Kreş Dönemindeki Çocuklara Hepatit Uyarısı

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Uzman Dr. Bekir Uygun, viral hepatitlerin, hepatit virüsleri (A, B, C, D, E, G virüsleri) ya da daha nadir olarak diğer hastalıkların nedeni olan virüslerle (Herpes, EBV, CMV) meydana geldiğini belirtti.

Kreş Dönemindeki Çocuklara Hepatit Uyarısı
Hepatit A’ın Türkiye’de özellikle kreş dönemindeki çocuklarda görüldüğünü belirten Dr. Uygun, Hepatit A’nın, hasta kişilerin dışkılarıyla kirlenmiş yiyecek, su ve dışkıyla kirlenmiş elle yüzeylerden bulaştığına dikkat çekti.
Bu virüslerden, Hepatit A ve E’nin esas olarak yiyecek ve içeceklerle bulaştığını belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Uzman Dr. Bekir Uygun, “Duyarlı kişilerde özellikle de çocuklarda salgın yapabilmektedir. Diğer B, C, D, G virüsleri ise kan yoluyla, kan, vücut sıvılarıyla bulaşmış materyalle ya da yakın temasla geçebilir” ifadelerini kullandı.

“HALSİZLİK, İŞTAHSIZLIK, KUSMA BELİRTİSİNE DİKKAT”
Hastalığın halk arasında sarılık olarak bilinmesine rağmen bütün hastalarda sarılığın oluşmadığına vurgu yapan Uzman Dr. Uygun, “Hastalığın belirtileri virüsün tipinden çok karaciğerde yaptığı hasara göre değişiklik gösterir. Bazı hastalarda ise hiç belirti ve bulgu olmayabilir. Kimi hastalarda ise halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, eklem ağrıları, kaşıntı, göz aklarında ve ciltte sararma, ateş, dışkı renginde açılma, idrar renginde koyulaşma gibi bulgular oluşabilir” şeklinde konuştu.

“KREŞ DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARDA SIK GÖRÜLÜYOR”
Hepatit A’nın ülkemizde özellikle kreş dönemindeki çocuklarda sık görüldüğünün altını çizen Uzman Dr. Uygun, şunları söyledi:
“Bu yaş grubunda hiç belirti vermemesi nedeniyle çoğu kez hastalığın tanısı konulmadan hastalar iyileşmektedir. Hepatit A, hasta kişilerin dışkılarıyla kirlenmiş yiyecek, su ve dışkıyla kirlenmiş eller ve yüzeylerden bulaşır. Duyarlı kişilerin çok olduğu kreş ve okullarda salgınlar yapabilir. Hastalık kronikleşmez, karaciğerde kalıcı hasar bırakmaz, erişkinlerde hastalık daha ağır seyreder.”

“HASTANIN ÖZEL EŞYALARI AYRILMALI”
Hepatit E’nin de Hepatit A gibi dışkıyla kirlenmiş su veya yiyeceklerle bulaştığını belirten Uzman Dr. Uygun, “Hepatit A’ya göre daha az görülür, kronikleşmez ve kalıcı karaciğer hasarı yapmaz. Özellikle gebelerde ağır seyreder ve ölümcül olabilir. Korunmada, el yıkamaya özen gösterilmesi, tuvaletlerin, hastaların kullanımından sonra çamaşır suyuyla dezenfekte edilmesi, hasta çocukların iyileşene kadar okula gönderilmemesi, hastanın bardak, havlu vb. eşyalarının ayrılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

“HEPATİT E’NİN AŞISI YOKTUR”
Hepati A'nın aşısı olduğunu söyleyen Dr. Uygun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hepatit E’nin aşısı yoktur. Hepatit B ve C ise kronikleşme eğiliminde olması ve kalıcı karaciğer hasarına yol açabilmesi nedeniyle önemlidir. Her iki hastalık, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşabilmektedir. Hepatit B’yle erişkin yaşta karşılaşan hastaların yüzde 95’i, 6 ay içerisinde iyileşmesine rağmen hastalıkla küçük yaşta karşılaşanların ise yüzde 90’dan fazlası kronikleşmektedir. Hepatit C ise bütün hastaların yaklaşık yüzde 80’ninde kronikleşmektedir.”

“STERİL OLMAYAN MALZEMELER RİSKLİ”
Hastalığın bulaşma yolları hakkında da konuşan Dr. Uygun, “Enfekte kanla temas, manikür, pedikür malzemelerinin steril edilmeden kullanılması, toplu sünnet törenlerinde steriliteye ve hijyene dikkat edilmemesi, uyuşturucu ve ilaç enjeksiyonu esnasında mikroplu iğnelerin ortak kullanılması, steril edilmemiş malzemelerle yapılan diş tedavileri, korunmasız cinsel ilişki, sterilizasyona dikkat edilmeden yapılan dövme, mikrobu taşıyan gebeden çocuğa bulaşma olabilmektedir” dedi.

“DİYALİZ TEDAVİSİ GÖRENLER TETKİK YAPTIRMALI”
Hepatitli hastaların büyük bölümünde hastalarda belirgin bir belirti ve bulgu olmadığı için hastalığın tanısının ancak yapılacak kan testleriyle konulabildiğini belirten Dr. Uygun, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu nedenle ailesinde veya birlikte yaşadığı kişilerde hepatit olanların, dövme, yaptıranlar, yetkisiz ve kontrolsüz yerlerde diş tedavisi yaptıranlar, diyaliz tedavisi görenler, uzun süre hapiste kalanlar, sağlık personelleri gibi risk grubunda olanların bir sağlık kuruluşunda tetkik yaptırmaları gerekmektedir.”
Kaynak: İHA