Ünlü Sümerologdan Şaşırtan Yılbaşı Açıklaması
Dünyaca ünlü 101 yaşındaki sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, yılbaşı kutlamalarının Türklerin İslamiyet öncesi dönemdeki geleneklerinden geldiğini, kutlamalarda kullanılan çam dalının altına da hediyeler konulduğunu belirterek, “Noel Baba olarak kabul edilen yaşlı adam da Türk geleneğinden günümüze gelmiştir” dedi.
Dünyanın en önemli sümerologlarından Muazzez İlmiye Çığ, İçel Üniversitesi’nin (MEÜ) konuğu alarak, öğrencilerle bir araya geldi. İçel Üniversitesi Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (MERKAM) davetlisi olarak İçel’e gelen Çığ, Atatürk’ün talimatıyla Türk dili, kültürü ve tarihini araştırmaya yönelik yapılan çalışmaları ve yılbaşı kutlaması geleneğini anlattı. MERKAM Müdürü Prof. Dr. Bahar Taner’in sunuşu ve Çığ’ın kısa özgeçmişinin okunmasıyla başlayan söyleşi programına MEÜ öğretim elemanları ve öğrencilerinin yanı sıra İçel halkının da ilgisi yoğun oldu.
Konuşmasında, Anadolu toprakları ve Türklük ile ilgili çalışmaların eksikliğine işaret eden Çığ, "Cumhuriyet tarihine kadar Türklükten haberimiz yoktu. Bu halk, Türklüğün ne olduğunu, Türklerin nereden geldiğini bilmiyordu. Türk tarihi, kültürü ve dili ile ilgili hiçbir kitap, yazı, kaynak yoktu" diye konuştu.
Atatürk’ün onca sıkıntı arasında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ni kurduğunu anımsatan Çığ, “Türklüğün araştırılması için bütün milletlerin, uygarlıkların dil ve tarihinin öğrenilmesi gereğinden hareketle bu fakültede bölümler açtırdı. Dil ve tarih kurumları kurdu. Hitler Almanya’sından bilim adamlarının ülkemize gelmesini sağlayarak bir eğitim seferberliği başlattı. O dönemde yurt dışından kitaplar, kütüphaneler satın alındı; yeni üniversiteler açılmaya, mevcut olanlar modernleştirilmeye başlandı. Ülkede, bilimden sanata büyük bir kalkınma oldu" ifadelerini kullandı.
Nobel Ödülü alan Türk bilim insanı Aziz Sancar’ın "Ben başarımı Atatürk devrine borçluyum" sözüne atıf yapan Çığ, Türk gençlerinin Amerika ya da Avrupa’daki imkanlara sahip oldukları takdirde daha fazla Nobel Ödülü alabileceklerini de söyledi.
“YILBAŞI KUTLAMASI VE NOEL BABA TÜRK GELENEĞİNDEN GELİR”
Yaklaşan yılbaşı dolayısıyla Türklerde yılbaşı kutlamalarına da değinen Çığ, yılbaşı kutlamalarının, Türklerin İslamiyet öncesi dönemdeki geleneklerinden geldiğini savundu. Eski Türklerde, gökyüzünün tanrısal bir güç olarak kabul edildiğini ifade eden Çığ, şöyle devam etti:
“Geceyle gündüz kavga halindeydi. 21 Aralık tarihinin ardından günlerin uzamaya başlaması, kutsal kabul edilen güneşin kavgayı kazandığı gün olarak kabul edilir ve bunun için şenlikler düzenlenirdi. Bu kutlamalarda ’Akçam’ denilen çam dalı kullanılır, o çam dalının altına, Tanrı iyi insanlara iyi şeyler sunduğu için hediyeler konulurdu. Tanrı gelecek yıl iyi şeyler versin diye de o çam dalına iyi dilekleri simgeleyen bezler, süsler bağlanırdı. O gün aileler bir araya gelir, yemekler yapılır, yenir, şarkılar söylenip, dans edilirdi."
Noel Baba’nın da yine Türk geleneğinden günümüze geldiğini kaydeden Çığ, şunları söyledi:
"Bugün Noel Baba olarak kabul edilen yaşlı adamın, gökyüzü tanrısının kötü kardeşi yeryüzü tanrısı olduğuna inanılır, 22 Aralık’ta onun bile iyi olmaya karar vererek, kapı kapı dolaşıp hediyeler verdiği düşünülürdü. Noel Baba’nın kıyafetleri tıpkı Türk geleneklerindeki kıyafetleri yansıtır. Bu adet, Hunlarla birlikte Avrupa’ya, Hristiyanlığın yaygınlaşmasıyla birlikte Hristiyanlara geçti. Yılbaşı kutlama geleneği, 325 yılında alınan bir kararla Hz. İsa’yı anmak için kullanılmaya başlanmıştır."
Söyleşinin ardından, MERKAM Müdürü Prof. Dr. Taner tarafından bir teşekkür belgesi ile daha önce düzenledikleri fotoğraf yarışmasında dereceye giren ’Umut’ adlı fotoğraf çalışması hediye edilen Çığ, kitaplarını da imzaladı.
Kaynak: İHA
Konuşmasında, Anadolu toprakları ve Türklük ile ilgili çalışmaların eksikliğine işaret eden Çığ, "Cumhuriyet tarihine kadar Türklükten haberimiz yoktu. Bu halk, Türklüğün ne olduğunu, Türklerin nereden geldiğini bilmiyordu. Türk tarihi, kültürü ve dili ile ilgili hiçbir kitap, yazı, kaynak yoktu" diye konuştu.
Atatürk’ün onca sıkıntı arasında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ni kurduğunu anımsatan Çığ, “Türklüğün araştırılması için bütün milletlerin, uygarlıkların dil ve tarihinin öğrenilmesi gereğinden hareketle bu fakültede bölümler açtırdı. Dil ve tarih kurumları kurdu. Hitler Almanya’sından bilim adamlarının ülkemize gelmesini sağlayarak bir eğitim seferberliği başlattı. O dönemde yurt dışından kitaplar, kütüphaneler satın alındı; yeni üniversiteler açılmaya, mevcut olanlar modernleştirilmeye başlandı. Ülkede, bilimden sanata büyük bir kalkınma oldu" ifadelerini kullandı.
Nobel Ödülü alan Türk bilim insanı Aziz Sancar’ın "Ben başarımı Atatürk devrine borçluyum" sözüne atıf yapan Çığ, Türk gençlerinin Amerika ya da Avrupa’daki imkanlara sahip oldukları takdirde daha fazla Nobel Ödülü alabileceklerini de söyledi.
“YILBAŞI KUTLAMASI VE NOEL BABA TÜRK GELENEĞİNDEN GELİR”
Yaklaşan yılbaşı dolayısıyla Türklerde yılbaşı kutlamalarına da değinen Çığ, yılbaşı kutlamalarının, Türklerin İslamiyet öncesi dönemdeki geleneklerinden geldiğini savundu. Eski Türklerde, gökyüzünün tanrısal bir güç olarak kabul edildiğini ifade eden Çığ, şöyle devam etti:
“Geceyle gündüz kavga halindeydi. 21 Aralık tarihinin ardından günlerin uzamaya başlaması, kutsal kabul edilen güneşin kavgayı kazandığı gün olarak kabul edilir ve bunun için şenlikler düzenlenirdi. Bu kutlamalarda ’Akçam’ denilen çam dalı kullanılır, o çam dalının altına, Tanrı iyi insanlara iyi şeyler sunduğu için hediyeler konulurdu. Tanrı gelecek yıl iyi şeyler versin diye de o çam dalına iyi dilekleri simgeleyen bezler, süsler bağlanırdı. O gün aileler bir araya gelir, yemekler yapılır, yenir, şarkılar söylenip, dans edilirdi."
Noel Baba’nın da yine Türk geleneğinden günümüze geldiğini kaydeden Çığ, şunları söyledi:
"Bugün Noel Baba olarak kabul edilen yaşlı adamın, gökyüzü tanrısının kötü kardeşi yeryüzü tanrısı olduğuna inanılır, 22 Aralık’ta onun bile iyi olmaya karar vererek, kapı kapı dolaşıp hediyeler verdiği düşünülürdü. Noel Baba’nın kıyafetleri tıpkı Türk geleneklerindeki kıyafetleri yansıtır. Bu adet, Hunlarla birlikte Avrupa’ya, Hristiyanlığın yaygınlaşmasıyla birlikte Hristiyanlara geçti. Yılbaşı kutlama geleneği, 325 yılında alınan bir kararla Hz. İsa’yı anmak için kullanılmaya başlanmıştır."
Söyleşinin ardından, MERKAM Müdürü Prof. Dr. Taner tarafından bir teşekkür belgesi ile daha önce düzenledikleri fotoğraf yarışmasında dereceye giren ’Umut’ adlı fotoğraf çalışması hediye edilen Çığ, kitaplarını da imzaladı.