler Vakfı, HAK-İŞ, Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı, Bağımsız Yaşam Derneği, Barla Platformu, Bilim ve Sanat Vakfı, Birlik Vakfı, Darusselam Vakfı, Dayanışma Vakfı, Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Vakfı, Edirne Mimar Sinan Vakfı, Enderun Eğitim Vakfı, Fatih İlim ve Kültür Vakfı, Hayrat Vakfı, İhlas Vakfı, İlim ve Fazilet Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, İlim Yayma Vakfı, İnsan ve Medeniyet Hareketi, İnsanlığa Hizmet Vakfı, İstanbul Dostluk Derneği, İstanbul Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Derneği, İstanbul Suriçi Grubu Derneği, İş Dünyası Vakfı, Mahalli İdareler Derneği, Medya Derneği Platformu, Sağlık Elemanları Vakfı, Türkiye İmam Hatipliler Vakfı ve Yedihilal Derneği gibi sivil toplum kuruluşları da yer aldı.
Kaynak: AA
Bildiride, millete karşı yapılan düzenli saldırıların sebebinin farkında olunduğu, Türkiye'nin Birinci Dünya Savaşı'nın bütün aşamalarında varını, yoğunu, canını ortaya koyan ecdadın ve milletin özverilerinin eseri olduğunun bilindiği belirtildi.
Ülkenin her ferdinin, tarihin her döneminde olduğu gibi hem bağımsızlığın sağlanmasında hem de korunmasında bir nefer olarak sorumluluk üstleneceğine yürekten inanıldığı vurgulanan bildiride, vesayet zeminlerinin, darbelerin, yasakların, yalancı düzenlerin, milletin egemenliğinin elinden alınması için hayata geçirildiğinin bilindiği vurgulandı.
Menderes'in, 1946'da, "Yeter söz milletindir" itirazıyla başlattığı vesayeti kaldırma yolculuğunun, süreç içinde gerçekleştirilen sessiz devrimlerle ve "Artık söz sadece milletindir" düsturuyla taçlandığı günlerin yaşandığı aktarılan bildiride, "Bu süreçte, merhum Turgut Özal'a yaşatılanları, 54. Hükümetin Başbakanı merhum savunan adam Necmettin Erbakan'a 28 Şubat'ın kirli kararları üzerinden dayatılanları unutmadık. Karar alıcı merci millet olmadan, mücadelenin zaferle sonuçlanamayacağını, istiklalin korunamayacağını, tam bağımsız olunamayacağını bir kez daha hatırlatıyoruz" ifadelerine yer verildi.
- "Vesayetçilere izin vermeyeceğiz"
Bildiride, sivil iradeyi yok saymak için kurulan tezgahlara, hazırlanan kumpaslara izin verilmeyeceği, milletin egemenliğini çalmak isteyen küresel aktörlere ve onların içerdeki işbirlikçilerine fırsat verilmeyeceği vurgulandı.
Milleti ve milletin değerlerini esir alan ve milletin yeniden egemen olmasıyla son bulan vesayet iklimini tekrar hakim kılma çabalarına izin verilmeyeceği aktarılan bildiride, şu görüşlere yer verildi:
"Türkiye'yi IMF'ye muhtaç edenleri ve ülkenin IMF'ye muhtaç edildiği günleri unutmadık. Milletin yükselen sesine karşı saldırılarda bulunan küresel ve yerli odakların aynı şer grubunun mensubu olduğunun farkındayız. Büyük bedeller ödememize, yoksullaşmamıza, özgürlüklerimizden, değerlerimizden yoksun kalmamıza neden olan o kapkara günlere geri dönmeyeceğiz. Bu idrakle, 27 Nisan'da e-muhtıra üzerinden gerçekleştirilen vesayet kalkışmasına karşı dik duran milletimizin yanında olacağız. Dışarıda yazılıp içeride sahneye konan Gezi kalkışması senaryosunu boşa çıkaran milletin kararlı duruşunu devam ettireceğiz. İhanet amacıyla planlanan 17-25 Aralık darbe girişimlerini püskürten, paralel tetikçilere hadlerini bildiren milletimizi yalnız bırakmayacağız. Çözüm Sürecini bitirme amacıyla 6-8 Ekim'de Kobani'de sahaya sürülen barbarlığı ve büyük oyunlarını çökerten çözümün öz ruhuna desteğimizi sürdüreceğiz."
- "Türkiye, bütün mazlumların umut ışığıdır"
Bildiride, istikrar vurgusu yapılarak, siyasi ve ekonomik istikrar ile toplumun bütünlüğünün milletler ve devletlerin varlıklarının devamı noktasında temel parametre olduğunun bilincinde olunduğu belirtildi.
Bu noktada, özgürlüklerin risk olarak algılandığı, iç çekişmelerin ve ötekileştirmenin zirve yaptığı, dışa bağımlı, ekonominin kısır döngüye mahkum edildiği, siyasetin vesayete mecbur bırakıldığı bir Türkiye fotoğrafının artık mazide kalması gerektiğine dikkat çekilen bildiride, şunlar ifade edildi:
"İstikrarını sürdüren Türkiye, sadece kendi halkı için değil Filistin, Suriye, Bosna, Kosova, Makedonya, Somali, Myanmar, Arakan, Doğu Türkistan başta olmak üzere merhamet ve adalet bekleyen batının mağdur ettiği bütün dünya mazlumları için de büyük bir ümit ışığıdır."
Bildiride, çözüm süreci ve yeni anayasaya da değinildi.
Eşit yurttaşlığın hayata geçirilmesi, ötekileştirme zihniyetinin bütünüyle sona ermesi, bin yıllık kardeşliğin pekiştirilmesi, Çanakkale ruhunun yeniden tesis edilmesi fırsatını sunan Çözüm Süreci'ne sahip çıkılmaya devam edileceği aktarılan bildiride, şu görüşlere yer verildi:
"Milletimiz için hayati derecede önemli olan sivil, özgürlükçü, demokratik yeni anayasayı yazmak ve yapmak konusunda son derece kararlı olacak ve bu sorumluluğun takipçisi olacağız. Türkiye'yi ve milletimizi demokratikleşme, özgürleşme ve sivilleşme hamleleriyle insan hakları, eşit vatandaşlık ve insanlık onuru noktasında daha ileri noktalara taşımak için elimizden ne geliyorsa ortaya koymaktan kaçınmayacağız."
- "Kirli zihniyete millet itibar etmeyecek"
Bildiride, eski köhne düzenin hayalini kuranlara, etnik kimlik siyaseti yapanlara, milleti ve değerlerini yok sayanlara itibar edilmediği, istiklal çabalarını yok etmek, istikrar sürecini bitirmek, istikballeri karartmak isteyenlerin tanındığı ve bilindiği vurgulandı.
Kimin mazlumdan, değerlerinden ve medeniyetlerinden yana olduğunu, kimin olmadığının iyi bilindiği, başka şer merkezlerinde toplanarak millete karşı oyunlar içine girmeye çalışan yeni odakların bilincinde olunduğu aktarılan bildiride, şunlar ifade edildi:
"Kutsal beldemiz Kudüs'ü bir Yahudilik mekanı olarak göstermek isteyen, Allah'ın evi Kabe'yi itibarsızlaştırmak isteyen, dine, diyanete, din derslerine haince yaklaşan, imam hatip okullarını kapatan ve yeniden kapatmaya çalışan ve Suriyeli kardeşlerimizden rahatsız olan zihniyetin kodlarının bilincindeyiz. Bu zihniyetin vesayet ettiği dönemlerdeki uygulamaları iyi bilen milletimizin bu kirli zihniyete itibar etmeyeceğini biliyoruz. Biz sivil toplum kuruluşları olarak tüm halkımızın ve sesimizi duyan herkesin, içinde geçmekte olduğumuz kritik sürecin bilincinde olduğuna, davasına, ülkesine ve milletine ve topyekun dönüşümün ruhuna uygun davranıp gerekli sorumlulukları yerine getireceğine yürekten inanıyoruz."
- Bildiriye 203 sivil toplum kuruluşu imza attı
Ortak Akıl Platformu'nun yayınladığı bildiriye 203 sivil toplum kuruluşu imza attı.
İmza atan kuruluşlar arasında, Memur-Sen, Ensar Vakfı, MÜSİAD, Filistin Dostluk Derneği, Anadolu Platformu, İhlas Vakfı, İHH, İlim Yayma Vakfı, KADEM, MTTB, Nur Vakfı, Rabia Platformu, Semerkand Grup, TÜMSİAD, Bilim ve İnsan Vakfı, GİV, TYB, Yeryüzü Doktorları, Akabe Vakfı, Ahıskalılar Vakfı, Deniz Feneri Derneği, Anadolu Öğrenci Birliği, Ankara Eğitim ve Kültür Vakfı, Artvinliler Vakfı, HAK-İŞ, Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı, Bağımsız Yaşam Derneği, Barla Platformu, Bilim ve Sanat Vakfı, Birlik Vakfı, Darusselam Vakfı, Dayanışma Vakfı, Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Vakfı, Edirne Mimar Sinan Vakfı, Enderun Eğitim Vakfı, Fatih İlim ve Kültür Vakfı, Hayrat Vakfı, İhlas Vakfı, İlim ve Fazilet Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, İlim Yayma Vakfı, İnsan ve Medeniyet Hareketi, İnsanlığa Hizmet Vakfı, İstanbul Dostluk Derneği, İstanbul Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Derneği, İstanbul Suriçi Grubu Derneği, İş Dünyası Vakfı, Mahalli İdareler Derneği, Medya Derneği Platformu, Sağlık Elemanları Vakfı, Türkiye İmam Hatipliler Vakfı ve Yedihilal Derneği gibi sivil toplum kuruluşları da yer aldı.