Yardım Tır'ları Halep'e Ulaştı
Bayırbucak Türkmen Dağı Kültür Eğitim ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Ali Öztürk, Türkiye’den gelen yardım TIR’larının Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan geçerek Halep’e ulaştığını söyledi.
Bayırbucak Türkmen Dağı Kültür Eğitim ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Ali Öztürk, İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada Türkiye’den gelen yardım TIR’larının zor şartlar altında Halep’e ulaştığını belirterek, “Burada ciddi bir yoğunluk ve tedirginlik var. Yoğunluğun sebebi Türkiye’den gelen yardımların sınırda birikmiş olmasıdır. İnsanlar hassasiyetlerinden dolayı getirdiği yardımları içeride irtibatları olmadığından sınırda kargaşaya sebep oluyorlar. Bu noktada Türkmen-Der ekibi devreye giriyor, içeride ciddi bir şekilde organize olmuş ekibi ile yardımları en uç noktalara tehlikeyi de göze alarak ulaştırmaya çalışıyorlar. Sınır kapısı ve tampon bölgedeki tedirginlik birkaç gün önce Rus uçaklarının yardım TIR’larını vurmasıyla oluştu. Bu noktada Türkmen Dağı Derneği yöneticisi ve ekibi ne pahasına olursa olsun emanetleri, yardımları sahiplerine, mazlumlara ulaştıracağız diyorlar” dedi.
“TÜRKİYE’DEN GELEN YARDIMLARLA KARINLARI DOYMASA DA EN AZINDAN KEDİ ETİ YEMİYORLAR”
Türkmen-Der’in varlığının Halep’te hissedildiğini ifade eden Öztürk, “Halep’te 2013’te açlık ve çaresizlikten kedi eti yenmesi yönünde alimler fetva vermiş. Bunu idrak ve izahta zorlansak da buradaki insanlar izahını çok kolay yapabiliyor. Türkiye’den gelen yardımlarla karınları doymasa da en azından kedi eti yemiyorlar. Derneğimiz yaklaşık 5 ayda 200 TIR gıda bölgeye ulaştırmış. Türkmen-Der’in buradaki varlığını hissedebiliyoruz. Derneğin Halep’teki deposuna aktarılan yardımlar buradan planı yapıldıktan sonra dağıtıma çıkıyor. İçeride de bu yardımları ulaştırmada ciddi bir şekilde Türkmenler’in Türkmen-Der ekibine yardım ettiği gözüküyor” diye konuştu.
HALEP’TE EN BÜYÜK SIKINTI SU
Öztürk, su sıkıntısının büyük olduğunu vurgulayarak, “Dernek yetkilileri ile görüştüğümüzde en büyük sıkıntının Halep’te yaşanan su sıkıntısı olduğunu söylüyorlar. Türkmen Dağı ve İdlip bölgesi su kaynakları açısından yeterli. Hatta kendileri o bölgelerden su numuneleri alarak Türkiye’de inceletmişler. Türkmen-Der ekibi o bölgeden tankerle Halep’e su ulaştırma projesinden bahsettiler. En azından Türkiye’den yapılan su bağışlarını bu projeyle telafi ederek, bağışları gıdaya yönlendirme derdindeler. Türkmen-Der ekibi burada savaştan etkilenen ve savaşta etkinlik gösteren insanlara yardım ulaştırma derdindeler. Bu kapsamda yardım organizasyonlarını buradaki Türkmen Tugayı Muntasır Billah ile birlikte yapıyorlar. İnşallah akşama doğru Muntasır Billah Tugayı Komutanı Firas Paşa ile görüşmemiz olacaktır. Daha sonra yoğun Rus uçaklarının bombardıman saldırısı altındaki Türkmen Dağı bölgesine geçişimizde dağdaki gözlem ve izlenimlerimizi aktaracağız” dedi.
HALEP VE TÜRKMEN DAĞI HATTINDA SON DURUM
Bayırbucak Türkmen Dağı Kültür Eğitim ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Ali Öztürk, bölgedeki son durumu da değerlendirerek, “Türkmen-Der ekibi ile sınırdan içeriye Halep’e doğru ilerlediğimizde günlük hayat savaşın tüm olumsuzluklarına rağmen devam ediyor. Aracımıza astığımız Türk bayrağı ile her geçtiğimiz noktada yüzleri güldürüyor, sevgi gösterilerinde bulunuyorlar. Hatta bir yaşlı amcamız aracımızı durdurup bizlerle sohbet etmek istedi. Halep’te Türkmenler PYD, IŞİD ve rejim arasında sıkışmış durumdalar. Birde bunlara havadan Rus uçakları bombardımanı eklendiğinde burada mücadelenin ne denli çetin şartlarda olduğu gözler önüne seriliyor. Akşam olunca bombardıman şiddetleniyor. Biraz yüksek bir yapıya çıkınca akşam karanlığında bombaların nerelere düştüğünü çıplak gözle görebiliyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
“TÜRKİYE’DEN GELEN YARDIMLARLA KARINLARI DOYMASA DA EN AZINDAN KEDİ ETİ YEMİYORLAR”
Türkmen-Der’in varlığının Halep’te hissedildiğini ifade eden Öztürk, “Halep’te 2013’te açlık ve çaresizlikten kedi eti yenmesi yönünde alimler fetva vermiş. Bunu idrak ve izahta zorlansak da buradaki insanlar izahını çok kolay yapabiliyor. Türkiye’den gelen yardımlarla karınları doymasa da en azından kedi eti yemiyorlar. Derneğimiz yaklaşık 5 ayda 200 TIR gıda bölgeye ulaştırmış. Türkmen-Der’in buradaki varlığını hissedebiliyoruz. Derneğin Halep’teki deposuna aktarılan yardımlar buradan planı yapıldıktan sonra dağıtıma çıkıyor. İçeride de bu yardımları ulaştırmada ciddi bir şekilde Türkmenler’in Türkmen-Der ekibine yardım ettiği gözüküyor” diye konuştu.
HALEP’TE EN BÜYÜK SIKINTI SU
Öztürk, su sıkıntısının büyük olduğunu vurgulayarak, “Dernek yetkilileri ile görüştüğümüzde en büyük sıkıntının Halep’te yaşanan su sıkıntısı olduğunu söylüyorlar. Türkmen Dağı ve İdlip bölgesi su kaynakları açısından yeterli. Hatta kendileri o bölgelerden su numuneleri alarak Türkiye’de inceletmişler. Türkmen-Der ekibi o bölgeden tankerle Halep’e su ulaştırma projesinden bahsettiler. En azından Türkiye’den yapılan su bağışlarını bu projeyle telafi ederek, bağışları gıdaya yönlendirme derdindeler. Türkmen-Der ekibi burada savaştan etkilenen ve savaşta etkinlik gösteren insanlara yardım ulaştırma derdindeler. Bu kapsamda yardım organizasyonlarını buradaki Türkmen Tugayı Muntasır Billah ile birlikte yapıyorlar. İnşallah akşama doğru Muntasır Billah Tugayı Komutanı Firas Paşa ile görüşmemiz olacaktır. Daha sonra yoğun Rus uçaklarının bombardıman saldırısı altındaki Türkmen Dağı bölgesine geçişimizde dağdaki gözlem ve izlenimlerimizi aktaracağız” dedi.
HALEP VE TÜRKMEN DAĞI HATTINDA SON DURUM
Bayırbucak Türkmen Dağı Kültür Eğitim ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Ali Öztürk, bölgedeki son durumu da değerlendirerek, “Türkmen-Der ekibi ile sınırdan içeriye Halep’e doğru ilerlediğimizde günlük hayat savaşın tüm olumsuzluklarına rağmen devam ediyor. Aracımıza astığımız Türk bayrağı ile her geçtiğimiz noktada yüzleri güldürüyor, sevgi gösterilerinde bulunuyorlar. Hatta bir yaşlı amcamız aracımızı durdurup bizlerle sohbet etmek istedi. Halep’te Türkmenler PYD, IŞİD ve rejim arasında sıkışmış durumdalar. Birde bunlara havadan Rus uçakları bombardımanı eklendiğinde burada mücadelenin ne denli çetin şartlarda olduğu gözler önüne seriliyor. Akşam olunca bombardıman şiddetleniyor. Biraz yüksek bir yapıya çıkınca akşam karanlığında bombaların nerelere düştüğünü çıplak gözle görebiliyoruz” şeklinde konuştu.