'Solun 2. Akdeniz Konferansı'

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Mart ayında PKK dağdan iniyor, silah bıraktı bırakacak" gibi bir karşılığı olmayan, kamuoyunu yanıltmaya dönük beklentilerin çözüm süreciyle ilgili açıklamayı geciktirdiğini belirterek, "Şunu da söyleyeyim, martta PKK dağdan inecekse biz buna karşı falan değiliz fakat gerçekçi olmadığını biliyoruz" dedi.

Demirtaş, Avrupa Sol Partisi'nce düzenlenen "Solun 2. Akdeniz Konferansı"nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu'da kritik bir süreçten geçildiğini belirterek, bu dönemdeki koşulların ağır olduğunu söyledi.

"Parlamentoda 3 gündür muhalefet, zulüm yasasına karşı direnirken AKP nasıl bir zihniyete sahip olduğunu pratikte gösteriyor" diyen Demirtaş, en büyük eksikliğin AK Parti şahsında gerçekleşen hegemonyacı birliğin, direniş cephesinde gerçekleşmemesi olduğunu kaydetti.

Demirtaş, AK Parti'nin kapitalist sistemin en başarılı uygulayıcılarından biri olduğunu ileri sürerek, şöyle devam etti:
"AKP'nin toplumda, sistemde yol açtığı tahribatları önleyebilmenin yolu, antikapitalist bir siyaseti her alanda örgütleyebilmek, bunu dayanışmacı bir ruhla siyasete aktarabilmektedir. Bizlere düşen, Türkiye'deki ileri hareketlere düşen şey, şu tarihi fırsatı kaçırmamak adına önümüzde bulunan büyüme, hamle yapma, zafer imkanını başka şeylere feda etmeme konusundaki tarihi sorumluluğumuzu yerine getirmektir. Biz parti olarak bu tarihi imkanları görüyor ve bunun gereğini yapmaya çalışıyoruz. 7 Haziran seçimleri AKP'yi geriletmenin son 12 yıldaki en büyük olanağını ortaya çıkarıyor. Bir tarafta yıpranmış bir hükümet, iktidar, diğer tarafta da insana dair, özgürlükçü bakış açısını savunan toplumsal dinamik, muhalefet gücü olacak. Bunlar AKP karşısında eğer bu dönemde de bir hamle, çıkış yapamayacaksa, bu başarı solun başarısı olarak tarihe yazılamayacaksa, bunun sorumluluğu AKP'de falan değildir. Bu bir AKP başarısı olarak tarihe geçmeyecektir. Bu, solun başarısızlığı olarak tarihe geçecektir. 2015 seçimlerinin bize sunduğu temel fırsat budur."
Demirtaş, HDP şahsında yakalayacakları başarıyı bir etnik kimliğin, mezhebin, inancın başarısı olarak addetmediklerini, bunun solun başarısı olarak ortaya çıkması gerektiğini ifade ederek, "Türkiye siyaset sahnesine sol bir hareketin damga vuracağı ve 2019 seçimlerinde iktidar olmayı hedefleyen yürüyüşün başlangıcı olarak ele alınmalıdır. Bu bizim açımızdan bir rüya değildir. Türkiye'deki toplumsal gerçeklik buna denk düşen bir muhalefete sahiptir. Bölgesel gelişmeler bize bu imkanı sunuyor. Biz bir araya gelip bütün toplumsal dinamiklerle birlikte hareket etmeyi başarabilirsek, bu Türkiye halklarına karşı en azından tarihi görevimizin yerine getirilmesi fırsatı sunacak. Elbette ki 7 Haziran seçimlerinde bir devrim çıkmayacak ama AKP'nin artık tek başına iktidar olamayacağı sonucu yaratma açısından HDP'ye önemli bir misyon, tarihi görev yüklüyor. 7 Haziran'a giderken kısmı ittifaklarla yapacağımız hamle, elde edeceğimiz başarıyla birlikte çok daha büyük ittifakların imkanını, zeminini bizlere sunacaktır" şeklinde konuştu.

- Çözüm süreci
Demirtaş, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çözüm sürecinde gelinen son durum ve Hakan Fidan'ın MİT Müsteşarlığı'ndan istifasının bu süreçle bağlantılı olup olmadığına ilişkin soru üzerine Demirtaş, İmralı'da son yapılan görüşmede, ortak bir açıklama yapılabileceğinin basında ifade edildiğini belirterek, "Ortak açıklama, önümüzdeki dönem müzakerelerin başlaması, hangi maddelerin konuşulması gerektiğine dair mutabakat olacaktı. Demokratikleşme ve özgürlüğe dair adımları da içeren yine PKK'nın da KCK'nın da atması gereken adımları içeren karşılıklı bir çağrı niteliğinde olacaktı aslında" dedi.

Bu çağrının tartışmasının sürdüğününü ama yapılamamasının nedenin hükümetin ve hükümet yanlısı çevrelerin manipülatif yaklaşımları olduğunu savunan Demirtaş, "Yani 'Mart ayında PKK dağdan iniyor, silah bıraktı bırakacak' gibi bir karşılığı olmayan, kamuoyunu yanıltmaya dönük açıklamalar ve beklentiler bu açıklamayı geciktirdi. Şunu da söyleyeyim, martta PKK dağdan inecekse biz buna karşı falan değiliz. Fakat gerçekçi olmadığını biliyoruz. Biz bunu ifade etmeye çalışıyoruz. Yoksa PKK mart ayında silahlarını bırakıp dağdan inecekse biz buna engel falan olmayız. Bakın geri çekilmede de hükümet böyle davrandığı için geri çekilme gerçekleşmedi. Sadece kamuoyuna olumlu mesaj verip anlık oy toplama, puan toplama hamleleriyle bu ciddi süreçlere yaklaşılıyor. Silah bırakmaya da böyle yaklaştığı için biz gerçekçi olmaya davet ettik. Yapılamamasının nedeni budur. Umut ediyorum önümüzdeki günlerde makul, gerçekçi, herkesin kabul edebileceği bir program çerçevesinde bir açıklamayla süreç hakkında bilgi verilmiş olur" diye konuştu.

Demirtaş, Fidan'ın istifasının süreçle, bu gelişmelerle bağlantılı olmadığını ifade ederek, bunun AK Parti'nin yapacağı bir değerlendirme olduğunu söyledi.

- İç Güvenlik Paketi
İç Güvenlik Paketi ile ilgili soru üzerine de Demirtaş, bu konudaki tavırlarında ne kadar haklı olduklarının Meclis'te son dönemde yaşanan şiddet içeren saldırılarla anlaşıldığını kaydetti.

Demirtaş, yasa çıktığında sokakta da bu ve benzeri şeylerin yasal olarak gerçekleşeceğini öne sürerek, şöyle devam etti:
"Yasanın çıkmaması için muhalefet olarak elimizde ne imkan varsa iç tüzüğün sağladığı bütün imkanları kullanmaya devam edeceğiz. Başbakan halen çarpıtmaya, yalan söylemeye devam ediyor. Bizim molotofu, bonzaiyi serbest bırakmak istediğimizi söylüyor. Samimiyseniz iki madde halinde getirin paketi, bonzai ve molotofu hemen çıkaralım. Geri kalan maddeleri geri çekin. Samimi değilseniz halkı kandırmayı bırakın. Bu yasa katliam yasasıdır. Sokakta gençleri, çocukları katletme girişimidir, yasasıdır. Halkı göstericilere karşı sivil faşist bir güç halinde harekete geçirme çağrısı Başbakan'ın acizliğinin göstergesidir. Emrindeki polis ve jandarma gücü dahi ona kendini güvende hissetme duygusu vermiyor olacak ki sivil faşist çevreleri, göstericilere karşı göreve davet ediyor. Başbakan'ın göreve çağırıyor olması acizliğinin ve ne kadar korktuğunun göstergesidir. Hukuk devletinde bir başbakan bu şekilde asla konuşamaz. Halkın göstericilere müdahale hakkı, yetkisi asla yoktur. Başbakan bunu düzeltmelidir. Bu faciaya yol açabilir. Allah korusun iç çatışmaya kadar götürebilir Başbakan'ın bu düşüncesi."
Bir soru üzerine Demirtaş, paralel yapı önergelerinin reddedildiğini ifade ederek, AK Parti'nin paralelle mücadele anlayışının sadece kendi çıkarlarıyla sınırlı olduğunu savundu. Demirtaş, paralel yapıyla mücadelenin devleti demokratikleştirme hamlesi olarak ele alınmadığını söyledi.

- Abdullah Gül'ün açıklamaları
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin bugünkü açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Demirtaş, "Sayın Gül, Çankaya'dayken buna benzer bazı yasalar çıktı ve kendisi tereddütsüz onayladı. Cumhurbaşkanlığı döneminde Çankaya Köşkü'nde kendisinden antidemokratik yasalara karşı, evrensel hukuka aykırı olan yasalara karşı çok da demokratik bir tutum da görmedik doğrusu. Şimdi Çankaya'dan inince halkın arasından bakınca görülüyor herhalde bu tür şeyler. Cumhurbaşkanıyken söyleseydi keşke bunları" dedi.

Bir gazetede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'a yönelik suikast iddiasına ilişkin haber yayınlandığı hatırlatılan Demirtaş, "Her gün hepimizle ilgili iddialar çıkıyor. Herkesle ilgili tedbir alınsın. Hiç kimsenin başına bir şey gelmesini istemeyiz ama bunlar spekülasyon amacıyla kullanıyorlarsa da bunun da üstüne gitmek lazım. Ortadoğu gibi bir coğrafyaya yakın, savaşın devam ettiği bir coğrafyada bu tür risklerin bütün siyasetçilerin ve yakınlarının bir tehdit olarak üzerinde bulunduğunu bilmek lazım. Devletin işidir korumak" diye konuştu.

Kaynak: AA