Sokakta Yaşayan Kimsesizlere İBB Sahip Çıktı
İstanbul’u etkisi altına alan yoğun kar yağışı sebebiyle sokakta yaşayan kimsesizler İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Zeytinburnu Kapalı Spor Salonu’nda misafir edildi. Barınmalarından, kişisel bakımlarına kadar birçok ihtiyacını karşılayan kimsesizlerin hayat hikayeleri yürek burktu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) zorlu kış şartlarına rağmen sokakta yaşayan kimsesizlere sahip çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Zeytinburnu Kapalı Spor Salonu’na kurduğu yataklarla kimsesizlerin, barınmalarından kişisel bakımlarına, ibadetlerinden sosyal yaşamlarına kadar birçok ihtiyaçları ile ilgileniyor. İlk etapta 12’si kadın olmak üzere toplam 322 kişiye sahip çıkan İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, kimsesizleri hava şartları düzelene kadar misafir edecek. Evsizler burada, kendileri için hazırlanan alanlarda dinlenirken, televizyon izleme ve ibadetlerini yapma imkanı da bulabilecek.
"KARDEŞİM ÇUKURCA’DA ŞEHİT OLDU"
Eve para götüremediği için evine gitmediğini söyleyen İsmet Kalafat, “Eve üzüntüden dolayı gidemiyorum. Verem hastası olduğum için eve para götüremiyorum. Annem ve babamda eve para getiremediğim için sıkıntılarımız oldu, onların da durumları çok iyi değil. Kardeşim Alaattin Kalafat 2002 senesinde Hakkari Çukurca’da şehit oldu. Ağabeyim şehit olduktan sonra sürekli kanlar aktı, analar ve babalar ağladı. Artık ben barış istiyorum” dedi.
Babasını kaybetmesinin ardından sokaklara düştüğünü belirten Okan Işık, “Ben ufak yaştan bu yana sokaklarda yaşadım ve sokaklardan da askere gidip geldim. 1996 senesinde babamı kaybettim, bu olaydan sonra bende soluğu sokaklarda aldım. Benim babam 1982 yılında Kağıthane Belediye Başkan Yardımcısı olan İsmail Eşref Işık benim babamdı” diye konuştu.
“RADYOCU OLARAK TANINIYORDUM”
Eskiden renkli bir hayata sahip olduğunu dile getiren Osman Fatih Güneşler, “Ben Bakırköy’de bir radyo programında gece şiir üzerine çalışma yapıyordum. Uzun süre çalıştıktan sonra anlaşamadık ve o işi de bıraktım. Radyocuları tanıyordum. Diğer radyo kanallarına gidiyorduk, onlar bize geliyordu” şeklinde konuştu.
İki ayağını elektrik onarımı sırasında kaybettiğin belirten Orhan Okçu, “Ben sakatlanmadan önce elektrik teknisyenliği yapıyordum. Ben ayaklarımı 1998 yılında kaybettim. Ben bir fabrikanın elektrik işlerini yapıyordum, orada bir suya bastım. Daha sonra o suyun zehirli olmasında dolayı benim ayaklarım bu hale geldi” ifadelerini kullandı.
“KARANLIKTAN AYDINLIĞA ÇIKMAK İSTİYORUM”
2006 yılında geçirdiği trafik kazası sonrasında hayatı değişen Cengiz Agit Altaş, “2006 yılında ben trafik kazası geçirdim. Daha sonra babamı kaybettim. Onu kaybettikten sonra biraz daha psikolojim bozuldu. Yani bana etraf artık karanlık gelmeye başlamıştı. Bu ülkede ve dünyada bulunan vicdan sahibi insanların benim elimden tutup, beni karanlıktan aydınlığa çıkartmalarını istiyorum” diye konuştu.
Kaynak: İHA
"KARDEŞİM ÇUKURCA’DA ŞEHİT OLDU"
Eve para götüremediği için evine gitmediğini söyleyen İsmet Kalafat, “Eve üzüntüden dolayı gidemiyorum. Verem hastası olduğum için eve para götüremiyorum. Annem ve babamda eve para getiremediğim için sıkıntılarımız oldu, onların da durumları çok iyi değil. Kardeşim Alaattin Kalafat 2002 senesinde Hakkari Çukurca’da şehit oldu. Ağabeyim şehit olduktan sonra sürekli kanlar aktı, analar ve babalar ağladı. Artık ben barış istiyorum” dedi.
Babasını kaybetmesinin ardından sokaklara düştüğünü belirten Okan Işık, “Ben ufak yaştan bu yana sokaklarda yaşadım ve sokaklardan da askere gidip geldim. 1996 senesinde babamı kaybettim, bu olaydan sonra bende soluğu sokaklarda aldım. Benim babam 1982 yılında Kağıthane Belediye Başkan Yardımcısı olan İsmail Eşref Işık benim babamdı” diye konuştu.
“RADYOCU OLARAK TANINIYORDUM”
Eskiden renkli bir hayata sahip olduğunu dile getiren Osman Fatih Güneşler, “Ben Bakırköy’de bir radyo programında gece şiir üzerine çalışma yapıyordum. Uzun süre çalıştıktan sonra anlaşamadık ve o işi de bıraktım. Radyocuları tanıyordum. Diğer radyo kanallarına gidiyorduk, onlar bize geliyordu” şeklinde konuştu.
İki ayağını elektrik onarımı sırasında kaybettiğin belirten Orhan Okçu, “Ben sakatlanmadan önce elektrik teknisyenliği yapıyordum. Ben ayaklarımı 1998 yılında kaybettim. Ben bir fabrikanın elektrik işlerini yapıyordum, orada bir suya bastım. Daha sonra o suyun zehirli olmasında dolayı benim ayaklarım bu hale geldi” ifadelerini kullandı.
“KARANLIKTAN AYDINLIĞA ÇIKMAK İSTİYORUM”
2006 yılında geçirdiği trafik kazası sonrasında hayatı değişen Cengiz Agit Altaş, “2006 yılında ben trafik kazası geçirdim. Daha sonra babamı kaybettim. Onu kaybettikten sonra biraz daha psikolojim bozuldu. Yani bana etraf artık karanlık gelmeye başlamıştı. Bu ülkede ve dünyada bulunan vicdan sahibi insanların benim elimden tutup, beni karanlıktan aydınlığa çıkartmalarını istiyorum” diye konuştu.