Tuncay Özkan nezaret günlerin anlattı
Kırşehir'e Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gençlik Kolları'nın 'Demokrasinin Açısı' programı için gelen CHP Parti Meclisi Üyesi ve Gazeteci Tuncay Özkan, nezarette tıraş olmasına bile müsaade etmediklerini söyledi.
Kırşehir'de partilileri ile bir araya gelen ve 2008 yılında Ergenekon soruşturması kapsamında yaşadığı süreci anlatan Özkan, 10 Martta cezaevinden çıktığını ve bugüne kadar Türkiye'de 70 il dolaşarak yaşadıklarını anlattığını söyledi.
Özkan, 'Polisler aşağıda çağırmaya başlayınca baktım, böyle büyük kameralarla gelmişler, kamera şakası mı yapıyorsunuz çocuklar hayırdır? dedim. Yok dediler biz polisiz. Nereden bileceğim sizin polis olduğunuzu dedim arkalarını döndüler. Sırtlarında polis arması var. Ben kapıyı açıyorum siz gelin dedim. Bizim ev 80 metrekare 120 polis içeri doluştu. Polislere bir yarınız çıkın bir yarınız içeride kalsın ne yaptığınızı bir göreyim dedim. Dokuz saat sonra evden çıktım. Emniyete gittik. Nezaretteyiz, beşinci gün sabaha karşı, Ramazan ayı su vermiyorlar, yarım litre su veriyorlar. Gömlek, takım elbise değişimine hatta sakal tıraşı bile olmama izin vermiyorlar. Neden sakal tıraşı olmama izin vermiyorsunuz dedim, savcı bey öyle istiyor dediler. Gittik savcı beye, üç tane savcı oturuyorlar yan yana cam kenarında Zekeriya Öz savcı var. Ortada Nihat Taşkın savcı var. Yan tarafta da Mehmet Ali Pekgüzel adlı savcı var. Siz beni neden aldınız sorusunu sordum sürekli' diye konuştu.
Sorguya çıkınca kendisinin suçunun söylenerek savunma yapmak istediğini anlatan Özkan açıklamasında, 'Ben savunma yapmak istediğimi söyledim. Savcılar kendi aralarında konuştular. Mahkeme başkanı söyleyin dedi. Savcılar dediler ki biz süre istiyoruz. Süre istiyoruz deyince mahkeme başkanı çok kızdı. Mahkeme Başkanı, 'Ne süresi kardeşim adam 1 yıl 2 aydır burada' yatıyor dedi. Söylesenize suçu ne ise bunun üzerine savcılar yine kendi aralarında konuştular, o zaman biz ara istiyoruz dediler. Mahkeme 3 saat kadar ara verdi. Dönünce mahkeme başkanı Köksal Şengün, savcıya dönerek buyurun savcı bey dedi. Daha sonra Köksal Şengün'ü bizim tahliyemizi istediği için mahkeme başkanlığından aldılar. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, 'Sanık Ahmet Tuncay Özkan'a suçunun söylenmesi ihsası rey olacağından söylenmemesine ancak sanık suçunu en iyi kendisi bildiğinden anlatması durumundan mahkemenin bundan yararlanacağına ifadelerine yer verdi. Ben o gün Türkiye için çok korktum. Yani masumiyeti istedikleri gibi cezalandırabilir. İstediklerini yapabilirler. Onun üzerine dedim ki, Orta Çağda bile insanlara sen şu suçtan dolayı buradasın şundan yargılanıyorsun deniyordu. Böyle bir şey olamaz. Ama oldu. Ve biz bu güne geldik' dedi.
Özkan, il başkanı ve partilileri ile istişare yaptıktan sonra Kırşehir'den İstanbul'a hareket etti.
Kaynak: İHA
Özkan, 'Polisler aşağıda çağırmaya başlayınca baktım, böyle büyük kameralarla gelmişler, kamera şakası mı yapıyorsunuz çocuklar hayırdır? dedim. Yok dediler biz polisiz. Nereden bileceğim sizin polis olduğunuzu dedim arkalarını döndüler. Sırtlarında polis arması var. Ben kapıyı açıyorum siz gelin dedim. Bizim ev 80 metrekare 120 polis içeri doluştu. Polislere bir yarınız çıkın bir yarınız içeride kalsın ne yaptığınızı bir göreyim dedim. Dokuz saat sonra evden çıktım. Emniyete gittik. Nezaretteyiz, beşinci gün sabaha karşı, Ramazan ayı su vermiyorlar, yarım litre su veriyorlar. Gömlek, takım elbise değişimine hatta sakal tıraşı bile olmama izin vermiyorlar. Neden sakal tıraşı olmama izin vermiyorsunuz dedim, savcı bey öyle istiyor dediler. Gittik savcı beye, üç tane savcı oturuyorlar yan yana cam kenarında Zekeriya Öz savcı var. Ortada Nihat Taşkın savcı var. Yan tarafta da Mehmet Ali Pekgüzel adlı savcı var. Siz beni neden aldınız sorusunu sordum sürekli' diye konuştu.
Sorguya çıkınca kendisinin suçunun söylenerek savunma yapmak istediğini anlatan Özkan açıklamasında, 'Ben savunma yapmak istediğimi söyledim. Savcılar kendi aralarında konuştular. Mahkeme başkanı söyleyin dedi. Savcılar dediler ki biz süre istiyoruz. Süre istiyoruz deyince mahkeme başkanı çok kızdı. Mahkeme Başkanı, 'Ne süresi kardeşim adam 1 yıl 2 aydır burada' yatıyor dedi. Söylesenize suçu ne ise bunun üzerine savcılar yine kendi aralarında konuştular, o zaman biz ara istiyoruz dediler. Mahkeme 3 saat kadar ara verdi. Dönünce mahkeme başkanı Köksal Şengün, savcıya dönerek buyurun savcı bey dedi. Daha sonra Köksal Şengün'ü bizim tahliyemizi istediği için mahkeme başkanlığından aldılar. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, 'Sanık Ahmet Tuncay Özkan'a suçunun söylenmesi ihsası rey olacağından söylenmemesine ancak sanık suçunu en iyi kendisi bildiğinden anlatması durumundan mahkemenin bundan yararlanacağına ifadelerine yer verdi. Ben o gün Türkiye için çok korktum. Yani masumiyeti istedikleri gibi cezalandırabilir. İstediklerini yapabilirler. Onun üzerine dedim ki, Orta Çağda bile insanlara sen şu suçtan dolayı buradasın şundan yargılanıyorsun deniyordu. Böyle bir şey olamaz. Ama oldu. Ve biz bu güne geldik' dedi.
Özkan, il başkanı ve partilileri ile istişare yaptıktan sonra Kırşehir'den İstanbul'a hareket etti.