Aşırı Sıcaklar Körfez Ülkelerini Karadeniz'e Yönlendiriyor
İklim değişiklerinin kontrol altına alınamaması durumunda Arap Körfezi ve İran’ın bazı bölgelerinin insanın hayatta kalma sınırlarının ötesinde sıcaklık dalgaları ile karşı karşıya kalacağı belirtildi.
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu iklim değişikliğinin etkilediği bölgelerin başında gelen Körfez ülkelerinin Türkiye’ye ve özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’ne yöneldiğini söyledi.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde görevli Prof. Jeremy Pal ve Prof. Elfatih Eltahir yürüttüğü çalışma sonuçlarını paylaşan Hacısalihoğlu, araştırmacıların iklim değişikliğinin insanın gelecekteki hayatta kalma yetisini önemli bir biçimde etkileyeceği özel bölgesel bir noktayı açığa çıkardığını belirtti.
Hacısalihoğlu, Prof. Pal ve Prof. Eltahir’ın gündeme getirdiği şu sonuçlara dikkat çekti:
“Körfez bölgesindeki birçok bölge ikliminin günümüzde yerleşik hayatın neredeyse bulunmadığı Kızıl Deniz’in Afrika kıyısında bulunan Kuzey Afar Çölü ile benzerlik göstereceğini söylüyor. Araştırma, sera gazı salınımının azaltılması durumunda sıcaklık dalgaları dolayısıyla yaşanacak tehdidin kader olmaktan çıkabileceğini de ortaya koyuyor. Nüfusun hızla artış gösterdiği Körfez Bölgesi bu yıl birçok insanın ölümüne sebebiyet veren, 50°C üzerinde seyreden gelmiş geçmiş en kötü sıcaklık dalgalarına maruz kaldı. Aşırı sıcaklıklar Abu Dabi, Dubai, Doha ve İran’ın kıyı şehirlerini etkileyecek ve aynı zamanda Hac ibadetinin yaz aylarına denk geldiği dönemlerde Suudi Arabistan’da Hac vazifesini yerine getiren milyonlarca insanı tehdit edecek. Araştırma gösteriyor ki dünyada henüz yaşanmamış aşırı sıcaklık dalgaları 2070 yılından sonra etkisini göstermeye başlayacak. Öyle ki bugünün en sıcak günü neredeyse günlük hava sıcakları haline dönüşecek.”
Körfez ülkelerinin Türkiye ve özellikle Doğu Karadeniz’e yönelmesinin iklim değişikliğinin etkileri olduğunu kaydeden Hacısalihoğlu, “İklim değişikliğinden Doğu Karadeniz ve Trabzon bu tür olumlu etkilerini yaşamaktadır. Bu fırsatın farkında olmalıyız” şeklinde konuştu.
SICAKLIK ÖLÜMCÜL BOYUTLARA GELEBİLECEK
Yeni araştırma, karbon salınımlarının günümüz seyrinde devam etmesi ve dünyanın bu yüzyılda 4°C’ye kadar ısınması durumunda yaş termometre sıcaklığının ne denli artacağın ortaya koyuyor. Standart iklim bilgisayar modeli kullanarak yapılan çalışmada bilim adamları, küresel ısınmanın önüne geçilemez ise 2070 yılından sonra her on yılda ya da her iki on yılda bir Arap Körfezi kıyılarında yaş termometre sıcaklığının ölümcül boyutlara gelebileceğini gösterdiler. Araştırma normal sıcaklık değeri kullanıldığında Körfez şehirlerinde yaz aylarında yaşanan normal sıcaklığın 45°C olacağını, Kuveyt gibi şehirlerde bazı yıllarda bu sıcaklığın 60°C’ye kadar çıkabileceğini gösteriyor.
SICAKLIKLAR HAC İBADETİ TEHLİKELİ HALE GETİRECEK
Suudi Arabistan’ın Mekke ve Medine şehirlerinin uzandığı Kızıl Deniz sahilinde yaş termometre sıcaklığının ölümcül 35°C’ye ulaşmayacağı ancak 32°C - 33°C aralığında olacağı öngörülüyor. Bilim adamlarına göre, Hac ibadetini tehlikeli bir hale dönüştürüyor.
ETH Zürih Üniversitesi’nde görevli iklim araştırmacısı Prof. Christoph Schar, “Sıcaklık dalgalarının insan yaşamı üzerindeki etkisi 1995 yılında Chicago’da, 2003 yılında Avrupa’da 2010 yılında Rusya’da yaşanan olaylar ile belirgin hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde görevli Prof. Jeremy Pal ve Prof. Elfatih Eltahir yürüttüğü çalışma sonuçlarını paylaşan Hacısalihoğlu, araştırmacıların iklim değişikliğinin insanın gelecekteki hayatta kalma yetisini önemli bir biçimde etkileyeceği özel bölgesel bir noktayı açığa çıkardığını belirtti.
Hacısalihoğlu, Prof. Pal ve Prof. Eltahir’ın gündeme getirdiği şu sonuçlara dikkat çekti:
“Körfez bölgesindeki birçok bölge ikliminin günümüzde yerleşik hayatın neredeyse bulunmadığı Kızıl Deniz’in Afrika kıyısında bulunan Kuzey Afar Çölü ile benzerlik göstereceğini söylüyor. Araştırma, sera gazı salınımının azaltılması durumunda sıcaklık dalgaları dolayısıyla yaşanacak tehdidin kader olmaktan çıkabileceğini de ortaya koyuyor. Nüfusun hızla artış gösterdiği Körfez Bölgesi bu yıl birçok insanın ölümüne sebebiyet veren, 50°C üzerinde seyreden gelmiş geçmiş en kötü sıcaklık dalgalarına maruz kaldı. Aşırı sıcaklıklar Abu Dabi, Dubai, Doha ve İran’ın kıyı şehirlerini etkileyecek ve aynı zamanda Hac ibadetinin yaz aylarına denk geldiği dönemlerde Suudi Arabistan’da Hac vazifesini yerine getiren milyonlarca insanı tehdit edecek. Araştırma gösteriyor ki dünyada henüz yaşanmamış aşırı sıcaklık dalgaları 2070 yılından sonra etkisini göstermeye başlayacak. Öyle ki bugünün en sıcak günü neredeyse günlük hava sıcakları haline dönüşecek.”
Körfez ülkelerinin Türkiye ve özellikle Doğu Karadeniz’e yönelmesinin iklim değişikliğinin etkileri olduğunu kaydeden Hacısalihoğlu, “İklim değişikliğinden Doğu Karadeniz ve Trabzon bu tür olumlu etkilerini yaşamaktadır. Bu fırsatın farkında olmalıyız” şeklinde konuştu.
SICAKLIK ÖLÜMCÜL BOYUTLARA GELEBİLECEK
Yeni araştırma, karbon salınımlarının günümüz seyrinde devam etmesi ve dünyanın bu yüzyılda 4°C’ye kadar ısınması durumunda yaş termometre sıcaklığının ne denli artacağın ortaya koyuyor. Standart iklim bilgisayar modeli kullanarak yapılan çalışmada bilim adamları, küresel ısınmanın önüne geçilemez ise 2070 yılından sonra her on yılda ya da her iki on yılda bir Arap Körfezi kıyılarında yaş termometre sıcaklığının ölümcül boyutlara gelebileceğini gösterdiler. Araştırma normal sıcaklık değeri kullanıldığında Körfez şehirlerinde yaz aylarında yaşanan normal sıcaklığın 45°C olacağını, Kuveyt gibi şehirlerde bazı yıllarda bu sıcaklığın 60°C’ye kadar çıkabileceğini gösteriyor.
SICAKLIKLAR HAC İBADETİ TEHLİKELİ HALE GETİRECEK
Suudi Arabistan’ın Mekke ve Medine şehirlerinin uzandığı Kızıl Deniz sahilinde yaş termometre sıcaklığının ölümcül 35°C’ye ulaşmayacağı ancak 32°C - 33°C aralığında olacağı öngörülüyor. Bilim adamlarına göre, Hac ibadetini tehlikeli bir hale dönüştürüyor.
ETH Zürih Üniversitesi’nde görevli iklim araştırmacısı Prof. Christoph Schar, “Sıcaklık dalgalarının insan yaşamı üzerindeki etkisi 1995 yılında Chicago’da, 2003 yılında Avrupa’da 2010 yılında Rusya’da yaşanan olaylar ile belirgin hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.