Savcılıktan Nihat Doğan kararı
Şarkıcı Nihat Doğan hakkında Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesinin ardından yazdığı bir tweet nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında takipsizlik kararı verildi.
Şarkıcı Nihat Doğan hakkında Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesinin ardından bir kişiye cevap olarak attığı tweet nedeniyle "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçundan başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu'nun takipsizlik kararında, Sosyal Haklar Derneği'nin de aralarında bulunduğu 18 müşteki ismi yer aldı.
Kararda, müştekiler tarafından çeşitli tarihlerde şikayet dilekçesi verilerek, Mersin'de Özgecan Aslan'ın öldürülmesinin ardından Nihat Doğan'ın 14 Şubat'ta Twitter hesabından tiyatro oyuncusu Ahu Sungur'a hitaben paylaştığı ve tepkiler üzerine sildiği mesajıyla "Türk milletini aşağıladığı, halkın kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği, suçu ve suçluyu övdüğü, kişinin hatırasına hakaret ettiği"nin iddia edildiği aktarıldı.
"İfade özgürlüğünün üstünlüğü"
Savcılıkça Doğan'ın "şüpheli", Ahu Sungur'un "tanık" olarak alınan ifadeleri ile 14 Şubat tarihli Twitter hareketlerini inceleyen uzman Sezer Kılıç'ın hazırladığı bilirkişi raporuna yer verilen kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesiyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bir çok kararında, "ifade özgürlüğü"ne üstünlük ve koruma tanındığına dikkati çekildi.
Türk Ceza Kanunu'nun değişikliğe uğrayan 301/4. maddesinin gerekçesinde de "eleştiri hakkının çoğulcu demokrasinin vazgeçilmez bir gereği olduğu" ifadelerinin yer aldığı aktarılan kararda, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bir kararına göre, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun oluşabilmesi için "kamu güvenliği kriteri" arandığı anlatıldı.
Kararda, "Nihat Doğan'ın tweeti sonrasında ortaya çıkan somut bir tehlike de söz konusu değildir. Toplum kesimleri arasında oluşmuş ve ortaya çıkan bir infial herhangi bir taşkınlık saptanmamış, kamu güvenliğini bozan herhangi bir somut olgu da meydana gelmemiş, dolayısıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun oluşmadığı kanaatine varılmıştır" denildi.
Kaynak: AA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu'nun takipsizlik kararında, Sosyal Haklar Derneği'nin de aralarında bulunduğu 18 müşteki ismi yer aldı.
Kararda, müştekiler tarafından çeşitli tarihlerde şikayet dilekçesi verilerek, Mersin'de Özgecan Aslan'ın öldürülmesinin ardından Nihat Doğan'ın 14 Şubat'ta Twitter hesabından tiyatro oyuncusu Ahu Sungur'a hitaben paylaştığı ve tepkiler üzerine sildiği mesajıyla "Türk milletini aşağıladığı, halkın kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği, suçu ve suçluyu övdüğü, kişinin hatırasına hakaret ettiği"nin iddia edildiği aktarıldı.
"İfade özgürlüğünün üstünlüğü"
Savcılıkça Doğan'ın "şüpheli", Ahu Sungur'un "tanık" olarak alınan ifadeleri ile 14 Şubat tarihli Twitter hareketlerini inceleyen uzman Sezer Kılıç'ın hazırladığı bilirkişi raporuna yer verilen kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesiyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bir çok kararında, "ifade özgürlüğü"ne üstünlük ve koruma tanındığına dikkati çekildi.
Türk Ceza Kanunu'nun değişikliğe uğrayan 301/4. maddesinin gerekçesinde de "eleştiri hakkının çoğulcu demokrasinin vazgeçilmez bir gereği olduğu" ifadelerinin yer aldığı aktarılan kararda, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bir kararına göre, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun oluşabilmesi için "kamu güvenliği kriteri" arandığı anlatıldı.
Kararda, "Nihat Doğan'ın tweeti sonrasında ortaya çıkan somut bir tehlike de söz konusu değildir. Toplum kesimleri arasında oluşmuş ve ortaya çıkan bir infial herhangi bir taşkınlık saptanmamış, kamu güvenliğini bozan herhangi bir somut olgu da meydana gelmemiş, dolayısıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun oluşmadığı kanaatine varılmıştır" denildi.