Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik Açıklaması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, muhalefetin sosyal güvenlik alanındaki seçim vaatlerini eleştirerek, "Allah aşkına karşımızda planı olan, projesi olan siyasi var mı? Yok. Meydan meydan geziyorlar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile ilgili 164 vaatleri var bunun 107'si uygulamada, haberleri yok. Bundan haberleri olmayanlara Türkiye teslim edilir mi?" dedi.

Çelik, partisinin Çankaya İlçe Teşkilatınca düzenlenen Danışma Meclisi toplantısında, Türkiye'nin seçime giderken dünyada da çok farklı gelişmeler yaşandığını, dünya ekonomisinin daraldığını, gelişen ülkelerdeki sorunların gelişmekte olan ülkeleri de etkilediğini söyledi.

Türkiye'nin geçmişte birçok ekonomik kriz yaşadığını anımsatan Çelik, "Dünya aya giderken biz başka işlerle meşgul olduk. Dünya iş gücünü bizden talep ederken 'gönderin işçinizi bize' derken biz başka işlerle uğraşıyorduk. Ya başbakanları asıyorduk veya müdahalelerle meşguldük" diye konuştu.

Dünya genelinde yaşanan en büyük ekonomik krizlerden biri olan ve etkisi hala süren 2008 krizine rağmen Türkiye'nin son 13 yılda dimdik ayakta durduğunu ifade eden Çelik, bunun siyasi ve ekonomik istikrar sayesinde sağlandığını bildirdi.

-"15 günde bir Cotarelli gelip talimatlar veriyordu"

Bakan Çelik, Türkiye'nin 13 yılda büyük kazanımlar elde ettiğini ancak ülkenin bu noktaya kolay gelmediğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"2002 yılında umudu kırılmış bir millet vardı. Ben parlamentodaydım. O parlamento gözümün önüne geliyor. Mesut Yılmaz oturuyor, rahmetli Ecevit oturuyor, yanı başında şimdi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bey oturuyor ama Kemal Derviş gelmeyince Meclis çalışmıyor. Şu hale bakın. Milletin seçtiği insanlar orada iş göremez halde. Kemal Derviş bey atanmış, tayin edilmiş, getirilmiş, o gelmeden Meclis'te bir şey yapma şansları yok.

2007'de bakan oldum. IMF denilen kuruluş Türkiye'deydi. Her 15 günde bir Cotarelli geliyor, bakanlıkları geziyor, olup bitenlerle ilgili bilgi alıyor, kendisine göre talimatlar veriyor. Son derece onur kırıcı. Böyle bağımsızlık olmaz. Kimse kimseye burada yiğitlik taslamasın. Böyle bir bağımsızlık olabilir mi? Bu Cotarelliler çok şükür '2007'nin sonunda gönderilsin' dendiği zaman tüm medya ayağa kalktı, herkes ayağa kalktı. 'Ne olur Türkiye'nin hali, Türkiye kendi ayakları üzerinde durabilir mi' gibi ifadeler kullanılmaya başlandı. Ne oldu netice? Gittiler mi? Gittiler. Türkiye dimdik ayakta mı? Ayakta. Biz nasıl bir milletiz, biz sıradan bir millet değiliz ki. Tarihe şan vermiş, şeref vermiş bir milletiz biz. Bu milletin kadrini, kıymetini önce bu milleti yönetenlerin bilmesi gerekiyor. İşte onu bilen kadrolar geldi ve bütün bu uygulamalara son verdi, geride bıraktık."

-"Muhalefet Türkiye gerçeklerinden uzak"

Muhalefet partilerinin seçim vaatlerini eleştiren Çelik, "Allah aşkına karşımızda planı olan, projesi olan siyasi var mı? Yok. Meydan meydan geziyorlar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile ilgili 164 vaatleri var. Bunun 107'si uygulamada, bundan haberleri yok. 107'sini yapmışız biz zaten uygulamada, haberleri yok. Bundan haberleri olmayanlara Türkiye teslim edilir mi?" diye konuştu.

İşsizliğin çözümü ve emeklilere yönelik yürütülen çalışmalara da değinen Çelik, şunları kaydetti:

"(Ne yapacaksın?) diyorum. Diyor ki 'Her yıl öyle eğitimler vereceğim ki işsizlere, işsiz meslek sahibi olacak. Ondan sonra her yıl 1 milyon kişiyi işe yerleştireceğim'. Bilmiyor ki AK Parti 2014 yılında 1 milyon 370 bin kişiyi işe yerleştirdi. Bundan haberi yok. Türkiye gerçeklerinden uzak bir muhalefet anlayışıyla Türkiye karşı karşıya.

'Emeklilere iki ikramiye vereceğiz' diyor. Keşke her ay bir ikramiye versek. 257 lira en düşük SSK'lı emekli aylığını bize devrettiler. Şimdi ne kadar? 100 lira zamla bin 170 lira. Yeter mi? Yetmez, daha da artması lazım ama ekmeği büyütmeden rastgele verirseniz nereye gelirsiniz? 1995'e, 2001'e. Ondan sonra Türkiye'yi IMF'ye teslim et. Maaşa muhtaç edecek bir politikayı AK Parti izlemez, çünkü AK Partililer hayatlarını millete vakfeden kadrolardır."

-"Sosyal güvenlik sistemini batırdılar"

Muhalefet liderlerinin, ülke yönetiminde oldukları dönemde Türkiye'de sosyal güvenlik sistemini batırdığını belirten Çelik, "91'de o günün siyasetçileri 38 yaş emekliliği getirdiler. 38-40 yaşında insanlar emekli oldu. O insanlar emekli olunca şapkalarını tavana attılar, 'Helal olsun' dediler. Helal olsun da işte geldik 99'a, derman bitti. Memlekette kımıldayacak hal kalmadı" ifadesini kullandı.

O dönemde hükümetin kanun çıkararak emeklilik yaşını yükselttiğini anımsatan Çelik, şu görüşleri dile getirdi:

"(Emeklilikte yaşa takılanlar). Kim çıkardı? Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Ecevit, Mesut Yılmaz. Onlar çıkardılar. Niye çıkardılar çünkü 38 yaş emekliliğiyle Türkiye'nin yürümeyeceğini Kılıçdaroğlu kendi söylüyordu. AK Parti geldi, işi aldı, toparladık. 2015 yılında SGK'nın açığı 18 milyar lira. Bir taraftan da emeklilere zam verirken enflasyonun üzerinde veriyoruz. İmkanlar neyse o imkanların üzerinde zorlamışız, vermeye çalışıyoruz. Şimdi bunlar diyorlar ki ağustos ve ekim ayında 30 katrilyon vereceğim. Var mı bunun karşılığı? Varsa biz iki mislini verelim. Emekli bizim emeklimiz. 77 milyon bizim vatandaşımız. Ama insanların geleceğinden çalarak 91'de yaptığınız gibi yanlış yaparsanız bir daha bu milletin iki yakası bir araya gelmez."

-"Kendi şirketinizde bile çalıştırmazsınız"

Sosyal Güvenlik Destek Primini yüzde 15'ten yüzde 10'a düşürdüklerini ifade eden Çelik, muhalefetin bunu kaldırmayı vadettiğini ancak bu uygulamayı 1999'da yine aynı ekibin getirdiğini belirtti.

Bakan Çelik, "Türkiye'de 17 milyon kişi, 200 liranın altında geçiniyormuş. Bu nasıl hesaptır? Türkiye'de 6 milyon 200 bin işsiz varmış. Oysa 2014'ün sonunda 2 milyon 850 bin işsiz var. Bu nasıl hesap anlamıyorum. Adam diyor ki hesap uzmanıyım. Külliyen yanlış. Başbakanımız meydanlarda söylüyor. Çık, söyle, 200 liranın altında geçinen yoksul hangi hesaba göre. Yok. 6 milyon 200 bin işsiz hangi hesaba göre, nerede? Yok. '8 milyon emekli var' diyor bin liranın altında. Yalan. Siz bu hesap uzmanını kendi şirketinizde bile çalıştırmazsınız" dedi.

Hükümetin, toplumun tüm dezavantajlı kesimine el uzattığını ve bu alanda 30 milyar lira harcadığını anlatan Çelik, kamuda engelli çalışan sayısının 40 bini aştığını, ileri derecede engellilere evde bakım ücreti verdiklerini söyledi.

Muhalefetin Türkiye'yi yönetme derdi bulunmadığını, muhalefet liderlerinin, partilerinin başında genel başkan olarak kalma mücadelesi verdiğini kaydederek, şunları söyledi:

"Türkiye'yi idare etme derdi olan çıkar doğru dürüst bir proje koyar. 'Türkiye'yi, ekmeği büyüteceğim, bu ekmekten de sosyal taraflara şu şekilde para vereceğim' dersen, o zaman derim ki 'Eyvallah, ekmeği nasıl büyüttüğünü gördük. Doğrudur, büyütmüşsün. Buradan da verebilirsin' deriz. Sen hiç o taraftan bahsetmiyorsun. Yalnız AK Parti'nin biriktirdiklerini dağıtıp Türkiye'yi iflasa sürüklemeyi, IMF'nin kucağına atmayı konuşuyorsun."

Türkiye'nin istikrarsızlaştırmak istendiğini aktaran Çelik, bunun arkasında bir üst aklın bulunduğuna dikkate çekti.

Çözüm Süreci'nde vatandaşların taleplerinin tek tek yerine getirildiğini, yasakların kalktığını ancak silahın ortadan kalmadığını anımsatan Çelik, "Bir elde silah, bir elde zeytin dalıyla demokrasi nutku atmak doğru değil" diye konuştu.

-Bursa'daki grevler

Bakan Çelik, gazetecilerin sorusu üzerine, Bursa'da otomobil fabrikalarındaki sorunun, sendika ile işveren arasındaki toplu sözleşmeye ilişkin olduğunu belirtti.

Konuyu takip ettiklerini bildiren Çelik, "Orada iki sözleşme yapılıyor. Sendika ile işveren arasında yapılan sözleşmelerden çıkan bir ihtilaf. Dolayısıyla direkt bizim müdahil olduğumuz bir konu değil. Hükümetin ilgi alanında gelişen bir konu değil. Bir sözleşme yapılmış, uzlaşı sağlanmış. Arkasından bir başka fabrikada yeni bir sözleşme yapılmış, aradaki farkın getirmiş olduğu bir ihtilaf söz konusu. Hükümetle ilgili bir konu olarak ortaya çıkmış bir durum değil" ifadesini kullandı.

Toplantıya, AK Parti Ankara 1. Bölge Milletvekili adayı Ertan Aydın da katıldı.

Kaynak: AA