Türkiye Diyanet Vakfı 40. Yıl Programı İyilik Ödülleri Töreni (2)

BaşŸbakan Ahmet DavutoğŸlu, "AraşŸtırmalar bize gösteriyor ki bu şŸiddet uygulaması psikolojik bir hastalık. Sürekli bunu televizyonda gördüğŸü zaman belli bir dürtüyle oraya insanlar teşŸvik olunuyorlar" dedi.

DavutoğŸlu, Türkiye Diyanet Vakfının, kuruluşŸunun 40. yılı etkinlikleri kapsamında bu yıl ilk kez vereceğŸi "Uluslararası İyilik ǖdülleri" törenine katıldı.

BaşŸbakan DavutoğŸlu, burada yaptığŸı konuşŸmada, çözüm sürecinin başŸarıya ulaşŸmasına ilişŸkin temennisini dile getirerek, "bunun, inşŸallah başŸarılacağŸını, düşŸmanlık tohumu ekenlere, iyilik tohumlarıyla cevap verileceğŸini" söyledi.

DavutoğŸlu, bunun benimsenmesi halinde, burada konuşŸurken ülkenin doğŸusunda ve batısında, kuzeyinde ve güneyinde doğŸan bebeklerin, 20-30 yıl sonra karşŸı karşŸıya gelmeyip, el ele yürüyeceklerini kaydetti.

İhtiyaç sahiplerine gün doğŸar doğŸmaz yardıma kalkan Fatma Bilezikci ve eşŸinin hikayesinin aklına mültecileri getirdiğŸini bildiren DavutoğŸlu, şŸöyle konuşŸtu:
"Dünyanın unuttuğŸu ve sığŸınacakları hiçbir yer olmadığŸı için kapımıza gelen, 'Anadolu diyarı, merhamet diyarıdır' diyerek ve 'Bu millet, asırlarca hiçbir zaman bizi yalnız bırakmadı' diyerek, kapımıza gelenlerin, ilk geldiğŸi anı hatırlıyorum, 25 Nisan 2011'di zannediyorum. O gece bir karar almamız gerekiyordu, ya kapıyı kapatacaktık ya açacaktık. Sayın CumhurbaşŸkanımız, başŸbakandı. Ben de Konya'dan acilen döndüm. İlk mülteciler geldiğŸinde istişŸare ettik. Aklımıza dünyanın en anonim, büyük iyiliğŸi geldi. Bazı iyilikler vardır ki kişŸiye aittir. Bazı iyilikler vardır ki, bir topluma zamanla isim haline gelir. Ensar... Ensarın isimlerini şŸimdi tek tek sayalım desek, isimlerin hepsini saymak mümkün değŸil. Ama, ensar dediğŸinizde artık, o kişŸilerden bağŸımsız, uhrevi, tek başŸına, anonim bir kişŸilik olmuşŸtur. Muhaciri bağŸrına basan, evine açan, her şŸeyini paylaşŸan... İşŸte o an imtihan anıdır, ya kapınızı açarsınız, ya kapınızı kapatırsınız. Ya gönlünüzü açarsınız, ya gönlünüzü karanlıklara açıp, karanlıklara kapatırsınız. İşŸte, o an karar verdik. Bugün sabah Suriye Ulusal Koalisyonunun temsilcilerinin her biri bize tekrar tekrar teşŸekkür ediyordu. Biz, vazifemizi yaptık, aynen Fatma Hanım'ın vazifesini yapması gibi. O nasıl sabah kalkıp bu görevi 20 yıldır yapıyor, şŸimdi Hatay'da, Gaziantep'te, Kilis'te, şžanlıurfa'da ve diğŸer bütün mücavir illerde kalkan ensar da o mültecilere kucaklarını açtı. Bütün Türkiye açtı. Emin olun her şŸey unutulur, ama bunu tarih yazacaktır. 100 yıl, 200 yıl, 300 yıl geçse de nasıl Süleyman şžah'ın hatırası unutulmadı, bir destan olarak bu devam edecektir. İşŸte budur, esas itibarıyla iyiliğŸin özünde var olup olmaması. Biz eğŸer tarihimizden bunu tevarüs etmişŸ olmasaydık, eğŸer 'Bir gün çok kudretli olduğŸumuzda açarız' deseydik, işŸte iyiliğŸin sınırına gelmişŸti."
DavutoğŸlu, babaların sadakaları çocuklarının eliyle verdirmeye çalışŸmalarını hatırlatarak, küçükken, küçük sadaka verebilenlerin, güç ve kudret sahibi olduğŸunda büyüğŸünü de verebileceklerini belirtti.

Balkan ve Kafkas muhacirlerine, Mao döneminden itibaren gelen Uygurlara, Saddam Hüseyin kimyasal silahlarından kaçanlara Anadolu'nun kapılarının açıldığŸını anlatan DavutoğŸlu, kapıların, Suriyelilere de kapanmadığŸını belirtti.

DavutoğŸlu, "Rabbim'in gücü ve kudreti bize öylesine tecelli etsin ki, bütün mazlumlara kapımızı açabilelim, gönlümüzü açabilelim" dedi.

Türkiye'nin 4 yıldır, mültecilere kapısını, gönlünü açarak, bir iyilik destanı yazdığŸını ifade eden DavutoğŸlu, "Ben bir iyilik ödülünü de, eğŸer Diyanet İşŸleri BaşŸkanımız ve Türkiye Diyanet Vakfı kabul buyururlarsa, mültecilere kapısını açan, onunla ekmeğŸini paylaşŸan bütün meçhul kahramanlara veriyorum" ifadesini kullandı.
Yusuf Dede Camii İmamı Naci şžengün'ün, örnek bir davranışŸla camisine akvaryum koyduğŸunu hatırlatan DavutoğŸlu, "Camide akvaryumun ne işŸi var" diye düşŸünenler olabileceğŸini söyledi.

Bunun, camiyi sadece dört duvar gibi görenler için doğŸru olabileceğŸini kaydeden DavutoğŸlu, "EğŸer cami, merhametin tecelli ettiğŸi bir uhrevi mekansa tam da işŸte orada, o akvaryum, caminin içine mihrap gibi doğŸruca oturmuşŸtur, yerini almışŸtır. Neden? LJünkü çocukları oraya çekiyor. Urfa'da o Balıklı Göl'ün uhrevi havasını caminin içine taşŸıyor. Balıkla, Hz. Yunus'u anlatıyor. Ama en güzeli de çocuklara merhameti öğŸretiyor" diye konuşŸtu.
-Kadına şŸiddet uygulayanlar-
Kadına şŸiddet uygulayanların büyük çoğŸunluğŸunun ya alkol ya uyuşŸturucu bağŸımlısı olduklarına ya da ailelerinden şŸiddet gördüklerine işŸaret eden DavutoğŸlu, çocukken şŸiddet görenlerin, büyüyünce şŸiddet; çocukken merhamet görenlerin de merhamet uygulayacağŸını söyledi.

Naci şžengün'ün çocuklara merhameti balıkları besleyerek verirken, bütün topluma ders verdiğŸini kaydeden DavutoğŸlu, "Bizim merhametimiz sadece insanlara değŸildir, bu öyle bir merhamet medeniyetidir ki hayvanata da, nebatata da merhamet eder, 'Sordum sarı çiçeğŸe' diyerek, çiçekle konuşŸur. Yetimi okşŸamak gibi. Yetimin başŸını okşŸamak için güçlü olmaya gerek yok. Herhangi bir varlığŸın, bir ağŸacın yaprağŸını okşŸamak, bir kelebeğŸi avucunuzda tutup, uçuşŸuna şŸahit olmak... Bütün bunlar hep merhamet yansımasıdır. Hocamıza da çocuklarla ilgili verdiğŸi bu ders dolayısıyla teşŸekkür ediyoruz" diye konuşŸtu.
-"Gençlerimiz, başŸkalarına iyilikte yarışŸsınlar"-
DavutoğŸlu, Engelsiz Pedal sivil toplum kuruluşŸunun kendisini çok etkilediğŸini dile getirerek, onların kendisine, öldürülen Ege ǜniversitesi öğŸrencisi Fırat LJakıroğŸlu'nu hatırlattığŸını aktardı.
DavutoğŸlu, şŸöyle devam etti:
"O gençler, eğŸer üniversitelerde ideolojik farklılaşŸmalar sebebiyle karşŸı karşŸıya geleceklerine, her biri böyle bir grup oluşŸtursa, bisikletlerini alıp, meçhul değŸil ama malum diyarlarda meçhul bazı ihtiyaç sahiplerinin gönlünü almak üzere, çocukları o bisikletlerine alsalar, hiç Fırat'ı kaybetmişŸ olur muyduk? Kaybetmezdik. Ki biz, bugün bu görevi üstlenen nesil, 70'li yıllarda, sağŸcı, solcu, şŸu veya bu ideolojik görüşŸe sahip diye, en yakın arkadaşŸlarını kaybetmişŸ bir nesiliz. Hepsi vatan sevdasıyla yapmışŸlardı. Ortaokula girdiğŸimiz dönemde çok yakın arkadaşŸ olduklarımız, karşŸı kutuplar haline geldiler ve hepsi de yine vatana hizmet için kendince, şŸu veya bu ideolojik görüşŸ içinde karşŸılıklı saflaşŸmalarla maalesef bir nesli neredeyse kaybettik.
İşŸte şŸimdi yeni bir neslin kaybolmaması için, hangi etnik ve mezhebi arka plana sahip olursa olsun, hangi ideolojiyi benimsiyor olursa olsun, Engelsiz Pedal örneğŸini yaygınlaşŸtıralım. Gençlerimiz omuz omuza başŸkalarına iyilikte yarışŸsınlar, birbirlerine şŸiddet uygulamada yarışŸmasınlar. Bu güzel örnek de bize bu çarpıcı dersi verdi."
-DavutoğŸlu'nun medyaya ilişŸkin sözleri-
DavutoğŸlu, TRT'deki "Sen Olsan Ne Yapardın" programının yapımcılarının topluma ve medya mensuplarına güzel bir ders verdiğŸini söyledi.

Medyanın büyük bir imkan olduğŸunu vurgulayan DavutoğŸlu, "Bir güzel olay üzerinden merhametin, şŸefkatin, iyiliğŸin sözcüsü de olabilir, bir olumsuz olay üzerinden nefreti de körükleyebilir, düşŸmanlığŸa da zemin hazırlayabilir. Onun için medya mensuplarımıza bir kez daha sesleniyorum, güzelliğŸi yaygınlaşŸtıralım, güzelliklerin bilinmesine, iyiliklerin bilinmesine öncülük edelim. O zaman göreceğŸiz ki, bunun üzerinden aslında yeni bir toplumun inşŸa edilmesi imkanı da var" dedi.

Haberlerde iyilik kahramanlarının değŸil, katiller, soyguncular, "trafik canavarı" denilen sorumsuzca araba kullananlar gibi hep olumsuz imaj ve imgelerin bulunduğŸuna işŸaret eden DavutoğŸlu, normal akan hayatta kötülük arIzi görüldüğŸü için bunlara dikkat çekildiğŸini belirtti.

Halbuki kötülükler sırasında nice kahramanların da iyilik işŸlediklerini söyleyen DavutoğŸlu, şŸunları kaydetti:
"Biri Bizi Gözetliyor diye veya o isimde bir program vardı. Bir o programın muhtevasına bakın. İnsanın mahremiyetini dışŸarı açan, onu mahcup eden, oradaki nefsani çekişŸmeleri, sanki doğŸallık içinde onu izleyenlerde gıybet ve teşŸhir duygusuyla takip eden programlara bakınız, bir de gerçek bir güzel örnek teşŸkil eden 'Sen Olsan Ne Yapardın' başŸlığŸıyla iyilik örneklerini, güzelliğŸe teşŸvik eden programlara bakın. Ben tekrar teşŸekkür ediyorum, bu programın yapımcılarına ve bu programı düşŸünüp, tahayyül dünyasından gerçek bir yayına dönüşŸtürenlere. Onlar, sorumlu medyacılığŸın da öncüsü olacaktır.
ǖzgecan kızımızın olayı üzerinden medyaya birçok kere teşŸekkür ettim. Toplumsal bilinçlenmeye büyük katkı oldu. Bu olay etrafında yapılan tartışŸmalar, konuşŸmalar bunu aydınlattı. Ama aynı şŸekilde, bu olayın sürekli görsel anlamda işŸlenmesiyle önce muhterem ailesine, sonra da bazı istisnai durumlarda, suç işŸlemeye mütemayil kişŸilere neredeyse örnek teşŸkil edecek şŸekilde sürekli verilmesi ise tam tersine olumsuz bir etki yaptı. AraşŸtırmalar bize gösteriyor ki bu şŸiddet uygulaması psikolojik bir hastalık. Sürekli bunu televizyonda gördüğŸü zaman belli bir dürtüyle oraya insanlar teşŸvik olunuyorlar. Halbuki Mehmet Arslan'ın o güzel mesajını sürekli vermek, insanları hiç bıktırmayacaktır, dostluğŸa, kardeşŸliğŸe teşŸvik edecektir. GördüğŸünüz gibi bütün bu iyilik örneklerinden bize verilecek çok dersler var. Bu dersleri bize veren bu iyilik kahramanlarına ben, sizler adına, milletimiz adına, insanlık adına teşŸekkür ediyorum."
-Türkiye Diyanet Vakfına teşŸekkür-
Türkiye Diyanet Vakfına, ödül vermeyi başŸlattıkları için teşŸekkür eden DavutoğŸlu, ancak iyilik ödüllerinin kategorilerinin artırılabileceğŸini ve sadece Türkiye'den değŸil, yurt dışŸından iyilik örneklerinin de ödüllendirilebileceğŸini ifade etti.

DavutoğŸlu, bunun yapılması halinde Türkiye ile bu ülkeler arasında iyilik köprüsü kurulacağŸına inandığŸını dile getirdi.
Diyanet İşŸleri BaşŸkanlığŸı ve Türkiye Diyanet Vakfının yurt dışŸındaki hizmetlerine doğŸrudan şŸahit olduğŸunu belirten DavutoğŸlu, bunların muazzam hizmetler olduğŸunu vurguladı.
Törende dinlenen korodaki gençlerin, 15'e yakın ülkeden geldiğŸine dikkati çeken DavutoğŸlu, bu gençlerin burada toplanmasının bile iyilik olduğŸunu söyledi.

DavutoğŸlu, "EğŸer o gençler burada olmasalardı, Orta Afrika Cumhuriyetinde bir çatışŸmada ölmüşŸ olabilirlerdi. Somali'de bir terör örgütünün eline düşŸmüşŸ olabilirlerdi. Ama buradalar ve ana kucağŸındalar. Ana kucağŸını bize emanet eden ecdadı da rahmetle anıyorum. Bu ana kucağŸı, bundan sonra da ana kucağŸı olmaya devam edecek" diye konuşŸtu.
Türkiye'nin iyilik timsali olan birçok sivil toplum kuruluşŸu bulunduğŸuna işŸaret eden DavutoğŸlu, onlara da teşŸekkür etti.
DavutoğŸlu, "Bu ana kucağŸı, dünyanın bütün mazlumlarına, yetimlerine sahip çıkacak köklü bir tarihi gelenekten geliyor. Allah bize bu geleneğŸi sürdürmeyi nasip etsin ve bu geleneğŸi sürdürerek, kapımıza gelenleri ağŸırlamak, kapımıza gelemeyen mazlumlara ulaşŸabilmek, yetimlerin başŸlarını okşŸayabilmek, zulüm gören kim olursa olsun, onun karşŸısında hakkı söyleyecek kadar onurlu ve vakur bir iyilik timsali olmak konusunda bize yardım etsin. Bu gücümüzü daim, iyiliklerimizi kaim eylesin" dedi.

(Son)

 
Kaynak: AA