Enerji Bakanı Yıldız'dan 'Enerji Yatırımları Dersi'
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Enerji kaynaklarının ele geçirilmesi için çeşitli mücadeleler verildi. 200 yıldan bu yana devam eden savaşların en temel sebebi enerjidir" dedi.
Yıldız, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ile Medeniyetin Burçları Derneği'nin kentte eğitim gören yabancı öğrenciler için düzenlediği Uluslararası Öğrenciler Akademisi programına katıldı.
Burada öğrencilere "enerji yatırımları" konusunda ders veren Yıldız, küresel enerji sisteminin sosyal eşitsizlik, adaletsizlik gibi önemli bir tehditle karşı karşıya olduğunu, bundan sonra gerek enerjsi olsun gerekse sosyal konularla alakalı yatırımlarda dünyanın kendine çeki düzen vermesi gerektiğini söyledi.
Herkesin enerjiden, sanayinin fırsatlarından, çevre koşullarından aynı şekilde faydalanamadığını ifade eden Yıldız, "Bir kısmı nimetleriyle bir kısmı ise külfetleriyle ön planda yer alıyor. 100 yıl önce yaşayanlar Sanayileşme Devrimi ile beraber çok acımasızca yalnızca kutsallarına sanayileşmeyi koyarak bir kısım işlemlerde bulundular. Bugüne göre daha az gelişmiş teknolojiyle çevreyi kirlettiler" diye konuştu.
Dünyada gelecek nesle büyük külfetler bırakıldığını anlatan Yıldız, bu nedenle Türkiye'deki enerji politikalarının tüm bu sosyal olguları ve siyasi yaklaşımları içinde barındıran anlayışla ilerlediğini, çevreye duyarlı bir şekilde enerji politikalarını yürütmeye çalıştıklarını dile getirdi.
- Ham petrol fiyatındaki değişiklikler
Ham petrol fiyatlarındaki değişikliklere de değinen Yıldız, şöyle konuştu:
"Değişiklikler bir kısım sermaye transferlerine neden oldu. Petrol üreticisi ülkelerden 975 milyar doları aldı, petrol tüketicisi ülkelere verdi, bu son 7 ay içinde. Ciddi bir rakam ve bunun getirdiği bazı sosyal dengesizlikler var. Bazı ülkeler petrol ve doğalgazdan elde ettikleri gelirlerin yüzde 97'sini bir fonda toplayıp genel bütçelerine dahil etmezken, bazı ülkeler de hemen hemen tamamını genel bütçeye dahil ediyor. Bu şu demek, ham petrol fiyatları düştüğünde etkilenen ülkeler olduğu gibi bundan hiç etkilenmeyen ülkeler de var. Etkilense ne oluyor, o ülkenin yönetimi komple değişiyor, bütçeleme sistemi değişiyor, komşuları bundan zarar görüyor. Dünyada en fazla petrol, doğalgaz ve kömür kullanılıyor. Dünyanın enerji ihtiyacının yüzde 85'i bu üç kaynaktan sağlanıyor, kalan yüzde 15 de diğer kaynaklardan sağlanıyor. Dünya bu enerji kaynaklarına bağımlılığı azaltmaya çalışıyor."
Enerji kaynaklarının ele geçirilmesi için çeşitli mücadeleler verildiğini belirten Yıldız, 200 yıldan bu yana devam eden savaşların en temel sebebinin enerji olduğunu kaydetti.
Yıldız, "Ham petrol ve doğalgaz yer altındayken savaşın, yer üstündeyken de barışın gerekçesi şeklinde gelişiyor dünyada. Biz aldığımız kültür, eğitim ve İslami gerekçelerle de hiçbir şeyi savaş gerekçesi olarak kullanamayız. O yüzden enerjiyle ilgili yatırımlar, uluslararası yapılardan ayrıştırılarak incelenemezler. Her şey birbiriyle matruşka gibi iç içe geçmiş ilişki şeklinde ilerliyor. Bunları yalın, sade bir şekilde görmek biraz tabi ki safdillik olur" ifadelerini kullandı.
Algılarla gerçeklerin çok farklı olduğunun altını çizen Yıldız, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklarını pek çok AB ülkesine oranla daha fazla kullandığını anlattı.
Türkiye'nin yılda 100-106 milyon ton kömür kullandığını belirten Yıldız, "Dünyanın kullandığı ise 7 milyar ton. Çin yılda tek başına 3,5 milyar ton kömür kullanıyor. Türkiye'nin 12 yılda bulduğu kömür rezervi zaten 7-8 milyar ton. O yüzden politikalarımıza şu cümleyi ekledik, 'Dünyayı kim kirlettiyse onlar temizlesin'. Tersi adilane olmaz, bize haksızlık olur" diye konuştu.
- Öğrencilerden Yıldız'a soru
Konuşmasının ardından Yıldız, Türkiye'de eğitim gören yabancı öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Çadlı bir öğrencinin ülkesinin Türkiye gibi ilerlemesi için nelere ihtiyacı olduğunu sorması üzerine Yıldız, bir ülkenin avantajı varsa dezavantajı da olduğunu, Çad'ın da avantajlarını ortaya çıkarması gerektiğini söyledi.
Kerküklü bir öğrencinin DEAŞ'ın Kerkük'ten ayrılması durumunda bölgenin eski haline dönüp dönmeyeceğini sorması üzerine Yıldız, şunları kaydetti:
"DEAŞ'ın oluşturduğu terörün en çok tehdit ettiği sektör enerji sektörü. Hiçbir sektör istikrarsızlıktan hoşlanmaz ama enerji hiç hoşlanmaz. Kerkük'ün, Musul'un ve o coğrafyanın ham petrol rezervinin ne kadar geniş olduğunu hepimiz biliyoruz. Kerkük bu zenginliklere DEAŞ'tan sonra kavuşur. Komşumuzdaki istikrarsızlık da istikrar da bizi ilgilendirir."
Yıldız, aynı öğrencinin "Bir Kerküklü olarak benim yerim yeni Türkiye'de neresi olacak" sorusuna ise "Başımızın üstünde yerin var" şeklinde cevap verdi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Yardımcısı Mehmet Köse de Türkiye'de eğitim gören yabancı öğrenciler için yapılan çalışmalara değindi.
Kaynak: AA
Burada öğrencilere "enerji yatırımları" konusunda ders veren Yıldız, küresel enerji sisteminin sosyal eşitsizlik, adaletsizlik gibi önemli bir tehditle karşı karşıya olduğunu, bundan sonra gerek enerjsi olsun gerekse sosyal konularla alakalı yatırımlarda dünyanın kendine çeki düzen vermesi gerektiğini söyledi.
Herkesin enerjiden, sanayinin fırsatlarından, çevre koşullarından aynı şekilde faydalanamadığını ifade eden Yıldız, "Bir kısmı nimetleriyle bir kısmı ise külfetleriyle ön planda yer alıyor. 100 yıl önce yaşayanlar Sanayileşme Devrimi ile beraber çok acımasızca yalnızca kutsallarına sanayileşmeyi koyarak bir kısım işlemlerde bulundular. Bugüne göre daha az gelişmiş teknolojiyle çevreyi kirlettiler" diye konuştu.
Dünyada gelecek nesle büyük külfetler bırakıldığını anlatan Yıldız, bu nedenle Türkiye'deki enerji politikalarının tüm bu sosyal olguları ve siyasi yaklaşımları içinde barındıran anlayışla ilerlediğini, çevreye duyarlı bir şekilde enerji politikalarını yürütmeye çalıştıklarını dile getirdi.
- Ham petrol fiyatındaki değişiklikler
Ham petrol fiyatlarındaki değişikliklere de değinen Yıldız, şöyle konuştu:
"Değişiklikler bir kısım sermaye transferlerine neden oldu. Petrol üreticisi ülkelerden 975 milyar doları aldı, petrol tüketicisi ülkelere verdi, bu son 7 ay içinde. Ciddi bir rakam ve bunun getirdiği bazı sosyal dengesizlikler var. Bazı ülkeler petrol ve doğalgazdan elde ettikleri gelirlerin yüzde 97'sini bir fonda toplayıp genel bütçelerine dahil etmezken, bazı ülkeler de hemen hemen tamamını genel bütçeye dahil ediyor. Bu şu demek, ham petrol fiyatları düştüğünde etkilenen ülkeler olduğu gibi bundan hiç etkilenmeyen ülkeler de var. Etkilense ne oluyor, o ülkenin yönetimi komple değişiyor, bütçeleme sistemi değişiyor, komşuları bundan zarar görüyor. Dünyada en fazla petrol, doğalgaz ve kömür kullanılıyor. Dünyanın enerji ihtiyacının yüzde 85'i bu üç kaynaktan sağlanıyor, kalan yüzde 15 de diğer kaynaklardan sağlanıyor. Dünya bu enerji kaynaklarına bağımlılığı azaltmaya çalışıyor."
Enerji kaynaklarının ele geçirilmesi için çeşitli mücadeleler verildiğini belirten Yıldız, 200 yıldan bu yana devam eden savaşların en temel sebebinin enerji olduğunu kaydetti.
Yıldız, "Ham petrol ve doğalgaz yer altındayken savaşın, yer üstündeyken de barışın gerekçesi şeklinde gelişiyor dünyada. Biz aldığımız kültür, eğitim ve İslami gerekçelerle de hiçbir şeyi savaş gerekçesi olarak kullanamayız. O yüzden enerjiyle ilgili yatırımlar, uluslararası yapılardan ayrıştırılarak incelenemezler. Her şey birbiriyle matruşka gibi iç içe geçmiş ilişki şeklinde ilerliyor. Bunları yalın, sade bir şekilde görmek biraz tabi ki safdillik olur" ifadelerini kullandı.
Algılarla gerçeklerin çok farklı olduğunun altını çizen Yıldız, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklarını pek çok AB ülkesine oranla daha fazla kullandığını anlattı.
Türkiye'nin yılda 100-106 milyon ton kömür kullandığını belirten Yıldız, "Dünyanın kullandığı ise 7 milyar ton. Çin yılda tek başına 3,5 milyar ton kömür kullanıyor. Türkiye'nin 12 yılda bulduğu kömür rezervi zaten 7-8 milyar ton. O yüzden politikalarımıza şu cümleyi ekledik, 'Dünyayı kim kirlettiyse onlar temizlesin'. Tersi adilane olmaz, bize haksızlık olur" diye konuştu.
- Öğrencilerden Yıldız'a soru
Konuşmasının ardından Yıldız, Türkiye'de eğitim gören yabancı öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Çadlı bir öğrencinin ülkesinin Türkiye gibi ilerlemesi için nelere ihtiyacı olduğunu sorması üzerine Yıldız, bir ülkenin avantajı varsa dezavantajı da olduğunu, Çad'ın da avantajlarını ortaya çıkarması gerektiğini söyledi.
Kerküklü bir öğrencinin DEAŞ'ın Kerkük'ten ayrılması durumunda bölgenin eski haline dönüp dönmeyeceğini sorması üzerine Yıldız, şunları kaydetti:
"DEAŞ'ın oluşturduğu terörün en çok tehdit ettiği sektör enerji sektörü. Hiçbir sektör istikrarsızlıktan hoşlanmaz ama enerji hiç hoşlanmaz. Kerkük'ün, Musul'un ve o coğrafyanın ham petrol rezervinin ne kadar geniş olduğunu hepimiz biliyoruz. Kerkük bu zenginliklere DEAŞ'tan sonra kavuşur. Komşumuzdaki istikrarsızlık da istikrar da bizi ilgilendirir."
Yıldız, aynı öğrencinin "Bir Kerküklü olarak benim yerim yeni Türkiye'de neresi olacak" sorusuna ise "Başımızın üstünde yerin var" şeklinde cevap verdi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Yardımcısı Mehmet Köse de Türkiye'de eğitim gören yabancı öğrenciler için yapılan çalışmalara değindi.