Ostim'deki Patlamalarla İlgili Dava

OSTİM Organize Sanayi Bölgesi'nde 3 Şubat 2011'de 20 kişinin hayatını kaybettiği patlamalarla ilgili 19 kişinin yargılanmasına devam edildi.

Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve sanıklardan 10'u ile bazı müştekiler ve taraf avukatlarının katıldığı duruşmada, bazı sanık avukatlarının rahatsızlıklarına ilişkin mazeret dilekçesi ve rapor sundukları belirtildi.

Müşteki avukatlarından Murat Kemal Gündüz, dava konusu patlamalarda Ankara Büyükşehir Belediyesi, Yenimahalle Belediyesi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının da sorumluluğu bulunduğunu ifade ederek, buralardaki görevliler hakkındaki soruşturmada başsavcılığın "işlemden kaldırma kararı" verdiğini bildirdi. Bu karara itiraz yolu bulunmadığını söyleyen Gündüz, bununla ilgili Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunduklarını ve Danıştayda dava açtıklarını anlattı.

Gündüz, "Tüm sanıkların, 20 insanın ölümünden sorumlu olduğu düşüncesindeyiz. Ayrıca, kamusal sorumluların da sanıklarla yargılanması için mücadele ediyoruz. Denetimsizlik hat safhada. Şehir içinde canlı bomba gibi tüpler gezdirilmiş" diye konuştu.

Savcının, beraat yönlü bazı görüşlerine katılmadıklarını aktaran Gündüz, beyanın ardından, mahkeme heyeti ve cumhuriyet savcısına, iş kazalarına ilişkin raporların bulunduğu almanak verdi.

Müşteki avukatlarından Zühal Dönmez, sanıkların hükümle tutuklanmasını talep ederken, diğer müşteki avukatları da savcının, esas hakkındaki görüşüne ilişkin itirazlarını dile getirdi.

Müştekilerden Demet Güner, kardeşi Dilek Güner'in patlamada öldüğünü belirtti. Olayda baştan sona ihmal bulunduğunu söyleyen Güner, "Belki kararınız, bundan sonra kimseye bizim yaşadıklarımızı yaşatmaz" diye konuştu.

Vefat edenlerden Dursun Kavak'ın ablası Sibel Kavak'ın "Kendinizi bizim yerinize koyun, acılarımızı anlamaya çalışın. Doğmamış çocuğun babasının ölmesinin vebalini kim verebilir?" ifadeleri üzerine Mahkeme Başkanı Oktay Saday, "Gayretimiz o" dedi.

Sanık avukatlarından Mustafa Hisar, patlamadan çok kısa süre önce kaydedilen görüntülerin salonda izlenmesini ve bununla ilgili bilirkişi raporu alınmasını istedi.

Hisar, "Adaletli bir karar için CD incelettirilsin. Biz de kim kusurluysa cezasını görmesini istiyoruz" ifadesini kullandı.

Cumhuriyet Savcısı Erdinç Hakan Özdabakoğlu, müşteki avukatlarınca talep edilen bilirkişi incelemesinin dosyaya yeni veri katmayacağını, dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmesinin, dosyayı sürüncemede bırakacağını söyledi ve talebin reddini istedi.

Bazı sanık avukatlarının mazeretlerinin kabulünün kararlaştırılmasını, ancak onlara savunma için kesin süre verilmesini talep eden Özdabakoğlu, daha önce verdiği esas hakkındaki görüşü tekrarladı.

Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının mazeretlerini kabul etti, ancak yazılı savunmalarını sunmaları için kendilerine gelecek celseye kadar kesin süre verdi.

Taraflara, iddia, delil ve savunmaları için süre tanınmasını kararlaştıran heyet, müşteki avukatlarının bahsettiği görüntüler heyetçe izlendiğinden bu konudaki talepleri reddederek, duruşmayı karar için erteledi.

Savcı Özdabakoğlu, esas hakkındaki görüşünde, sanıklar Kasım Ersoy, Burhan Koç, Bahadır Esendik, Ali Bayındır, Tuncay Karabenli'nin "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ve yaralanmasına sebebiyet vermek" suçundan cezalandırılmalarını, atılı diğer suçlardan sanıkların beraatlarına karar verilmesini talep etmişti.

-Basın açıklaması-

Duruşma öncesinde, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları, Ankara Adliyesi önünde toplanarak "Ostim'i/İvedik'i unutmadık, unutturmayacağız" yazılı pankart açtı.

Müşteki aileler adına basın açıklaması yapan Azizeye Atmaca, yargılama sonucunda sanıkların cezalandırılmasını arzu ettiklerini belirterek, 28 Nisan'ın diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de iş cinayetlerinde hayatını kaybedenler için anma ve yas günü ilan edilmesini istediklerini söyledi.

Kaynak: AA