Arap Dünyasında '1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü'
Tüm dünyada kutlanan "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü", işsizlik oranının yüzde 16'larda seyrettiği Arap ülkelerinde, siyasi ve ekonomik sorunların gölgesinde geçiyor.
Açıklanan son resmi istatistiklere göre toplam 361 milyon nüfusa sahip Arap ülkelerinde 126 milyon işçi bulunuyor. Bu da nüfusun yüzde 36'sına tekabül ediyor. Arap Çalışma Örgütü Genel Müdürü Ahmed Lokman'ın açıklamasına göre, Arap ülkelerindeki işsizlik oranının geçen yıl yüzde 16'ya ulaştığı belirtiliyor.
- Büyüme hızındaki düşüş
Arap Para Fonu'nun yayınladığı son raporunda, Arap ülkelerinin başta işsizliğin temel kaynağını oluşturan büyüme hızındaki düşüş olmak üzere, pek çok ekonomik sorunla karşı karşıya bulunduğu kaydedildi.
Arap bölgesinin büyüme oranında artışa ihtiyaç duyduğuna işaret edilen raporda, 2020 yılına kadar her yıl yüzde 5 ila 6 oranında gerçekleşecek büyümenin, her yıl 4 ila 5 milyon insana iş imkanı sağlayacağının altı çizildi.
- Petrol fiyatları, ekonomik durumlar ve işçi hakları
Petrol fiyatlarının tüm dünyada düşük seviyelerde seyretmesi, başta Körfez ülkelerinde olmak üzere gelirleri petrol üretimine dayanan pek çok şirkette kar kaybına, bir çoğunda ise büyük zarara neden olurken herhangi bir toplu işten çıkarma söz konusu olmadı.
Ancak petrol fiyatlarındaki bu durum bazı ülkelerde maaşlarda herhangi bir iyileştirme yapılamayarak çalışanları dolaylı şekilde etkiledi.
Cezayir'de en büyük işçi sendikasının başkanı olan Ahmed Kutayş, devlet bütçesinin en önemli kaynaklarından sayılan petroldeki bu düşüşün, ülkedeki 3 milyondan fazla işçinin ücretlerine yapılacak zammın ertelenmesine neden olduğunu belirtti.
Mısır Maliye Bakanı Hani Kadri ise ülkesinin sonraki mali yıl için memur maaşlarında herhangi sosyal ödenek olmayacağını belirtti.
Kadri, "Ekonomik durum buna izin vermiyor. Her zamankinden daha çok çalışmamız gerekiyor" dedi.
- Grevler, temel haklar, yasal ve güvenlik kısıtlamalar
Arap ülkelerindeki istatistikler, geçen yılki işçi grevlerinin temel sebebinin herhangi bir ek talep değil, bilakis işçilerin temel haklarının verilmemesi olduğunu gösteriyor.
Fas Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı tarafından yayınlanan raporda, 2014 yılının ilk 9 ayında 226 grev yapıldığı ve bu grevlerin sanayi, ticaret, hizmet ve tarım sektörlerinde 158 bin iş günü kaybına neden olduğu belirtiliyor.
Raporda ayrıca, grevlerin ilk aşamada ücretlerin ödenmemesi, ikinci aşamada ise işten çıkarmalarla ilgili olduğu ifade ediliyor.
Ürdün'de ise istatistik veriler, geçen yıl yapılan grev sayısında düşüş olduğu, 250 bin işçinin katılımıyla 474 grev yapıldığı yönünde.
Buna karşılık, Phoenix Ekonomik Araştırmalar Merkezi'ne bağlı Ürdün İşçi Gözlemevi'nin Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği'yle işbirliği içinde yayımladığı raporda grev sayısındaki düşüşün, işçi gösterilerinin maruz kaldığı baskı ile hükümet ve özel sektörün eylemcilerin taleplerini karşılamamasından kaynaklandığı belirtiliyor.
Mısır'da İş Gücü Bakanı Nahid Aşri, dün yaptığı açıklamada, Mart 2014'ten Şubat 2015'e kadar bakanlığının, protesto edilen 328 durumu ortadan kaldırdığını, 492 şikayete çözüm getirdiğini ve 29 sosyal anlaşmaya imza attığını ifade etti.
Aşri, ayrıca 2015 yılının Ocak ayından Mart ayına kadar 90 bin 573 kurumdan 33 bin 993 işçinin katılımıyla 25 grev ve 5 eylem düzenlendiğini aktardı.
Mısır anayasasındaki gösteri kanunu gereğince getirilen izin alma zorunluluğu, eylem ve grev sayısındaki gerilemenin nedeni olarak gösteriliyor.
Körfez ülkelerinde yayınlanan raporlarda ise BAE ve Kuveyt'teki az sayıda gösterinin dışında grev ya da eylemlere ilişkin istatistik bilgiye yer verilmiyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Şubat ayında yayınladığı raporunda bölgede en fazla yatırım çeken BAE'deki işçi haklarına ilişkin ciddi kaygıların bulunduğu, Abu Dabi'deki büyük projeyle de buna çözüm getirilemediği kaydedilmişti.
- Libya'daki grevlerin, petrol üretimine yansıması
Libya'da ise grevler çoğunlukla ülkenin temel gelirini oluşturan petrol rezervlerini korumakla görevli muhafız birlikleri tarafından düzenleniyor.
Biri Trablus'ta diğeri Tobruk'ta iki meclisin bulunduğu ülkede, çalışanların ücretlerinin ödenmesinde yaşanan gecikmeler protestoların temel sebebi olarak gösteriliyor. Ülkede 2011'de Kaddafi'nin devrilmesiyle sonuçlanan devrimden önce günde 1 buçuk milyon varil olan petrol üretiminin grevler nedeniyle 490 bin varile gerilediği belirtiliyor.
-Körfez ülkelerinde yabancı işçilere yönelik ihlaller
Sayıları 90'a ulaşan insan hakları örgütleri ve işçi sendikalarının katılımıyla Kasım 2014'te hazırlanan raporda, Asya ve Afrika kökenli işçilerin yoğun olarak bulunduğu Körfez ülkelerindeki ihlallere işaret edilerek, "Körfez ülkelerindeki milyonlarca Asya ve Afrika kökenli işçiler, ücretlerinin ödenmemesi ve pasaportlarına el konulmasının yanı sıra fiziksel hak ihlalleri ihtimaliyle karşı karşıya bulunuyor. Yabancı işçiler, ağır şartlar altında çalışıyor" denildi.
Raporda ayrıca, uzun yıllardır insan hakları örgütleri tarafından eleştirilen "sponsorluk sistemi"nde revizyona gidilmesi gerektiği belirtildi.
Körfez ülkelerinde uygulanan "sponsorluk sistemi"ne göre, ülkede çalışacakların iş değiştirme ve çalışma vizesi alma gibi işlemleri sponsorun iznine tabi oluyor.
Körfez İşbirliği Konseyi üyesi Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Umman, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri'nde 23 milyon yabancı işçi bulunuyor. Toplam nüfusu yaklaşık 50 milyon olan altı ülkedeki yabancı işçilerin 4,2 milyonu ev hizmetinde istihdam ediliyor.
- Körfez ülkelerindeki çalışma şartlarında düzenlemeye gidilmesi
Öte yandan Körfez ülkelerinin, çalışma şartlarının iyileştirilmesi konusunda somut adımlar attığı görülüyor. Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, iş tüzüğünde başta "çalışanların ücretlerini alması konusunda güvence sağlamak için maaşların banka aracılığıyla ödenmesi" olmak üzere 38 yeni düzenleme yapılmasına karar verdi.
BAE'de ise işçi ve işverenin karşılıklı hak ve yükümlülüklerini gözetmesi için, sözleşmelerin şeffaflık derecesini arttıracak örnek bir iş sözleşmesinin hazırlığı devam ederken, Katar'da ise "sponsorluk kanunu"nunda değişikliğe gidilmesi konusunda çalışmalar sürüyor.
Kaynak: AA
- Büyüme hızındaki düşüş
Arap Para Fonu'nun yayınladığı son raporunda, Arap ülkelerinin başta işsizliğin temel kaynağını oluşturan büyüme hızındaki düşüş olmak üzere, pek çok ekonomik sorunla karşı karşıya bulunduğu kaydedildi.
Arap bölgesinin büyüme oranında artışa ihtiyaç duyduğuna işaret edilen raporda, 2020 yılına kadar her yıl yüzde 5 ila 6 oranında gerçekleşecek büyümenin, her yıl 4 ila 5 milyon insana iş imkanı sağlayacağının altı çizildi.
- Petrol fiyatları, ekonomik durumlar ve işçi hakları
Petrol fiyatlarının tüm dünyada düşük seviyelerde seyretmesi, başta Körfez ülkelerinde olmak üzere gelirleri petrol üretimine dayanan pek çok şirkette kar kaybına, bir çoğunda ise büyük zarara neden olurken herhangi bir toplu işten çıkarma söz konusu olmadı.
Ancak petrol fiyatlarındaki bu durum bazı ülkelerde maaşlarda herhangi bir iyileştirme yapılamayarak çalışanları dolaylı şekilde etkiledi.
Cezayir'de en büyük işçi sendikasının başkanı olan Ahmed Kutayş, devlet bütçesinin en önemli kaynaklarından sayılan petroldeki bu düşüşün, ülkedeki 3 milyondan fazla işçinin ücretlerine yapılacak zammın ertelenmesine neden olduğunu belirtti.
Mısır Maliye Bakanı Hani Kadri ise ülkesinin sonraki mali yıl için memur maaşlarında herhangi sosyal ödenek olmayacağını belirtti.
Kadri, "Ekonomik durum buna izin vermiyor. Her zamankinden daha çok çalışmamız gerekiyor" dedi.
- Grevler, temel haklar, yasal ve güvenlik kısıtlamalar
Arap ülkelerindeki istatistikler, geçen yılki işçi grevlerinin temel sebebinin herhangi bir ek talep değil, bilakis işçilerin temel haklarının verilmemesi olduğunu gösteriyor.
Fas Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı tarafından yayınlanan raporda, 2014 yılının ilk 9 ayında 226 grev yapıldığı ve bu grevlerin sanayi, ticaret, hizmet ve tarım sektörlerinde 158 bin iş günü kaybına neden olduğu belirtiliyor.
Raporda ayrıca, grevlerin ilk aşamada ücretlerin ödenmemesi, ikinci aşamada ise işten çıkarmalarla ilgili olduğu ifade ediliyor.
Ürdün'de ise istatistik veriler, geçen yıl yapılan grev sayısında düşüş olduğu, 250 bin işçinin katılımıyla 474 grev yapıldığı yönünde.
Buna karşılık, Phoenix Ekonomik Araştırmalar Merkezi'ne bağlı Ürdün İşçi Gözlemevi'nin Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği'yle işbirliği içinde yayımladığı raporda grev sayısındaki düşüşün, işçi gösterilerinin maruz kaldığı baskı ile hükümet ve özel sektörün eylemcilerin taleplerini karşılamamasından kaynaklandığı belirtiliyor.
Mısır'da İş Gücü Bakanı Nahid Aşri, dün yaptığı açıklamada, Mart 2014'ten Şubat 2015'e kadar bakanlığının, protesto edilen 328 durumu ortadan kaldırdığını, 492 şikayete çözüm getirdiğini ve 29 sosyal anlaşmaya imza attığını ifade etti.
Aşri, ayrıca 2015 yılının Ocak ayından Mart ayına kadar 90 bin 573 kurumdan 33 bin 993 işçinin katılımıyla 25 grev ve 5 eylem düzenlendiğini aktardı.
Mısır anayasasındaki gösteri kanunu gereğince getirilen izin alma zorunluluğu, eylem ve grev sayısındaki gerilemenin nedeni olarak gösteriliyor.
Körfez ülkelerinde yayınlanan raporlarda ise BAE ve Kuveyt'teki az sayıda gösterinin dışında grev ya da eylemlere ilişkin istatistik bilgiye yer verilmiyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Şubat ayında yayınladığı raporunda bölgede en fazla yatırım çeken BAE'deki işçi haklarına ilişkin ciddi kaygıların bulunduğu, Abu Dabi'deki büyük projeyle de buna çözüm getirilemediği kaydedilmişti.
- Libya'daki grevlerin, petrol üretimine yansıması
Libya'da ise grevler çoğunlukla ülkenin temel gelirini oluşturan petrol rezervlerini korumakla görevli muhafız birlikleri tarafından düzenleniyor.
Biri Trablus'ta diğeri Tobruk'ta iki meclisin bulunduğu ülkede, çalışanların ücretlerinin ödenmesinde yaşanan gecikmeler protestoların temel sebebi olarak gösteriliyor. Ülkede 2011'de Kaddafi'nin devrilmesiyle sonuçlanan devrimden önce günde 1 buçuk milyon varil olan petrol üretiminin grevler nedeniyle 490 bin varile gerilediği belirtiliyor.
-Körfez ülkelerinde yabancı işçilere yönelik ihlaller
Sayıları 90'a ulaşan insan hakları örgütleri ve işçi sendikalarının katılımıyla Kasım 2014'te hazırlanan raporda, Asya ve Afrika kökenli işçilerin yoğun olarak bulunduğu Körfez ülkelerindeki ihlallere işaret edilerek, "Körfez ülkelerindeki milyonlarca Asya ve Afrika kökenli işçiler, ücretlerinin ödenmemesi ve pasaportlarına el konulmasının yanı sıra fiziksel hak ihlalleri ihtimaliyle karşı karşıya bulunuyor. Yabancı işçiler, ağır şartlar altında çalışıyor" denildi.
Raporda ayrıca, uzun yıllardır insan hakları örgütleri tarafından eleştirilen "sponsorluk sistemi"nde revizyona gidilmesi gerektiği belirtildi.
Körfez ülkelerinde uygulanan "sponsorluk sistemi"ne göre, ülkede çalışacakların iş değiştirme ve çalışma vizesi alma gibi işlemleri sponsorun iznine tabi oluyor.
Körfez İşbirliği Konseyi üyesi Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Umman, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri'nde 23 milyon yabancı işçi bulunuyor. Toplam nüfusu yaklaşık 50 milyon olan altı ülkedeki yabancı işçilerin 4,2 milyonu ev hizmetinde istihdam ediliyor.
- Körfez ülkelerindeki çalışma şartlarında düzenlemeye gidilmesi
Öte yandan Körfez ülkelerinin, çalışma şartlarının iyileştirilmesi konusunda somut adımlar attığı görülüyor. Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, iş tüzüğünde başta "çalışanların ücretlerini alması konusunda güvence sağlamak için maaşların banka aracılığıyla ödenmesi" olmak üzere 38 yeni düzenleme yapılmasına karar verdi.
BAE'de ise işçi ve işverenin karşılıklı hak ve yükümlülüklerini gözetmesi için, sözleşmelerin şeffaflık derecesini arttıracak örnek bir iş sözleşmesinin hazırlığı devam ederken, Katar'da ise "sponsorluk kanunu"nunda değişikliğe gidilmesi konusunda çalışmalar sürüyor.