'İranlı Casuslar'a Hapis İstemi
Van'da, Türkiye'ye sığınan İranlı muhalif komutanı kaçırmaya çalıştıkları iddia edilen İran uyruklu iki sanığın "casusluk" suçlamasıyla 12 yıla kadar hapsi istendi.
Van Cumhuriyet Başsavcılığı, İran'dan kaçarak Türkiye'ye sığınan rejim muhalifi pilot binbaşı A.R.K'yı kaçırmak için hazırlık yaptıkları esnada bir ihbar üzerine yakalanan İran uyruklu sanıklar Abdolsalam Tatari ve Mohammad Mohammadıan Delahzı hakkındaki soruşturmayı tamamladı.
Savcılığın hazırladığı iddianame, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianameye göre, 13 Eylül 2015'te Van Emniyet Müdürlüğüne "Şüpheli bir araçta silahlı şahıslar var. Bunlar polisimize, askerimize zarar verebilirler" şeklinde yapılan ihbar üzerine yürütülen çalışmada aracın bir alışveriş merkezinin arka tarafında park halinde olduğu belirlendi.
Güvenlik güçlerince düzenlenen operasyonda kaçmaya çalışan iki şüpheli yakalandı. Şüphelilerin kimlik kontrollerinde Gürbulak Sınır Kapısından Türkiye'ye giriş yapan İran uyruklu Abdolsalam Tatari ve Mohammad Mohammadıan Delahzı olduğu anlaşıldı.
- "10 milyon İran parası teklif etti"
Sanıklardan Tatari, ifadesinde, İran'da "Hacı" adlı birinin kendisine para karşılığında, alacağının olduğunu iddia ettiği kişiyi Van'da bulması yönünde teklifte bulunduğunu söyledi.
Kendisine verilen fotoğraftaki şahsın kimliğini ve ne iş yaptığını bilmediğini savunan Tatari, şöyle dedi:
"İran'da emlak işleriyle uğraşırım. İran'da tanıdığım 'Hacı' isimli biri, kendisine borçlu olan birinin borcunu ödemeden Van'a gittiğini söyledi. Hacı ile konuştum. Bana Türkiye'ye giderek bu şahsı bulup kaldığı yeri bildirirsem 10 milyon İran parası vereceğini söyledi. Borçlu olan şahsın fotoğraflarını arkadaşım Rahman benim telefonuma gönderdi. Ben de anlaşmayı kabul ettim. Van'da birkaç oteli dolaşarak bu şahsı aradım, bulamadım. Ancak fotoğraftaki eşyalardan kaldığı oteli buldum. Bana fotoğraftaki şahsın kimliği ve ne iş yaptığıyla ilgili bilgi verilmemişti."
Diğer sanık Mohammad Mohammadıan Delahzı ise İran'da taksicilik yaparak geçindiğini, kayınbiraderiyle Van'a geldikleri sırada Abdulselam ile tanıştığını, Van'da da kayınbiraderinin arkadaşının evinde kaldıklarını ifade etti.
Fotoğraflarda yer alan şahsı tanımadığını ileri süren Delahzı, atılı suçlamayı kabul etmedi.
- "İran istihbaratı peşimde"
Sanıkların peşinde oldukları şahsı araştıran güvenlik güçleri, söz konusu İran uyruklu kişinin pilot binbaşı A.R.K olduğunu tespit etti. Yapılan araştırmada, A.R.K'nın İran'da rejim aleyhtarı olmakla suçlandığı için Mart 2015'te Türkiye'ye sığındığı belirlendi.
Sanıklar hakkında şikayetçi olan A.R.K, ifadesinde, can güvenliğinin bulunmadığını ileri sürerek, "İran istihbaratı peşimde. Koruma talebinde de bulundum" dedi.
Siyasi görüş, inanç ayrılığı ve devlet görevlileriyle farklı düşüncelere sahip olduğu için Türkiye'ye sığınmaya karar verdiğini anlatan A.R.K, ifadesinde şunları dile getirdi:
"Türkiye'ye geldiğim zaman İranlı yetkililer beni arayarak İran aleyhine konuşmamamı istediler. Ailem hakkında yurt dışına çıkış yasağı koydular. Ben de Amerika'da yayın yapan bir televizyona bağlanarak İran aleyhinde konuştum. 2 ay önce İran'daki arkadaşlarım ailemin yanına giderek iki kişinin beni götürmek için görevlendirildiğini söylemiş. İran istihbaratı hala benim peşimdedir ve beni Türkiye dışına çıkarmaya çalışıyorlar."
İddianamede, sanıkların, rejim aleyhtarı olduğu için Türkiye'ye sığınan komutanı bulmak, yerini deşifre etmek, elde ettikleri bilgileri İran'da irtibatlı oldukları istihbarat birimine aktarmak amacıyla Türkiye'ye giriş yaptıklarının değerlendirildiği vurgulandı.
Sanıkların TCK'nın 335/1. maddesinde yer alan "Açıklanması yasaklanan gizli bilgileri casusluk maksadıyla temin etmek" suçundan 12 yıla kadar hapsi istendi.
Yargılamaya önümüzdeki günlerde başlanacak.
Kaynak: AA
Savcılığın hazırladığı iddianame, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianameye göre, 13 Eylül 2015'te Van Emniyet Müdürlüğüne "Şüpheli bir araçta silahlı şahıslar var. Bunlar polisimize, askerimize zarar verebilirler" şeklinde yapılan ihbar üzerine yürütülen çalışmada aracın bir alışveriş merkezinin arka tarafında park halinde olduğu belirlendi.
Güvenlik güçlerince düzenlenen operasyonda kaçmaya çalışan iki şüpheli yakalandı. Şüphelilerin kimlik kontrollerinde Gürbulak Sınır Kapısından Türkiye'ye giriş yapan İran uyruklu Abdolsalam Tatari ve Mohammad Mohammadıan Delahzı olduğu anlaşıldı.
- "10 milyon İran parası teklif etti"
Sanıklardan Tatari, ifadesinde, İran'da "Hacı" adlı birinin kendisine para karşılığında, alacağının olduğunu iddia ettiği kişiyi Van'da bulması yönünde teklifte bulunduğunu söyledi.
Kendisine verilen fotoğraftaki şahsın kimliğini ve ne iş yaptığını bilmediğini savunan Tatari, şöyle dedi:
"İran'da emlak işleriyle uğraşırım. İran'da tanıdığım 'Hacı' isimli biri, kendisine borçlu olan birinin borcunu ödemeden Van'a gittiğini söyledi. Hacı ile konuştum. Bana Türkiye'ye giderek bu şahsı bulup kaldığı yeri bildirirsem 10 milyon İran parası vereceğini söyledi. Borçlu olan şahsın fotoğraflarını arkadaşım Rahman benim telefonuma gönderdi. Ben de anlaşmayı kabul ettim. Van'da birkaç oteli dolaşarak bu şahsı aradım, bulamadım. Ancak fotoğraftaki eşyalardan kaldığı oteli buldum. Bana fotoğraftaki şahsın kimliği ve ne iş yaptığıyla ilgili bilgi verilmemişti."
Diğer sanık Mohammad Mohammadıan Delahzı ise İran'da taksicilik yaparak geçindiğini, kayınbiraderiyle Van'a geldikleri sırada Abdulselam ile tanıştığını, Van'da da kayınbiraderinin arkadaşının evinde kaldıklarını ifade etti.
Fotoğraflarda yer alan şahsı tanımadığını ileri süren Delahzı, atılı suçlamayı kabul etmedi.
- "İran istihbaratı peşimde"
Sanıkların peşinde oldukları şahsı araştıran güvenlik güçleri, söz konusu İran uyruklu kişinin pilot binbaşı A.R.K olduğunu tespit etti. Yapılan araştırmada, A.R.K'nın İran'da rejim aleyhtarı olmakla suçlandığı için Mart 2015'te Türkiye'ye sığındığı belirlendi.
Sanıklar hakkında şikayetçi olan A.R.K, ifadesinde, can güvenliğinin bulunmadığını ileri sürerek, "İran istihbaratı peşimde. Koruma talebinde de bulundum" dedi.
Siyasi görüş, inanç ayrılığı ve devlet görevlileriyle farklı düşüncelere sahip olduğu için Türkiye'ye sığınmaya karar verdiğini anlatan A.R.K, ifadesinde şunları dile getirdi:
"Türkiye'ye geldiğim zaman İranlı yetkililer beni arayarak İran aleyhine konuşmamamı istediler. Ailem hakkında yurt dışına çıkış yasağı koydular. Ben de Amerika'da yayın yapan bir televizyona bağlanarak İran aleyhinde konuştum. 2 ay önce İran'daki arkadaşlarım ailemin yanına giderek iki kişinin beni götürmek için görevlendirildiğini söylemiş. İran istihbaratı hala benim peşimdedir ve beni Türkiye dışına çıkarmaya çalışıyorlar."
İddianamede, sanıkların, rejim aleyhtarı olduğu için Türkiye'ye sığınan komutanı bulmak, yerini deşifre etmek, elde ettikleri bilgileri İran'da irtibatlı oldukları istihbarat birimine aktarmak amacıyla Türkiye'ye giriş yaptıklarının değerlendirildiği vurgulandı.
Sanıkların TCK'nın 335/1. maddesinde yer alan "Açıklanması yasaklanan gizli bilgileri casusluk maksadıyla temin etmek" suçundan 12 yıla kadar hapsi istendi.
Yargılamaya önümüzdeki günlerde başlanacak.