Boğaçayı Ovası Yılda 7,5 Milim Denize Batıyor
Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nihat Dipova, küresel düzeyde deniz seviyesindeki yükselmenin yılda ortalama 3,2 milimetreye ulaştığını, Antalya merkezinde lüks otel ve konutların bulunduğu Boğaçayı Ovası'nda ise deniz seviyesinin, tektonik hareketlerin de etkisiyle yılda 7,5 milim yükseldiğini bildirdi.
Dipova, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel iklim değişikliğinin beklenen etkilerinden birinin deniz seviyelerindeki yükselme olduğunu kaydetti.
Geçen yüzyılda deniz seviyesinin dünya genelinde ortalama 10-25 santimetre yükseldiğini belirten Dipova, "Bu olayın 1860 yılından beri atmosfer sıcaklığının 0,3-0,6 santigrat derece yükselmesiyle ilişkisi vardır. Sıcaklık artışı ile buzullar erimekte ve ayrıca tüm su kütleleri genleşmektedir. 1990'dan sonra deniz seviyesi yükselmesi yılda 3 milimetrenin üzerine çıkmış, 3,2 milimetre olmuştur" dedi.
İklim değişikliği alanında çalışmalar yapan Birleşmiş Milletler'in bir alt kuruluşu Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporlarında, 21. Yüzyıl'da deniz seviyesinin 1 metre yükselebileceğinin belirtildiğine işaret eden Dipova, NASA liderliğinde yapılan bir araştırmada da Batı Antarktika'da eriyen buzulların geri döndürülemez biçimde çekildiğinin ortaya çıktığına değindi.
Doç. Dr. Dipova, buzulların bu hızla yok olması halinde, küresel deniz seviyesinin yaklaşık 1,2 metre yükseleceğinin hesaplandığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Kıyı bölgeleri ve küçük adalar tehlike altındadır. Güçsüz ekonomiye sahip gelişmekte olan ülkeler büyük bir riskle yüz yüzedir. Mevcut koşullarda deniz seviyesinin 1 metre yükselmesiyle Uruguay'ın yüzde 0,05'i, Mısır'ın yüzde 1'i, Hollanda'nın yüzde 6'sı ve Bangladeş'in yüzde 5'inin sular altında kalacağı tahmin edilmektedir. Deniz seviyesi yükselmesinin etkileri şimdiden şehirleri etkilemeye başlamıştır. Venedik'te yüksek gelgit seviyelerinde su seviyesi yol kotunun üstüne çıktığından yayaların yürümesi için platformlar inşa edilmiştir. Londra'da deniz seviyesi yükselmesinden korunmak için Thames nehrinin ağzına bir bariyer yapılmıştır. Yüksek deniz seviyesi yüksek gel-git, kuvvetli dalga ve tsunami gibi ekstrem olayların da şiddetini artıracaktır. Denizlerin yükselmesi kıyı alanlarda tatlı su kaynaklarına da zarar verecektir. Kıyı su alanları tuzlu suyun yeraltı sularına karışması yüzünden tehlike altındadır."
- Türkiye'de deniz seviyesindeki değişimler
Küresel iklim değişimlerinin Türkiye üzerindeki etkilerini de anlatan Doç. Dr. Nihat Dipova, deniz seviyesindeki değişimleri ölçmek amacıyla Akdeniz'de Antalya, Ege Denizi'nde Bodrum, Marmara Denizi'nde Erdek ve Karadeniz'de Samsun'a gelişmiş mareograf istasyonları kurulduğunu bildirdi.
Harita Genel Komutanlığı Jeodezi Dairesi Başkanlığına bağlı veri merkezi ve yerel mareograf istasyonları ile Türkiye Ulusal Deniz Seviyesi İzleme Sistemi'nin de (TUDES) kurulduğuna işaret eden Dipova, "Bu çalışma sonuçlarına göre Türkiye kıyılarında ortalama deniz seviyesi, belirgin olarak yükselmektedir. Yerel deniz seviyesi değişimlerinin yerleşim alanlarında verimli toprakların, yol gibi mühendislik yapılarının deniz suyu altında kalmasına sebep olabileceği değerlendirilmektedir" dedi.
- Boğaçay Ovası risk altında
Dipova, Antalya'daki mareograf cihazının lüks oteller ve konutların yoğunlukta bulunduğu Boğaçayı bölgesi yakınındaki Antalya Limanı'nda bulunduğunu söyledi.
Antalya Limanı'ndaki mareograf istasyonunda 1985-2005 yıllarında toplam deniz seviyesi yükselmesinin 14 santimetre ölçüldüğüne dikkati çeken Dipova, aynı dönemde bölgede yıllık ortalama deniz seviyesi yükselmesinin 7,5 milimetre olduğunu kaydetti.
Bu değerin, yılda 3,2 milimetre olan global değerin çok üzerinde olduğunu vurgulayan Dipova, bazı bölgelerde buzulların erimesine bağlı deniz seviyesi yükselmesine ek olarak, kara bölgesinde de çökmeler gözlenebildiğine işaret etti. Dipova, "Boğaçay Ovası'nı da içine alan Teke Yarımadası'nın diğer kıyılarında bunun izleri mevcut. Geçmişte kurulmuş antik yerleşimler günümüzde deniz seviyesinin altında" diye konuştu.
Boğaçay Ovası'ndaki yıllık 7,5 milimetrelik deniz seviyesi yükselmesinin de küresel ısınma ve tektonik düşey kıtasal hareketten kaynaklandığını vurgulayan Dipova, şunları kaydetti:
"Tektonik etkilerle Anadolu bloğu batıya doğru hareket etmiş ve sıkışma sonucu oluşan yükselme, Aksu Havzası'nın yarı graben şeklinde açılmasını sağlamıştır. Böylece kıta batıda çökmüş, doğuda ise yükselmiştir. Antalya Kaleiçi merkez kabul edilirse, Teke Yarımadası'nı içine alan batı bölüm, batmış kıyı yapılarından oluşur. Fethiye-Boğaçay Ovası arasında kalan Teke Yarımadası kıyılarında bulunan batık kentler bu mekanizma sonucu uzun zaman içinde batmış olmalıdır."
Doç. Dr. Nihat Dipova, Akdeniz kıyısındaki diğer istasyonlardan Bodrum'da aynı dönemde deniz seviyesindeki yükselmenin 4,3 milimetre, İzmir Menteş'teki istasyonda ise 3,8 milimetre ölçüldüğünü bildirdi.
Kaynak: AA
Geçen yüzyılda deniz seviyesinin dünya genelinde ortalama 10-25 santimetre yükseldiğini belirten Dipova, "Bu olayın 1860 yılından beri atmosfer sıcaklığının 0,3-0,6 santigrat derece yükselmesiyle ilişkisi vardır. Sıcaklık artışı ile buzullar erimekte ve ayrıca tüm su kütleleri genleşmektedir. 1990'dan sonra deniz seviyesi yükselmesi yılda 3 milimetrenin üzerine çıkmış, 3,2 milimetre olmuştur" dedi.
İklim değişikliği alanında çalışmalar yapan Birleşmiş Milletler'in bir alt kuruluşu Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporlarında, 21. Yüzyıl'da deniz seviyesinin 1 metre yükselebileceğinin belirtildiğine işaret eden Dipova, NASA liderliğinde yapılan bir araştırmada da Batı Antarktika'da eriyen buzulların geri döndürülemez biçimde çekildiğinin ortaya çıktığına değindi.
Doç. Dr. Dipova, buzulların bu hızla yok olması halinde, küresel deniz seviyesinin yaklaşık 1,2 metre yükseleceğinin hesaplandığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Kıyı bölgeleri ve küçük adalar tehlike altındadır. Güçsüz ekonomiye sahip gelişmekte olan ülkeler büyük bir riskle yüz yüzedir. Mevcut koşullarda deniz seviyesinin 1 metre yükselmesiyle Uruguay'ın yüzde 0,05'i, Mısır'ın yüzde 1'i, Hollanda'nın yüzde 6'sı ve Bangladeş'in yüzde 5'inin sular altında kalacağı tahmin edilmektedir. Deniz seviyesi yükselmesinin etkileri şimdiden şehirleri etkilemeye başlamıştır. Venedik'te yüksek gelgit seviyelerinde su seviyesi yol kotunun üstüne çıktığından yayaların yürümesi için platformlar inşa edilmiştir. Londra'da deniz seviyesi yükselmesinden korunmak için Thames nehrinin ağzına bir bariyer yapılmıştır. Yüksek deniz seviyesi yüksek gel-git, kuvvetli dalga ve tsunami gibi ekstrem olayların da şiddetini artıracaktır. Denizlerin yükselmesi kıyı alanlarda tatlı su kaynaklarına da zarar verecektir. Kıyı su alanları tuzlu suyun yeraltı sularına karışması yüzünden tehlike altındadır."
- Türkiye'de deniz seviyesindeki değişimler
Küresel iklim değişimlerinin Türkiye üzerindeki etkilerini de anlatan Doç. Dr. Nihat Dipova, deniz seviyesindeki değişimleri ölçmek amacıyla Akdeniz'de Antalya, Ege Denizi'nde Bodrum, Marmara Denizi'nde Erdek ve Karadeniz'de Samsun'a gelişmiş mareograf istasyonları kurulduğunu bildirdi.
Harita Genel Komutanlığı Jeodezi Dairesi Başkanlığına bağlı veri merkezi ve yerel mareograf istasyonları ile Türkiye Ulusal Deniz Seviyesi İzleme Sistemi'nin de (TUDES) kurulduğuna işaret eden Dipova, "Bu çalışma sonuçlarına göre Türkiye kıyılarında ortalama deniz seviyesi, belirgin olarak yükselmektedir. Yerel deniz seviyesi değişimlerinin yerleşim alanlarında verimli toprakların, yol gibi mühendislik yapılarının deniz suyu altında kalmasına sebep olabileceği değerlendirilmektedir" dedi.
- Boğaçay Ovası risk altında
Dipova, Antalya'daki mareograf cihazının lüks oteller ve konutların yoğunlukta bulunduğu Boğaçayı bölgesi yakınındaki Antalya Limanı'nda bulunduğunu söyledi.
Antalya Limanı'ndaki mareograf istasyonunda 1985-2005 yıllarında toplam deniz seviyesi yükselmesinin 14 santimetre ölçüldüğüne dikkati çeken Dipova, aynı dönemde bölgede yıllık ortalama deniz seviyesi yükselmesinin 7,5 milimetre olduğunu kaydetti.
Bu değerin, yılda 3,2 milimetre olan global değerin çok üzerinde olduğunu vurgulayan Dipova, bazı bölgelerde buzulların erimesine bağlı deniz seviyesi yükselmesine ek olarak, kara bölgesinde de çökmeler gözlenebildiğine işaret etti. Dipova, "Boğaçay Ovası'nı da içine alan Teke Yarımadası'nın diğer kıyılarında bunun izleri mevcut. Geçmişte kurulmuş antik yerleşimler günümüzde deniz seviyesinin altında" diye konuştu.
Boğaçay Ovası'ndaki yıllık 7,5 milimetrelik deniz seviyesi yükselmesinin de küresel ısınma ve tektonik düşey kıtasal hareketten kaynaklandığını vurgulayan Dipova, şunları kaydetti:
"Tektonik etkilerle Anadolu bloğu batıya doğru hareket etmiş ve sıkışma sonucu oluşan yükselme, Aksu Havzası'nın yarı graben şeklinde açılmasını sağlamıştır. Böylece kıta batıda çökmüş, doğuda ise yükselmiştir. Antalya Kaleiçi merkez kabul edilirse, Teke Yarımadası'nı içine alan batı bölüm, batmış kıyı yapılarından oluşur. Fethiye-Boğaçay Ovası arasında kalan Teke Yarımadası kıyılarında bulunan batık kentler bu mekanizma sonucu uzun zaman içinde batmış olmalıdır."
Doç. Dr. Nihat Dipova, Akdeniz kıyısındaki diğer istasyonlardan Bodrum'da aynı dönemde deniz seviyesindeki yükselmenin 4,3 milimetre, İzmir Menteş'teki istasyonda ise 3,8 milimetre ölçüldüğünü bildirdi.