Peygamberimiz (s.a.v) ‘Ben muallim olarak gönderildim ve sizin en hayırlınız Kur’an-ı kerim´i öğrenen ve onu başkalarına öğretenlerinizdir’ buyurduğunu belirterek, “
Müslüman bir kimseye en hayırlı olma özelliği kazandıran en hayırlı iş,
öğretmenlik mesleğidir. Bu bakımdan
öğretmenler öğrencileri ıslah etmek, marufu ve münkeri, hayrı ve şerri, helali ve haramı öğretmek, faydalı olan şeyleri yaptırmak, zararlı olan şeylerden sakındırmak, eğitim ve öğretimlerine öncülük etmek, kendilerini dünya ve ahirette mutlu edecek saadet yolunu göstermek ve salih nesiller olarak yetişmelerini sağlamak için var gücüyle çalışan kimselerdir. Aynı zamanda
öğretmenler; sevginin, barışın ve kardeşliğin, özgürlüğün, adaletin, saygınlığın, hoşgörünün, refah ve bereketin, güvenin, izzet ve onurun olduğu; yaşanabilir bir
Türkiye, yeniden büyük
Türkiye ve yeni bir dünyanın kurulması mücadelesinin de öncüleri olmak durumundadırlar. Maalesef bugün 400 bin üzerinde atanamayan öğretmenimiz vardır. Mevcut iktidarın 12,5 yılda toplam atadığı
öğretmen sayısı 460 bin civarsındadır. İlkemizde
öğretmen açığının 3 yıl sonra 800 bin olacağı gerçeği ortadadır. Okullarımızda 130 bin
öğretmen açığı mevcuttur. Öğretmenlerimiz yoksulluk sınırının altında maaş almaya ve
geçim sıkıntısı ile karşı karşıyadır. Özellikle eğitim ve
fen edebiyat fakültesi kontenjanlarının bir an evvel gözden geçirilerek yeni bir düzenleme getirilerek önümüzdeki süreçte atanamayan
öğretmenler konusu gündemden kaldırılmalıdır. Öğretmenlerin içinde bulunduğu durum
özlük hakları bakımından en kötü durumdadır. İyileştirme diğer memurlara yapılmasına rağmen öğretmenlere yapılmamıştır. Ek ödeme verilmemiştir. Öğretmenlerin maaşı en alt dilimde maaş alan bir konuma getirilmiştir. Ders ücretleri yetersizdir. Öğretmenlerin yarısından fazlası
kredi kartı borçlusudur” dedi.
Yetersiz eğitim sisteminin yetersiz
öğretmenler nedeniyle daha da perişan hale geldiğini belirten İlhan, "Hükümet ekonomik acziyetten yeterince
öğretmen atayamamaktadır. Öğretmenler bu toplumun bir parçasıdır. Ancak kitaplarda inanamadıkları şeyleri öğrencilere aktarmak durumunda kalıyorlar. Yüzde 99’u
Müslüman olan ülkemizde halkımızın inanç ve değerleri göz önüne alınarak hala İslami hassasiyetle bir milli eğitim müfredatı hazırlanmış değildir. Batılıların,
İslam düşmanlarının rahatsız olmaması düşünülerek müfredatlar hazırlanmakta,
din dersi kitaplarının dahi içi boşaltılmaktadır. Hala kitaplarımızda yanlış tarih okutulmaktadır, hala müfredatımız
materyalizm anlayışına uygun olarak hazırlanmaktadır. Bütün bunlara ilaveten AB’nin dayatmalarına, arzularına uygun yeni düzenlemeler yapılmaktadır. Okullarda namaz kılmak isteyen
öğretmen ve
öğrenciler için birçok okulda mescit açılabilmiş değildir. Cuma namazı meselesi hala çözülmüş değil. Cuma saatinde
öğretmenler derse mecbur bırakılıyor. Yukarıdaki temel görüş ve tespitlerin değişeceği ümidiyle bu kadar önemli görevi ifa eden öğretmenlerimizin maddi ve manevi durumları ve sosyal statüleri itibariyle güçlü hale getirilmesi kaçınılmazdır. Bu ülkenin tekrar öncü ve lider ülke haline gelmesi, eğitim ve öğretimin kaliteli ve önce ahlak ve
maneviyat esas alınarak yürütülmesi ile ancak mümkün olabilir. İttifak halinde bunu birlikte yapabiliriz. Bütün öğretmenlerimize iki cihanda da saadetler dileriz” diye konuştu.