Mustafa Kır Açıklaması 'Öğretmenler Günü Darbe Ürünüdür'
Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır, “Tıpkı 1982 Anayasası olduğu gibi öğretmenler günü de darbe ürünüdür. 12 Eylül 1980 darbesinin baş mimarı Kenan Evren ve cuntasının ihdasıdır. Kenan Evren ve arkadaşları yargılanmış, mahkeme kararıyla rütbeleri sökülmüş hatta ölümüne bile sahip çıkılmayarak garipler mezarlığına defnedilir gibi defnedilmiştir. Buna rağmen Kenan Evren döneminin bir çalışma ürünü olan 1982 Anayasası ve Öğretmenler günü aramızda hala yaşatılmaktadır” dedi.
“ÖĞRETMENLER GÜNÜ LAĞVEDİLMELİDİR”
Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır, 24 Kasım Öğretmenler günü dolayısıyla mesaj yayımladı. Mesajında, Öğretmenler Günü’nün 1980 Darbesinin ürünü olduğunu kaydeden Kır, “24 Kasım 1928’de Atatürk’e Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanı verilmiştir. Atatürk’ün 100. Doğum yılına isabet eden 24 Kasım 1981 yılından itibaren ise her 24 Kasım gününün öğretmenler günü olarak kutlanması kararı alınmıştır. Tıpkı 1982 Anayasası olduğu gibi öğretmenler günü de darbe ürünüdür. 12 Eylül 1980 darbesinin baş mimarı Kenan Evren ve cuntasının ihdasıdır. Kenan Evren ve arkadaşları yargılanmış, mahkeme kararıyla rütbeleri sökülmüş hatta ölümüne bile sahip çıkılmayarak garipler mezarlığına defnedilir gibi defnedilmiştir. Buna rağmen Kenan Evren döneminin bir çalışma ürünü olan 1982 Anayasası ve Öğretmenler günü aramızda hala yaşatılmaktadır” ifadelerini kullandı.
“64. Davutoğlu hükümetinin Milli Eğitim Bakanı, öğretmenler gününü lağvetmelidir” diyen Kır, “4 Kasım öğretmenler günü öğretmenler nazarında devlet erkanı tarafından zevahiri kurtarma adına methiyelerin düzüldüğü, 23 Nisan Çocuğu muamelesine tabi tutulduğu bir gün olarak eğitim emekçilerinin hayatına girmektedir. Edinilen intiba öğretmenlerin moral ve motivasyonuna hiçbir katkısının bulunmadığı yönündedir. Diğer taraftan kendilerini öğretmenlerine hediye vermek zorunda hisseden ve bunu yapma imkanı olamayan öğrencilerin mahcubiyetine, hatta öğretmenler arasında hediye alan-almayan, hediye verilen-verilmeyen öğretmenlerin oluşmasına sebep olan pek çok garabeti beraberinde taşımaktadır. Bu yüzden 64. Davutoğlu Hükümeti’nin Milli Eğitim Bakanı tarafından 24 Kasım Öğretmenler günü lağvedilmeli, 20-25 yıl gibi başarılı hizmet veren öğretmenlere başöğretmenlik gibi bir unvanın verildiği gün olarak tüm eğitim emekçilerinin içine sineceği ve ebediyen unutamayacakları bir gün öğretmenler günü olarak kutlanmalıdır” diye konuştu.
“ÖĞRETMENLİK GELİR DÜZEYİ DÜŞÜK RİSKLİ MESLEKLER ARASINDADIR”
Türkiye’de öğretmenliğin, aldığı maaş bakımından OECD ortalamasının gerisinde olduğunu belirten Kır, “Halen öğretmenlerin yetiştirilmesi, istihdamı özlük, idari,sosyal ve ekonomik olmak üzere pek çok sorunları vardır. Aldıkları maaş halen yoksulluk sınırının altındadır. OECD ve Gelişmiş Batı ülkelerinde öğretmenlik mesleği kamuda en primli ve geliri en yüksek meslek grupları arasında yer aldığı halde, ülkemizdeki öğretmenlik mesleği aldığı maaş bakımından OECD ortalamasının gerisinde ve riskli meslek grupları arasında yer almaktadır. Yine ülkemizde eğitim emekçileri, OECD ülkeleri ile mukayese edildiğinde okuttukları sınıf başına düşen öğrenci sayısı bakımından en yüksek, çalışma saati bakımından en fazla olmasına rağmen maaşı en düşük olan eğitimci konumundadır” değerlendirmelerinde bulundu.
“İTİBARSIZ ÖĞRETMEN İTİBARLI NESİLLER YETİŞTİREMEZ”
“Öğretmen mutlaka eğitimin merkezine oturtulmalıdır” diyen Kır, yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:
“Müfredatın belirlenmesinde ve yenilenmesinde, kitapların seçilmesinde, öğrencilerin disiplin işlerinde,okulların dönüştürülmesinde ve sınıf tekrarı gibi hususlarda mutlaka söz sahibi olmalıdır. Bilindiği gibi fert ve toplumların maddi ve manevi alanda ilerleme ve yükselmelerini sağlayan unsurların başında, okumuş ve eğitilmiş insan gücü gelmektedir. Öğretmenlerimiz ise bu gücün baş aktörü ve geleceğimize yön veren manevi mimarlarımızdır. İyilik ve kötülük adına yapılan her şey onların eseridir. görevleri kutsal sorumlulukları büyüktür. Geleceğimizin huzur ve refah içinde olması maddi ve manevi anlamda onlara vereceğimiz değerle doğru orantılıdır. Öğretmen bir öğretici olduğu kadar aynı zamanda eğitici ve öğrenicidir. Eğitimci olduğu kadar aynı zamanda bir yol göstericidir. Öğretmene sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır. Öğretmeni itibarsızlaştırmak kimliksiz kişiliksiz nesillerin yetişmesine sebep olmaktır. Çünkü itibarsız öğretmen itibarlı nesiller yetiştiremez. Şartlar ne olursa olsun hiçbir ekonomik kaygı onları yokluğa yoksulluğa, korumasızlığa ve itibarsızlığa terk etmenin mazereti sayılmamalıdır.”
Kaynak: İHA
Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır, 24 Kasım Öğretmenler günü dolayısıyla mesaj yayımladı. Mesajında, Öğretmenler Günü’nün 1980 Darbesinin ürünü olduğunu kaydeden Kır, “24 Kasım 1928’de Atatürk’e Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanı verilmiştir. Atatürk’ün 100. Doğum yılına isabet eden 24 Kasım 1981 yılından itibaren ise her 24 Kasım gününün öğretmenler günü olarak kutlanması kararı alınmıştır. Tıpkı 1982 Anayasası olduğu gibi öğretmenler günü de darbe ürünüdür. 12 Eylül 1980 darbesinin baş mimarı Kenan Evren ve cuntasının ihdasıdır. Kenan Evren ve arkadaşları yargılanmış, mahkeme kararıyla rütbeleri sökülmüş hatta ölümüne bile sahip çıkılmayarak garipler mezarlığına defnedilir gibi defnedilmiştir. Buna rağmen Kenan Evren döneminin bir çalışma ürünü olan 1982 Anayasası ve Öğretmenler günü aramızda hala yaşatılmaktadır” ifadelerini kullandı.
“64. Davutoğlu hükümetinin Milli Eğitim Bakanı, öğretmenler gününü lağvetmelidir” diyen Kır, “4 Kasım öğretmenler günü öğretmenler nazarında devlet erkanı tarafından zevahiri kurtarma adına methiyelerin düzüldüğü, 23 Nisan Çocuğu muamelesine tabi tutulduğu bir gün olarak eğitim emekçilerinin hayatına girmektedir. Edinilen intiba öğretmenlerin moral ve motivasyonuna hiçbir katkısının bulunmadığı yönündedir. Diğer taraftan kendilerini öğretmenlerine hediye vermek zorunda hisseden ve bunu yapma imkanı olamayan öğrencilerin mahcubiyetine, hatta öğretmenler arasında hediye alan-almayan, hediye verilen-verilmeyen öğretmenlerin oluşmasına sebep olan pek çok garabeti beraberinde taşımaktadır. Bu yüzden 64. Davutoğlu Hükümeti’nin Milli Eğitim Bakanı tarafından 24 Kasım Öğretmenler günü lağvedilmeli, 20-25 yıl gibi başarılı hizmet veren öğretmenlere başöğretmenlik gibi bir unvanın verildiği gün olarak tüm eğitim emekçilerinin içine sineceği ve ebediyen unutamayacakları bir gün öğretmenler günü olarak kutlanmalıdır” diye konuştu.
“ÖĞRETMENLİK GELİR DÜZEYİ DÜŞÜK RİSKLİ MESLEKLER ARASINDADIR”
Türkiye’de öğretmenliğin, aldığı maaş bakımından OECD ortalamasının gerisinde olduğunu belirten Kır, “Halen öğretmenlerin yetiştirilmesi, istihdamı özlük, idari,sosyal ve ekonomik olmak üzere pek çok sorunları vardır. Aldıkları maaş halen yoksulluk sınırının altındadır. OECD ve Gelişmiş Batı ülkelerinde öğretmenlik mesleği kamuda en primli ve geliri en yüksek meslek grupları arasında yer aldığı halde, ülkemizdeki öğretmenlik mesleği aldığı maaş bakımından OECD ortalamasının gerisinde ve riskli meslek grupları arasında yer almaktadır. Yine ülkemizde eğitim emekçileri, OECD ülkeleri ile mukayese edildiğinde okuttukları sınıf başına düşen öğrenci sayısı bakımından en yüksek, çalışma saati bakımından en fazla olmasına rağmen maaşı en düşük olan eğitimci konumundadır” değerlendirmelerinde bulundu.
“İTİBARSIZ ÖĞRETMEN İTİBARLI NESİLLER YETİŞTİREMEZ”
“Öğretmen mutlaka eğitimin merkezine oturtulmalıdır” diyen Kır, yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:
“Müfredatın belirlenmesinde ve yenilenmesinde, kitapların seçilmesinde, öğrencilerin disiplin işlerinde,okulların dönüştürülmesinde ve sınıf tekrarı gibi hususlarda mutlaka söz sahibi olmalıdır. Bilindiği gibi fert ve toplumların maddi ve manevi alanda ilerleme ve yükselmelerini sağlayan unsurların başında, okumuş ve eğitilmiş insan gücü gelmektedir. Öğretmenlerimiz ise bu gücün baş aktörü ve geleceğimize yön veren manevi mimarlarımızdır. İyilik ve kötülük adına yapılan her şey onların eseridir. görevleri kutsal sorumlulukları büyüktür. Geleceğimizin huzur ve refah içinde olması maddi ve manevi anlamda onlara vereceğimiz değerle doğru orantılıdır. Öğretmen bir öğretici olduğu kadar aynı zamanda eğitici ve öğrenicidir. Eğitimci olduğu kadar aynı zamanda bir yol göstericidir. Öğretmene sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır. Öğretmeni itibarsızlaştırmak kimliksiz kişiliksiz nesillerin yetişmesine sebep olmaktır. Çünkü itibarsız öğretmen itibarlı nesiller yetiştiremez. Şartlar ne olursa olsun hiçbir ekonomik kaygı onları yokluğa yoksulluğa, korumasızlığa ve itibarsızlığa terk etmenin mazereti sayılmamalıdır.”