Enerji Ve Isı Tasarrufu Derneği Açıklaması
"Türkiye'de yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgarda, doğru bilinen yanlışlar bulunuyor"
ANKARA - Enerji ve Isı Tasarrufu Derneği'nden (ETADER), Türkiye'de pek çok "doğru bilinen yanlışın bulunduğu" rüzgar enerjisinin, yenilenebilir seçenekler arasında kirlilik yaratmayan ve çevreye etkisi asgari düzeyde kalan bir kaynak olduğu bildirildi.
ETADER'den yapılan yazılı açıklamada, Paris Anlaşması'nın ardından gündeme gelen yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar enerjisinde doğru bilinen yanlışlara yer verildi. Türkiye'de rüzgar enerjisine ilişkin kuşkuların olduğu belirtilerek, bunların nedeninin, rüzgar enerjisindeki yanlış inanışların olduğu kaydedildi.
En yaygın doğru bilinen yanlışın, "Türkiye'nin rüzgar potansiyelinin az olduğu" belirtilen açıklamada, Almanya Rüzgar Enerjisi Enstitüsü (DEWI) verilerine göre Türkiye'nin rüzgar potansiyelinin, Almanya'dan sonra ikinci sırada bulunan İspanya’nın rüzgar potansiyeline eşdeğer olduğu aktarıldı.
Rüzgarın kesintili bir enerji kaynağı olduğu yönündeki inanışa da değinilen açıklamada, "Tam tersine rüzgardan kesintisiz enerji elde edilebilir. Depolama teknolojilerinin artmasıyla saatlik enerji üretiminin 6 kat olması durumunda, diğer enerji desteğine ihtiyaç duyulmadan sürekli rüzgar enerjisinden faydalanılabilir" denildi.
Doğal yaşama zarar verir endişesinin ise başka bir yanlış olduğu aktarılan açıklamada, her rüzgar enerji santrali projesinin Çevresel Etki Değerlendirmesi raporlarının titizlikle incelenmesi sonucunda oluşturulduğu kaydedildi. Açıklamada, rüzgar santrallerinin göç güzergahları gibi büyük kuş veya yarasa gruplarını çeken bölgelere kurulmamasına büyük özen gösterildiği ifade edildi.
Açıklamada, rüzgar enerjisi santrallerinin gürültü kirliliği yarattığı inanışının da yanlış olduğu vurgulanarak, teknolojideki gelişmelerle modern bir rüzgar türbininin 300 metrelik bir mesafede en fazla bir buzdolabı kadar gürültü yaydığı aktarıldı.
Kaynak: AA
ETADER'den yapılan yazılı açıklamada, Paris Anlaşması'nın ardından gündeme gelen yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar enerjisinde doğru bilinen yanlışlara yer verildi. Türkiye'de rüzgar enerjisine ilişkin kuşkuların olduğu belirtilerek, bunların nedeninin, rüzgar enerjisindeki yanlış inanışların olduğu kaydedildi.
En yaygın doğru bilinen yanlışın, "Türkiye'nin rüzgar potansiyelinin az olduğu" belirtilen açıklamada, Almanya Rüzgar Enerjisi Enstitüsü (DEWI) verilerine göre Türkiye'nin rüzgar potansiyelinin, Almanya'dan sonra ikinci sırada bulunan İspanya’nın rüzgar potansiyeline eşdeğer olduğu aktarıldı.
Rüzgarın kesintili bir enerji kaynağı olduğu yönündeki inanışa da değinilen açıklamada, "Tam tersine rüzgardan kesintisiz enerji elde edilebilir. Depolama teknolojilerinin artmasıyla saatlik enerji üretiminin 6 kat olması durumunda, diğer enerji desteğine ihtiyaç duyulmadan sürekli rüzgar enerjisinden faydalanılabilir" denildi.
Doğal yaşama zarar verir endişesinin ise başka bir yanlış olduğu aktarılan açıklamada, her rüzgar enerji santrali projesinin Çevresel Etki Değerlendirmesi raporlarının titizlikle incelenmesi sonucunda oluşturulduğu kaydedildi. Açıklamada, rüzgar santrallerinin göç güzergahları gibi büyük kuş veya yarasa gruplarını çeken bölgelere kurulmamasına büyük özen gösterildiği ifade edildi.
Açıklamada, rüzgar enerjisi santrallerinin gürültü kirliliği yarattığı inanışının da yanlış olduğu vurgulanarak, teknolojideki gelişmelerle modern bir rüzgar türbininin 300 metrelik bir mesafede en fazla bir buzdolabı kadar gürültü yaydığı aktarıldı.