SAÜ'de Kişisel Gelişim Günleri Başladı
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İnsan Kaynakları ve Kariyer Kulübü tarafından düzenlenen 11.Kişisel Gelişim Günleri başladı.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İnsan Kaynakları ve Kariyer Kulübü tarafından düzenlenen etkinliğe Işıkören Danışmanlık’ın kurucusu Hilmi Işıkören ve yazar M. Barış Muslu konuşmacı olarak katıldı.
SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe öğrencilerin ilgisi yoğun oldu.
Konuşmasına insanların korkularından bahsederek başlayan Hilmi Işıkören, “Bazı durumlarda hayatın içinde cesur olmamız yetmiyor. Korkusuzluğu deneyimlememiz ve üstüne giderek bu korkuları aşmamız lazım. Çünkü korkular biz insanların karşısına çıkan en büyük engellerdir. Cesaret yeterli olmuyor. Çünkü cesur olduğunuzda korku da sizinle birlikte oluyor. Samuray savaşçıları cesur değil, korkusuz olmak üzerine yetiştiriliyor. Bunun nedeni savaşta ölme şanslarını azaltmaktır” şeklinde konuştu.
Mutlu olmayı değil, mutlu kalmayı seç diyen Hilmi Işıkören, “Biz başarılı olunca mutlu oluruz sanıyoruz ama mutlu olmadan asla başarılı olamıyoruz. Mutlulukla ilgili çok yanlış söylemler var ortada. ‘Mutluluk bir arayıştır’, ‘Mutluluğu arayın’, ‘Mutluluğun peşinden koşun’ gibi söylemler son derece tehlikeli. Çünkü mutluluğu bulayım derken yanlış şeyler yapabiliyoruz. Mutluluğu arayıştan çıkarmak lazım. Geçici hazlar yaratıyor bunlar sadece. Mutlu olmayı değil mutlu kalmayı seçmemiz gerek. Çünkü zaten oluş halimiz mutluluk ve o mutluluk halini korumak zorundayız. Onu koruyamazsak hayatta başarılı olma şansımız yok” ifadelerini kullandı.
“Beynimizin esareti altındayız. Ve biz aslında o beynin çokta özgür olmayan tutsaklarıyız” diyerek sözlerine başlayan M. Barış Muslu, “Beyin tehlikelere karşı farklı tepkiler geliştirir. Beynimizde bir nöron ateşlendiği an, başka bir yerinde o ateşle nöron arasında bir bağlantı kuruluyor. Diyelim ki çok korktum ve o anda bir yere baktım. Orada bir insan vardı ve çok korktuğum için belki de beynim bende o an orada baktığım insan fobisi geliştirebilirdi. Korku nöronum ile o kişiye baktığımdaki görüntü nöronu birbirine bağlanıyor, aralarında bağ kuruluyor. Yani rastlantısal olarak duygularla o anda çevrenizdeki şeyler koşullanmaya başlıyor” dedi.
Geliştirdiği Neuro Format sistemini anlatan Muslu, “Yapmaya çalıştığımız şey şu; duyguları mümkün olan en yüksek seviyede kalıcı olarak temizlemek, duyguları boşaltmak. Özellikle travmaları temizliyoruz. İlişkiler, utangaçlık, travmatik olaylar, suçluluk, öfke, migren, panik atak, depresyon, takıntılar, kilo sorunları, sigara gibi sadece psikolojik değil sağlık sorunları da dahil. Şeker hastalığını bile temizleme ihtimalimiz var. Çünkü hastalıkların da travmatik başlangıçları vardır” diye konuştu.
Etkinliğin sonunda ise konuşmacılar, öğrencilerden gelen sorularını yanıtladı.
Kaynak: İHA
SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe öğrencilerin ilgisi yoğun oldu.
Konuşmasına insanların korkularından bahsederek başlayan Hilmi Işıkören, “Bazı durumlarda hayatın içinde cesur olmamız yetmiyor. Korkusuzluğu deneyimlememiz ve üstüne giderek bu korkuları aşmamız lazım. Çünkü korkular biz insanların karşısına çıkan en büyük engellerdir. Cesaret yeterli olmuyor. Çünkü cesur olduğunuzda korku da sizinle birlikte oluyor. Samuray savaşçıları cesur değil, korkusuz olmak üzerine yetiştiriliyor. Bunun nedeni savaşta ölme şanslarını azaltmaktır” şeklinde konuştu.
Mutlu olmayı değil, mutlu kalmayı seç diyen Hilmi Işıkören, “Biz başarılı olunca mutlu oluruz sanıyoruz ama mutlu olmadan asla başarılı olamıyoruz. Mutlulukla ilgili çok yanlış söylemler var ortada. ‘Mutluluk bir arayıştır’, ‘Mutluluğu arayın’, ‘Mutluluğun peşinden koşun’ gibi söylemler son derece tehlikeli. Çünkü mutluluğu bulayım derken yanlış şeyler yapabiliyoruz. Mutluluğu arayıştan çıkarmak lazım. Geçici hazlar yaratıyor bunlar sadece. Mutlu olmayı değil mutlu kalmayı seçmemiz gerek. Çünkü zaten oluş halimiz mutluluk ve o mutluluk halini korumak zorundayız. Onu koruyamazsak hayatta başarılı olma şansımız yok” ifadelerini kullandı.
“Beynimizin esareti altındayız. Ve biz aslında o beynin çokta özgür olmayan tutsaklarıyız” diyerek sözlerine başlayan M. Barış Muslu, “Beyin tehlikelere karşı farklı tepkiler geliştirir. Beynimizde bir nöron ateşlendiği an, başka bir yerinde o ateşle nöron arasında bir bağlantı kuruluyor. Diyelim ki çok korktum ve o anda bir yere baktım. Orada bir insan vardı ve çok korktuğum için belki de beynim bende o an orada baktığım insan fobisi geliştirebilirdi. Korku nöronum ile o kişiye baktığımdaki görüntü nöronu birbirine bağlanıyor, aralarında bağ kuruluyor. Yani rastlantısal olarak duygularla o anda çevrenizdeki şeyler koşullanmaya başlıyor” dedi.
Geliştirdiği Neuro Format sistemini anlatan Muslu, “Yapmaya çalıştığımız şey şu; duyguları mümkün olan en yüksek seviyede kalıcı olarak temizlemek, duyguları boşaltmak. Özellikle travmaları temizliyoruz. İlişkiler, utangaçlık, travmatik olaylar, suçluluk, öfke, migren, panik atak, depresyon, takıntılar, kilo sorunları, sigara gibi sadece psikolojik değil sağlık sorunları da dahil. Şeker hastalığını bile temizleme ihtimalimiz var. Çünkü hastalıkların da travmatik başlangıçları vardır” diye konuştu.
Etkinliğin sonunda ise konuşmacılar, öğrencilerden gelen sorularını yanıtladı.