Yapımı 28 Yıldır Süren Camide Sona Yaklaşıldı
Giresun'un Bulancak ilçesinde 1987 yılında temeli atılarak yığma taş ile imece usulü yapılan Sarayburnu Camisi'nin inşaatı, sipariş edilen ahşap kapılarının takılmasıyla yıl sonunda tamamlanacak.
Temeli atıldıktan sonra bölge halkının inşaatında ustalık yaptığı, kum, çimento taşıyarak demirini ördüğü caminin yapımı 28 yıldır devam ediyor. Caminin inşaatı kuzey ve doğu kapıları takılmasıyla sona erecek.
Mimarisiyle dikkati çeken ve Karadeniz Sahil Yolu güzergahında yer alan Sarayburnu Camisi, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden gelen vatandaşların ilgisini çekiyor.
İşçiliği nedeniyle inşaatı uzun süren caminin yapım sürecinde 9 kaymakam ve 3 belediye başkanı değişti.
Sarayburnu Camisi ve Külliyatı Yapma ve Yaşatma Derneği Başkanı Yusuf Ziya Sipahi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1987 yılında caminin temelini attıklarını söyledi.
Taş yontma yöntemiyle yığma taşla yapılan bir eser meydana getirdiklerini ifade eden Sipahi, "Camimiz 2 bin 268 metrekare iç kısmı, son cemaat kısmı da dahil olunca 5 kubbeyle beraber 2 bin 588 metrekare kapalı alanı olmuş oldu. Sahilin, denizin de üzerinde nadide bir yeri var. Ben hep söylerim üç kıymet var burada bir yeri, iki taşı ile malzemesi, üç işçiliği ve mimarisi" dedi.
Sipahi, geçmiş yıllarda camide her gün 50 kişi çalıştığını anlatarak, "Gün oluyor ki 100 kişi çalıştığı zamanlar oldu, bunlar halkın hep beraber imece usulü dediğimiz çalışmayla meydana geliyor. Türkiye'nin muhtelif yerlerinden, yoldan geçerken de çalışmamıza yardım eden çok insan olmuştur" diye konuştu.
Caminin yapılmasının uzun sürdüğünü dile getiren Sipahi, şunları söyledi:
"Yakın tarihimizin böyle büyük bir eseri yok bu manada. İsimlerini zikredelim Kocatepe camisi, Adana'da Sabancı Camisi hacim olarak bundan büyükler fakat böyle taş değiller. Biz dağdan söktük renkli taşı buraya yerleştirdik. Ecdadımızın yaptığı gibi oldu."
- Vatandaş kendi inşaatından camiye demir ve çimento getirdi
Yusuf Ziya Sipahi, caminin kayıtlarda bulunan bir maliyeti olduğunu ancak başka harcamalar da olduğunu belirterek, "Bina yapıyorlar 2 ton demirimiz artıyor buraya getiriyorlar biz de onu bu camide kullanmışız. İnşaattan artan çimentoları buraya getirenler oldu. Onlar kayda girmemiş oluyor o gün vatandaş birikmiş imece usulü yapmış. Bunlar rakamlarımızda kayıtlı değil" ifadelerini kullandı.
Caminin yapımında kullanılan yığma duvarın uzun sürdüğüne dikkati çeken Sipahi, şunları belirtti:
"Maliyeti çok. Küçük bir metreküp taşı alırken biz bunun üç misli hacminde de hafriyat kaldırdık. Bunlar hep birer maliyet, bir de bunun peşinde belli bir finansör yok, sponsor yok. Sadece halktan hep yardım toplamışız. Bu cami için Türkiye'de dolaşmadığımız üç il kaldı" dedi. İnce eleyip sık dokuyarak gittik, yanılgıya düşmeyelim büyük emekler verip de yüzyıllara hitap eden bir eser ortaya çıkaralım dedik, bizim yaptığımızın dışında diğer sanatkarların eserleri de heyecanla seyredilsin yürüsün istedik, onun için işlemler zaman aldı. Çabucak yapılırsa bir işi ekonomik olabilir. Bir an önce yapılabilir ama kalıcılığı önemli."
Caminin içeride sadece kuzey-doğu-batı kapısının eksik kaldığını ifade eden Sipahi, "Yıl sonuna kadar kapıların takılmasıyla çevre düzenlenmesi hariç cami inşaatı tamamlanmış olacak. Kapılarımız kıymetli ağaçlardan yapılıyor, sedef kakma kullanılıyor. Ondan sonra dışarıda avlusunda düzenlemeler yapacağız. 500 kişilik bir külliye yapmayı planlıyoruz, bu külliyede kaybolmaya yüz tutmuş ebru, tezhip, hat, çini boyacılığı, minyatür gibi sanatlarımızın öğretmeyi amaçlıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Mimarisiyle dikkati çeken ve Karadeniz Sahil Yolu güzergahında yer alan Sarayburnu Camisi, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden gelen vatandaşların ilgisini çekiyor.
İşçiliği nedeniyle inşaatı uzun süren caminin yapım sürecinde 9 kaymakam ve 3 belediye başkanı değişti.
Sarayburnu Camisi ve Külliyatı Yapma ve Yaşatma Derneği Başkanı Yusuf Ziya Sipahi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1987 yılında caminin temelini attıklarını söyledi.
Taş yontma yöntemiyle yığma taşla yapılan bir eser meydana getirdiklerini ifade eden Sipahi, "Camimiz 2 bin 268 metrekare iç kısmı, son cemaat kısmı da dahil olunca 5 kubbeyle beraber 2 bin 588 metrekare kapalı alanı olmuş oldu. Sahilin, denizin de üzerinde nadide bir yeri var. Ben hep söylerim üç kıymet var burada bir yeri, iki taşı ile malzemesi, üç işçiliği ve mimarisi" dedi.
Sipahi, geçmiş yıllarda camide her gün 50 kişi çalıştığını anlatarak, "Gün oluyor ki 100 kişi çalıştığı zamanlar oldu, bunlar halkın hep beraber imece usulü dediğimiz çalışmayla meydana geliyor. Türkiye'nin muhtelif yerlerinden, yoldan geçerken de çalışmamıza yardım eden çok insan olmuştur" diye konuştu.
Caminin yapılmasının uzun sürdüğünü dile getiren Sipahi, şunları söyledi:
"Yakın tarihimizin böyle büyük bir eseri yok bu manada. İsimlerini zikredelim Kocatepe camisi, Adana'da Sabancı Camisi hacim olarak bundan büyükler fakat böyle taş değiller. Biz dağdan söktük renkli taşı buraya yerleştirdik. Ecdadımızın yaptığı gibi oldu."
- Vatandaş kendi inşaatından camiye demir ve çimento getirdi
Yusuf Ziya Sipahi, caminin kayıtlarda bulunan bir maliyeti olduğunu ancak başka harcamalar da olduğunu belirterek, "Bina yapıyorlar 2 ton demirimiz artıyor buraya getiriyorlar biz de onu bu camide kullanmışız. İnşaattan artan çimentoları buraya getirenler oldu. Onlar kayda girmemiş oluyor o gün vatandaş birikmiş imece usulü yapmış. Bunlar rakamlarımızda kayıtlı değil" ifadelerini kullandı.
Caminin yapımında kullanılan yığma duvarın uzun sürdüğüne dikkati çeken Sipahi, şunları belirtti:
"Maliyeti çok. Küçük bir metreküp taşı alırken biz bunun üç misli hacminde de hafriyat kaldırdık. Bunlar hep birer maliyet, bir de bunun peşinde belli bir finansör yok, sponsor yok. Sadece halktan hep yardım toplamışız. Bu cami için Türkiye'de dolaşmadığımız üç il kaldı" dedi. İnce eleyip sık dokuyarak gittik, yanılgıya düşmeyelim büyük emekler verip de yüzyıllara hitap eden bir eser ortaya çıkaralım dedik, bizim yaptığımızın dışında diğer sanatkarların eserleri de heyecanla seyredilsin yürüsün istedik, onun için işlemler zaman aldı. Çabucak yapılırsa bir işi ekonomik olabilir. Bir an önce yapılabilir ama kalıcılığı önemli."
Caminin içeride sadece kuzey-doğu-batı kapısının eksik kaldığını ifade eden Sipahi, "Yıl sonuna kadar kapıların takılmasıyla çevre düzenlenmesi hariç cami inşaatı tamamlanmış olacak. Kapılarımız kıymetli ağaçlardan yapılıyor, sedef kakma kullanılıyor. Ondan sonra dışarıda avlusunda düzenlemeler yapacağız. 500 kişilik bir külliye yapmayı planlıyoruz, bu külliyede kaybolmaya yüz tutmuş ebru, tezhip, hat, çini boyacılığı, minyatür gibi sanatlarımızın öğretmeyi amaçlıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.