Doç. Dr. Oğuz Özyaral Açıklaması 'Cıva, Anne Karnındaki Bebekleri Bile Zehirliyor'
Cıvanın anne karnındaki bebeğe zarar verdiğini belirten Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral, doğmamış bebeklerin ve küçük çocukların gelişmekte olan sinir sistemlerine zarar verdiğini söyledi.
Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral, dünyanın ağır metallerle hızla kirlendiğini, cıva gibi metallerin özellikle balıklarda birikerek, anne karnındaki bebekleri bile zehirlediğini söyledi.
“Yaşadığımız çevrenin temiz tutulması, yaşanabilir özelliklerinin korunması insan neslinin sağlıklı devamı için çok önemlidir” diyen Doç. Dr. Oğuz Özyaral cıvanın anne karnındaki bebek ve küçük çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çekti: “Avrupa Birliği’inde her yıl 2 milyona yakın çocuk kabul edilebilir sınırların üzerinde cıvaya maruz kalmış olarak dünyaya geliyor. Cıva doğmamış bebeklerin ve küçük çocukların gelişmekte olan sinir sistemlerine zarar vermektedir. Çocuklarda kan-beyin arasındaki geçirgenlik daha fazla, bağışıklık sistemleri ise zehirli maddelerin etkilerini ortadan kaldıracak kadar güçlü değil. Bu yüzden de maruziyet mutlaka azaltılmalıdır” dedi.
CIVA SEBEBİYLE GELECEK NESİLLERİN ZEKA GELİŞİMİ TEHLİKE ALTINDA
Doç. Dr. Özyaral, “Pek çok araştırma, beyin gelişimi devam ederken cıvaya maruz kalmak ile düşük zeka seviyesi, yani ömür boyu öğrenme güçlüğü çekme konusunda bağlantı kurmaktadır. Yapılan bir başka araştırma, ana rahminde yüksek derecede cıvaya maruz kalan bebeklerin, doğum sonrası ve erken dönemde yapılan beceri testlerinde daha düşük başarı gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu da demek oluyor ki, bebekler cıvama maruz kalmaya devam ettikçe, zeka gelişimleri sekteye uğrayacak, bu da insanlığın gelişimini olumsuz etkileyecektir” şeklinde konuştu.
“KÖRFEZLERE SANAYİ KURULMASIN”
Doç. Dr. Oğuz Özyaral herkesin birer çevre gönüllüsü olması gerektiğinin altını çizerek, “Cıvalı ampuller, projeksiyon cihazları, sanayide kullanılan ağır metaller, bu atıkların kontrolsüzce deniz dökülmesi özellikle körfezler ve göller için büyük bir tehlikedir. Özellikle akıntının az olduğu körfezlerde de durum dikkat çekicidir. Sanayinin körfezlere kurulması izin vermemeliyiz. Bu körfezlerdeki balıkların insan sağlığı açısından yenebilir özellikte olmadığını önemle belirtiyorum. Bu balıklarda biriken cıva gibi ağır metaller, genç - yaşlı, kadın - erkek hepimizin sağlığını tehdit ediyor. Bu cıvadan anne karnındaki bebekler bile olumsuz etkileniyor” dedi.
AĞIR METALLERLE KİRLENEN BALIKLAR KANSERİ TETİKLİYOR
Özyaral, “Küresel cıva salınımını kontrol altına almak zorundayız. Bugün gelinen noktada ne yazık ki, dünya denizlerindeki balıkların yüzde 84’ünde tehlikeli miktarda cıva birikmesine yol açmıştır. Balık eti üzerinde bugüne kadar yapılan çalışmalarda ağır metaller ve sanayi atıklarının biriktiği saptanmış ve ispatlanmıştır. Tüketildiği taktirde insan vücudunda da birikime neden olur. Sağlık için son derece tehdit edici ve kanseri tetikleyici bir unsurdur. Özellikle akıntının az olduğu körfez gibi yerlerde avlanan ya da dipte yaşayan büyük balıkları tüketmeyi tercih etmeyelim. Bu balıklarda cıva birikimi diğer balıklara oranda çok daha yüksek. İstanbul Boğazı gibi akıntının çok olduğu yerlerde ise cıva kirliliğine daha az rastlıyoruz. Burada olta balıkçılığı yapmanın bir sakıncası yok” dedi.
Cıvalı ampullerin çevreye zarar verdiğini belirten Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral, “Çevreciyim demekle olmaz. Bunun için yaşam biçimimizi de değiştirmemiz gerekir. Kullandığımız deterjanlardan, tercih ettiğimiz ampullere kadar her noktada bilinçli olmalıyız. Faturalardan tasarruf edelim derken kullandığımız cıvalı ampuller çevre felaketine davetiye çıkarır. Bu ampullerin kırılmasıyla içindeki cıva buharı açığa çıkar. Bunun solunması ya da toprağa ve suya karışması büyük bir felakettir. Bir ampulden ne olur demeyin. Dünyamıza sahip çıkın” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
“Yaşadığımız çevrenin temiz tutulması, yaşanabilir özelliklerinin korunması insan neslinin sağlıklı devamı için çok önemlidir” diyen Doç. Dr. Oğuz Özyaral cıvanın anne karnındaki bebek ve küçük çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çekti: “Avrupa Birliği’inde her yıl 2 milyona yakın çocuk kabul edilebilir sınırların üzerinde cıvaya maruz kalmış olarak dünyaya geliyor. Cıva doğmamış bebeklerin ve küçük çocukların gelişmekte olan sinir sistemlerine zarar vermektedir. Çocuklarda kan-beyin arasındaki geçirgenlik daha fazla, bağışıklık sistemleri ise zehirli maddelerin etkilerini ortadan kaldıracak kadar güçlü değil. Bu yüzden de maruziyet mutlaka azaltılmalıdır” dedi.
CIVA SEBEBİYLE GELECEK NESİLLERİN ZEKA GELİŞİMİ TEHLİKE ALTINDA
Doç. Dr. Özyaral, “Pek çok araştırma, beyin gelişimi devam ederken cıvaya maruz kalmak ile düşük zeka seviyesi, yani ömür boyu öğrenme güçlüğü çekme konusunda bağlantı kurmaktadır. Yapılan bir başka araştırma, ana rahminde yüksek derecede cıvaya maruz kalan bebeklerin, doğum sonrası ve erken dönemde yapılan beceri testlerinde daha düşük başarı gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu da demek oluyor ki, bebekler cıvama maruz kalmaya devam ettikçe, zeka gelişimleri sekteye uğrayacak, bu da insanlığın gelişimini olumsuz etkileyecektir” şeklinde konuştu.
“KÖRFEZLERE SANAYİ KURULMASIN”
Doç. Dr. Oğuz Özyaral herkesin birer çevre gönüllüsü olması gerektiğinin altını çizerek, “Cıvalı ampuller, projeksiyon cihazları, sanayide kullanılan ağır metaller, bu atıkların kontrolsüzce deniz dökülmesi özellikle körfezler ve göller için büyük bir tehlikedir. Özellikle akıntının az olduğu körfezlerde de durum dikkat çekicidir. Sanayinin körfezlere kurulması izin vermemeliyiz. Bu körfezlerdeki balıkların insan sağlığı açısından yenebilir özellikte olmadığını önemle belirtiyorum. Bu balıklarda biriken cıva gibi ağır metaller, genç - yaşlı, kadın - erkek hepimizin sağlığını tehdit ediyor. Bu cıvadan anne karnındaki bebekler bile olumsuz etkileniyor” dedi.
AĞIR METALLERLE KİRLENEN BALIKLAR KANSERİ TETİKLİYOR
Özyaral, “Küresel cıva salınımını kontrol altına almak zorundayız. Bugün gelinen noktada ne yazık ki, dünya denizlerindeki balıkların yüzde 84’ünde tehlikeli miktarda cıva birikmesine yol açmıştır. Balık eti üzerinde bugüne kadar yapılan çalışmalarda ağır metaller ve sanayi atıklarının biriktiği saptanmış ve ispatlanmıştır. Tüketildiği taktirde insan vücudunda da birikime neden olur. Sağlık için son derece tehdit edici ve kanseri tetikleyici bir unsurdur. Özellikle akıntının az olduğu körfez gibi yerlerde avlanan ya da dipte yaşayan büyük balıkları tüketmeyi tercih etmeyelim. Bu balıklarda cıva birikimi diğer balıklara oranda çok daha yüksek. İstanbul Boğazı gibi akıntının çok olduğu yerlerde ise cıva kirliliğine daha az rastlıyoruz. Burada olta balıkçılığı yapmanın bir sakıncası yok” dedi.
Cıvalı ampullerin çevreye zarar verdiğini belirten Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral, “Çevreciyim demekle olmaz. Bunun için yaşam biçimimizi de değiştirmemiz gerekir. Kullandığımız deterjanlardan, tercih ettiğimiz ampullere kadar her noktada bilinçli olmalıyız. Faturalardan tasarruf edelim derken kullandığımız cıvalı ampuller çevre felaketine davetiye çıkarır. Bu ampullerin kırılmasıyla içindeki cıva buharı açığa çıkar. Bunun solunması ya da toprağa ve suya karışması büyük bir felakettir. Bir ampulden ne olur demeyin. Dünyamıza sahip çıkın” şeklinde konuştu.